KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, PKK’nin Avrupa’da yayın yapan gazetesi ANF’ye verdiği röportajda PKK’nin önümüzdeki dönem siyasetine ilişkin ipuçları vardı. Bayık İran’a tekrardan açık çek verdi, Irak’ın dağılmasına ve İran’a müdahaleye karşıyız dedi ve tüm askeri yenilgilerinden ise KDP’yi sorumlu tuttu. Bayık ayrıca açık açık Kürtlerin devletleşmesine karşı olduklarının da altını çizip, Rojava’daki sürecin Öcalan’ın devletsizlik paradigmasının sonucu olduğunu savundu. Öcalan’ı överek Türkiye’ye karşı çok dikkatli ifadeler kullandı. Ortadoğu’daki krizden ise ABD-İsrail ve İngiltere’yi sorumlu tuttu.
PKK, 2013 yılından buyana, Cemil Bayık koordinatörlüğünde İran’ın Şii cephesinin bir parçası olarak mevzilenmişti. Ayrıca PKK yöneticileri sık sık “Esad rejiminin düşmesini biz engelledik”, “İran’a yapılacak müdahaleyi biz engelliyoruz” gibi ifadeler kullanmışlardı. Hatta Cemil Bayık 2 Ocak 2019 tarihinde “PKK, İran karşıtı koalisyona engel, hatta büyük engeldir” demişti.
Cemil Bayık bu röportajında da sık sık İran’a mesajlar gönderdi ve “İran’a yapılacak bir müdahaleye karşıyız, hatta bölgedeki tüm müdahalelere karşıyız, sorunlar iç dinamiklerle çözülmeli” dedi.
Cemil Bayık, yenilgisini kabul eder mi?
Esad rejiminin düşmesinden sonra ise PKK dahil olduğu cephenin yenilgisinden hiç söz etmiyor. Fakat bir yandan da Rojava üzerinden kendini yeniden konumlandırmak ve Türkiye ile flört etmek ve Avrupa ile de bağ geliştirmek istiyor. Fakat PKK şunun da farkında büyük saldırı altındaki İran ve Şii cephenin Kürtlere ihtiyacı var. PKK bu ihtiyacın KDP ve Rojhilatlı partiler tarafından karşılanmayacağını biliyor. Bu nedenle bir yandan da Şii cepheyle de arasını açmıyor.
Zaten PKK’nin bunu yapması beklenemez. Çünkü PKK kütlesi Kuzey Kürdistan ve Güney’deki tüm 40 yıllık mevzilerini kaybetti. Sadece Süleymaniye’de ve Şengal’de İran’ın ve Iraklı Şiilerin izin verdiği yerlerde askeri ve dağ üslenmeleri var.
PKK Süleymaniye şehir merkezine büyük yatırımlar yapmış durumda. Örneğin medyası için büyük bir arazi üzerinde bir üslenme alanı yapmış. Ayrıca şehir merkezinde birçok ev almış, hastane açmış ve şehir etrafına birçok tünel yapmış durumda. PKK’nin bir günde bu kadar yatırımı bırakması da mümkün değil. PKK’nin kendini başka bir cepheye atması için tüm mevzi ve yatırımlardan daha iyisinin kendisine teklif edilmesi gerekiyor.
Fakat bunların hepsinden daha önemli olan bir şey var o da Cemil Bayık’ın PKK’sinin durumu. Daha önce de belirtmiştik Bayık kendine Öcalan’ın manevi pozisyonda tutulduğu kendisinin asıl pratik lider olduğu bir PKK kurmuş durumda. PKK’nin İran ekseninden çıkması ile Cemil Bayık’ın bu pozisyonu değişecek. Bu nedenle Cemil Bayık kendi konumunu korumak için İran eksenine daha sıkı sıkı sarılacak. Ve bunun içindir ki Bayık tüm konuşması boyunca Şii cephesinin hali hazırdaki iki gücünü İran ve Irak’a iki mesaj gönderdi.
Bayık, İran’a Kürtlerle anlaşın diyerek PJAK’ı işaret etti ve PJAK’ı İran’a siper edebileceğinin mesajını verdi.
Öte yandan sınırların değişmesine karşıyız dedi ve hemen ardından da “Irak parçalanabilir” dedi. Ayrıca “Sudani’nin Şiileri dinlemediğini” söyleyerek daha radikal Şiilere çağrı yaptı. Ayrıca hemen burada Radikal Şiilere bir dost eli daha uzattı ve KDP’yi Türkiye ve emperyalistlerle iş birliği yapmakla suçladı. Yani aslında cemil Bayık İran ve Irak’a şu mesajı verdi: “İsrail ve ABD sizleri parçalamak istiyor bunun için Kürtlere ihtiyaçları var. KDP onlarla beraber hareket ediyor. Ben etmiyorum” dedi.
Fakat Bayık yine de Öcalan’ın hışmından kurtulmak için “Başkan APO’nun paradigması tüm sorunları çözebilir” diyerek Türkiye ile de pazarlığa açık olduğunu söyledi. Hatta “Türkiye siyasi denklemden dışlanıyor” diyerek Türkiye’ye Kürt kartını kullanmayı teklif etti.
Bakın buraya kadar meseleyi özetledik. Bunların içinde tek bir Kürtlerin hakları ve çıkarları ile ilgili bir amaç yoktur. Sadece ve sadece PKK’nin kendi örgütünü güçlendirmek ve kendi misyonunu yerine getirmesi vardır. Bunun için diyoruz ki PKK Kürtlerin özgürlüğü önünde engeldir. PKK 40 yıllık tarihi boyunca sömürgeci güçlere dayanarak yaşamıştır. PKK tarihi boyunca sömürgeci başkentlerde yaşamıştır ve gözü de hala Şam’da, Ankara’da, Tahran ve Bağdat’tadır. Şimdide söylemlerine bakınca amaçları Amedi’i, Mahabad’ı kurtarmak değildir. Amaç Ankara ve Tahran’ı kurtarmaktır. Bölgeye yapılacak müdahalelerde karşı olmalarının nedeni budur. Cemil Bayık PKK’nin 40 yıllık misyonunun bir kez daha tekrar etmiştir.
