PKK medyasının manipüle ettiği TSK-Peşmerge toplantısı ve tarafların Gare planı

PKK medyasının manipüle ettiği TSK-Peşmerge toplantısı ve tarafların Gare planı

10 Mart günü Kürdistan Bölgesi sınırları içinde TSK, Iraklı güçler ve Peşmerge güçlerinin bir araya geldiği bir toplantı yapıldı.  Yerel kaynaklar, toplantının Peşmerge güçlerinin talebi ile olduğu ve Peşmerge güçlerinin TSK’dan yol hattı ve sivil alanlardan çekilmesini istediğini belirtiyorlar.

Yani Kürdistan Bölgesi askeri güçleri, TSK ve PKK’nin (her iki tarafında) Kürdistan Bölgesi üzerindeki işgalini durdurmak, Kürdistan Bölgesi halkının kendi köylerini rahatça gelip gitmesini sağlamak yaşam haklarını savunma amacı ile harekete geçmişti. Toplantı resmi bir toplantı olup uluslararası teamüller ve hukuki çerçevede yapılmış, Irak ve Kürdistan Bölgesi yasaları ile de uyumlu ve meşru bir toplantıdır.  Kürdistan Bölgesi’nin ve peşmerge güçlerinin kendi meşru haklarını kullandığı ve toprakları üzerindeki egemenliğine dayalı bir toplantıdır.

Fakat bu toplantı çok taraflı olarak manipüle edildi. Özellikle de PKK medyası toplantıyı saptırmak için elinden geleni yaptı. Kendisinin Kürdistan bölgesindeki varlığının hiçbir yasal meşruiyeti olmayan PKK’nin Kürdistan’ın meşru güçlerini böylesine karalaması kendisinin içine girdiği ihanet ilişkilerini gizlemek ve kendi pratiğini aklamak içindir. Çünkü PKK’nin Güney Kürdistan’daki 42 yıllık varlığı Güney Kürdistan devrimini sekteye uğratmak, kazanımlarına çöreklenmek ve Güney Kürdistan düşmanları ile ortak olmak, Güney Kürdistan topraklarını savaş alanına çevirmek dışında hiç anlam ifade etmemiştir.

Üstelik PKK, TSK’nın Kürdistan topraklarındaki varlığının biricik nedenidir. Kendisi Güney topraklarının 45 km derinlik olmak üzere tüm stratejik yerlerini “benimdir kimse giremez” dedikten sonra TSK’ya bıraktı. Şimdi savaşı götürüp Şeladize- Amediye şehir merkezinin yamacına taşımış durumda.

PKK Savaşı Gare’ye kaydırmayı istiyor

PKK Kürdistan’da Türk devletine vermedik dağ bırakmadı. Kuzey Kürdistan’ın tüm dağlarını Türkiye’ye teslim etti. Dersim Valisi geçtiğimiz gün açıklama yaparak şunu söyledi: Şu an Dersim dağlarında tek bir gerilla yok. Dersim valisi doğru söylüyor, 5 yıldır Dersim dağlarında PKK gerillası tek mermi sıkmamış, savaşı getirmiş Şeladize-Amediye hattına getirmiş.  Ve savaş yıl yıl ilerliyor. 5 yıl önce insanlar Amediye’de ot toplamaya gitttiği, selfi çektiği yerde şimdi TSK var. PKK her yıl daha değerli bir dağı Türk devletine teslim ediyor. Eğer PKK’nin bu duruşu durdurulmak zorundadır. Eğer durdurulmazsa savaş bu yaz veya en geç gelecek yaz Gare dağının eteklerine kayacak.

  Gare demek Güney Kürdistan’ın bütünü demektir. Gare demek Duhok’tan başlayarak Akre, Harir, Hewler ve Rewanduza kadar uzanan Kürdistan Bölgesinin en stratejik dağı demektir. Gare’ye savaşın gelmesi demek Şeladize’den Akre’ye, Dinarte ve daha pek çok kasaba ve köyün savaş alanına dönmesi demektir.

PKK bunu istiyor. Savaş uçakları Şeladize’nin mahallesini vursun, Barzan-Amediye yolu siviller tarafından kullanılmasın kendisi de Gare’nin yamacına açtığı birkaç tünel ile evcilik oynar gibi kahramancılık, devrimcilik ve gerillacılık oynasın istiyor. Sonda da diyecek ki “biz güneyi savunuyoruz”. Güney halkı da perişan olacak.

PKK’nin planı budur. Bunun için de sonbahar ayından bu yana Guherze-Reşava hattında arabalarla gezdi ve köylerin etrafında hareket etti. Amaç burada çatışmayı yoğunlaştırmak ve TSK’ya Gare’ye giden yolu açmaktı.

TSK’da Savaşın Gare’ye kaymasını istiyor

Savaşın bir iki yıl içinde Gare yamaçlarına kaymasını isteyen tek güç PKK değil. TSK’da aynı derecede hatta daha fazla istekli. Çünkü TSK’da Gare’nin Kürdistan için önemini biliyor. Gare’ye savaşı dahil etmek demek artık Duhok-Barzan ve Akre-Hewler yollarının kullanılmaması demek olduğunu ve Güney Kürdistan’ın sadece bir iki şehirden ibaret olduğunu biliyor. Türkiye’nin ana stratejisi Kürtlerin Ortadoğu’da herhangi bir statü sahibi olmamasına dayanıyor. Kürdistan Bölgesi’ne yaptığı operasyonlarla ayrıca Ortadoğu’daki çatışmalı duruma göre pozisyon almak istiyor. Yani  Gare’yi savaş sahası yapmak bu açıdan Türkiye’nin de çok kaçındığı bir şey değil.

Yani aslında ortada bir Gare planı denen bir plan var.
Aslında bu Gare Planı daha önceleri de çokça belirttiğimiz Erbil Planı’nın da bir parçası. https://darkamazi.com/archives/1028352

https://darkamazi.com/archives/1028397

Kısaca her iki tarafta savaşın yayılmasından ve sivil alanlara yayılmasından hiç çekinmiyor. İki tarafta Kürdistan Bölgesi’nin içlerine savaşı yaymak istiyor, bu biçimde var olan krizi derinleştirmek istiyor. Bu biçimde Türkiye kendi amaçlarına ulaşıyor, PKK ise bir parçası haline geldiği Iran siyasetinde kendisine verilen rolü yerine getiriyor.
Peşmerge güçlerinin engellemeye çalıştığı şey bu Gare planıdır. Kürdistan Bölgesi siyasetçisi ve Peşmergesi Kürdistan Bölgesi’ni savaştan uzak tutmaya çalışıyor.

PKK medyasının ve etrafındaki manipülasyon ordusu Peşmerge=Türk ordusu gibi bir algı yaratmaya çalışıyor. Ki böyle bir durum yoktur. PKK bu algı ile aslında bir yandan Bağdat ve Erbil arasındaki ilişkileri daha da körüklemek, kendine Irak’ta bir yer açmak istiyor. Öte yanda da kendisinin İran ajandasına göre hareket ettiğini gizlemeye çalışıyor. Ayrıca PKK Ortadoğu’da Kürtlere olan nefreti bu biçimde Erbil, Peşmerge ve Barzani siyasi söylem ve sembollerine yönetmek istiyor. En önemlisi de PKK’nin bu yalan yanlış söylemleri Kürtlerin gerçek düşmanı kimdir konusunu karışıklaştırıyor ve sömürgeci politikaları hem Türkiye’yi hem de Irak’ı aklıyor.

Yani PKK’nin “Sınırda bize karşı toplantı yaptılar haberinin hiçbir gerçeği yoktur”. O toplantı PKK’nin bıraktığı enkazı toplamak ve yeni enkazları engellemek için yapılmıştır.

Rojnews’in çirkin-kirli haberciliği?
TSK- Peşmerge güçleri ve Irak’ın yaptığı ortak toplantının görüntüleri basında yer almıştı.

PKK’nin Süleymaniye’de yayın yapan haber organı Rojnews sanki fotoğrafları kendisi sızdırmış gibi bir eda ile toplantıya katılan tüm peşmerge güçlerinin isimlerini üslerine yazarak özel bir haber gibi sundu.
oysa ki zaten fotoğraf gizli olmadığı gibi isimler de gizli değildi. Peşmerge güçleri hepsinin adı, yüzü açık biçimde toplantıya katılmışlar. Kimse ne kendini ne de toplantıyı gizleme gereği duymamıştır.

PKK kendisi sürekli kod isim kullanıyor, kimse kimsenin nereli olduğunu kim olduğun bilmiyor, bir kişi onlarca başka isim başka kurum, başka başka rütbelerle medyaya çıkıyor, alanlara gidiyor. PKK sanıyor ki peşmerge güçleri de böyle.  Duran Kalkan, Mustafa Karasu gibi isimler bile gizli isimlerle medya makale yazıyor. Ama Peşmerge güçleri böyle değil. Herkes herkesi tanıyor, herkesin meşruiyet içinde bir yeri var. Ayrıca herkesin anası babası, atası, soyu sopu aşireti bellidir.

Diğer Haberler