Abdullah Öcalan ve Kürt hareketinde teslimiyet politikası

Abdullah Öcalan ve Kürt hareketinde teslimiyet politikası
Abdullah Öcalan, Kürt ulusal mücadelesinde merkezi bir figür olarak kabul edilirken, 1999’da yakalanmasının ardından değişen söylemleri ve politikaları tartışma konusu olmuştur. Özellikle son yıllarda yaptığı silahsızlanma çağrıları, Kürt hareketi içinde bölünmelere yol açmış ve Öcalan’ın rolü yeniden sorgulanmıştır. Bu çalışmada, Öcalan’ın teslimiyetçi politikalarının Kürt hareketine etkileri, tarihsel örnekler ışığında analiz edilecektir.
İspanyollar ve İnkalar: Teslimiyetin Sonuçları
İspanyolların 16. yüzyılda İnkaları işgal süreci, sömürgecilik tarihinde önemli bir örnektir. Francisco Pizarro, İnka İmparatoru Atahualpa’yı esir alarak, büyük bir uygarlığı çöküşe sürüklemiştir. Atahualpa, teslimiyetçi bir tutum sergileyerek İspanyollara büyük miktarda altın vermiş ve halkını onların insafına bırakmıştır. Bu strateji, İnkaların direncini kırmış ve imparatorluğun kısa sürede çökmesine neden olmuştur.
Atahualpa’nın teslimiyet politikası, güçlü bir imparatorluğu sona erdirirken, yerli halk üzerinde büyük bir yıkım yaratmıştır. Bu bağlamda, Abdullah Öcalan’ın 1999’dan sonraki politikaları, bir nevi modern bir teslimiyet süreci olarak değerlendirilmektedir.
Öcalan ve Kürt Hareketinin Tasfiyesi
Öcalan’ın 1999’da yakalanmasının ardından yaptığı açıklamalar, Kürt hareketinin temel dinamiklerini değiştirmiştir. İlk başlarda “barış” ve “demokratik çözüm” vurgusu yapan Öcalan, zamanla PKK’nin silahlı mücadeleyi bırakması gerektiğini savunmaya başlamıştır. 2013’teki Çözüm Süreci’nde de PKK’ye silahsızlanma çağrısı yapmış ve devlete teslimiyeti önermiştir. Ancak süreç başarısızlıkla sonuçlanmış ve 2015’te çatışmalar yeniden başlamıştır.
Son yıllarda Öcalan, Kürt hareketine yönelik daha keskin mesajlar vermiştir. 2024 yılında yeniden barış sürecine dair söylemler geliştirdiği ve PKK’ye silah bırakma çağrısı yapabileceği belirtilmiştir. Öcalan’ın bu açıklamaları, Kürt hareketi içinde bazı gruplar tarafından “Kürt mücadelesinin tasfiyesi” olarak değerlendirilmiştir.
Öcalan’ın teslimiyetçi söylemleri, sadece PKK içinde değil, genel Kürt hareketi içinde de derin bölünmelere yol açmıştır. Bazı gruplar, Öcalan’ın “Türk devletinin sözcüsü” haline geldiğini ve Kürtlerin hak mücadelesinden vazgeçmesini dayattığını savunmaktadır. Bu durum, İspanyolların İnka halkına uyguladığı teslimiyet süreci ile benzerlik göstermektedir.
Öcalan’ın Anti-Kürdistani Politikaları
Öcalan’ın son dönemdeki söylemleri, Kürtlerin ulusal haklarını kazanmasını engelleyen bir strateji olarak görülmektedir. Şu noktalar, Öcalan’ın anti-Kürdistani politikalarının temel göstergeleri olarak sıralanabilir:
1. Silahsızlanma Çağrıları: Öcalan, Kürt hareketine sürekli olarak silahsızlanmayı dayatmıştır. Ancak devlet, buna karşılık Kürtlere herhangi bir siyasi hak tanımamış, aksine baskıyı artırmıştır.
2. Kürt Hareketinin Bölünmesi: Öcalan’ın teslimiyetçi politikaları, Kürtler arasında ideolojik ayrışmalara yol açmıştır. PKK içinde Öcalan’a bağlı gruplar silahsızlanma fikrini desteklerken, diğer gruplar bunu reddetmiştir.
3. Türk Devleti ile İşbirliği: Öcalan, Türk devletinin politikalarına paralel hareket ederek Kürt mücadelesini pasifize etmeye çalışmıştır. Çözüm Süreci boyunca devletin Kürtlere yönelik baskıları devam etmiş, ancak Öcalan barışçıl bir söylemi sürdürmüştür.
  Bu noktalar, Öcalan’ın teslimiyetçi bir lider olduğunu ve Kürtlerin ulusal haklarını elde etmesini engelleyen bir rol üstlendiğini göstermektedir.
Tarihsel olarak, teslimiyet politikaları genellikle halkların özgürlük mücadelesine zarar vermiştir. Atahualpa’nın İspanyollara teslim olması, İnka İmparatorluğu’nun çökmesine yol açmıştır. Benzer şekilde, Öcalan’ın teslimiyetçi söylemleri de Kürt hareketinin zayıflamasına neden olmuştur.
Öcalan’ın son süreçteki açıklamaları ve PKK’ye silahsızlanma çağrıları, Kürt halkı arasında büyük tartışmalara yol açmıştır. Bazı kesimler, onu Kürt hareketini tasfiye eden bir figür olarak görürken, diğerleri ise barışçıl çözüm arayışlarının bir parçası olarak değerlendirmektedir. Ancak tarihsel örnekler göstermektedir ki, teslimiyet politikaları genellikle sömürgeci güçlerin lehine sonuçlanmaktadır.
Kaynakça
Diamond, J. (1997). Tüfek, Mikrop ve Çelik. İstanbul: TÜBİTAK Yayınları.
McDowall, D. (2004). A Modern History of the Kurds. London: I.B. Tauris.
Financial Times (2024). “Turkey bets on jailed Kurdish militant to revive peace process”.
Jwaideh, W. (2006). The Kurdish National Movement: Its Origins and Development. Syracuse University Press.
Hüsamettin TURAN

Diğer Haberler