PKK, Rojava’dan çıkar mı?

PKK, Rojava’dan çıkar mı? PYD, PJAK, PÇDK, Tevgere Azadi, Öcalan İmralı, İran, Cemil Bayık, Süleymaniye, Behdinan, Medya Savunma Alanları

Suriye’nin geleceğinin nasıl olacağı meselesi tüm dünyanın ve elbette özellikle de Ortadoğu’nun gündeminde. Ve Kürtler için de tıpkı 1920’li yıllar gibi kader dönemi yaşanıyor. Güney Kürdistan’ın 1990 ve 2004 yılında büyük bir çatlak yarattığı Lozan’ı tuzla buz etme şansı ve fırsatı Kürtlerin önünde duruyor. Ve aslında Suriye’nin geleceği tartışmasının ana merkezinde de Kürtler var. Merkez yönetimi ele alan Sünni-Arap-Radikal İslamcı kesimi Kürtler ile dengeleme şansı var çünkü. Fakat Kürtler meselesi hala büyük bir muamma.  Kürtler birlikte hareket edebilecek mi? Abdullah Öcalan, Türk devleti ile Rojava konusunda nasıl anlaştı? Gibi önemli sorular tartışılıyor ve en önemli tartışma hatta tüm bu diğer soruların özündeki soru ise şu “PKK, Rojava’dan çıkar mı?” meselesi.

Rojava’dan çıkması gerekenler kimdir?

Her şeyden önce bu soru oldukça yanlış yerden tartışılıyor. PKK meseleyi “yardım etmeye giden savaşçılar” meselesine çevirmeye çalışıyor, ENKS ise ferasetten uzak biçimde konuyu doğru gündeme getirmiyor. Bu nedenle “PKK, Rojava’dan çıksın” deyince sanki “ayağını, gözünü kaybetmiş, on yıldır Rojava’da emek vermiş Kuzeyli ve Rojhilatlı gerillalar çantasını alsın, gitsin” deniyor gibi hava esiyor. Buna karşı da “vefasızlık, kadir kıymet bilmezlik” gibi cevaplar veriliyor.  Oysa ki “çıksın” denen o savaşçılar değildir. Kürdistan’ın her parçasında gaziler, savaşçılar ve diğer kendi şehirlerinde kalamayan Kürtlerin yaşam hakkı olmalıdır.

Kaldı ki Güney Kürdistan’da da PKK’den ayrılan, Türkiye’de, İran’da tutuklanma riski olan binlerce insan yaşamaktadır. Bu insanların bazıları Peşmerge komutanıdır, bazıları ticarete atılmıştır, bazıları hala siyasi duruşunu devam ettirmektedir.  Rojava da  Kürdistani olacaksa elbette bu olmalıdır. Gaziler, savaş yorgunları, hala aktif ve oraya hizmet etmek isteyen insanlar kalabilir-kalmalıdır.

Rojava’da Kalmaması gereken şey şudur; “PKK’nin Rojava’yı kendi çıkarlarına göre günlük direktiflerle yürüttüğü ve  Rojava üzerinden Avrupa’da, Rusya’da, İran’da, Türkiye’de pazarlık yürüttüğü sistem.”

Evet “PKK, Rojava’dan çıksın” söylemi yanlış bir söylem değildir.  Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye gittiği 1999 yılından sonra PKK’nin Ortadoğu’da mevzilendirilmesini çözen herkes durumu göre bilir.

Abdullah Öcalan’ın seksiyon partileri projesinin altında ne var?

Abdullah Öcalan 2002 yılında İmralı’dan Kandil’e bir talimat göndererek PKK’nin her parçada ayrı seksiyon yapılar kurmasını istedi. Öcalan bu talimatı sadece Türk devletinin gözetiminde değil Türk devleti ile beraber yapılan projenin bir parçası olarak önerdi. Bu partiler PKK’nin diğer parçalardaki Kürtleri kontrol etmesini kolaylaştırmak, Kürtleri Öcalan’ın  anti-devlet, anti- bağımsızlık karşıtı ideolojisine bağlamak, Kürtleri sömürgeci sistemi demokratikleştirmeye çalışan bir hamallar topluluğu olarak idare etmek amaçlı kuruldu. Kısaca bu partilerin misyonuna bakalım.

Kuzey’de DEHAP gibi radikal Kürdistani  kesimlerin olduğu parti kapatılıp DTP gibi Türkiyelileşme amacı taşıyan partiye geçiş yapıldı.

Doğu Kürdistan’da PJAK, Güney Kürdistan’da PÇDK (Daha sonra adı Tevgara Azadi olarak değiştirilmiş), Rojava’da PYD gibi yapılar kurdu. Bu yapıların görevi ise bu ülke devletlerini dönüştürmek ve demokratikleştirmek olarak gösterildi. Aslında bu yapılar bir yandan PKK’nin Kürtleri bağımsızlık düşüncesinden uzaklaştıran ve Kürtleri yumuşatan yapılar oldular. Öte yandan da PKK’nin bu sömürgeci devletlerle ilişkisini gizleyen yapılar oldular. Ve tarihten sonra da bu parçalardaki örgütlenmeler ile sömürgecilerle pazarlıklar geliştirdi. Örneğin PJAK 2003 yılında kuruldu.  Onlarca Doğu Kürdistanlı genç PJAK’a katıldı. Fakat PJAK İran ile Cemil Bayık’ın pazarlık aracına dönüştü. Ortadoğu’da İran’a karşı Kürtlerin en çok mücadele etme imkanı olan 2012 yılından günümüze değin PJAK PKK-İran anlaşması var diye İran’a tek bir mermi sıkmadı, İran sınır koruma güçlerine dönüştürüldü. Bunun için şu anda PJAK üyesi Werişe Muradi’ye idam verilmiş ama Cemil Bayık İran’ın güvencesinde Süleymaniye çevresinde yaşıyor. PJAK’a ne olmuş, vitrinde birkaç Rojhilatlı ama özende Cemil Bayık’ın yönettiği bir gurup Kuzeyli Kadro her şeyi yürütüyor.

Örneğin PÇDK, Güney’de var olan bir yapı.  Süleymaniye ve Ranya çevresinde etkisi vardı. Ne zaman ki PKK ve YNK İran sponsorluğunda bir araya getirildi YNK’nin ilk şartı şu olmuştur, “PÇDK kapatılsın, Diyar Xarib Süleymaniye’den çekilsin”. PKK’de bu şartı yerine getirerek birkaç Güneyli kadrosunu da Güney’den çekip Kuzeyli kadrolardan bir Güney’e bir kayyum atamıştır.

Rojava’da durum aynıdır. PYD kadroları Suriye zindanlarında işkence görürken Cemil Bayık Şam’da Mezze’deki PKK evinde yaşıyordu.

PKK ne yaptı Kuzey’de hendek kazdı, Kuzey halkı hendeklere karşı çıktı, birçok belediye başkanı karşı çıktı. Fakat PKK halka ne dedi “hendek kazıp Türkiye’yi oyalayacağız, Rojava’yı koruyacağız, siz Rojava’yı düşünmüyorsunuz” diyerek Kuzey yönetimlerini susturdu. Kuzey, Rojava’ya kurban edilmiş gibi görünse de aslında gerçek o da değildi. PKK’nin, Türkiye içindeki bazı muhalifler, Rusya ve İran ile yaptığı anlaşma nedeni ile Kuzey kurban edildi.

Neden bu örnekleri veriyoruz çünkü bu iyi görülmeli, PKK’nin bu her parçaya bir parti stratejisi o parçaların iradesini gasp ediyor, o parçaların kendi öz güçleri el hareket etmesini engelliyor, kendi parçalarının çıkarına göre karar almasını engelliyor.  Geriye ne kalıyor. PKK’nin istihbaratlar ile yaptığı görüşmelere göre o partileri birer piyon gibi asıl veziri, şahı yani Öcalan ve Cemil Bayık gibi isimlerin korunması için ileri geri itiliyorlar.

Bakın Şengal’de PKK,  YBŞ’yi kurdu. Herkesin gözü önünde sırf Bağdat ile iyi ilişkiler için YBŞ üzerinden Ezidiler Bağdat’a bağlanıyor, Kürdistan’dan koparılıyor.

Bu nedenle diyoruz ki PKK’nin bu dört parça Kürdistan’da ayrı parti kurulması stratejisi Kürtlere zarar vermiştir.

PKK, dışında siyaset olarak da her parça serbest olmalı ki kendi çıkarlarına göre hareket edebilsin. Kürtler şu anda tek dost, tek düşman, tek ittifak yapabilecek pozisyonda değildir. Her parça kendi esnekliğinde olmalıdır.

PKK, Rojava’dan çıksın demek Türk devletini engellemek içindir

Kendimizi kandırmamıza gerek yok, biz PKK’nin “Rojava’da biz yokuz, biraz yardıma giden savaşçı vardı” söylemi de bizi yanıltmamalı.  PKK, Rojava’da vardır. Rojava’da bir PKK Koordinasyonu var.  Bu koordinasyona geçmişte Sabri Ok, Ali Haydar Kaytan, Fatma Dersim, Sozdar Avesta gibi isimlerde vardı. Ana kararlar burada alınıyor. Bu koordinasyon, Süleymaniye’de Cemil Bayık ve Mazlum Abdi arasında bir üçlü mekanizma var. Abdi güvenlik nedeni ile ABD üssünde kaldığı için fiili olarak bu geçişe katılamıyor. Ama tüm süreç PKK tarafından yönetiliyor.  Mazlum Abdi ABD ile görüşüyor ama PKK’de bir yandan İran ile görüşüyor, öte yandan Türkiye ile görüşüyor.

PKK, 2013 yılından bu yana Rojava üzerinden kendini konumlandırdı ve Avrupa’da, Ortadoğu’da birçok yere yerleşti. PKK Rojava üzerinden ekonomik, lojistik, siyasi vb birçok çıkar elde etti.  Hatta diye biliriz ki PKK’nin askeri stratejisi ve 40 yıllık gerilla savaşı Kuzey Kürdistan şahsında bitmiştir. PKK, Kuzey ve Güney’deki önemli mevzilerini, ikinci kuşak askeri siyasi kadrolarının neredeyse tümünü kaybetmiştir. Buna rağmen PKK’yi ayakta tutan şey Rojava ve İran oldu. Şimdi İran büyük bir gerileme yaşıyor. PKK’nin elindeki tek silah Rojava’dır.  PKK, zaten şimdiden KNK şu bu gibi örgütleri Rojava’ya doldurmuş durumda. PKK, Rojava’dan çıkmaz.

Bazı çevreler diyor ki; “PKK, Rojava’dan çıkmalıdır” demek Türk devletine hizmet etmektir. Hayır tam tersi Türk devletinin Rojava üzerindeki kollarını kesmektir.  Öcalan-devlet-PKK arasındaki görüşmelerde de tek bir konu vardır: Rojava.

Sömürgeciler, PKK’nin kaderi ile Rojava’nın hatta tüm Kürtlerin kaderini aynılaştırmak istiyorlar.  Biz buna karşı çıkıyoruz. PKK tarihi hakkındaki şaibeler şu bu bunu bile dile getirmiyoruz. Diyoruz ki Rojava’nın çıkarı için PKK, Rojava’dan çıkmalıdır.

.
PKK mantalite olarak halkın çıkarları için bir yerden çekilecek bir hareket değildir. PKK halkı kendine kurban eder, direndik, mücadele ettik der ama halk için gerçekten çekilmez. Şimdi Rojava’dan çıkmadığı gibi Rojava’da gelecek gördüğü için daha fazla Rojava’ya sarılacak ve daha fazla tahakküm altına almaya çalışacaktır.
Mazlum Abdi ve Rojavalı kadroların duruşu bunun için tarihi öneme sahiptir.

Diğer Haberler