Kürdistan Pêşmergelerinin üç işgalci devletin ordusunu mağlup ettiği Pirdê Destanının yıl dönümüne denk gelen 20 Ekim’de Kürdistan halkı, oylarıyla bir kez daha hainlerin ve vatanı satanların hayallerini yıktı. Bu seçim önceki seçimlere göre oldukça barışçıl, modern ve demokratik bir atmosferde gerçekleşti. Katılım oranı yüksekti ve çok az ihlal yaşandı.
Kürdistan statüsünü yok edilmsi ve KDP’nin bitirilmesi çağrısında bulunan sloganların tamamı başarısızlıkla sonuçlandı. Kürdistan halkı, ulusal bilincin yüksek olduğu bir dönemde yaşıyor. Popülist söylemlerin ve saçma sapan sahne gösterilerinin dönemi bitti.
Seçim kampanyasında KDP’yi yok etme sloganını ana slogan haline getirenlerin yarın yeniden Pirmam’a gitmesi ve KDP’nin önünde diz çökmesi gerekiyor.
Kürdistan parlamento seçimleri kampanyası sırasında bazı partiler çirkin sokak dili kullandı. Siyasi figürlerden çok sokakta küfür edenlerin özelliklerine benzeyen bir dil. KDP dışındaki tüm partilerin sloganları yıkıcıydı. Sloganları Kürdistan halkını, özellikle de gençleri hayal kırıklığına uğrattı. Ancak bu sloganlar ve kullandıkları basit dil sonuçta bu partilerin büyük başarısızlıklarına yol açtı. Tüm dünyada seçim kampanyalarında rakip partiler tarafından sıklıkla sert ifadeler kullanılıyor ama YNK’nin bu seçimde yaptığı sadece seçim süreci karalamaktı. Çünkü YNK’nin yaptığı propaganda değil, hakaret ve ucuz bir şovdu.
Kürdistan halkı seçim kampanyası sırasında yapılan yanlış beyanlara inanma donemini geride bırakmıştır. Şimdiki nesil bilinçli bir nesildir. Pek çok farklı dili okuyan, konuşan, teknolojiden en iyi şekilde yararlanan, geleceğe yönelik fikirleri ve programları olan bir nesildir.
KDP bu seçimde Başkan Mesud Barzani’nin talimatı doğrultusunda tamamen demokratik ve barışçıl bir dil kullanmıştır. Sert sözlerden ve cevaplardan kendini sakınmıştır. Hiçbir KDP yetkilisi veya partinin resmi organı diğer partilerin hakaret ve suçlamalarına yanıt vermemiştir. Her ne kadar diğer partiler seçim kampanyasında KDP hakkında kaba bir dil kullanıp ve saygı sınırını aşımış olsalarda yarın tekrar KDP’ye geldiklerinde başlarını eğip af dilemeleri gerekecek. Onları affedip affetmemek KDP’nin vereceği bir karardır.
KDP, diğer partilere cevap verme görevini Kürdistan’ın gururlu halkına emanet etti ve halk da sandıkta mafyaya, teröristlere ve narkomanlara şunu söyledi: Yapamazsınız.
Bu seçimde PKK’lı teröristler, destekçileri ve sosyal medya platformlarındaki bazı sahte sayfalar aracılığıyla bu kez KDP’nin sonunun ve Kürdistan statüsünü Çökeceği yalanını yayıyorlardı. Ergenekon medyası bile YNK’nin reklamını çok yaptı.
Önceki seçimlerde YNK’ye sadece İran ve Haşdi Şabi yardım etmişti ama 1990’larda 30 bin Kürd’ün ölümünden sorumlu olan Ergenekon ve JİTEM bu kez medyasını (Yeni Özgür Politika, Yeni Yaşam Gazetesi, MedyaHaber vb.) YNK’nin hizmetine sunmuştu.
PKK’nın bu seçimde yaptığı son derece normaldir. Çünkü PKK 45 yıldır Kürd milletini terörize etmekten ve düşmanlıktan başka bir şey yapmamıştır. PKK her zaman olduğu gibi görevini yerine getirerek Ankara ve Tahran’a, PKK var olduğu sürece işgalcilerin projesine her zaman sadakatle hizmet etmeye hazır olduğuna dair güvence verdi.
YNK’nin Kurdsat, Bahtiyari ve Raperin mahallelerinde PKK’lı gazeteciler için operasyon merkezleri kuruldu. Tüm faaliyetleri Türkçe olduğu için halkı, özellikle de Kuzey Kürdistan Kürdlerini kandırmak için ellerinden geleni yaptılar. Ancak sonuçlar ve KDP’nin büyük zaferi açıklanınca hepsi Kandil mağaralarına döndüler ve hiçbir şey yazamadılar. YNK’nin bu operasyon merkezleri için ayırdığı bütçe Süleymaniye sınır kapılarının gelirlerinden çalınan para ile yapıldı.
Bu seçimde de KDP, Kürd milletinin iradesiyle Haşdi Şabi-Terörist Milisler-Ergenekon-PKK-JİTEM cephesini mağlup etti.
Seçim sonuçlarının açıklanmasının ardından en çok tartışılan konulardan biri de (Yeni Nesil Hareketi’nin) oylarındaki artış oldu. Ancak bu benim için sürpriz olmadı. Çünkü YNK sınırları içinde yaşamıyorsanız oradaki insanların sosyolojisini anlayamazsınız. Yeni Nesil’in kazandığı oyların çoğu Goran Hareketi’nin oylarıydı. Goran Hareketi’nin bu seçimdeki oylarına baktığımızda bu gerçeği açıkça görebiliriz. Bu seçimde 450.000 yeni seçmen oy kullanma hakkına sahip oldu, bunların bir kısmı Yeni Nesil hareketine oy verdi. Bu bölgede KDP’ye karşı 1964 yılından bu yana devam eden fikir terörü birçok partinin oy kazanmasının önünü açıyor.
Uzun yıllar boyunca diğer partiler KDP’yi diktatörlükle suçladılar ve KDP’nin insanları kendisine oy vermeye zorladığına inanıyorlardı. Kürdistan Bölgesi dışından da KDP’ye oy vereceği ve KDP’nin bu oylardan büyük fayda sağlayacağı sık sık iddia ediliyordu.
Birleşmiş Milletler ve dünya temsilcilerinin gözetiminde gerçekleştirilen bu seçim, tüm bu söylentileri yalanladı. KDP bu seçimde oylarını önemli ölçüde artırdı. KDP, 2018 seçimleriyle karşılaştırıldığında 230,000 oy daha fazla kazandı. Elbette bu ek oyları kazanmak, Kürd bireyinin gerçekleri göreceğine, yanıltıcı haberlere ve popülist propagandalara artık kulak asmayacağına dair bilinç düzeyini belirleyecek. Toplamda KDP 800.000’den fazla oy aldı. 100.000 KDP seçmeni parmak izi okuma sorunları nedeniyle oy kullanamadı. Oy vermiş olsalardı KDP 900.000’den fazla oy alacaktı.
KDP seçmenlerinin çoğunluğunun bulunduğu Erbil ve Duhok illerinde katılım, Süleymaniye ve Halepçe illerine göre daha yüksekti. En az ihlal ise Erbil ve Duhok’ta yaşandı. Bunlar olumlu işaretler ve KDP’yi sıklıkla yanlış veriler ve popülist haberler nedeniyle suçlayan dış güçlere verilen ciddi bir cevaptı.
Kürdistan Bölgesi’nde gerçekleşen başarılı ve sorunsuz demokratik seçim, uluslararası kamuoyuna Kürdistan Bölgesi’nin başarılı bir yönetim ve demokrasi örneği olduğu mesajını bir kez daha iletmiştir. Dolayısıyla sahte aktivistler ve muhalefet artık bu konuyu Kürd milletine karşı çirkin bir silah olarak kullanamayacak.
Tarih boyunca KDP karşıtlarının hep unuttuğu bir gerçek var. KDP sadece bir siyasi parti değil, aynı zamanda Kürtlüğün ve milli bilincin de okuludur. KDP gücünü Kürd milletinin iradesinden almaktadır. Dolayısıyla KDP’yi devirme iddiasında olanların öncelikle Kürd ulusunu bitirmesi gerekiyor. Çünkü KDP, Kürd ulusu demektir. 78 yıldır KDP’ye karşı çıkanlar artık tarihin çöplüğünde. Bu nedenle Kürdlerin dediği gibi: Akıllı, tarihten ders alan ve hataları tekrarlamayan kişidir.
Kürdistan Bölgesi Yönetimi’nin Mesrur Barzani başkanlığındaki onuncu kabinesi, Kürdistan’ı terör ve uyuşturucu kaçakçılığından temizleyecek bir kabine olmalıdır. Kabinenin Süleymaniye’yi PKK’lı teröristlerden ve bölgedeki istikrarsızlıktan temizlemesi gerekiyor. Sınırlardaki huzursuzluk büyük ölçüde PKK’nın varlığından kaynaklanıyor. Süleymaniye’de siyasi mülteci adı altında yaşayanlar aslında PKK kadroları ve mensuplarıdır. Gelecekte şehir bunlardan temizlenmezse Kürdistan’ın ulusal güvenliğine ve gençliğin geleceğine yönelik en büyük tehdit haline gelecektirler.
Başkan Mesud Barzani’nin seçim kampanyası sırasında verdiği talimatlar, Kürdistan halkının sandıktaki oyları, halkın terörden ve uyuşturucudan arınmış bir Kürdistan istediğini doğruladı. Bundan böyle tek parlamento, tek hükümet, tek karar mercii ve tek Pêşmerge gücü olmalı.
Şu anki aşama Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin onuncu kabinesinin kurulmasıdır. Güçlü bir ulusal birlik hükümeti, bir Pêşmerge güçü ve tek karar organı. Ancak önceki hükümetlerden farklı olarak bu seferki hükümet, her partinin aldığı oy ve parlamentodaki sandalye sayısına göre hükümetde yer alacak. Önceki yıllarda olduğu gibi 50+50 dönemi bitti.
YNK seçim kampanyası sırasında sık sık güç dengesinin düzeltilmesinden söz ediyordu ve YNK’nin hedefi 50+50 dönemini geri getirmekti. Peki 23 sandalyeli bir parti nasıl olur da koltukların ve yetkilerin yarısını talep edebilir? Bu demokrasiyle ve parlamento gerçeğiyle alay etmektir. Önceki yıllarda bazı bölgesel tehditler ve iç sorunlar nedeniyle sistem 50+50 idiyse de şimdi durum farklı ve başka bir aşamaya geldi. KDP için bu sistem çoktan sona erdi. Bir siyasi parti gündüz iktidarda olup gece muhalefette olamaz. YNK önceki kabinede bunu yapmıştı. Ama o dönem bitti.
Artık gözler yeni Kürdistan hükümetinin kurulmasında. ABD, Birleşmiş Milletler ve dünya ülkeleri bunu kamuoyuna duyurdu. Ortadoğu’daki denklem ve değişimlerin ortasında güçlü bir Kürdistan’a sahip olmak hem içeride hem de dışarıda tarihi bir zorunluluktur. Bu arada büyük ve tarihi görev KDP’nin omuzlarındadır.
Kürdistan’ın meşe ağacının zaferi kutlu olsun.
Dilovan Ali