Ayşe Hür: Kemalizm’in şeyinde boncuk bulmak

Ayşe Hür: Kemalizm’in şeyinde boncuk bulmak Murat karayılan

HPG Genel Komutanı Murat Karayılan’ın “Kürt sorununu Kemalizimle çözebiliriz” ifadelerinden sonra Türkiyeli yazar Ayşe Hür bir cevap ve yorum yazısı yazdı. Yazıyı olduğu gibi veriyoruz.

Fırat Haber Ajansı’na (ANF), ”Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluş sürecinden günümüze Kürt meselesini” değerlendiren Murat Karayılan’a göre tarihte meğer şunlar olmuş (MK’nin açıklamalarının tamamını aktarmadım, merak edenler için alta linki koydum. BENİM KISA CEVAPLARIM BÜYÜK HARFLİ BÖLÜMLERDE):

MK: “Mustafa Kemal’in dediği, Birincisi; Kürt halkının Türkiye’nin yeniden inşasında kurucu bir öge olduğu gerçeğidir.

MUSTAFA KEMAL’İN BÖYLE BİR AÇIKLAMASI YOKTUR.

MK: İkincisi; Kürt-Türk kardeşliği ve birliği olmadan kurtuluş ve başarının mümkün olamayacağı tespitidir.

MUSTAFA KEMAL HİÇ BİR ZAMAN BÖYLE BİR AÇIKLAMASI OLMAMIŞTIR.

MK: Üçüncüsü; Misak-ı Milli’nin Kürtlerin ve Türklerin yaşadığı topraklardan oluşmakta olduğudur.

MUSTAFA KEMAL MİSAK-I MİLLİ’Yİ İLK REDDEDENLERDEN BİRİDİR. (Olumsuz atıflardan en önemlisi, Kasım 1922’de Lozan’a gidecek delegasyonun Mustafa Kemal’in arzuları doğrultusunda oluşturulmasına eleştiri getiren muhaliflerden İzmit Milletvekili Sırrı Bey’in Misak-ı Millî Beyannamesi’ni bizzat kaleme alanlardan biri olduğunu söylemesi üzerine Mustafa Kemal’in ‘Keşke yazmaya idiniz. Başımıza çok belalar koydunuz!” demesidir.)

MK: Dördüncüsü; iki halkın ortak bir geçmişi olduğu ve başarı için bunu sürdürmenin gerekli olduğudur.

İKİ HALKIN ORTAK GEÇMİŞİ VARSA DA BU EŞİTLER ARASI BİR İLİŞKİ BİÇİMİ OLMAMIŞTIR. TÜRK TARAFI BUNU ETLE-TIRNAK METAFORUYLA AÇIKLAR Kİ, KİM ET, KİM TIRNAK KÜRTLER BUNU TECRÜBELERİYLE BİLİRLER.

MK: Beşincisi; Türk ve Kürtlerin ortak yurdunun Türkiye olduğu; yani Türkiye’nin ortak vatan olduğudur.

TÜRKİYE SADECE TÜRKLERİN VE KÜRTLERİN DEĞİL ERMENİLERİN, RUMLARIN, SÜRYANİLERİN VE BAŞKA HALKLARIN DA ORTAK VATANIDIR. KALDI Kİ KÜRDİSTAN TÜRKİYE’Yİ AŞAN BİR COĞRAFYANIN ADIDIR.

MK: Altıncısı; Sadece Türk halkından bahsedildiğinde Kürtlerin kendini dışlanmış göreceğinden hareketle, ‘Türkiye halkı’ kavramının herkesi kapsayan bir kavram olarak kullanılması gerektiğine işaret etmesidir.

MUSTAFA KEMAL “TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ KURAN TÜRKİYE HALKINA TÜRK MİLLETİ DENİR” DEMİŞTİR. BUNU DA 1930 YILINDA VATANDAŞ İÇİN MEDENİ BİLGİLER KİTABINDA DEMİŞTİR. ONDAN ÖNCE 1924 ANAYASASI’NDA “Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle (Türk) ıtlak olunur.” DENMİŞTİR.

MK: Yedincisi ise; Kürtlerin özerklik sistemi ile Türkiye sınırları içerisinde kardeşlik bağlarıyla yaşamasının anayasal bir hak olduğunu açıkça dile getirmesidir.

MUSTAFA KEMAL, KÜRTLERE OTONOMİ, ÖZERKLİ VAATLERİNDE BULUNMUŞTUR AMA BUNLARIN HEPSİ KÖPRÜYÜ GEÇENE (1923’TE LOZAN’IN İMZALANMASINA) KADAR “HAVUÇ” POLİTİKASIDIR.

MK: İngilizlerin bir oyunu sonucu Lozan’da Kürtler inkar edilince Türk devlet yetkilileri de bu hakları teslim etmekten cayıyorlar.

LOZAN’DA İNGİLİZLER ADETA KÜRT TEMSİLCİSİ GİBİ ÇALIŞMIŞTIR, KÜRTLERİN HAKLARINI İNKAR EDEN TÜRK DELEGASYONUDUR.

MK: Ayrıca kurucu meclise sunulan ve 10 Ocak 1922’de gündeme alınan “Kürt Otonomi Karar Tasarısı” vardır.

BÖYLE BİR OTONOMİ KARARI OLMADIĞI GİBİ, KÜRT RESMİ TARİHİNE GÖRE BU “OLMAYAN” KARARIN TARİHİNİ DE KÜRT ÇEVRELERİ (İNGİLİZ ARAŞTIRMACI ROBERT OLSON’UN TEZLERİNE DAYANARAK) 10 ŞUBAT 1922 OLARAK KABUL EDERLER. 10 OCAK DEĞİL.

MK: 1071’de de bu vardır; 1516’da da benzer bir süreç vardır.

1071’DE ALPARSLAN’IN ORDUSUNDA BAZI KÜRT BİRLİKLERİNİN OLMASIYLA ÖVÜNMEK, ANADOLU’NUN İŞGALİNDEN PAY ÇIKARMAYA ÇALIŞMAK UTANÇ VERİCİDİR. KALDI Kİ BU KATKININ NİTELİĞİ VE NİCELİĞİ TARTIŞMALIDIR.

1516 DEĞİL 1514’DE AMASYA ANLAŞMASI İLE KÜRTLERİN OSMANLI’NIN SINIR BEKÇİSİ OLMAYI KABUL ETMELERİ DE ÖVÜNÜLECEK BİR ŞEY DEĞİLDİR.

MK: Kısaca tarihin hemen her döneminde Kürt-Türk birliğinden doğan önemli gelişmeler söz konusu olmuştur.

SELÇUKLULAR VE OSMANLILAR TÜRK DEĞİLDİR Kİ BUNDAN KÜRT-TÜRK BİRLİĞİ HİKAYESİ ÇIKSIN. KALDI Kİ ANILAN OLAYLAR FETİH İÇİN VEYA SINIR BEKÇİLİĞİ GİBİ ÇIKAR AMAÇLIDIR. CUMHURİYET TARİHİNİN TAMAMI İSE ÇOK DAHA TRAJİKTİR.

MK: Kürdistan’da yaşanan Kürt meselesinin çözümünün Cumhuriyet’in kuruluş sürecinde ortaya konan çerçevede mevcut olduğunu görmek mümkündür.

TÜRKİYE’DE SORUN ÇÖZÜLÜNCE KÜRDİSTAN’DA DA ÇÖZÜLMÜŞ OLMAZ ÇÜNKÜ KÜRTLER DÖRT ULUS DEVLET İÇİNDE YAŞAMAKTADIRLAR.

MK: Dolayısıyla şayet Kemalizm’i bir dogmalar yığını ya da hiçbir şeyi değiştirilemez bir Kuran ayeti gibi ele almayacaklarsa, o zaman Kemalist oluşumun başlangıcındaki çözüm tarzına dayanarak bugünkü sorunlara da rahatlıkla çözüm geliştirebilirler. Bu pekala mümkündür.

KEMALİZMİN KÜRTLER İÇİN UYGULADIĞI POLİTİKA “ERMENİ SOPASI İLE KORKUT, ÖZERKLİK HAVUCUYLA YANINA ÇEK”, KURULUŞTAN SONRA DA DOKUZ T İLE (TEDİP, TENKİL, TAKTİL, TEHCİR, TEMSİL, TEMDİN, TAHKİR, TASFİYE, TEVKİF) YOLA GETİR POLİTİKASIDIR. CHP BUGÜNE DEK BU POLİTİKALAR İÇİN ÖZELEŞTİRİ YAPMAMIŞTIR. DOLAYISIYLA UZATILAN “BARIŞ ÇUBUĞU”NU ALIP TÜTTÜRECEK BİR KEMALİST UFUKTA GÖRÜLMEMEKTEDİR.

MK: Türkiye’nin yöneticileri akli selim davranıp, aynı zamanda bilimsel yaklaşım temelinde süreci doğru yorumlarsa, Cumhuriyet’in kuruluşunda çok önemli bir rol oynayan bu bakış açısını günümüze uyarlayarak çözümü geliştirebilirler.

TÜRKİYE’NİN MEVCUT YÖNETİCİLERİ KEMALİST OLMAMAKLA BİRLİKTE KEMALİST YÖNTEMLERİ İLERİ GÖTÜREREK UYGULAYAN, ÜSTÜNE KÜRT MESELESİNDEN MADDİ-MANEVİ NEMALANAN, BÖLÜNME PARANOYASINI KULLANARAK İKTİDARLARINI BERKİTEN SAĞCI, IRKÇI, MİLLİYETÇİ-MUKADDESATÇI-MİLİTARİST BİR OLUŞUMDUR. 40 BİN KÜRT GENCİNİN ÖLÜMÜ OTONOMİ UĞRUNA OLMUŞ OLABİLİR (ONA BEN KARIŞAMAM) “KURULUŞTAKİ BAKIŞ AÇISI”NA ZERRE KADAR SAHİP OLMADIKLARINA EMİNİM. NİTEKİM BU AÇIKLAMADAN HEMEN SONRA HAKKARİ BELEDİYESİNE KAYYUM ATADILAR.

AYŞE HÜR OLARAK SON SÖZÜM DE ŞU OLSUN: Bazıları bunların “taktik açıklamalar” olduğunu söylüyor. Bir hareketin, bir partinin, hatta bir kişinin bir tarih okuması olmalıdır. Tarihte neler olduğunu 40 yıl içinde berrak bir biçimde yazıya geçirmeleri gerekir. Ancak, stratejinizi bu bilgilere göre oluşturup oluşturmamak taktik bir tutum olabilir. Dersiniz ki, Cumhuriyet tarihinde şunları şunları yaşadık, ama şu andan itibaren biz bunlara takılmayacağız, şu şu koşullarda şu şu formatta bir ilişki kurmanın şartlarını konuşmak istiyoruz.” Siz ise habire tarihi tahrif ederek, habire kılıfına uydurarak yol almaya çalışıyorsunuz. Diyelim ki, bunu yaptınız, hiç olmazsa bunu askeri kanadınız değil, siyasi kanadınız açıklasın!

BUNDAN BÖYLE KÜRT MESELESİ HAKKINDA NE YAZASIM, NE KONUŞASIM VAR.

Not: Yazı Ayşe Hür’ün Facebook sayfasından alınmıştır

Diğer Haberler