PKK’nin 1 Haziran hamlesinden günümüze Kuzey Kürdistan’da gerilla mevzilerinin durumu

PKK’nin 1 Haziran hamlesinden günümüze Kuzey Kürdistan'da gerilla mevzilerinin durumu, Öcalan, imralı, PKK geri çekilme, Amanoslar, Mehmet Çoban, Delal Amed,HPG,

Abdullah Öcalan’ın Türkiye gittiği 1999 yılında, Öcalan ve Türk devleti arasında PKK gerillalarının Türkiye’den çıkması anlaşması yapıldı.  Öcalan 2 Ağustos 1999 yılında tüm gerillalarının Türkiye sınırı dışına çıkması çağrısı yaptı. PKK gerillaları, sonbahar koşullarında ve güvenlik garantisi olmadan Güney Kürdistan’a doğru yola çıktı. Resmi PKK kayıtlarına göre 928’si yolarda can verdi, 350 tanesi teslim oldu ve yüze yakının akıbeti ise belli olmadı.

PKK’nin bu tarihten sonra günümüze değin olan tarihi ve verdiği savaş karanlık bir savaş dönemidir. Birçok soru karanlıkta kalmıştır. Bu karanlıklardan biri de PKK’nin 1 Haziran 2004 yılında savaşı başlatmasıdır. Çünkü Öcalan 1999 yılından sonra Türk devleti ile yaptığı anlaşmaya göre PKK’yi, yönetimini, kadrolarını ve PKK çevresindeki kitleye yeni bir düşünce empoze etti. Dört parçanın bir araya geldiği birleşik ve bağımsız Kürdistanı isteyen PKK artık devlet istemiyor, sömürgeci ülkelerin sınırların değişmesini istemiyor ve sömürgeci ülkeleri demokratikleştirmeyi hedefliyordu.  Fakat ortada böylesi yumuşak bir ideoloji varken birdenbire Öcalan savaşı yeniden başlatma kararı aldı.  Amaç ve araç arasındaki bu uçurum oldukça dikkat çekiciydi. Türkiye’nin demokratikleşmesi için Kürt gençlerini öldürmeye gerek var mıydı? Sorusu Kürtlerde büyük bir kuşkuya yol açtı. PKK’nin ortaya koyduğu ve adına yeni paradigma dediği ideolojisi ile yöntemi arasındaki bu tezatlığın nedeni neydi?

Abdullah Öcalan nasıl ki gerillayı 2 Ağustos’ta nasıl ki devletin talimatı ile geri çekmişse yine Türk devletinin talimatıyla 1 Haziran’da Kuzey Kürdistan’a yolladı. Savaşı durduran da başlatan da devletin derin aklıydı. Öcalan’a ise talimat vermek düşmüştü.

15 Ağustos 2003 yılında Öcalan PKK’ye savaş başlatma kararı alın dedi. Üstelik bu talimatı, devletin dinlediği görüşmelerde verdi.  PKK yönetimi yeniden savaş başlatmak konusunda isteksizdi, yeni bir savaş başlatmak istemiyordu. Öcalan kendi yönetimini protesto için görüşmelere bir müddet çıkmadı.

Abdullah Öcalan’ın avukatları İrfan Dündür ve Mahmut Şakar her hafta Öcalan’ın yanına gidiyor oradan uçakla Diyarbakır’a ve oradan da özel bir araçla Xabur sınır kapısından Kandil’e gidiyordu. Savaş başlatmak istemeyen yöneticileri tehdit ediyor ve savaş kararını dayatıyordu.

Nihayet PKK yönetimi 2004 yılı Mayıs ayında Öcalan’ın tehditleri ve yönetimin yarısının kopuşunu göze alarak 1 Haziran hamlesinin kararını verdi.

Türk devletinin savaş ihtiyacı vardı. Bir yandan içte klikler arasındaki çatışmalar bir yanda da yıkılan Saddam rejimi sonrası derinleşecek Ortadoğu krizine müdahil olmak için savaş olmazsa olmazdı. Devlet PKK gerillalarının Kuzey Kürdistan ve hatta Türkiye’de yayılmasına göz yumuyor, engelleyecek hiçbir şey yapmıyordu.

Gerilla tam da bu ortamda Zağros, Botan, Garzan, Mardin, gibi sınır bölgeleri dışında Serhat, Dersim, Koçgiri, Serhat, Erzurum’a kadar yayıldı. Türkiye’de de Amanoslar, Karadeniz, Ege hattına değin gerilla birimleri yerleşti.

2004’ten 2014 yılına değin devam eden bu on yıllık süreçte, onlarca ateşkes, pasif savunma dönemi, eylemsizlik adında süreç yaşandı. Gerilla sadece Kuzey Kürdistan hakkında bine yakın kayıp verdi. PKK içinde birçok eski ismin de oluğu kadrosunun kaybetti.  Türk devleti PKK’nin kendi sınırları dışına çıkıp komşu ülke sınırlarına yerleşmesine ve kendisinin operasyonlarını meşrulaştıracak biçimde konumlanmasına karar verdi. Ve yeni bir süreç başladı.

Kuzey Kürdistan’da gerilla sayısı azaltılmaya ve yavaş yavaş tasfiye edilmeye başlandı. Bunun için üç ayrı yöntem  denendi.

  1. Yöntem: İlk olarak 2014 yılında gerillalar Rojava’ya ve Güney’e yönlendirildi. 2014 Kobani çatışmalarında Öcalan-PKK ve MiT Koordinesi ile Amed, Mardin ve Garzan’daki gerillalar araçlarla Kobani sınırına getirildi. Bunun için Öcalan “Kobani’yi MiT operasyonu kurtardı, ben ve Hakan Fidan kurtardı” diyeceklerdi. Kuzey Eyaletlerinde çok az sayıda gerilla kaldı.
  2. Yöntem: PKK Amed, Garzan, Botan, Mardin, Bingöl, Muş vb yerlerdeki gerilla güçlerini 2015 yılındaki Hendek savaşlarına yönlendirdi. Gerillalar devletin gözü önünde Amed- Lice’den bir araca biniyor. Amed şehir merkezine gidip Sur’da hendek savaşını örgütlüyordu. Devlet buna da sesini çıkarmadı. Sonuçta hendekler büyük bir hezimetle sona erdi. PKK’nin en etkili olduğu şehirlerde 3 milyon Kürt göç etti, 3000’e yakın eski, yeni PKK kadrosu ve sivil gençlik milisleri hayatını kaybetti. Eyaletlerdeki gerilla büyük bir boşluğa düştü.
  3. Yöntem: Bu iki süreçten sonra Türk devleti içte ve sınır hattında büyük operasyonlar yaparak eyalet yönetimleri başta olmak üzere tüm gerilla gücünü tek tek tasfiye etmeye başladı. PKK’nin 30 yıllık üs alanları Gabar, Anduklar, Cudi, Besta, Katolar, Munzurlar Türk devletinin kontrolüne geçti.

Amanoslar: En son 2020 yılında Türk Bedrettin (İbrahim Şengal)’ün hayatını kaybettiği operasyonla beraber Amanos bölgesi tasfiye oldu.

Karadeniz: 2018 yılında Zeynel Karadeniz (Mehmet Yakışır) ve 2019 yılında  Tarık Devrim (Barış öner)

Amed: 2016 Mayıs ayında Amed eyalet komutanı Azad Siser (Ekrem Güney), 2018 yılında Numan Batman (Hejar Çelik) ve Erhan Garzan (İshak Özçaktu) ve Azad Farqin (Nevzad Gündüz) gibi önemli kayıplar eyaleti bitirdi.

Dersim: 2015 yılında Baran Dersim (İsmail Aydemir) 2018 yılında Atakan Mahir (İbrahim Çoban) gibi kayıplardan sonra Dersim neredeyse tümden tasfiye oldu.

Erzurum: 2018 yılında Panzer Kemal (Medeni Sayılgan) ve 2019 yılında Roni Munzur (Mahmut Laçin) adlı eyalet yönetimlerinin hayatlarını kaybetmesinden sonra alan tasfiye oldu.

Garzan: Ali Piling (Şerif Yakut) 2018 yılında hayatını kaybetti.

Botan: 2017 yılında Delal Amed (Hülya Eroğlu), Leyla Sorxwin (Hamiyet Yalçınkaya) başta olmak üzere onlarca isim ve yüzlerce gerilla hayatını kaybetti.

Bölükler haline gezen gerillalar iki kişilik timler halinde gezmeye, yer altına çekilmeye mecbur kaldı. Ki zamanla onu da yapamaz duruma geldi.  Şu anda Kuzey Kürdistan’da savaş durmuştur. Gerilla tasfiye olmuş, Türk devleti tüm olanları kontrol etmiştir. Zaman zaman bir iki kişi alana ulaşsa bile bu kuzey Kürdistan ve Türkiye’deki gerillanın tasfiye olma durumunu değiştiremez. Çünkü gerilla alanda varlığını ortaya koyamıyorsa bir taşın altında yıllarca gizlenmesinin savaş taktiği ve gerillacılık ile alakası yoktur.
Türk devleti bu operasyonlara paralel olarak sınır üstünde operasyonlar yaparak sınırı geçilmez bir duruma getirdi. 2015-2018 yılları arasında sınır Kuzey tarafında ki Silopi, Uludere, Beytüşşebap, Çukurca, Hakkari, Gever, Şemzinan, Esendere, Başkale hattından başlayarak sınır üstünde ki tüm PKK üslenme alanları ele geçirildi.

Türk devleti programını yerine getirmiş gerillayı Kuzey’den sınırların diğer tarafına sürmüştü. Bu kez operasyonlar sınır ötesine taşacaktı. Aslında bu gün Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde devam eden ve 2018 yılında başlayan Kararlılık Operasyonu ve Pençe operasyonlar serisi bu süreçten sonra başlamıştır. Yani Aslında şu anda PKK’nin Kuzey Kürdistan’da stratejik üs alanı yoktur.  PKK 1984 atılımı sonrası gittiği veya gitmesine izin verilen tüm alanlardan çıkmış ve Güney Küristan’ı savaşın merkezi haline getirmiştir.

Diğer Haberler