Kürdler Ne İstiyor?

Kürdler Ne İstiyor? Anayasa Türkiye PKK Kürt sorunu

Her zaman gündemde olan ve tartışılan bu konu, özellikle Anayasa tartışmaları çerçevesinde daha da yoğun olarak tartışılacaktır. Eskiden olduğu gibi bu tartışmalar iki noktada yoğunlaşacak ve her iki nokta da gerçekte “Kürdlerin ne istediğinin” tam olarak anlaşılması veya görünür olması engellenmeye çalışılacaktır…

Birincisi;

İnsanların bireysel istekleri, önceliklerine göre farklılıklar gösterir. Bu Kürdistan’da yaşayan insanlar için de geçerlidir.

“Kürdler ne istiyor” sorusu, “tek tek bireyler olarak Kürdler ne istiyor” mantığıyla ele alındığında, Kürdler adına ortak bir isteğin ortaya çıkması olanaklı değildir. Zaten bunun bilincinde olan sistem savunucuları da sıklıkla “Kürdlerin ne istediği belli değildir. Her kesim farklı bir şey söylüyor. Önce ne istediklerine karar versinler ki sorun çözülebilsin” diyeceklerdir muhtemelen. Bu yaklaşım sorunu çözümsüzlüğe götürdüğü gibi, tek çözümün sistemin dayattığının kabulü olduğunu, bunun dışında bir çözümün olamayacağını söylüyor aynı zamanda…

İkincisi;

Bir grup/parti/anlayışın isteklerini “Kürdler ne istiyor”un cevabı olarak gören yaklaşımdır. Bu yaklaşım; hem PKK’nin, hem de devletin önemli bir kesiminin bilinçli olarak yarattığı “PKK=Kürdler” mantığını esas alacaklardır. Devlet ve PKK’nin yaratmaya çalıştığı (PKK-Kürdler özdeşliği) bu algı, Anayasa tartışmaları sürecinde Türkiyeli birçok “aydın”, “demokrat” kesim tarafından da destek görecektir. PKK’nin legal alandaki kurumları sanki demokratik yapıymışlar ve bütün Kürdleri temsil ediyorlarmış gibi bir görüntü vermek adına çeşitli toplantılar düzenleyeceklerdir muhtemelen.

Olası bu tür toplantılarda her ne kadar “Kürdler ne istiyor” ve “bu istek Anayasaya nasıl yansımalıdır” konuları tartışılıyor gibi gösterilse de, önceden belirlenmiş olan “Demokratik Özerklik” projesinin onaylanmasının ötesinde farklı isteklere yer vermeyeceklerdir; kontrol dışı dile getirilecek farklı yaklaşımlar olsa da  dışarıya yansıması engellenecektir.

Bu oyun(lar)a rağmen “Kürdler ne istiyor” ile “PKK ne istiyor”un aynı şeymiş gibi yansıtılmasına, tartışılmasına ve bu çerçevede bir çözüm(!) bulunmasına yönelik çabalar devam ettiği halde, bu güne kadar ciddi veya güçlü bir itirazda bulunulmadı. Bu çerçevede bulunacak çözüm, sadece PKK Sorunu’nu çözecektir. PKK Sorunu’nun öngörüldüğü tarzda çözümü ise; Kürd/Kürdistan Sorunu’nun çözümsüzlüğünü derinleştirecek, yeni bir Lozan’ı Kürdlere reva görecek ve PKK vasıtasıyla, Kürdlerin statüsüz kalması için gelecek 40-50 belki de daha fazla yıl devlet lehinde garantiye alınmaya çalışılacak…

Bu iki yaklaşım da, “Kürdler ne istiyor”un cevabı değildir/olamaz.

Üçüncü Seçenek ve Gerçekçi Çözüm;

Birlikte yaşama konusunda karşılıklı istek ve bu yönde karar verilecekse, Kürdlerin ne istediği, kişilerin/grupların isteğinden bağımsız olarak ele alınması ve ‘ulus olmaktan kaynaklı haklar neler diri merkeze alan bir anlayışla değerlendirilmesi gerekiyor.

Bunun Yeni Anayasaya yansıması, ‘bu birlikteliğin gönüllülük esasına dayandığı, Kürdlerin kendi kaderleri hakkında söz sahibi olduğu ve gerek duyulduğunda bu hakkı farklı şekilde (Bağımsız devlet) kullanabileceği’ şeklinde olmalıdır. Bunun dışındaki hiçbir çözüm; gerçekçi olmayacağı gibi, yeni düşmanlıkların/çatışmaların da önünü alamayacaktır. Bu yaklaşım, (her ne kadar sesleri yeteri kadar duyulmasa da) Kürdlerin büyük çoğunluğunun isteklerini yansıttığı gibi, aynı zamanda adil ve gerçekçi bir yaklaşımdır da.

Bu yaklaşım; farklı şekillerde dillendirseler de, PKK dışında kalan bütün Kürd parti/kurum/örgütlerin isteklerini yansıtıyor. Zaten programlarına Federasyonu almakla bu düşünceleri savunduklarını teyit etmişlerdir. Bireyler bazında da bakıldığında, Kürd aydın ve yurtseverlerinin de hemen hemen hepsi bu anlayışı paylaşmaktadır.

Bu anlayışın özeti; Kürdler ulus olmaktan kaynaklanan haklarını istiyor!

Hem doğru, adil, hem de çoğunluğun tutumunu yansıtan bu anlayışın boğulmasına, etkisiz kalmasına izin vermemek için herkese ve her kesime sorumluluk düşmektedir…

Çağrı

Genel hatlarıyla ortaya koymaya çalışılan, “Kürdler ne istiyor” sorusu, tüm duyarlı kişi ve kurumun katılımıyla tartışılmalıdır. Tartışmalar sonucunda ortak bir metin hazırlanarak imzaya açılmalıdır. Görülecektir ki, sessiz çoğunluk ses verdiğinde; ne PKK, ne devlet, ne de uluslararası güçler, Kürdlere rağmen Kürd Sorunu’nu çözme(!) cesareti gösteremeyecek ve bir oldubittiye getirilerek yeni/yeniden ‘Lozan’ı dayatamayacaklardır.

Başta Kürdistanlı parti, örgüt ve kurumlar olmak üzere hem kurumsal hem de bireysel düzeyde herkesin görüşünü belirtmesi, tutumunu netleştirmesi ve dayanışmasını göstermesi umuduyla…

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler