6’ıncı yılında Efrin işgali ve PKK’nin devam eden misyonu

6’ıncı yılında Efrin işgali ve PKK’nin devam eden misyonu

Türkiye’nin Efrin’e 20 Ocak tarihinde başlattığı işgal hareketinin 18 Mart 2018’de sonuçlanmasının üzerinden 6 yıl geçti. 6 yıldan bu yana Efrin’de insana, doğaya yapılan zulüm ve demografik değişim bitmedi. Her gün yeni bir hak ihlali, yeni bir Kürt kimliğine saldırı haberi duyuyoruz. Efrin meselesi Efrin ve Rojava’yı aşan bir durumdur, Efrin ve etrafında dönem olaylar çok iyi anlaşılmak zorundadır. Özellikle de PKK’nin ortak olduğu gizli-saklı ajandalar ve görüşmelerde Kürtlere nasıl bir plan yapıldığını görmek için önemlidir.  Bugün PKK yöneticisi ve Efrin işgalinden birinci derece sorumlu olan Murat Karayılan kalkıp “Newroz’da size bir müjdemiz” var diyor. Efrin’in hesabını vermeyen bize neyin müjdesini verecek.

Efrin’i anlamadan bugün Kürdistan’ın dört parçasında ki durumu anlamak imkansızdır.

Efrin’i sadece Türkiye işgal etmedi, İran Efrin’i altın tepside sundu

Efrin sadece Türk devletinin değil Ortadoğu’da ki Kürt karşıtı tarafların ortak operasyonuydu. Çünkü Kürtlerin denize kadar gide bileceği, Kürtlerin Akdeniz’e açılma imkanı verecek ve alandı. Kürtlerin Efrin’deki egemenliği 21. Yüzyıldaki Kürt kaderini birçok açıdan değiştire bilirdi. Bu nedenle Efrin sadece Türk devletinin değil Kürt karşıtı tüm güçlerin ortak izni ile işgal edildi. Efrin Kürtleri kuşatma projesinin bir parçasıydı.

Efrin işgalinde Türkiye öne çıksa da özünde İran’ın gizli rolü Türkiye kadar belirleyicidir. Örneğin Esad güçlerinin Efrin’e gelerek Suriye bayrağı asması Türk işgalini durduracak bir hamleydi. Fakat Suriye bunu yapmadı. Aslında Suriye yapmadı değil İran buna izin vermedi. Hatta Esad güçlerinden bir gurup Efrin’e gitmeye çalıştı ve Türk savaş uçakları bu güçleri vurarak 22 Suriye askerini öldürdü. Ne İran ne de Suriye bunu gündem dahi yapmadı.

Yani Türkiye işgal etti ve zulüm getirdi tespiti doğru olmakla beraber İran’ın Efrin’i Türkiye’ye altın tepside sunduğunu da eklemediğiniz bir yorum her zaman eksik kalacaktır.

Efrin işgalinde PKK’nin sorumluluğu vardır, hesap vermelidir

PKK, 2012 yılından bu yana İran’ın yedek bir gücü hareket etmeyi kabul ederek kendini Rojava’da ve Güney Kürdistan’da yeniden konumlandırdı. PKK’nin o dönem sonraki tüm hareketleri İran planına uygun ve onun izin ve koordinesi dahilinde yürümektedir. Rojava için bu böyledir ve Güney için özellikle son yıllarda çok daha fazla böyle olmuştur.

Efrin işgaline yeşil ışık yakan İran ile PKK arasındaki ilişkiler, PKK’nin tüm işgalcilere taşeron olarak çalıştığı sistemi Kürtlerin 21. Yüzyılı Kürt yüz yılı yapmasının önünde büyük bir engel olmuştur. Kürtlerin denize açılabilecek kapısı Efrin’in Türkiye-İran ortaklığı ile kapatılmasında PKK’nin rolü belirleyici olmuştur. PKK bir alana giriyor, o alanı ölene değin savunacağım diyor ve daha sonra da işgalciye bırakıp gidiyor. Evet insanlar öldü, çatışma da oldu. Fakat bu PKK’nin genel siyasetini doğrulamaz. PKK’nin Efrin’deki gizli kapaklı ve kirli ilişkileri ölen gençlerin kanı ile aklanamaz. Zaten 40 yıldır böyle yapılıyor.

Türk devletinin Efrin, işgal ihtimali bilindiği halde PKK ve alandaki yapıları olayı bir medya propagandasına dönüştürmek dışında bir adım atmadı. Sürekli olarak yaşlı kadınların ellerinde silahlar, Öcalan resimleri taşıyan gençlerin sloganları ve PKK yöneticilerinin “Efrin size Vietnam olacak” biçiminde hamasi sözleri ile olayı bir medya şovuna dönüştürdüler.

Örneğin HPG Ana Karargah Komutanı Murat Karayılan konuya ilişkin işgal hareketi başlamadan kısa bir süre sonra bir açıklama yaparak “Eğer Türk devleti, Efrin’e saldırırsa, bu AKP-MHP rejimi için bitişin başlangıcı olur. Bu savaşta Kürdistan halkı kazanır” diyerek insanlara gaz verdi, direnin dedi. Fakat durum böyle olmadı.

 Murat Karayılan’ın muamma açıklaması

PKK yöneticisi Murat Karayılan 23 Mart günü yani Efrin işgalinden 5 gün sonra kendi yayın organları Denge Kurdistan’a bir açıklama yaptı ve Rusya’nın Efrin’den geri çekilme baskısı yapmak için İmralı’ya bir heyet gönderdiğini söyledi. Karayılan şunları söyledi: Efrin’deki direnişi durdurmak için bir heyet olarak İmralı’ya gitmişler ve Önderliğimiz üzerinde baskı kurup, bu talepte bulunmuşlar… Hareketimizin yönetimi bu konuya ilişkin olarak halkımıza ve kamuoyuna gerekli resmi açıklamayı yapacaktır.” dedi.

Fakat Karayılan’ın bu açıklamasından sonra bir daha bu konu açılmadı tam tersine PKK’ye yakın kaynaklar böyle bir açıklama yaptığı için Karayılan’ın uyarıldığını söylüyor.

Efrin’de nasıl geri çekilme yapıldı?

Gerçekte ne oldu? Efrin’de bulunan ve YPG adı ile hareket eden askeri güçlerin kendi başına değil bir anlaşma ile çekildiği çok nettir. Efrin savaş döneminde alanda yerel milisler dışında yaklaşık olarak 3000 civarında YPG gücünün olduğu belirtiliyor. Ve bu güçler 17 Mart günü sabahına kadar alandaydılar ve sadece bir gece içinde alandan çıktılar. Üstelik yerde hareket eden bir fareyi bile fark edebilen Türk teknolojisine rağmen konvoylar halinde ve eşyaları ile beraber çıktılar. Hatta bazı tırlar ve kamyonlar savaşçı ve eşya taşıyıp defalarca geri gelip başka güçleri de çıkardı.  Eğer bir anlaşma yapılmamış olsa Türk devleti bu 3000 kişilik YPG gücünü vururdu. Fakat geri çekilme yapan tek bir YPG gücü hedeflenmedi.  Bu tek başına bile PKK’nin Türkiye ve İran arasındaki görüşmeler sonucunda gizli bir anlaşma ile Efrin’i bıraktığını ispatıdır.

Zaten yerel kaynaklar PYD ve YPG içindeki bazı üst düzey rütbeli isimler örneğin Ronahi Efrin, Derwiş Efrin gibi isimler kendi yakın akrabalarını daha 16 Mart günü Efrin’den çektiğini söylüyor.

Demek ki bu kişiler görüşme olduğunu ve geri çekilme olacağını biliyordu ve geri çekildiler.  Karayılan’ın yapılacak dediği ama yapılmayan açıklama da bu kirli ilişkiler yüzünden yapılmadı. PKK, Efrin’i cephede değil görüşme masasında bıraktı. Fakat utanmadan hala “Efrin’i ENKS işgal ettirdi” diyor. Kendi suçunu ve kirini başkalarını suçlayarak yapmaya çalışıyor. 18 Mart günü yani Türkiye’de Zafer günü denen özel bir kutlama gününde Türk ordusu ve beraberindekiler Efrin’e girdi.

PKK aylarca hamaset yaparak, propaganda konusu haline getirdiği Efrin’den bugün söz etmiyor. Çünkü çok gündeme getirse Efrin’deki görüşmeler ortaya çıkacak. Bunun yerine sürekli olarak başka başka konularla halkın gündemini dolduruyor.

Açık ve nettir Efrin Kürtlerin denize ulaşma yeriydi, PKK’nin olduğu masada işgal edildi. Erbil Kürtlerin dünyaya akan meşru merkezidir işgal edilmek isteniyor ve bunun için kurulan İran ve Türkiye’nin masasında yine PKK var.
Nerede bir Kürt karşıtı taraf varsa PKK o taraflarla beraberdir. 40 yıldır Kürtleri kısır bir savaşa süren, Kuzey köylerini ve dağlarını boşalttıran, Efrin’i işgal ettiren PKK bize herhangi bir müjde veremez. Kürtler,  PKK’nin 40 yıldır sözünü ettiği  her yıl slogan haline getirildiği “zafer yılı, devrimsel mücadele yılı, özgürlük yılı, hamle yılı” gibi müjdelere değil, PKK’nin 40 yılın hesabını vermesi ile kurtulur.

Diğer Haberler