PKK’nin Medya Savunma alanları kavramının ardında yatan gerçekler

PKK’nin Medya Savunma alanları kavramının ardında yatan gerçekler, Haftanin, Zap, Metina, Gare, Zap Cumhuriyeti, Botan Behdinan Savaş hükümeti, Partiya Azadaya Kurdistan, Raperin, Kurdistan

1, Bölüm: Medya Savunma Alanı nedir?

PKK yayınları medyasını takip edenler son yıllarda Medya Savunma Alanları sözünü çok zaman duymaktadır. PKK’nin zaman zaman gerilla alanları zaman zaman Medya Savunma Alanları olarak kastettiği alanların tam olarak ne oluğu ve kast edilenin ne olduğu meselesi tam olarak bilinmemektedir. Gerçekte de Medya Savunma Alanları kavramı Kürdistan gerçeğinde tarihi, coğrafik ve sosyolojik olarak hiçbir karşılığı yoktur. Medya Savunma Alanları kavramları suni bir kavram olup, PKK’nin bölge devletleri (özellikle de Türkiye) ile ajandasının bir sonucu olarak siyasal bir amacı maskelemek için kullanılmış bir kavramdır.

Güney Kürdistan devrimi ve devletleşmesini kuşatma amacı ile ortaya atılan bu suni kavram 2000’li yıllardan sonra gündemimize girse de temeli 1990’larda atılmıştır. Yani tarihi bir arka planı ve öncüleri vardır. Medya Savunma Alanı sözünü doğru tanımlamak için 1990’lardaki bu öncülere bir göz atmak gerekmektedir.

Güney Kürdistan’ın 1991 kazanımları ve PKK’nin karşıt tutumu

Güney Kürdistan’da 1991 Raperin’i ile beraber onlarca yıl devam eden Peşmerge ve halk direnişinin kazanımlarını somutlaşmaya başladı. 1992 yılında ise artık Güney Kürdistan kendi parlamentosuna sahip özel bir yapı haline geldi.

PKK’de o tarihten beri kendi esasa gücünü Güney Kürdistan’a kaydırmış ve bu kazanımlara karşı askeri-siyasi ve ideolojik mücadele başlatmıştır. PKK’nin bu Güney karşıtlığı kendi bağımsız kararından çok iç içe olduğu Türkiye, İran, Irak gibi yapıların teşvik, yönlendirme ve askeri-siyasi-ekonomik desteği ile olduğunu da belirtmekte fayda var.
Abdullah Öcalan Güney’in kazanımlarını daha 1992’de “ikinci İsrail, gerici, ilkel milliyetçi” gibi ifadelerle düşman ilan etti.  Askeri olarak 1992-1999 arası Güney Kürdistan’da ayakta kalmaya çalışan Kürdistani oluşuma karşı askeri bir savaş başlattı.  Bu saldırılarını temellendirmek içinde de sözde Güney orjinli olmayan, suni bazı kurumlar yaratmaya çalıştı. Propagandayı kullanarak da Güney’deki statü ve kazanımı yok sayarak, yerine kendi bu köksüz yapılarını alternatif gibi sunmaya çalıştı.  Bunları tarihi sırasına göre özetlersek:

  • 1991’da PAK (Partiya Azadiya Kurdistan) diye bir parti kurdu. Çok az Güney Kürdistanlının içinde olduğu bu yapı Kuzeyli kadroların yönettiği bir oluşumdu. Ayrıca içinde neredeyse hiç Güney Kürdistanlının olmadığı bir kendi bazı bölüklerini de PAK’ın askeri gücü gibi gösterdi. Böylece, Güney’in kazanımlarına ortak olmak, ortak olamazsa da PAK adı ile Güney kazanımlarına saldırmak istedi.  PAK başarısız oldu. Kimse ne zaman fesh edildiğini bile bilmedi.
  • PKK; 1993 yılında Botan-Behdinan savaş hükümetini ilan etti. Böylelikle aslında Hewler’deki Kürdistan hükümetine alternatifmiş gibi hareket etmeye ve bölgedeki sömürgeci güçlerin desteğini almaya çalıştı. Bu hükümet adı ile aslında Xaxurke’den Haftanine kadar uzanan hattı işgal ederek, Peşmerge güçlerinin alana girmesini engellemeye çalıştı.
  • 1993 yılında Kürdistan Ulusal Meclisi diye bir oluşumu getirip Zelê kampına yerleştirmeye ve Hewler’i merkezi yapmaya çalıştı. Bu girişim de başarısızlıkla sonuçlandı.
  • 90’lı yıllarında ortasında Güney Kürdistan’ın parlamento ve siyasi yapılarının dünyada tanınması ve Avrupa’da Kürt sorunun muhatabı olarak görülmeleri üzerine yine hızla bir alternatif yaratmaya çalıştı. 1997 yılında Zap Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etti. Dönemin PKK televizyonu MED TV sürekli olarak halka burada bir toprak kurtarıldığını anlatıyordu. Öcalan 1997 yılı Nisan ayında bu süreç için şunu söyleyecekti “Kürt ülkesi, PKK Baharı ve final yılı”
    Fakat, Zap Cumhuriyeti’de PKK’nin kartondan propaganda amaçlı inşalarından biriydi. Tıpkı diğerleri gibi ömrü uzun olmadı. TSK’nin 1997 Mayıs operasyonu ile PKK Zap’tan geri çekildi. Bir daha da kimse Zap Cumhuriyetinden söz etmedi.PKK’nin bu dört kurumunun hepsi büyük bir propaganda ile başladı fakat hiç kimse sonunun ne olduğunu hiçbir zaman bilmedi.
  • Bu kurumların beşincisi ise Medya Savunma Alanlarıydı.

Medya Savunma Alanları’nın  ilanında ki amaç neydi?

2003 yılında Saddam Rejiminin yıkılması ve Kürtlerin resmi federatif bir yapıya sahip olması bölgedeki sömürgeci ve statükocu tüm güçleri arayışa itti. Elbette ki PKK’yi kullanan güçleri de. Kürt milliyetçiliği bir siyasal alternatif ve bir duygu durumu olarak Kürtlerde canlı bir eğilimdi. Güney Kürdistan devletleşme şansı yüksekti. Güney Kürdistan’daki kazanım ve Kürdistan Bölgesel yönetimi etrafında birleşmek Kürtlerin 20. Yy.’daki kötü talihlerini yenmesinin önü açacaktı. İşte tamda bu kritik aşamada Öcalan, İmralı’da Kürtlerin bilincini bulanıklaştırıp, Güney etrafında birleşmesini engelleyecek bazı projeler ve düşünce yapıları önerdi. Demokratik Konfederalizm, a-devlet (devlet olmayan) kavramları bu bilinç saptırmasının başında geldi. Medya Savunma Alanları da aynı sürecin ve aynı amacın yansımalarından biriydi.

Öcalan Medya Savunma Alanları için şunları söyledi:Güney’de onların parlamentosu varsa arkadaşların önderliğinde üçüncü kuvvet olarak yerel bir parlamento kurulmalı, yerel bir hükümet oluşturulmalı, yerel valilikler geliştirilmelidir. Askeri güçlerini yeniden gözden geçirip alanlara hakim olsunlar, bunu yaparlarsa oyun bozulur. Sistemi iyi kurmak gerekir; askeri ve siyasi olarak. Gare merkezli üç bölgeden yapılabilir. Bu, Türkiye’ye de anlatılabilir. Türkiye’nin çıkarlarına aykırı değil.”

Medya Savunma Alanı işgal edilmiş alanlardır

Öcalan konuşmasında açık açık Hewler’deki parlamentoyu “onların parlamentosu” diyerek özünde Medya Savunma Alanlarının amacını açıklamış oluyor. Medya Savunma Alanları Güney Kürdistan’daki statü ve kazanımlara karşı kullanılacak bir silah olarak ortaya atılmıştı. PKK nereye el koya biliyorsa orası Medya Savunma alanıydı. Yani PKK’nin işgal ettiği ve kendi sömürü bölgesi olarak gördüğü yerlerdi.

1990’lardan beri PKK’nin yerleşmiş olduğu Haftanin’den başlayan, Gare-Zap ve Avaşin’in de içinde olduğu Behdinan hattı ile Xaxurke-Xinere-Gare hattı bu alanın içinde yer alan temel alanlardı.

PKK Güney Kürdistan’da zaman marjinal ve sürekliliği olmayan küçük bir gurup dışın da hiçbir zaman kendine ait bir kitle yaratamadı. YNK ile yaptığı ittifak neden ile de eylemlerine gelen YNK kitlesini kendi üyeleri olarak sundu. PKK’nin denetimindeki alanlarda PKK ile sınır üstü ticareti yapan, erzak vb konularda para kazananlar birikti. Bunlarda genelde yine geçici ilişkilerdi. Bu nedenle Medya Savunma Alanı denen yerlerde halk birikmedi, tam tersi oldu ve halk PKK’nin bu alanlarından kaçmak zorunda kaldı.

PKK Medya Savunma Alanı dediği bölgeleri çoğu zaman halkın girmesini yasakladı. Baharda bağ ve bahçesi için köylüleri vergi vermeye zorladı. Yaylaya çıkan halktan koyun başına haraç aldı. Halkın bağ ve bahçelerinde kamplar kurdu. Hayatın olduğu köylere girerek evleri  ve bahçeleri tünel kazarak askeri kamplar kurdu. Yani PKK’nin medya savunma alanı sadece PKK medyasının kullandığı bir tabir oldu.

  1. Bölüm: Medya Savunma alanlarına ne oldu?

Diğer Haberler