Kürdistan-Filistin Ve Şeytanın Gör Dediği…

Kürdistan-Filistin Ve Şeytanın Gör Dediği…

Filistin devlet başkanı Mahmut Abbas, “Amerika Suriye’ye müdahale ederse, Esed’ın düşmesini sağlayabilir ve bu durum bir Kürd devleti kurulması gibi vahim bir sonuç ortaya çıkarır” demişti vakt-i zamanında.

Abbas’ın açıklaması, açık bir şekilde Kürd/Kürdistan düşmanlığını dışa vuruyordu. Bu açıdan bakıldığında, Kürdlere aşılanmış ve hâlâ aşılanmakta olan Filistin hayranlığının anlamsızlığını göstermesi bakımından Abbas’ın açıklaması yararlı oldu. Gerçi Filistin liderlerinin Kürd/Kürdistan düşmanlığı noktasında sabıkaları hayli kabarık ama bu durum Kürdler arasında yeteri kadar bilinmiyor; Çünkü Kürd politik çevreleri bu noktayı eleştirmekten/deşifre etmekten sakınıyorlar.

Abbas’ın açıklaması, gelişen teknolojinin de katkısıyla sosyal medyada fazlasıyla yer almış ve her kesim tarafından da tartışılmıştı. Bu tartışmalar, Kürdlerin Ulusal Hakları’nı “Enternasyonalizm” ve “Ümmetçilik” adı altında işgalcilere peşkeş çeken örgütlerin maskesini de düşürmeye yaradı aslında. Bu yönüyle Kürdler Abbas gibi Filistin liderlerinin benzer açıklamalarına sevinmelidirler. Var olan ve gizlenen bir düşmanlığın ortaya çıkartması, Kürdleri bir kez daha dost ve düşmanlarını gözden geçirmesine vesile oldu.

Hatırlanacağı gibi Halepçe Soykırımı’nda da Filistin’in efsanevi(!) lideri Yasar Arafat, bu insanlık suçu için “Irak’ın iç işleridir, bizi ilgilendirmez” diyerek dolaylı olarak bu suçu onaylamıştı.

Yine hatırlanacağı gibi Filistin’in “dindar” başbakanı İsmail Haniye de Kürdistan Pêşmergeleri için “şaki/eşkıya” deme pervasızlığını göstermişti.

Tıpkı Türkiye, Suriye, Irak, İran işgalcilerinin hem laikleri hem de ümmetçileri gibi Filistin’in de hem laikleri hem de ümmetçileri Kürd/Kürdistan konusunda mutabıktırlar; açıkça düşmandırlar…

Kürdlerin bu gerçekliği görmesi gerekiyor artık!

Kuzey Kürdistanlı Kürdler, (hem sosyalistleri hem de ümmetçileri) Filistin davasına gösterdikleri ilgiyi Kürdistan davasına göstermiş olsalardı, bu gün Kürdler devletleşmiş olurlardı. İşin ilginç yanı ise, Filistin’in devletleşmesini ısrarla savunan (başta PKK ve Hizbullah olmak üzere) sol ve ümmetçi kesimlerin, Kürdlerin devletleşmesine karşı çıkmalarıdır. Bu tezatlık, söz konusu Kürd örgütlerinin sömürgecilerin düşüncelerini temsil ettiklerini ve politikalarını hayata geçirdiklerini göstermeye yetiyor.

Sömürge bir ulusun bir tek amacı olur; Devletleşmek…

Bunun dışında Kürdlere dayatılan her seçenek esas amaçtan uzaklaşmaya yarayan egemen anlayışlardır; ister din, isterse de sosyalizm adına olsun…

Kürdlerin düşmanları, Kürdistan’ı işgal altında tutan devletlerdir öncelikle. İkinci dereceden düşmanları ise, bu devletlerin işgal politikalarını savunan Mahmut Abbas gibi kişi ve temsil ettikleri kurumlardır.

Bu gerçeklik orta yerde dururken, Filistin aşkının Kürdlere aşılanarak İsrail düşmanlığının pompalanması, sadece ve sadece Kürdleri Ulusal Sorun’dan uzaklaştırmaya yarayan sömürgeci politikaların hayata geçirilmesi demektir…

Kürdlerin birincil derecede dostları, Kürdlerin devletleşmesini koşulsuz savunanlardır. İkinci derecede dostları ise, dolaylı da olsa Kürdlerin devletleşmesine katkı sunan politikaları izleyenlerdir; en azından Kürdlerin devletleşmesine karşı durmayanlardır…

Mahmut Abbas, hem gerçek niyetini, içindeki Kürd/Kürdistan düşmanlığını ortaya çıkarmış hem de Kürdlere Filistin aşkını aşılamaya çalışan örgütlerin de maskesini düşürmüş oldu aslında.

Kürdlerin, hem Mahmut Abbas gibi ikinci dereceden düşmanları hem de Kürdlere devletleşmeyi “haram” gören sol ve dinci taşeronları mahkûm etmesinde Mahmut Abbas ve benzerlerinin açıklamaları katkı sunmalıdır…

Bu açıdan bakıldığında ulusal duruşa sahip Kürdlerin Mahmut Abbas türü Filistin liderlerine teşekkür etmesi gerekiyor. Bazen kötü, art niyetli, kirli insanlar da iyi şeylere vesile olabiliyorlar; Mahmut Abbas  gibi…

Teşekkürler Mahmut Abbas, Yasar Arafat ve İsmail Haniye; kirli yüzünüzü açıkça gösterdiğiniz için…

Süleyman Akkoyun

Diğer Haberler