Ortadoğu Kaynarken Kürdler Yine İkilem Yaşıyor!

 Ortadoğu Kaynarken Kürdler Yine İkilem Yaşıyor!

Hamas’ın İsrail’e karşı gerçekleştirdiği IŞİDvari saldırı ve İsrail’in de Gazze’ye anında çok sert ve orantısız cevap vermesi dünya gündemine “bomba’ gibi düşerken, Ortadoğu’da yeni bir savaş ve karmaşanın da başlama sinyalleri verilmiş oldu.

Sivil ve savunmasız insanlara yönelik saldırılar, kimden ve kime karşı yapılırsa yapılsın tereddütsüz kınanmalıdır. Ancak sorunun bu insani yönü Ortadoğu’da olup-bitenleri görmezden gelmemize engel olamamalıdır.

Kürdler; İsrail’in bu ve benzeri eylemlerini eleştirirken/kınarken, sömürgeci devletlerin politikalarına ve oldukça yaygın olan Yahudi düşmanlığına hizmet etmemek için de çok yönlü düşünmek zorundadırlar. Türkiye’de yapılan gösterilerde Türk bayrakları altında İsrail’i kınamaya kalkışmak, Türk devletinin tarihte uyguladığı katliamlarını, soykırımlarını meşrulaştırmak demektir.

Unutulmamalıdır ki, bugün Türk devletinin uygulamaya çalıştığı politika, yeni bir Cezayir Anlaşması’nı hayata geçirmekten ibarettir. Son zamanlar da İran, Suriye ve Türkiye arasında geliştirilmek istenen ilişkilerin temelinde, işgal ettikleri/paylaştıkları Kürdistan’ın nefes borularını yeniden ve daha fazla tıkamak güdüsü yatmaktadır. Yine unutulmamalıdır ki, dörtlü çetenin bir ayağının (Saddam’lı Irak) etkisiz hale getirilmiş olması çete üyelerini fazlasıyla tedirgin ediyor ve bu kırık ayağı iyileştirmek veya yerine geçecek şekilde yeni bir ayak yaratmak için yoğun bir işbirliği içerisindedirler. Saddam’ın boşluğunu dolduracak bu yeni müttefiki yaratmak için de en uygun adayın Hamas olduğuna karar vermişlerdir.

Her halk gibi Filistin halkının da meşru taleplerini anlamak ile beraber geçmişi ve bugünü karanlık, Arap milliyetçisi ve gerici anlayıştaki bir Hamas’ı desteklemek çok farklı şeylerdir. Bugün Türkiye’de yapılanlar ikincisidir. Yani karanlık ve Kürd düşmanı bir örgütü (Hamas) meşrulaştırma çabasıdır. Bu devlet politikası, sağcısı, solcusu, dincisi, milliyetçisi v.s. her kesimi bir araya getirmiştir. Devlete hizmet etmek istemeyenler bu karmaşık oyunda figüranlık rolünü kesinlikle ret etmeli ve kime, neye, nasıl bir tepki göstereceklerine kendileri karar vermelidirler. Ortadoğu yeniden şekillenirken Kürdlere yapılabilecek en büyük haksızlık, onları sömürgeci yerel devletlerin politikalarına alet etmektir. Madem herkes ulusal çıkarlarına göre ilişkiler geliştiriyor, bu hakkı neden Kürdler de kullanmasın?

Bazı sorular sorarak ve bazı tespitler yaparak yaşanan, paradoksa dikkat çekmek istiyoruz… Söz konusu Aktivistlerin devlet(ler)in politikalarından ne kadar bağımsız oldukları tartışmalıdır. Aynı insanlar Halepçe’de Kürd Soykırımı yapılırken Arap milliyetçiliğini lanetleyip, Kürdlerle dayanışma içerisine girdiler mi?

Kürdistan’da yaşanan katliam ve soykırımlardan İsrail mi, yoksa Türk, Arap, Fars gericileri/sömürgecileri mi sorumludur?

Bu Sivil Aktivistler, Kürdlerin de Filistinliler kadar insanca yaşama hakkına sahip olduklarını ve bunun için çaba sarf edilmesi gerektiğini hiç düşündüler mi/düşünüyorlar mı acaba?

Türk dincileri “din kardeşliği’ adı altında Ortadoğu’dan pay alma ve işgal altındaki Kürdistan’da egemenliklerini pekiştirmek için yerel gericilerle işbirliği yaparken, Türk ırkçıları da başta Amerika ve İsrail olmak üzere “modern’ dünya ile sıcak dayanışmalarını sürdürmektedirler. Dincisi kaybetse ırkçısı kazanır, ya da tersi olur. Tıpkı son yüz yılda uyguladıkları politikalar gibi, “Türk-İslam’ anlayışındaki sözde farklılıklar ortadan kalkar ve yeniden uzlaşılır, sonuçta Türk devleti kazanır.

Geçmişte Abdulhamit ile İttihat-Terakki arasında seçim yapma gereği duyup kendi seçeneklerini oluşturamayan Kürdler, bunun bedelini çok ağır ödediler. Ortadoğu yeniden şekillenirken, sömürgeci devletlerden her hangi biriyle veya Türkiye’deki Türk-İslamcı ve Kemalist kesimlerden biriyle yapacakları her ittifak, onları yeniden felakete sürükleyecektir. Kürdistan halkının duyarlılıkları kullanılarak sömürgeci politikaların parçası yapılmamalıdır. Esas sorunumuz Kürdistan’ı işgal eden Sömürgeci Devletler iledir, İsrail ile değil!

Diğer Haberler