Peki, Siz Kimsiniz?

Peki, Siz Kimsiniz? Barzaniler

Özellikle sosyal medyada “sen kimsin?” diye hesap sormaya kalkışan karanlık tiplere sıkça rastlanır. Ve genellikle de hesap vermesi gerekenlerdir bu hesabı sormaya kalkışanlar. Bu insanların çoğu sahte hesap kullanır ve kendilerini gizlerler. Çünkü kendi kişilikleriyle ortaya çıktıklarında bırakın hesap sormayı, utanç verici yaşantılarından/geçmişlerinden dolayı konuşacak yüzleri olamayacağını bilirler. Bu karanlık tiplerin ortak özelliği bir güce dayanması ve o güç adına konuşmasıdır. Çünkü kendi bireysel kimlikleri yoktur; kendini, kişiliğini satıp bir güce angaje olmuştur.

Türkiye’de ya Kemalizm ya da din vasıtasıyla devlete bağlanan bu tipler genelde devşirmedir. Türklükleri de, dincilikleri de var olabilmeleri için bir araçtır. Bu araçlar sayesinde devlete “kutsallık” atfederler ve bu “kutsal devlet” sayesinde güç olup insanları aşağılamaya kalkışırlar. Varlık nedenleri devlet/örgüt olduğu için bu kurumlara yaranmak için her şeylerini verirler.

Hiç kimseyle birebir ve kendi kimlikleriyle hesaplaşamazlar; çünkü kendi başlarına bir hiçtirler. Bu nedenle, devlet/örgüt/lider savunuculuğu yapıp geçmişe dair mitolojik öğelerle süslenmiş kahramanlık destanlarıyla övünürler; kendilerinin övünülecek bir geçmişi, bir tarihi yok ki!

 Osmanlı devşirme sisteminin amacı da buydu zaten! Geçmişi silinmiş, tarihi olmayan ve sadece devlete hizmet ederek varlığını sürdürebilecek zavallılar yaratmak! Osmanlı devşirme sistemi olduğu gibi T.C.’ye devredildi. Ümmetçilik ve Türkçülük adına devleti kutsayanların ve bu kutsama teorisini yapanların geçmişi araştırıldığında fazla ilerleme şansı olmaz. Çünkü ya başka dinden ya da başka milletten devşirilmişlerdir. İki-üç, hele hele dört kuşak öteye geçtiğinizde, “şanlı geçmişleri”ne rastlayamazsınız. Dahası bu gün salya-sümük ve barbarca saldırdıkları inançların, milletlerin bir ürünü olduklarını görürsünüz. Kendi bireysel ve aile tarihleri olmadığı için, tarihi kutsadıkları devletle/örgütle başlatırlar. Bu anlayışın yerel Kemalistler vasıtasıyla Kuzey Kürdistan’a taşınması da tesadüf değildir…

Hesap vermesi gereken devşirmelerin “sen kimsin?” diye hesap sormaya kalkışmasına karşı yapılması gereken şey, ‘peki sen kimsin?’ diye hesap sormaktır. Her şeyden önce birine “sen kimsin?” diyen birilerinin önce kim olduğunu açıklayabilmesi gerekiyor. Açıklayamıyorsa, demek ki geçmişi yoktur; karanlıktır ve utanç duyduğu bir geçmişe sahiptir…

T.C.’nin yönetim kademelerinde bulunmuş veya bulunmamış ama varlığını devlete borçlu olanların, her canları sıkıldığında Berzanilere “sen kimsin?” deme küstahlığını yaptırtan da onların devşirme geleneğinden gelmeleridir… Ortalama zekâya sahip ve biraz dünyadan haberdar olan her insan Berzanilere saygı duyacak kadar tanır. Çok uzaklara gitmeye ve Berzanilerin mücadele tarihini ayrıntılı bir şekilde anlatmaya gerek kalmadan; Şêx Abdulselam Berzani, Şêx Ehmed ve Melle Mistefa Berzani isimlerini hatırlamak yeterlidir. Buna Berzanilerin çocukluk yaşından başlayarak işgalcilere karşı mücadele ettikleri de eklenince, “sen kimsin?” diye sorma küstahlığını gösteren tümünün ve T.C. yöneticilerinin de zavallılığı, rezilliği kendiliğinden anlaşılır…

Peki, siz kimsiniz? Üç kuşak öteye gidip övüneceğiniz bir aile/inanç/millet tarihiniz var mı? Ne zaman Türkleştiniz? “Kutsal devlet” sayesinde adam olduğunuzu mu sanıyorsunuz? Hırlayıp gürlediğiniz Berzaniler yüz yılı aşkındır haksızlığa karşı savaşıyorlar…

 Bu savaşta/mücadelede ailelerinden binlerce kişinin ölümüne tanıklık eden Genç Berzaniler, Pêşmerge kimliklerini koltuktan çok çok üstün görerek hala cepheye gidebiliyorlar; Üstelik hep ön saflarda ve çocukları, yeğenleri, torunlarıyla birlikte…

Peki, siz savaş naraları attığınız halde savaşa gidebilecek misiniz? Çocuklarınızı, yakın akrabalarınızı yanınıza alıp savaşa gidecek cesaretiniz/ahlakınız var mı? YOK! Öyleyse haddinizi bilin! Kim olduğunuzun hesabını vermeden, cesaret testinden geçmeden bir daha kimseye “sen kimsin?” diye sorma küstahlığını göstermeyin; Hele hele Berzanilere hiç yapmayın; REZİL-RÜSVA olursunuz…

NOT: T.C.’nin kurucusu ve Türklerin atası Mustafa Kemal’in babasını tespit etmek için 1937 yılında TBMM’de bir heyet oluşturuldu. Selanik’te araştırma yapan heyet Atatürk’ün babası olma ihtimali olan üç tane Ali Rıza buldu. Üçünde de aradıkları “asaleti” bulamadılar ve içlerinden en uygun gördüklerini Atatürk’ün babası Ali Rıza olarak tayin ettiler…

Diğer Haberler