Artık İhanet Mızrağı Çuvala Sığmıyor

Artık İhanet Mızrağı Çuvala Sığmıyor

PKK/HDP’nin bir devlet projesi olduğu ve misyonunun da Kürdlerin devletleşme hakkını engellemek olduğu gerçeği her geçen gün daha iyi anlaşılıyor.

 Gelinen aşamada bu gerçeği (PKK/HDP’nn bir devlet projesi olduğu) hâlâ gör(e)meyenler ya aptallardır ya da görmek istemeyenlerdir. Aptallar/Müritler ile tartışmanın hiçbir anlamı yok; çünkü aptallara/müritlere doğruları anlatamazsınız. Gerçeği görmek istemeyenler, ödenen bunca bedelin boşa gittiğini, dahası bu bedellerin Kürdler devletleşmesin diye ödetildiğini kabul etmede zorlanıyorlar.

Tüm yaşamlarını ve umutlarını PKK öncülüğündeki özgürlük mücadelesine(!) adayan bu kesim için gerçeği görmek ve kabullenmek ölüm ile eşdeğerdir. PKK/HDP gerçeğini gördüğü/bildiği halde sessiz kalanlar genelde korkaklardır ve “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” bencilliğini aşamamış olanlardır.

PKK gerçeğini bildiği/gördüğü halde bu anlayışı olumlayanlar ise, devletin görevlendirdiği kişileri bir tarafa bırakırsak geri kalanlar çıkarcı, sahtekâr ve hiçbir değeri olmayan siyaset tüccarlarıdır. Pratikte yaşanan binlerce anti Kürd/Kürdistan olayına hiç girmeden sadece PKK/HDP’nin bir tek söyleminden yola çıkarak bu anlayışın sahtekârlığını ispatlayacağız; hem de bilimsel olarak! Bilindiği gibi mantık biliminde tümel, tikel ve tekil önermeler vardır.

 Tümel önermelerin konusu açıkça ifade edilir ve yargıya konu olan herkesi/her şeyi kapsar; geneldir ve istisna kabul etmez. “Ulus Devlet dönemi bitmiştir” önermesi tümel bir önermedir. Bu yargıya varılmasının gerekçesi “ulus devletler kötüdür” düşüncesi olduğu için tümel olumlu bir önerme ile karşı karşıyayız. Kuşkusuz ki toplumların gelişim aşamaları dikkate alındığında ve her toplumun farklı zamanlarda aynı eşiği geçtiği görüldüğünde zaten “ulus devlet dönemi bitmiştir” anlayışının gerçeği yansıtmadığı görülür. Ancak biz yine mantık bilimine bağlı kalarak bu önermenin geçersiz olduğunu gösterelim. “Ulus devlet dönemi bitmiştir” önermesi istisnasız bütün ulusları kapsar. Her fırsatta “Filistin’in devletleşme hakkını” savunan PKK/HDP, önermesinin geçersiz olduğunu kendileri ispatlamaktadır. Filistin veya bir başka halkın devletleşmesini istediğin an “ulus devlet dönemi bitmiştir” önermesini çöpe atmış olursun.

 Bu gerçeklik, PKK/HDP’nin söylemlerinde samimi olmadıklarını ve yalancı/sahtekâr olduklarını gözler önüne seriyor. Halkı kandıran, açıkça yalan söyleyen ve bir halkın doğal hakkını sömürgecilere satan kişi/kurumlar açıkça insanlık suçu işlemektedirler. Bu insanlık suçunu işleyenlere karşı kullanılacak hiçbir sıfat, yaptıkları çirkinlik ve işledikleri suç kadar ağır olamaz.

Hitler’e, Mussolini’ye ve M. Kemal’e faşist demek nasıl ki haksızlık veya hakaret değilse, PKK/HDP’ye de taşeron, yalancı, uşak, sahtekâr ve namussuz demek haksızlık veya hakaret değildir. Aynı şekilde gerçeği gördükleri halde PKK/HDP’yi olumlayan diğer tüm politik çevreler içinde bu sıfatlar geçerlidir kuşkusuz. PKK/HDP öz olarak ‘biz sadece Kürdlerin devletleşmesine karşıyız’ diyorlar ama halkı kandırmak için “ulus devlet dönemi bitmiştir” veya “demokratik modernite” gibi kitleleri kandırmaya yönelik saçma sapan ifadeler kullanma gereği duyuyorlar.

 PKK/HDP anlayışının özeti; ‘TÜRK-FARS-ARAP işgalci devletlerin birliği korunsun ve yaşasınlar; Yaşasın Filistin ve diğer uluslar ama Kürdistan yaşamayıp yok olsun’ dan ibarettir. “Ümmetçilik” adı altında Kürdistan’da örgütlenen yapılar da tıpkı PKK/HDP gibi Filistin’e bağımsızlık isterken, din maskesi altında Kürdlerin devletleşmesine karşı duruyorlar. PKK/HDP ve aynı anlayışı farklı argümanlarla ifade edenlerin sahtekârlığını savunan veya direkt/dolaylı bu anlayışları aklayanların hepsine soruyoruz; özellikle de kendi kendilerini “entel-lektüel” ilan eden zavallılara soruyoruz: “Ulus devlet dönemi bitmiştir” sözü tümel bir önerme değil mi? Filistin’in devletleşmesini savunmakla bu önerme geçersiz kılınmıyor mu? Geçersiz bir önermeyi “geçerli” göstermek yalancılık/sahtekârlık/ahlaksızlık değil mi? Bile bile bu ahlaksızlığa ortak olmak katmerli bir ahlaksızlık olmaz mı?

 Muhalif ve Kürdistanlı olduklarını iddia eden bütün Kuzey Kürdistanlı politik yapılar; PKK/HDP’ye dokunmak, tartışmak ve deşifre etmek yerine koro halinde “kullandığımız dilin çok sert, yapıcı olmadığı, Kürdlerin birliğine karşı yıkıcı dil kullandığımızı v.s.” gibi kahve dedikoduları ile doğrularımızı geçersiz kılmak ve PKK/HDP’yi aklamak için yapmadıkları çirkinlik kalmadı. Bir halkı bile bile kandırmak ve varlık koşullarını yok etmeye çalışmaktan daha büyük yıkıcılık olur mu? Bu insanlık düşmanlarına karşı kullandığımız dil, yaptıkları tahribatın ve ahlaksızlığın yanında devede kulak bile değilken; bizi “düzeyli ve yapıcı” olmaya davet etmek ahlaksızlığı meşrulaştırma ve herkesi ortak etme çabasıdır sadece…

Seyit Rıza’yı saygıyla anıp kendisinden ilham alarak biz de diyoruz ki; Sizin, Sahtekârlığınızla/ahlaksızlığınızla baş edemedik bu bize dert oldu; Korkaklığınıza, teslimiyetçiliğinize, çıkarcılığınıza, kirliliğinize, ahlaksızlığınıza ve aklayıcılığınıza bizi ortak edemediniz ve asla edemeyeceksiniz, bu da size dert olsun. İçinizde dert olarak kalsın…

Diğer Haberler