HPG neden Kuzey Kürdistan’daki savaşın bilançosunu yayınlamıyor?

HPG neden Kuzey Kürdistan’daki savaşın bilançosunu yayınlamıyor?

HPG geçtiğimiz gün bir  bildiri yayınladı. Bildiride bir yıllık savaş bilançosu da vardı. Fakat bilanço sadece Kürdistan Bölgesi topraklarında verilen savaşın bilançosuydu. Çünkü zaten Kuzey Kürdistan’da bilançosu açıklanacak bir savaş yok.
Ve bu bildiriden birkaç gün önce Şeladizeli iki yurttaş hayvanlarına ot toplamak için gittikleri Şirin dağı yamaçlarında savaş uçakları tarafından vuruldu. Kürdistan bölgesi sadece bugün değil 1986 yılından bu yana PKK ve TSK arasındaki bu savaşın kurbanı olmaktadır.

Özellikle de Kürdistan Parlamentosu’nun ilan edildiği 1992 yılından bu yana PKK ve TSK arasındaki savaş bilinçli olarak adım adım Kürdistan Bölgesi topraklarına kaydırılmıştır.  Şu ana değin 800’e yakın köy PKK savaşı nedeni boşaltılmıştır. Bir o kadar köyde ya yazın gidilip kışın bırakılmakta ya da gündüz gidilip gece bırakılmaktadır.  Bunlardan 500’ü daha 90’lı yıllarda boşaltıldı.  Kürdistan Bölgesi halkı yıllardır savaşa nedeni ile kendi köylerine gidememekte, hayvancılık yapamamaktadır. Bağ bahçeler sahipsizlikten yok olmuştur. Gençler işsiz kalmakta, turizm merkezi olacak yerler savaş sahası olmaktadır. İnsanlar kendi topraklarından kopmaktadır.

Güney Kürdistan TSK ve PKK çatışmasının meydanı oldukça tam tersine Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da mermi sesi bile duyulmamaktadır.

PKK 2016 yılında hendek savaşı adı altında yaptığı aslında Kürdistan şehirlerini yıkma savaşından sonra Kuzey Kürdistan’da çatışmalar yavaş yavaş sıfırlandı. Şimdi Kuzey Kürdistan dağlarında gerilla yok. Şu anda Kuzey Kürdistan’da Cilo, Çarçella, Gabar, Cudi, Besta, Herekol dağları birer turistik gezi alanı gibi kullanılmakta, her yerinde festival yapılmakta, turlar düzenlemekte, su sporları ve kayak merkezi olarak kullanılmaktadır.
Oysa Şeladize’de halk iki adım şehirden uzaklaşınca acaba mayın var mı, acaba uçak vurur mu, acaba gerilla yolumu keser mi diye kaygı içinde yaşamaktadır.  Savaş Kürdistan Bölgesi’nde verilmektedir.

PKK 2018 yılından bu yana ha bire zaferden söz etmektedir ama Türk devleti her yıl başka bir yere kalıcı üs kurmaktadır. Peki, o zaman PKK’nin zaferi nerede?

2018 yılında Türk devleti Şemzinan – Xaxurke hattında Kararlılık Operasyonu başlattı. Zagros dağlarının yükseltilerine yerleşti.

2019 yılında Xaxurke’den Hinere’ye kadar olan Bıradost alanı bir savaş meydanı haline geldi. Abdul Kofi-Şekif hattı Türk devletinin eline geçti.

2020 yılında Haftanin’de Pençe Kaplan operasyonu yapıldı. PKK tek bir gün direnmedi. Xantur gibi önemli yüksek tepeler tutuldu. Pirbela, Keşane gibi zengin vadiler TSK’nin denetimi altına girdi. Halk binlerce yıldır yaşadığı topraklara artık gündüz gidiyor, gece kalamıyor.

2021 yılında Metina-Avaşin hattında başlayan operasyonda Kela Kumriye, Keste Kayalıkları ve Basyan vadisinde pek çok yer Türk devleti tarafından tutuldu. Yine hiçbir direniş olmadı. Keste, Hiror gibi köyler çatışma alanı haline geldi. İnsanlar köylerini terk etti, bal kovanları sahipsiz kaldı, ağaçlar yandı.

2022 yılı Nisan ayında başlayan Pençe Kilit operasyonu ise Kürdistan Bölgesinin en zengin en derin ve sarp coğrafyasını hedefledi. PKK’nin Şikefte Brindara dediği Sinya- Çiyaye Reş hattından başlayarak Kure Jaro’ya kadar Türk ordusu bir gecede geldi. PKK’nin yıllardır sivillerin girmesine izin vermediği bu zengin toprak parçasını tek bir gecede Türk ordusuna bıraktı.

Bu operasyonun üzerinden bir yıl geçti. PKK geçtiğimiz gün bu operasyonun bilançosunu yayınladı. Buna göre 259 gerilla hayatını kaybetmiş ve 2833 Türk askeri öldürülmüş. Ayrıca PKK helikopter saldırısı gibi bazı başka bilançolar vermiş. PKK’nin öldürülen asker sayısını doğru söylemediği zaten gün gibi ortada. Çünkü zaten bu operasyonda PKK uzaktan bir iki roket fırlatmak dışında eylem yapamıyor. Fakat mesele bu da değil. Özünde, PKK bir yıllık bilanço olarak bıraktığı tepeleri ve bu tepeleri kaç saatte bıraktığını söylemeliydi. Mesela şöyle söylemeliydi: 1986 yılından beri elimizde olan Çiya Reş tepesini bıraktık ve hiç savaşmadan bıraktık.
Savaşın gerçek bilançosu ölümler değildir. Savaşın gerçek bilançosu coğrafyanın kimin tarafından kontrol edildiğidir. PKK’nin 2004 yılında ilan ettiği Medya Savunma alanı denen bölge artık Türk devletinin kontrolündedir.
PKK 2 Şubat tarihli depremden sonra bir ateşkes ilan etmiştir. Oysa ki ortada zaten bir savaş yoktu.

Şu anda geçmişte PKK’nin savaş merkezi olan, Botan’ın kalbi denen Gabar dağı turistik bir bölgedir. Her gün Şırnak’tan, yola çıkan tur gurupları dağ yürüyüşü yapmaktadır. Gabar, artık bir gerilla alanı değil turizm bölgesidir.
PKK’nin yıllarca kontrol ettiği Gabar’a insanlar gezmeye gidiyor. Ama Kürdistan bölgesinde insanlar kendi köylerinin yanına ot toplamaya gidemiyor. Daha geçen gün Şirin dağın civarında Şeladizeli iki vatandaş savaş uçaklarının hedefi oldu.
Yine mesela PKK’nin yıllarca Hakkari’de sırtını yasladığı ve Türk ordusunun giremediği Çarçela şimdi yine turistik bölge haline geldi. Şimdi PKK’nin eski kamplarının yerinde her kış festival yapılıyor. İnsanlar kayak kaymaya geliyor.
Ama Kürdistan Bölgesi halkı karda kaymak için Gare’ye gidemiyor.

Cehennem Deresi olarak bilinen Hespiste denen dar vadiye her gün turistik guruplar gidiyor, buradaki mağaraları geziyor. Ama mesela Nirvehiler kendi köylerinin atalarının yeri olan Zap’a 30 yıldır gidemiyor.

Örneğin bir Kani Sarkeli adamın torunları hatta oğulları o köyün yüzünü bile görmememiştir. Aynı biçimde Sinya  gibi köylerde böyledir. Savaş yokken de PKK insanların buralara gitmesine izin vermiyordu.

Özünde söyleyebileceğimiz iki şey vardır: PKK ve TSK savaşı bilinçli biçimde Kürdistan Bölgesine kaydırmıştır. Her iki tarafta bu durumdan memnundur. T

İkincisi de şudur: Kürdistan Bölgesinin Haftanin’den Bradosta kadar uzanan bölgesi 30 yıldır PKK tarafından işgal edilmişti. İşgalciler el değiştirdi. PKK buraları Türk ordusuna emanet etti.
Artık görev Kürdistan halkınındır.  Batufalalır, Kesteliler, Kani Masililer, Amediye ve Şeladizeliler ayağa kalkıp PKK’ye “artık köyümüzde çık” demek zorundadır.

Diğer Haberler