Şehadetinin 47’inci yıl dönümünde Ararat Kartalı ihsan Nuri Paşa’nın hayatı ve mücadelesi

Şehadetinin 47’inci yıl dönümünde Ararat Kartalı ihsan Nuri Paşa’nın hayatı ve mücadelesi, Ağrı Dağı isyani, Kuvvayi Milliyet, Ferit paşa , Simko Şıkak, Beytulşebap isyanı,Şeyh Said, Azadi Örgütü, Xoybun Örgütü, Tahran, SAVAK, Rewanduz, Kürt Temali Cemiyeti, Osmanlı Rus savaşı, Ermeni Katilamı, Nasturu Katilamı

20’inci yüz yılın ilk çeyreğinde Kürt milleti kendi kaderini eline almak için büyük bir mücadele verdi, isyan etti. Pek çok kahraman o döneme öncülük etmek için öne çıktı. Bunlardan biri de 25 Mart 1976 yılında hayatını kaybeden ihsan Nuri Paşa’ydı. Yaşadığı dönem Kürtler ona Ararat Kartalı diyordu. Bu kartalın hayatı Kürtlerin 20’inci yüz yıldaki mücadelesine ışık tutacak, mücadele ile dolu bir hayattır.

İhsan Nuri Paşa kimdir?

İhsan Nuri Paşa 1893 de Bitlis’te doğdu. Cibranlı Aşiretinin ileri gelenlerinden Ali Quli’ nin oğludur. İlk öğrenimini Bitlis’te tamamlar ve Daha sonra Erzincan’daki askeri rüştiye mektebine yazılır ve okulu başarı ile bitirir.

1908 yılında İstanbul harp okuluna yazılır. 1910 yılının baharında harp okulundan binlerce öğrenci arasında 27’ci sırada subay derecesi ile teğmen rütbesini alarak Osmanlı ordusuna katılır. Balkan cephesinde ve Yemen’de Osmanlı ordusunda savaşlara katılır. Yemen’de başarılı 33 aylık başarılı hizmetten sonra kıdemli olarak 93’üncü Sınır alayına atanır ve Beyzon’a gönderilir.

Birinci dünya savaşında Kafkaslar cephesinde çarlık Rusya’sına karşı savaşır. Savaşın en kritik cephelerinde görev üstlenir. Nerman bölgesindeki direnişte yaralanır. Tedavi için Erzincan’a gönderilir. Tedavisi bittikten sonra 9.orduda görevlendirilir. Bu orduya bağlı hareketli jandarma birliğinin komutanı olarak Gürcistan cephesine gönderilir. 1919 yılın da başkent İstanbul’daki garnizon subayları temsilcileri kurulunun başkanlığını üstlenir.

İstenmeyen adam ilan edildi

 Damat Ferit Paşa hükümetinin Mondros ateşkes anlaşmasının kararlarını uygulama isteğine karşı orduda ayaklanmayı örgütler ve İstanbul hükümetine karşı isyan ederek Ferit Paşa hükümetinin düşüşünü hızlandırır. Bu ayaklanma Ferit Paşa hükümetinin düşmesine ve Kuvayi Milliyeci Ali Rıza Paşa’nın başbakanlığa gelmesine kadar götürdü. Onun bu etkili faaliyetleri İstanbul’da istenmeyen adam ilan edilir bunun üzerine İhsan Nuri memleketi Bitlis’e dönmek ister. Ancak Trabzon’a vardığında 9. Ordu komutanı Rüştü Paşa Bolşeviklerle temas kurmak ve Osmanlı Rus sınırını güvenceye almak ve Kuvayi Milliye için lojistik destek sağlamak için Bakü’ye gönderilir.

Ermeni Katliamına karşı çıktığı için mahkemeye verildi

Bakü’nün Bolşeviklerin denetimine girmesinde ve Kuvayi Milliye’ye destek sunmasında kritik görevler üstlenir ve yerine getirir. Daha sonra Hasankale’de (Pasinler) 12. Orduya katılır. Ermenistan savaşında ikinci kez yaralanır Sarıkamış’a tedavi için gönderilir. Ermenistan savaşında deli Halit Paşa Ermenileri toplu katliam uğratma emrine karşı çıkar ve şunu söyler: “Hayatımda hiçbir zaman kadın, çocuk ve yaşlıların incinmesi ve katledilmesi katılmadım ve katılmayacağım” bunun üzerine deli Halit paşa emre itaatsizlikten İhsan Nuri’yi askeri mahkemeye veriri ancak dava görülmez. Daha sonra Beyazıt Hudut Komutanlığına görevlendirilir. Bu görevlendirme İhsan Nuri paşanın sosyal hayatında ve ulusal amaçlarında yenilikler yaratır.

 İhsan Nuri Paşanın siyasi hayatı ve Kürdistani düşünceleri

İhsan Nuri Paşa İstanbul Harbiye okulunda milli ulusal düşünceler ile tanışır. İstanbul, jeo-politik konumu gereği Avrupa’nın ulusal-milli fikirlerinin etkisi altındaydı. 1908’de 2. meşrutiyetin ilanı ile örgütlenme ve aydınlanma çalışmalarında göreceli de olsa gelişme imkanları doğdu. Kürd feodal eliti de batının bu milliyetçi fikirleri ile tanışır ve yoğun bir örgütlenme içerisine girilir. İhsan Nuri Paşa da arkadaş çevresindeki bu milli-Kurdistani uyanışa katılır. Dönemin siyasal ve fikri tartışma ortamlarında yer alır.

Kürdistan Teali Cemiyeti ile tanışma ve Kemalizm’i doğru tahlil

Birçok tarihi aydınlanma kaynaklarına ulaşır ve fikir dünyasının rotasını çizer. 1. Dünya savaşı esnasında askeri görevi gereği İstanbul’dan ayrılır ancak bölgedeki siyasal değişimleri yakinen takip eder. 1.dünya savaşından sonra 1918 de kurulan Kürdistan Teali cemiyeti ile tanışır ve ona üye olur. KTC cemiyetinin yayın organı olan JİN dergisine Kürt tarihi ve kültür mücadelesi üzerine makaleler yazmaya başlar. Aynı zamanda uluslararası anlaşmaların ulusal etnik yapılara tanıdığı hakları inceler ve analiz eder. “Wilson ilkeleri ve Kürtler” üzerine Jin dergisinde bir analiz yazısı ile Kürtlerin uluslararası yasal haklarına dikkat çeker.

Kürt siyasal cenahı Kuvayi Milliye cephesinde “Kürt-Türk ortak devleti” aldatmacasından daha ayılmamıştı. Her ne kadar 1920-21 Koçgiri milli isyanı ile Kemalist hareket Kürtlere karşı soykırımcı yüzünü göstermiş olsa bile maalesef Kürtler bu durumu doğru tahlil edemeyerek Kemalistlerin oyalama taktiğine alet olmaktan kurtulamamışlardır.

İhsan Nuri Paşa Kemalistlerin bu oyalama ve zaman kazanma taktiğini anlar ve Kürt ulusal mücadelesine daha aktif katılır. Siirt’te kimi askeri konferans ve teftiş görevinde iken Kürdistan İstiklal Komitesine- Azadi’ye katılır.

Azadi Örgütüne katılma

Azadi örgütü Cibranlı Halit, Yusuf ziya ve Hesenanlı Halit Beg Önderliğinde Kürdistan’da kurulan ilk illegal örgüttür. Bu örgüt “Kürdistan’daki farklı düşüncelerin Kürdistan toplumunun sosyal sınıfsal değişik guruplarını bir araya geldiği milli bir çatı örgütlenmesidir.” İhsan Nuri Paşa örgütün askeri kanadının Siirt bölgesi sorumlusu olur. Artık Azadi’nin Önderliğinde, planlanan büyük ulusal ayaklanmanın tüm hazırlıklarına katılır.

Ordu içerisindeki Kürt subaylarını örgütler. Musul sorunu ve Nasturi ayaklanması gerekçesi ile 7.orduya bağlı 18 alay komutanlığında görevlendirilir. İhsan Nuri askeri gücü ile Şırnak’a hareket eder. 18.alay gücünün yarısı Kürtlerden oluşuyordu. Ayrıca Azadi Örgütünün ordudaki üyelerinden Yusuf Ziya’nın kardeşi Ali Rıza, Hurşit Ertoşi, Rasim Bey ve Tefik Bey bu alayda görevliydiler. Azadi Örgütün büyük ulusal ayaklanmayı İngiliz mandası altındaki Güney Kürdistan’daki sınır bölgelerinde başlatma kararı vardı. Bunun üzerine Yusuf Ziya Bey kardeşi Ali Rıza’ya “siz Şırnak’ta isyanı başlatıp, askeri güçlerinizle Bitlis üzerine yürürsünüz. Kuzeyli aşiret güçleri size katılacaklar. Bitlis’de Bağımsız Kürdistan’ı oluşturup ve ilan edeceksiniz” fermanını buyurur. Ancak İhsan Nuri ve arkadaşları Şırnak’a ulaştıklarında “devletin bazı duyumlarından olacak ki” hemen Elkê (Beytüşşebap) gönderilirler. Bir yandan İsyanı başlatma kararı bir yandan da Kemalistlerin Nasturi tenkil hareketini Kürtlerin eliyle yapma planın hayata geçirme çabası İhsan Nuri ve arkadaşlarının bir an önce İsyanı başlatmayı zorunlu kılıyordu.

Beytüşşebap isyanı ve “Ortak Vatan” aldatmacasının sonu

Kimi tarihçilere göre de Yusuf Ziya’nın kardeşi Ali Rıza’ya gönderdiği şifreli telgrafın yanlış anlaşılması üzerine Elkê isyanı zamansız başlatılmıştır. Ancak o günün siyasal-askeri atmosferi ve Azadi Örgütünün planlamaları göz önüne getirildiğinde isyanın zamanlamasında bir yanlışlığın olmadığını gösteriyor. Bunun üzerine İhsan Nuri Kürd subaylarına yönelik yazılı bir emir hazırlıyor ve tüm Kürd subayların isyan esnasındaki görevlerini net bir şekilde belirleyerek onlara imzalatılıyor. Bu yazılı emirname de askeri ayaklanmanın nerede başlayacağı ve isyan sırasında hangi subayın hangi görevi alacağı detaylarına kadar açıklanmıştı. 3-4 Eylül 1924’te yeni Kemalist cumhuriyete karşı ilk planlı Kürt isyanı başlatılıyor. Her ne kadar Elkê isyanı askeri açıdan başarısızlıkla sonuçlanmış olsa da Kürt siyasal tarihine önemli bir yere sahiptir. Bu isyan Osmanlıdan Kemalist rejime kadar Kürdler üzerindeki “İslam kardeşliği, ortak vatan” aldatmacasına son nokta koymuştur.

 Kürdlerin siyasal kopuşunun önünü açmış, Kürt halkında milli şuuru geliştirmiş ve Kürtlerin bağımsız hareket etmelerinin önünü açmıştır.

İsyandan sonra İsyan Ali Rıza Bey tutuklanıyor. İhsan Nuri ve diğer isyan önderleri 350-400 asker ile Kato dağına çıkıyorlar. Devletin karşı saldırısı üzerine İhsan Nuri hayatının bir yanlışını şu sözlerle “benim bilincim isyanın birinci gününde bana ihanet etti. Zira o bana eski silah arkadaşlarıma ateş etmeyi yasakladı” ifade diyor. Yanındaki askeri gücü serbest bırakarak Kürdistan’ın İngiliz mandası altındaki güneye geçiyor. Bir süre Şengal dağında kalıyor. Bu esnada İngilizler İhsan Nuri’ye kendileri ile çalışma teklifin de bulunuyorlar ancak İhsan Nuri bu teklife karşılık “ben Kürt halkının özgürlüğü için mücadele ediyorum, bir askeri birliğin görevlisi olarak İngilizlere hizmet etmem” diyerek teklifi ret ediyor.

Şeyh Said isyanı

 Şeyh Said isyanı 13 Şubat 1925 patlak verince isyana kalıtılmak için Kürdistan’ın doğusu üzerinden Kürdistan’ın kuzeyine geçiyor. Ancak o daha yetişmeden isyan bastırılıyor isyan liderleri Şeyh Sait Efendi, Şeyh Abdullah Meleki yakalanıyorlar. Bu olumsuz gelişme üzerine İhsan Nuri, Mardinli Tefik ve Vanlı Rasim Bey tekrar Kürdistan’ın Güneyine Rewanduz şehrine dönüyorlar. İhsan Nuri bir süre Rewanduz kaymakamı Şeyh Ubeydullah Nehrinin torunu Seyit Taha’nın yanında kalıyorlar. Ancak burası da onlar için geçici bir ikametgahtı. Türkler Kürdistan Teali Cemiyeti başkanı seyit Abdulkadir ve oğlu seyit Mehmet Şeyh Sait İsyanı ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile 27 Mayıs 1925’te idam ediliyorlar. Bir süre sonra İhsan Nuri ve Rasim Bey Seyyit Taha’nın kardeşi Seyyit Muslih ile Nehri’ye seyit Abdulkadir’in oğlu Seyit Abdullah’ın yanına gidiyorlar. Nehri ailesi ve ona bağlı aşiretler Seyit Abdullah önderliğinde Türk devletine karşı isyan başlatıyor.

Şemdin’li Rewanduz hattın da yoğun çatışmalar yaşanıyor. Bu gelişmeler üzerine İhsan Nuri ve Rasim Bey doğu Kürdistan’a Sımko Şıkak’ın yanına geçiyorlar. Sımko’nun İran güçlerine yenilmesi üzerine Sımko Irak’a geçer. Bu çatışmalarda Rasim Bey de şehit düşer ve İhsan Nuri Bey İran güçlerinin eline geçer. İhsan Nuri Paşa Zencan kentinde tutulur. Daha sonra bir fırsatını bulup Zencan’dan kaçarak Xoy kentine Hesen Sıtkı Heyderi’nin evine misafir olur.
Ağrı İsyanında Xoybun tarafından görevlenidirildi

İhsan Nuri Paşa Xoy kentinde iken 1926’da Bıro Heskê Têli Önderliğinde Ağrı dağında Türk devletine karşı isyan yeni bir isyan başlatılır. İhsan Nuri Paşa’ın adı ile özdeşleşen Ağrı İsyanı Elkê’de ilk kıvılcımı çakılan Kürdistan İstiklal Komitesi’nın örgütlediği Şeyh Sait’ın bir devamı olarak zuhur eder.

 Şeyh Sait isyanında Suriye ve Irak’a geçemeyip direnişi sürdüren Kürt savaşçılar yönünü Ağrı isyanına verir. Ağrı isyanı; 1925 büyük ayaklanmanın ateşi daha sönmeden onun bir devamı olarak ortaya çıkar. Her ne kadar İsyanın çıkış nedeni Bıro Heskê Têli’nin sürgün kararı olsa da 4 yıl süren büyük bir milli ulusal devrimdir. Ağrı İsyanını 1927 de Kurulan Xoybûn Örgütü sahiplenir. İran’da bulunan İhsan Nuri Paşa İsyanın Askeri lideri olarak Xoybûn tarafından görevlendirilir.

 1927’de Ağrı dağına giderek İsyana ivme kazandırır.  İhsan Nuri paşa’nın Ağrı dağına çıkması ile yerel çapta yürütülen isyan Ulusal milli bağımsızlık hareketine dönüşür. Askerî açıdan savaşçı güçler yeniden düzenlenerek hiyerarşik bir sisteme kavuşturulur. Askeri güç gerilla savaşına göre desteler şeklinde örgütlendirilir. Askeri üniforma rütbe sistemi getirilir. İhsan Nuri paşanın engin savaş tecrübesi bir anda savaş alanına yansır ve Türk devleti büyük bir telaşa girer. İhsan Nuri’nın Ağrı’da olduğunu duyan türk devleti panikler ve İsyanın ciddiyetini anlar. Çünkü Kemalist devlet İhsan Nuri paşanın savaştaki komuta kabiliyeti ve cesaretini çok iyi tanımaktadır.

İsyanın geçici bir tepki hareketi olmadığını siyasi ve askeri modern bir ulusal kurtuluş savaşı olduğunu anlar. İhsan Nuri Paşa isyanın propaganda ayağına çok büyük önem verir. İsyan koşullarında bir baskı makinesi bularak “Agıri” gazetesini çıkarır bu yolla kitleleri bilgilendirir. Xoybûn örgütünün direktifleri ışığında modern Kürd devletinin kurumlarını oluşturur. Ağrı dağı Kürt Cumhuriyeti bu stratejik çalışmamın ürünü olarak ilan edilir. Başbakan ve bakanları ile hükümeti resmileştirir. Milli bayrağı,milli marşı ve milli ordusu ile Kürdistan devletinin temellerini atar. Bunun yanında Ağrı hükümetinin egemenliği altında bulunan coğrafyada adalet ve Hukuk sistemi temelinde yasalar geliştirir. Ağrı Dağı isyanda öte Kürd Ulus Devletinin Prototipidir.

Ölümü şüphelidir

!930’da Türk devleti, Sosyalist Rusya devleti ve İran arasında yapılan anlaşma sonucunda isyan bastırılır. Tarihte ilk defa Türkler diplomasi ile bir Kürt isyanını bastırmış oluyor. Temmuz 1930 da 4 yıllık Ağrı Kürt Cumhuriyeti yıkılır. İhsan Nuri Paşa İran’a sığınır. 4 yıllık zindan hayatından sonra Tahran’da Savak’ın yoğun baskısı altında yoksulluk içerisinde eşi Yaşar Hanım ile bir hayat sürdürür. Ancak onun bu yaşam koşulları onu Ulusal Kürd davasından uzaklaştırmaz. Kürdistan tarihi üzerine kitaplar yazar. Kürd-Kürdistan davasına katkı sunmak için imkanlar dahilinde konferanslar verir ve makaleler yazar.

 18 Mart 1976 da şüpheli bir motosiklet kendisini çarpar ve ağır yaralanır. Kaldırıldığı hastanede 25 Mart 1976 vefat eder. Naaşı Tahran’ın Bıheşti Zehra mezarlığına defnedilir.

 Büyük komutan, yazar ve Kürt Ulus devlet sisteminin uygulayıcısı “Ararat Kartalı”nı saygı ve minnetle yad ediyor onun amaç ve hayallerini gerçekleştirme sözümüzü yineliyoruz.

Kaynaklar: İhsan Nuri Paşa Ağrı Dağı İsyanı

1924 Beytüşşebap isyanı Cemil Gündoğan

 Xoybun Örgütü ve Ağrı ayaklanması Rohat Alakom

Diğer Haberler