15 Mart akşamı Duhok’un Çemanke kasabasına bağlı Berkiyat köyünde düşen helikopter olayı üzerindeki sis perdesi hala aydınlanmış değil. Olayın HSD’nin yaptığı açıklamada ki gibi basit bir “eğitim değişikliği” için Süleymaniye’ye giden bir güç olmadığı ise çok aşikar.
İkinci Susurluk vakası
1996 yılında tüm dünyada kırmızı bültenle cinayet eroin kaçakçılığından aranan Abdullah Çatlı adı kişinin aracı Türkiye’nin Balıkesir ilinin Susurluk ilçesinde kaza yaptı. Tüm dünyada aranan Çatlı’nın arabasında bir milletvekili ve emniyet müdürü vardır. Kaza mafya ve Türk devletinin derin ilişkisini ortaya koymuştu.
Denile bilir ki HSD’nin düşen helikopteri de ikinci bir Susurluk olayıdır. HSD-PYD, YNK ve PKK arasındaki ilişkilerin gerçeğini ortaya koymuştur. Bu güçler arasındaki siyasi ve silah ve uyuşturucu gibi ekonomik konulardaki karanlık ilişkileri ortaya koyacaktır.
HSD’nin açıklaması ve PKK-YNK medyasının dolaylı servis ettiği bilgiler şaşırtma amaçlıdır. YNK konuya ilişkin daha hiç açıklama yayınlamamıştır. Ayrıca Olayın özü yansıtıldığından çok farklıdır.
Darka Mazi konuya ilişkin PKK ve HSD çevresinden de bilgi alarak bazı konulara aydınlık getirdi.
Helikopterin rotası neresi?
HSD’nin yaptığı açıklamada helikopterin Süleymaniye’ye gittiği söyleniyor. Oysa ki helikopterin rotası açıklamanın doğru olmadığını ortaya koyuyor. Çünkü helikopterin düştüğü bölgesinin Süleymaniye’ye gidiş hattında değil. Ulaştığımız kaynaklar HSD ve YNK arasında helikopter ile geliş gidiş trafiğinin 2017 yılından bu yana yapıldığını belirtiyor. Bu trafiğin yol hattı ise Süleymaniye, Kerkük, Mahmur, Musul, Şengal, Til Koçer üzeri gerçekleşiyor. Geliş gidişler Kerkük, Musul ve Şengal’deki Haşdi Şabi güçlerine bildiriliyor. Hava sistemine bu uçuşlar zaman zaman YNK zaman Haşdi Şabi olarak kaydediliyor.
Fakat 15 Mart gecesi düşen helikopterin güzergâhının Süleymaniye ile ilgisi yok. Helikopterin güzergâhı Gare ve Behdinan bölgesi. Her zaman ki güzargahın yaklaşık olarak 200 km kuzeyine düşüyor. Bu nedenle açıklamada ki Süleymaniye ve eğitim ifadesinin hiçbir geçerliliği yok. Helikopterlerin hedefi Gare dağı çevresi.
Gare’ye ilk uçuş değil
Belirtildiği kadarı ile şu ana değin PKK bu güzergâhta birkaç kez uçuş gerçekleştirdi. Hepsinde de yağmurlu hava tercih edildi. Ayrıca Xêre dağından Bexere kadar olan alandaki boş vadiler takip edildi. Burada daha çok kadro taşımaktan çok füze vb ağır cephaneler taşındı.
Düşen helikopterin de hedefinin Gare dağındaki PKK olduğu konusunda hiçbir kuşku yok. Muhtemelen yağmurdan faydalanarak bir eğitim değiş tokuşu yapılıyordu. Ve içlerinde adları açılananın dışında da bir yönetim üyesi olduğu da gelen bilgiler arasındı.
Helikopterler kimin?
PKK 2015 yılından bu yana bir hava aracına ulaşmak için çaba harcamış. Bazı elemanlarını Avrupa’da bazılarını ise İran’da eğitilmiş. Bu kişiler hususi amaçlı pilot lisans eğitimi görmüş. Ayrıca HSD içindeki PKK kadroları da benzer eğitim almış. Yani PKK’nin saldırı ve savaş helikopteri olmasa da çok amaçlı
Fakat düşen helikopterin YNK’ye ait olduğuna dair bazı deliller var. Bafil Talabin ve YNK Anti-Terör güçleri sorumlusu Wahap Halepçeyi’nin düşen AS350 tipi Eurocopter’i önünde çekilmiş çokça fotosu var. Ve zaten HSD açıklamasında da helikopter bizimdir gibi bir ifade kullanılmıyor.
İkinci helikopter konusunda karmaşık konulardan biri. HSD ikinci helikoptere dönük ayrıntı vermiyor. Helikopter gerçekten düştü mü yoksa inmesi gereken PKK ile koordineli noktaya indi fakat dikkat çekici olduğu için havalanamıyor mu bilinmiyor. Şu ana değin arazide böyle bir helikopter parçasına da rastlanmadı.
15 Mart için ilginç bir ayrıntı: Bodyguard’lar kim?
Helikopterin YNK ile PKK arasındaki karanlık ilişkileri gösterdiği bir gerçek. Fakat özellikle 14-15 Mart günü YNK’nin Süleymaniye’de ilginç bir silahlı gerginlik vardı. Sülemaniye’nin en gözde bölgesi Ser Çınar’da Bafil Talabani’ye bağlı bazı güçler Lahor Cengi’ya ait Lalezar Hotel vb bir iki mekana daha saldırdılar. İçerde ki personeli atarak el koydular. Aslında daha ondan önce 8 Mart günü Bafil Talabani’yi bağlı güçler Lahor Cengi’ye bağlı çiftliğe saldırı düzenlenmişti. Çiftlikteki kişilerin gözleri bağlanmış ve terörist muamelesi yapılmıştı.
Lahor Cengi olayı “tehlikeli eylem” olarak niteleyerek uluslararası güçlere çağrı yapmıştı.
Bafil Talabin’nin bu Lahor Cengi’yi güç ile tasfiye etme sürecinde engelleri var. bunlardan biri de YNK’nin temel askeri yapısı Lı Xoman Parastın adlı Anti Terör güçleri içinde Lahor Cengi’ye yakın pek çok ismin oluşu. Bunların birçoğu tasfiye edilse bile 10 yıldan bu yana YNK Anti Terör güçleri sorumlusu Cengi’nin çok gizli hayranı ve kadrosu var.
Bafil Talabani’nin Cengi etkisi nedeni ile yakındaki bazı isimlere de güvenmediği belirtiliyor. İnsanların tümünün birbirini tanıdığı ve birbirinden çekindiği YNK ortamında planlar ve sırlar erken deşifre oluyor, olayların sonrasında da bilgiler erken dağılıyor. Ve bu konuda PKK ve HSD ile iş birliği yaptığı, kendisini yakın korumlar verildiği. Hatta bazı özel operasyonlarda PKK ve HSD timlerinin yer aldığı da bilinen bir durum.
Yani HSD’nin muğlak “eğitim amaçlı Süleymaniye’ye gidiyordular” sözü acaba Bafil Talabani ekibi ile beraber Bafil Talabani’nin son dönemin karanlık operasyonlarına da işaret ediyor. Helikopterdekiler Süleymaniye’ye gitmemiş olsalar bile Bafil Talabani’nin hayatını kaybeden HSD yöneticisi Şervan Abdo ile samimi fotoları geçmişte bu timin kullanılma biçimi hakkında bazı ip uçları veriyor.
Geçmişte benzer görevi Lahor Cengi için yapan HSD’nin bu kez Bafil Talabani’yi aynı hizmeti ne karşılığında verdiği de kuşkulu.
Bafil Talabani’nin basit propaganda hesabı
Tüm bunlar olurken hafif hareketleri ve açıklamaları ile bilenen Bafil Talabani’den bir yine basit bir tutum geldi. Üzerinde HSD anti Terör güçleri YAT’ın arması olan bir kıyafet ile resmini paylaştı.
Bafil Talabani’nin bu tutumu daha çok Lahor Cengi’ye ve YNK içinde kendisinden rahatsız olan kesimlere karşı yapılmış kabul ediliyor.
HSD’nin “Erbil hükümeti ile ilişki çağrısı”
HSD olayın karanlık bir olay olduğunu ve altında başka gizli planların çıkacağını bildiği için olayı sadece şehitler, şehitlerin kahramanlıkları, IŞİD’e karşı mücadele vb söylemlerin arkasında gizlemeye çalışıyor. Bunun için kendisi Kürdistan Bölgesi hükümeti ile ilişkilenmekten imtina ediyor. Hayatını kaybedenlerin ailelerin gidip cenazeyi “Kürdistan Bölgesi” hükümetinden istemesi çağrısı yapıyor. Ayrıca ikinci helikopterin bulunması çağrısını yapıyor.
Helikopter Kürdistan Bölgesi hükümeti ve güçlerinin koruması altındaki toprakları geçerken hükümetten izin almıyor, hükümetin ardından gizli işler çeviriyor. Daha sonra duygu sömürüsü ve yalan içerikli bir açıklama ile olayın geçiştirilmesini istiyor.
Bu tutumların hepsi bize şunu gösteriyor, PKK ve YNK arasında Kürdistan Bölgesine dönük karanlık bir plan vardır. Bu planın bir ayağı ulusal birlik adı altında siyasidir. Fakat bu karanlık planın bir kaçakçılık bir de askeri ayağı vardır.
Helikopterin düşüşü basit bir olay değildir. Kürdistan Bölgesine karşı komplonun işaretidir.
Darka Mazi konu hakkında gelen bilgilere göre araştırmasını güncelleyecektir.