Mustafa Karasu’dan sonra Cemil Bayık’ta aynı açıklamayı yaptı: “Suriye Rejimi bugün ayaktaysa mücadelemiz sayesindedir”

Mustafa Karasu’dan sonra Cemil Bayık’ta aynı açıklamayı yaptı: “Suriye Rejimi bugün ayaktaysa mücadelemiz sayesindedir” Esad Rejimi, PKK, KCK, Suriye devleti, Öcalan, Qamişlo, Derik, Şam, Öcalan'ın Şam'daki evleri

Cemil Bayık’ın açıklaması ne anlama geliyor?

PKK yöneticileri Suriye ve Türkiye arasındaki görüşme ve ilişki tartışmaları başladığından bu yanadır sıra ile açıklama yaparak Suriye rejimini ayakta tuttuklarını söylüyorlar.

En son olarak Mustafa Karasu PKK yayın organlarından Medya Haber’de katılarak “Suriye Rejimini biz ayakta tutuyoruz” demişti. İlgili yazıya ulaşmak için: https://darkamazi.com/archives/1022860

Dün ise Cemil Bayık Sterk TV’de yayınlanan röportajında “Suriye Rejimi eğer ayakta ise bunu Kürtlere borçludur” dedi.

Cemil Bayık “Kürtlerin bazı hataları var”

 Cemil Bayık konuşmasında “Türk devletinin amacı Kürtleri katletmek. Hedefleri bu. Bu hedefe Suriye’yi de kendi siyasetine çekerek ulaşmak istiyor. Türk devleti, Kürt düşmanıdır, Kürtleri katletmek istiyor. Suriye, bu siyasete alet olmamalı. Bu siyasete girerse Suriye ile Erdoğan arasında hiçbir fark kalmayacaktır.” dedi.

Bayık konuşmasına şöyle devam etti: “Kürtler, bugüne kadar Suriye’yi korudu. Ayakta tuttu. Belki bazı hataları vardır, bu yüzden Kürtlere yönelik Suriye’nin de bazı eleştirileri olabilir fakat bu, düşmanca bir aşamaya gelmemelidir. Türk devleti zaten Kürtlere, demokrasiye, özgürlüğe düşmandır; bunu açıkça ortaya da koyuyor. Kürtlere yönelik bazı eleştirileri olan Suriye, Erdoğan’ın düşmanlığı gibi bir aşamaya getirmemeli durumu. Eğer bunu yaparsa kendi sonunu getirir. İnanıyorum ki; Suriye bu kirli siyasete alet olmayacak ve Kürtlerle ilişki geliştirerek aralarındaki sorunları çözecektir. Suriye’nin bütünlüğünü sağlayacak olan da budur. Suriye’ye çağrım bu temeldedir.”

Rojava’da Kürtler niye öldü?

Cemil Bayık’ın konuşması Suriye devleti sanki bir sömürgeci değilmiş gibi yapılan bir konuşmadır. On yıllardır Kürtlerin topraklarındaki petrolleri çıkarıp satan, Kürtlerin topraklarında demografi değişsin diye Arapları getiren yerleştiren Suriye devleti değilmiş gibi Cemil Bayık’ın “Kürtlerin hataları ola bilir” demesi Suriye devletinin sömürgeci değil dost devlet olarak Kürtlere kabul ettirmek istemesi ile bağlantılıdır.

Kürtlerin Suriye’de ne hatası olmuş? Kürtler yıllarca kimliksiz gezmiş, dili yasalanmış, toprakları işgal edilmiştir. Son 13 yıllık dönemde de PKK’nin uzantısı olan YPG gibi yapılar Halep’te, Derazor’da Haseki’de Suriye rejiminin savaşması gereken yapılara karşı savaşmıştır. Kürtler binlerce kayıp verdiler. Sadece Rojavalılar değil Kürdistan’ın diğer parçalarından binlerce Kürt Rojava’yı destekledi ve hayatını kaybetti. Ne için Esad rejimi ayakta kalsın diye mi?

Esad yönetimi ne söz verdi de PKK Kürtlerin rejimi korumak için ölmesini kabul etti? PKK’nin asıl açıklaması gereken budur.

Esad’ın Kürt siyaseti

Ortadoğu’nun sömürgeci dört gücü var. Suriye, Kürdistan’ı sömüren ülkeler içinde en zayıfı gibi görünse de Kürt kimliğini her zaman için ret etti. Suriye sadece diğer ülkelere karşı kullanmak için zaman zaman bazı Kürt örgütlerinin varlığına yardımcı oldu. Ayrıca nüfus olarak azınlıkta olan Alevi kökenli olan Esad rejimi her zaman için Sünni Araplarla Kürtleri karşı karşıya getirmeyi hedefledi. Bu nedenle de zaman zaman Kürtleri zaman Arap ve diğer yapılar destekledi. Fakat Rojava’daki Kürtlere dönük hiçbir zaman haklarını kabul eden bir tutum içinde olmadı.

Daha geçtiğimiz yıl bile Suriye Eğitim Bakanı Kürtçenin anacak hafta bir saat seçmeli ders ola bileceğini söyledi. Yani Esad rejiminin de Kürtleri tanıma ve haklarını vermek gibi bir siyaseti yoktur. Esad rejimi ihtiyaç duyduğu zaman PKK’yi kullanmıştır. Türk devletine karşı değil, Kürtlere karşı kullanmıştır.
1986 yılından bu yana PKK ve Suriye devleti arasında bir anlaşma yapılmıştır. Buna göre PKK radikal Kürt yapıların Rojava’da engellenmesinden sorumlu olmuştur.
PKK Rojava’da Kürtlerin ayrılıkçı bir çizgiye kaymasını engellemek için kullanılan bir baraj görevi görmüştür. 1980 yılından bu yana Esad rejimi ile içli dışlıdır, binlerce kadrosu Şam’dan uçakla Tahran ve Urmiye’ye gitmiştir. Binlerce savaşçısı Şam’dan trenle Qamişlo’ya oradan da araba ile Derik’ten sınıra Irak’a gitmiştir. Öcalan Şam’da, Lazikiye’de elini kolunu sallayarak gezmiştir. Hatta Cemil Bayık 2000 yılından sonra da iki yıl boyunca Şam’da Öcalan’ın küçük çiftlik denen villasında kalmıştır. Güvenliğini Esad Rejimi almış ve Bayık 2002 yılında uçakla Tahran’a oradan da Kandil’e gelmiştir. Ama aynı yıllarda PKK’nin onlarca Kuzeyli kadrosu Türk devletine teslim edilmiş, pek çok Rojavalı kişi Halep ve Şam’da tutuklanıp ağır işkence görmüştür.

Yani yıllarca Esad rejimi ile bu kadar kucak kucağa olan PKK ve yöneticiler Rojava ‘da yaşarken Rojava halkı tek bir santim ilerleme sağlamamış ve hak almamıştır.

PKK’nin yaptığı Rojava halkının vatansever duygularını kullanarak Suriye devletine satması, peşkeş çekmesidir. Bu sadece PKK ile Suriye arasındaki bir ilişki biçimi değildir. PKK İran ile Doğu Kürdistan halkının kontrolü, Irak ile Kürdistan Bölgesinin kontrolü üzerinden de benzer bir ilişki içindedir. PKK’nin stratejisi şudur: “Kürtleri kontrol et sonra pazarla.”

Cemil Bayık’ın Suriye devletine “Kürtlerin hataları var ama düzelte biliriz” demesi ise “bunlar ABD ile biraz dost olmuş ola bilirler, ama ben daha fazlasına izin vermem, 1990’lara döneriz” demek anlamına geliyor.
Cemil Bayık’ın bunu TV ekranlarında hiç çekinmeden söylemesi ise topluma bunu diplomasi yapıyoruz, Rojava’yı kurtarmaya çalışıyoruz normal bir şeymiş gibi gösterme isteminden kaynaklanıyor.

PKK medyası aracılığı ile bu söylemleri sürekli tekrarlayarak normalleştirmektedir. Bu söylem bir çözüm arayışı söylemi değildir. Bir diplomatik söylem değildir. Bu söylem Kürtlerdeki anti sömürgeci düşünceleri nötrleştirmek amacı ile yani bilinç çarpıtmak için söylenmiştir.

Rojava Türk sömürgeciliği ile Suriye sömürgeciliği arasına sıkışmıştır. Yok olma tehlikesi de vardır. PKK yöneticilerinin ısrarlı çağrıları “Rojava’yı teslim edeceksek bari bir karşılığı olsun, bize bir şeyler verilsin” söylemidir.

Rojava’daki dürüst bazı öğeler PKK’yi aşamamıştır. Rojava’nın kaderi Cemil Bayık ve Mustafa Karasu gibi Kürtlük hissiyatı ve düşüncesi olmayan insanların Esad’ın istihbaratı ile Şam’da yapılan görüşmelere kalırsa Rojava çok büyük kaybedecektir.

 PKK’nin2000’li yıllardaki misyonu Ortadoğu’da Kürtlerin kendi kaderini tayin hakkını kullanmasını ve kendini yönetecek düzeye gelmesini engellemektir.

Diğer Haberler