PKK kurucu üyesi ve KCK Yürütme Konseyi üyesi Mustafa Karası PKK’nin Avrupa’da yayın yapan televizyonu Medya Haber’e bir röportaj verdi. Röportajda Suriye ve Türkiye ilişkileri, Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları vb pek çok konuda değerlendirmeler yapıldı.
Karasu’nun konuşmasında sık sık “Rejimi güçlendirmek isteğimizi Suriye rejimine ilettik” demesi de dikkatlerden kaçmadı. Geçen kış sağlık sorunları nedeni ile Tahran’da olan Mustafa Karasu’nun Şam’a uçakla gelip gittiği ve Suriye Rejimi ile görüşmeler yaptığı da medyaya yansımıştı.
Kürtler Suriye’yi bölmeye çalışmıyor
Mustafa Karasu konuşmasında Suriye’yi ayakta tutan gücün kendilerini olduğunu söyledi. Karasu daha önce bu yönlü söylemleri medyada Kürtlerin tepkisini çektiği için sözlerini daha itinalı seçerek biz ve Rojava gücü demek yerine Kürtler demeyi tercih etti. Ve birkaç üstüne basa basa “Suriye’yi bölme gibi bir düşüncemiz yok” dedi. Karasu şu ifadeleri kullandı:
“Kürtlerin Suriye’ye bölme gibi düşünceler yok, uydurmadır. Rusya kendi Türk devleti ile ortaklığını böyle gerekçelendirmez. Türk devleti ile soykırım ilişki içine girmek anlamına geliyor. Türk devletinin amacı soykırımdır. Rusya sormak lazım sen Türk devletinin soykırımını destekliyor musun? Ortak mı olacaksın? Böyle Kürtlerin Suriye’de bölme yaklaşımları falan yok. O sizin uydurmanızdır. Aksine şu anda Suriye rejimi ayakta kalmışsa, bunu esas ayakta tutan. Rusya’nın desteği olmamıştır. Evet, Rusya’da Suriye desteği olmuştur ama eğer Rojava devrim olmasaydı, DAİŞ’i yenilgiye uğratmasaydı, çeteleri durdurmasaydı, şu anda Rojava, Kuzeydoğu Suriye’de hakim olan devrimci güçler hakim olmasaydı, buraya DAİŞ hakim olsaydı, çeteler hakim olsaydı biz Suriye’nin sonunu görürdük. Esad ayakta kalamazdı. Rusya da ayakta tutamazdı, İran da ayakta tutamazdı. O zaman zaten Suriye’nin çoğunluğunu ele geçirmiş olurlardı.
Karasu: Halep’te biz savaştık
Karasu konuşmasında Halep gibi şehirlerin düşmesine engel olan gücün yine kendileri olduğunu belirtti.
“Halep düşmedi, Niye düşmedi? Halep’te asıl savaşı Kürt savaşçılar verdi. Bunu rejim de biliyor. Eğer Kürtler çetelere karşı savaşmasaydı ne olurdu? Bu bakımdan bu kadar Suriye’yi yıkıma götüren iç savaşı geliştiren, çetelere destek veren Türkiye’dir. Şimdi Suriye bu Türkiye’ye gidecek, Kürt karşıtlığında ortaklaşacak mı yani? Milyonlarca Suriyeliyi Türkiye niye çekti, niye çekti? Kamplar kurup, çeteler yetiştirip saldırmak için. Onları beslemek için değil. İnsani nedenlerle yapmadı. Açık kapı bıraktı, hepsini çekti, kamplara doldurdu. Oradan çeteler üretti. Çetelerin kaynağı kamplardır. Bunu Suriye bilmiyor mu yani? Türkiye rejimi yıkmak için bunu yaptı. Ve Kürtler ne yaptı? Suriye rejimini ayakta tutmak için büyük mücadele verdi. Onlar da Kürtler Suriye’yi bölüyor diyemez. Biz biliyoruz, bildiğimiz için söylüyoruz. Önderlik çizgisinde bir devrim yaptılar. Biz biliyoruz onların yaklaşımını. Suriyeli bir çözüm arıyorlar. Başka bir şeyleri yok.
Şu anda Türk devletinin soykırım politikaları önünde engel olan Kürtlerdir. Kürtlerin demokrasi, özgürlük mücadelesi olmasa Türkiye sadece Suriye değil, İran’a bile saldırır. Şu anda onun önünde de engel Kürtlerdir. Bu açıdan bu konuda bizim yaklaşımımız Rusya ve rejim Türkiye’nin bu politikasına ortak olmasın.
PKK, ne karşılığı Suriye devleti korundu?
Mustafa Karasu konuşmasında Suriye rejimini korumak için savaştığını bir biçimde ifade etti. Fakat bunun ne karşılığı yapıldığından ise söz etmedi. Daha öncede PKK ve HPG yöneticisi Bahoz Erdal katıldığı bir TV programında “Eğer YPG kurulmasa Suriye rejimi çökerdi” demişti.
PKK yöneticileri her defasında Rejimi ayakta tutan gücün kendileri olduğunu açık açık söylüyorlar. Fakat bunun ne karşılığında yapıldığı da açıklanmıyor.
PKK Rojava’da bekçilik rolü mü oynadı?
PKK’nin Rojava devrimi lanse ettiği sürecin aslında rejimin Rojava Kürdistan’ını korumak için PKK’ye verdiği herkes tarafından bilenen bir gerçek. Rejim kendi askeri güçlerini Sunni Araplara karşı savaşmak için Rojava’dan olaysız bir biçimde çekmiş ve bir çok yer PKK’nin o dönem Rojava’daki temel örgütü TEVDEM ve PYD’ye bırakılmıştı.
Suriye yönetimi Rojava’daki Rimelan Enerji Sahasını idare etmeyi sürdürmüş ve Kamışlo’daki Hava Alanından çekilmemişti. Ayrıca rejim memur maaşlarını ve fırın ücretlerini ödemişti. Ayrıca rejim araçlarla normal çekildiği yerlerdeki cephane vb lojistik malzeme de PYD’ye verilmişti.
İran garantörlüğünde Rojava PKK’ye verildi
Suriye, İran ve PKK arasında PKK’nin Rojava’ya bu güçler adına vekalet etmesi anlaşması olduğu biliniyor. PKK bunun karşılığında İran’daki halk hareketini durdurmuş, Irak’ta ise Şii Haşdi Şabi güçlerinin bir parçası gibi hareket etmişti.
PKK’nin tüm bunları yaparken Kürtler adına ve Kürtlerin hakları adına bir şey talep etmediği, kendi yöneticilerinin barınma, güvenlik sorunlarının halledilmesi, hava yollarını kullanma, ekonomik imtiyazlar, sınır da kaçakçılık ve uyuşturucu ticaretine izin gibi maddeler üzerine anlaşma oluğu da pek çok Kürt aydınlar tarafından dile getiriliyor.
PKK’nin Rojava’da kendisi ve kendisine biat eden birkaç paravan yapı dışında Kürtleri alandan silmeye çalışması, fakat Arap ve rejim ile işbirliği halindeki yapılara ise karışmaması da bu anlaşmaların bir parçası.
PKK’nin İran’da istihbarat örgütü Itaat, Suriye’de Muhabarat, Türkiye’de MİT gibi yapılarla gizli ilişkileri ve kapalı kapılar ardındaki görüşmelerinden Kürtler 40 yıldır herhangi bir kazanım elde etmedi.