PKK’nin Kürdistan Bölgesi içindeki varlığının yarattığı olumsuz etkiler devam ediyor. Özellikle 2014 yılında IŞİD’in saldırıları sonrası Kürdistan Bölgesinin içlerine yerleşen-yerleştirilen PKK her geçen gün içte var olan sorunları derinleştirmek, kışkırtmak için elinden gelen çabayı gösteriyor. IŞİD saldırılarında Kürdistan Bölgesinin sınırları genişletmesi ve Defacto bir devlet kurması bölge ülkelerini büyük telaşa koymuştu. Buna karşı özellikle İran’ın bir planı vardı: PKK’yi Kürdistan Bölgesinin iç hatlarına yerleştirmek. O tarihten sonra PKK’nin Kandil’de bulanan ana siyasi çalışma merkezi Süleymaniye yakınlarındaki kırsal alana taşındı. İlçe ve kasabalarda PKK değişik adlarla kurumlar kurdu. Özellikle de Süleymaniye şehir merkezinde PKK bir nevi çıkarma yaptı. Üst düzey yöneticileri ve kadroları Süleymaniye içine yerleşti. Ve PKK bu statüyü korumak ve İran’la yaptığı stratejik anlaşmasının koşullarını yerine getirmek için Süleymaniye’den Hewler’e doğru bir saldırı hamlesi başlattı.
PKK’nin Erbil saldırısının birinci ayağı medya idi. İkinci ayağı Kürdistan’ın diğer parçalarını Erbil’e karşı fiziki olarak saldırtmaktı. Üçüncü ayak olarak direk silah yolu ile Peşmergeleri ve Kürdistan Bölgesinin ekonomik ve sosyal istikrarını hedeflemekti. Dördüncü ayak ise Kürdistan Bölgesinde tüm çevrelere ulaşarak bir anti-KDP koalisyonu oluşturmaktı. Şimdi ise tüm bunlara ek olarak “ulusal Birlik” adı altında yine Kürdistan Bölgesi’ne karşı düşmanca yeni bir adım örgütleniyor. Muhtemelen önümüzdeki 2023 yılı boyunca bu “ulusal birlik” maskeli anti-Kürdistani Erbil saldırılana tanıklık edeceğiz. PKK’nin bu konuda ki en büyük argümanı ise “Kürt Ulusal Kongresi” olacak. Doğal olarak da bu konuda PKK’nin 1990’lardan beri her gerektiği zaman medyana sürdüğü KNK önemli bir oynayacak.
Bu açıdan KNK’nin 2 Kasım 2022 tarihinde Hollanda’nın Den Haag kentinde yapılan 21’inci Kongresini incelemek yerinde olacak.
KNK’nin misyonu nedir?
KNK 1990’larda PKK’nin önce 1993 yılında Zelê’de Kürdistan Ulusal Meclisi adı ile başlayan oluşumu. 1995 yılında Sürgün’de Kürdistan Parlamentosu adını aldı. Bu dönemler içinde pek çok Kürdistani öğe biriken KNK’de belirgin bir Kürdistani çizgi hakimdi. Bu çizgi Abdullah Öcalan’ın 15 Şubat 1999 yılında Türkiye’ye gitmesi ve yaptığı açıklamalardan rahatsız oldu, Öcalan’a karşı tutum aldı. Tamda böylesi bir dönemde 24 Mayıs 1999 yılında Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da bir kongre ile eski yapılar fesh edildi ve KNK ortaya çıktı. Böylelikle bir yanda eski Kürdistani öğeler tasfiye edildi öte yandan da direk Türk devleti ve Kuzey Kürdistan mücadelesini hedefleyen örgüt ortadan kaldırıldı. Tam olarak PKK’nin denetiminde, marjinal bir yapıya dönüştü.
Ayrıca PKK tüm bunlara ek olarak Güney’de 1991’de PAK, 1996 yılında YNKD, 2003 yılında PÇDK, 2014 yılında Tevgere Azadi ve bayağı kalabalık basın, gençlik, kadın vb gurup kurdu. Bunların hepsinin de amacı Güney’de PKK’ye yer açmaktı.
KNK Kürdistani görünmeye çabalıyor
Özellikle de PKK’nin kendini KCK adı örgütlemesi ile KNK’nin 2004 sonrası etkinliği azaldı. Fakat KCK hemen PKK’li kimliği ile deşifre olunca KNK yine yedek bir örgüt olarak tutuldu. Özellikle de Avrupa’da ki diplomasi çalışmalarında PKK’nin kullandığı bir örgüt haline geldi. PKK’nin Amed Uzun ve Nilüfer Koç gibi kadroları KNK’nin demirbaş kadroları olarak burada yer aldı. KNK o dönemden beri PKK’nin ihtiyaç duyduğu zaman kullandığı bir yapıdır.
Fakat şunu da belirtmek gerekir ki KNK bir ulusal birlik örgütünden çok Kürdistan Bölgesinde Parlamentonunum kurulduğu 1992 yılından bu yana aslında Kürdistan Bölgesi parlamentosuna karşı kullanılmak amacı ile kurulmuştur. Bunlara rağmen hala KNK içinde Kürdistan ve Güney’den bazı Kürdistani yapılar vardır. Bu nedenle söylemde ve görüntüde Kürdistani bazı öğeleri korumaya dikkat etmektedir. Mesela normalde KNK Kürdistan bayrağını pek kullanmamasına rağmen son olarak yapılan Kongresinde Kongre divanının arkasına asmıştır.
Kongre’nin dikkat çeken bireşimi ve Zübeyin Aydar’ın konuşması
KNK Kongresinde çok dikkat çekici biçimde KDP karşıtı Güneyli kişi ve yapılara yer verilmişti. YNK içinde PKK’ye yakın olan Salar Mahmud, Rezan Sêx Diler gibi uzun yıllardır direk Cemil Bayık ile ilişkilenen isimlerde vardı. Ayrıca Süleymaniye valisi Heval Ebubekir’de hazırdı.
Bir zamanlar kendi meclisine Kürdistan Bölgesinden kopmak için taslak hazırlatan Ebubekir’in varlığı da elbette bir anlam taşıyordu.
Ayrıca Zübeyin Aydar’ın üstüne basa basa vurgu yaptığı bir cümle de dikkat çekti: “KNK önümüzdeki dönemlerde Başûr ve Rojava’da daha yoğun olarak çalışmayı esas alacaktır. Ama hedefimiz KNK’nin merkezini Kurdistan’a taşımaktır.”
Kürt Ulusal Birliği mi Kürtleri bölme çabası mı?
Aslında KNK’nin 2008 yılından bu yana Kürdistan Bölgesinde çalışması var. Hatta 2009 yılından bu yana Hewler’de bir bürosu var. Hatta KNK, PKK’nin denetiminde olmasına rağmen Rojava’dan çok Güney merkezli çalışmaktadır.
Fakat PKK’nin bu konuda bir planı var: Kürdistan Ulusal Kongresi adı altında bir kongre yaparak KDP ve aynı çizgideki yapıları dışında bırakarak kendine göre Erbil saldırısında yeni bir hamle yapmak istiyor. Medyadaki gücünü kullanarak bu ihanet ve içten parçalama girişimini ise ulusal birlik olarak sunmak istiyor. Bunun içinde YNK’yi ikna etmeye çalışıyor.
Kısaca PKK’nin stratejisi “Kürdistan Bölgesinde partiler arasındaki çelişkilerden faydalanarak yer kapmaktır.”
Cemil Bayık ve Süleymaniye’deki diplomasi komitesi adı altında buraya yerleşen komitesinin uzun zamandır YNK’ye KDP ile tüm köprüleri atması yönünde telkinlerde bulunduğu biliniyor. Yine bazı yazar, gazeteci vb kişileri de örgütlemeye çalışıyor. PKK bu konuda aslında pek bir konumu olmayan bazı kişileri kendi medyasında görünür kılarak etkili kişilermiş gibi sunmaya da çalışıyor. Hatta Kürtlerin “Bağdatçı” diye teşhir ettiği, Kürdistan’a bütçe gönderilmesin diye çalışan bazı işbirlikçi Kürtleri de kendine katmaya çalışıyor. Yani PKK isim biriktiriyor.
Ayrıca Türkiye’de legal sahada deşifre olmuş kadrolarını HDP ve KNK içinde istihdam ediyor. Böylelikle bir kalabalık varmış gibi gösteriyor. Aslında diye biliriz ki PKK, KNK’yi Güney’de anti-Barzani, anti-KDP karşıtlarının toplandığı bir kulüp gibi örgütleyecek. Şimdiden KNK’nin Süleymaniye temsilciliği bu anti-Barzanici kulübün adresi olmuştur.
1997’deki şer planının yeni versiyonu
PKK, YNK içindeki Bafil Talabani ve çevresindeki yapının KDP ile çelişkilerini derinleştirerek buraya sızmaya ve kendine yer edinmeye çalışıyor. Aslında PKK’nin 1994 yılından bu yana bu taktiği kullandığını biliyoruz. 1995 yılında PKK bunun için KDP’ye karşı 2. 15 Ağustos ayında bir hamle başlattı. Behdinan merkezli bu askeri saldırada, Diyana – Çoman – Sidekan – Bamerne hattından kasabaların işgali ve Hewler’i ele geçirme planı vardı.
Elbette ki bu planının asıl sahibi İran-Suriye idi ve YNK’de bu plana dahil edilmişti. PKK o zaman bunu başaramadı. Çok uzun bir konu olan 1997’yılı ayrıyeten incelenmesi gerekir.Fakat şunu söyleye biliriz PKK 1997 yılındaki planın bir benzerini yapmak istiyor. Fakat 1997’de silahla yapmak istediği şeyi bu kez ince bir yöntemle ve ulusal birlik adı altında yapmaya çalışıyor.
Nuran İmir’in Süleymaniye ziyareti bununla mı ilgili?
HDP’nin Şırnak Milletvekili Nuran İmir geçtiğimiz hafta içinde Süleymaniye’yi ziyaret etti. Heyette Nuran İmir tek değildi. İçinde PKK’nin ve PAJK’ın Türkiye yönetiminin de olduğu bazı kadrolar vardı. Gelen bilgilere göre bu kadrolar PKK ve PAJK’ın ilgili yönetimleri ile toplantılar yaptılar. PKK’nin kadın hareketi PAJK ve KJK tarafından yıllık planlama toplantısı yapıldı. Bu toplantının amaçlarından biri de Ulusal Kadın Kongresi adı altında bir toplantı yapmak. KJK bu konuda gerekli hazırlıklar için bir fizibilite çalışması yapıyor.
Öyle görünüyor ki PKK kendi planının uygulanır olup olmayacağını görmek için önce bir kadın kongresi ile deneme yapacak daha sonra genel bir kongre için karar verecek.
Tabi ki tüm bunlar bu kadar kolay olmayacak. Çünkü PKK’nin Güney içinden bir parça koparma çabası daha 1988’lere dayanıyor. Yani 35 yıldır bir sürü parti, şahsiyet, milis gücü, kadro vb argümanlarla Güney’in resmi sistemine saldırıp kendine bir parça koparmak istiyor. Bu kez aynı amaca KNK ve ulusal birlik söylemi ile ulaşmaya çalışacak.
Bu nedenle PKK’nin bundan sonra “ulusal birlik” dediği her şeyin altında bir bölme çabası aramak yanlış olmayacaktır.