İnsan toplumunun sembolleri klan toplumundan bu yana kullandıklarına dair birçok veri bulunmaktadır. Klanlar daha kompleks ve daha gelişmiş yapılara doğru ilerledikçe semboller daha önemli olmuştur. İnsan toplumunun ilk kullandığı semboller totemlerdir. Totemlerin ilk işlevi bir kabile, klan ve topluluğu diğerlerinden ayırt etmek idi. Ayrıca topluluğun kollektif bilinç, inanç, kanun ve varlığı totemde cisimleşiyordu. Toplum-birey-totem arasında karşılıklı bir bağ vardı. Birbirlerini güçlendiriyor ve beraber var olmayı öğreniyordular. Yani insanın var oluş ve toplumsallaşma serüveninde genel olarak sembol diye bileceğimiz totemlerin çok kapsamlı hem maddi hem manevi dünyayı güçlendiren bir etkisi vardı. Semboller hala günümüzde toplulukların hayatında önemli bir yer tutuyor.
Toplumların ve sembollerin zaman içinde geçirdiği dönüşümler uzun bir inceleme gerektiriyor. Günümüzde insan toplumunu kategorize eden en büyük kimliklerden biri ulus kimliğidir. Başka alt kimlikleri taşımakla beraber ulusların inkar edilemez bir varlığı vardır. Ve ulusları temsil eden bir yapı olarak da bayraklar günümüz toplumlarının en ayırt edici özelliğidir.
Kürdistan’da semboller ve bayrak
İnsanın insan olma hikayesinin Zagros-Toros kavisi yani Kürdistan’da başladığı genel olarak kabul edilen bir görüştür. Altın Hilal-Hilala Zerin denen bu bölge semboller konusunda da ilklerin var olduğu bir yerdir. Yani semboller Kürtlerin topraklarında çok eskiden bir önemli rol oynamıştır. MÖ 12000 yıl önce inşa edilen Urfa’daki Göbekli Tepe tapınağında toplumun yaşayış biçimi ve manevi dünyasını yansıtan pek çok sembol vardır. Ayrıca bazı kaynaklar hayvan ve doğu figürleri dışında renklere dayalı soyut sembollerin-bayrakların Kürtler tarafından kullanıldığını da iddia etmektedir.
Kürt toplumunun devletçi toplum ile beraber kullandığı sembollere dair elimizde pek çok tarihi veri vardır. Fakat direk bir devletin bayrağı olarak kullanılmış ilk bayrak Medlerin bayrağıdır.
Şu anda Doğu Kürdistan’daki Hemedan bölgesinde ve Besutun yazıtlarında Med bayrağının bir benzeri bulunmuştur. Bu taş döşemeli mozaik zeminde yeşil ortada beyaz ve kırmızı renkte şeritler olup üzerinde üst üste aslan sırtında güneş ve en üstte de kılıç ile taç motifleri vardır. O bayraktaki sembollerin yayıldığı ve başka kültürler tarafından da benzerlerinin kullanıldığı belirtilmektedir. Fakat esas olan Kürtler Kırmızı, yeşil, sarı, beyaz renkli ve üzerinde güneş olan bayrak geleneğini uzun zaman devam ettirdiler. Günümüze değin de bu ulaştı.
Şu anda Kürdistan Bölgesi parlamentosunun 2005 yılı 17 Aralığında parlamentoda onayladığı bayrağın taşıdığı ifadeler ile Medler’in bayrakları arasında benzerlikler vardır.
Tarihi süreç içindeki Kürt bayrağının gelişimi tarihçilerin üzerinde daha çok çalışması gereken bir konudur. Şu anda her ne kadar bazı çevreler polemik yaratmaya çalışsa da başkalarının görünce “Evet bunlar Kürt, bu Kürtlerin sembolü” diye bileceği, resmi tanınmışlığı olan bayrak Kürdistan Bölgesi bayrağıdır. Yeşil, kırmızı, beyaz zemine, sarı güneş temalı bu bayrak Kürt kimliğinin, ulusunun sembolüdür.
Ulusların zamanı geçti, ulus kavramı yetersiz ve yanlış bir kavram, ulus sembolleri gericidir vb. söylemlerinin ne Kürtlerin tarihi olarak sömürülmüşlüğüne ne de bugün ki sömürge siyasetini aşmaya bir katkısı yoktur. Tam tersine konuyu daha da çetrefilli hale getirmektedir. Bayrak konusu küçümsenecek bir konu değildir. Rast gele hareket edilecek bir konu da değildir. Bir ulusun kimlik inşasının bir parçasıdır. Bu nedenle bugün Kürdistan bölgesinin kullandığı bayrak etrafında yapılan suni tartışmaların da Kürtlere bir getirisi yoktur. Bu bayrak hakkındaki manipülasyonlar teşhir edilmelidir.
Kürdistan Bayrağı’nın çıkış yeri neresidir?
Kürdistan Bölgesinin bayrağını siyasi nedenlerle tartışmaya açan tarafların yaratmaya çalıştığı en büyük argüman bu bayrağın “KDP bayrağı olduğu” algısını yaratmaktır. Veya en fazla Kürdistan bayrağı için “o sadece Güney Kürdistan’ın bayrağıdır” denmektedir.
Oysa ki şimdi kullanılan ve Kürtlerin Ala Rengin adını verdiğini bayrağın çıkış noktası Kuzey Kürdistan’dır. Ayrıca daha Kürdistan parçalanmadan önce ve KDP’den çok önce bu bayrak vardı.
1919 de İstanbul’da bağımsız Kürdistan’ı hedefleyen Teşkilat-ı İçtimaiye Cemiyeti tarafından çizildi. Emin Eli Bedirxan, Kemal Fevzi, Memduh Selim, Ekrem Cemilpaşa, Molanzade Rıfat Bey, Mustafa Yemlıki gibi o dönem Kürdistani mücadelenin öncüleri bayrağın kabul edildiği toplantıda hazırdılar. Uzunlamasına kırmızı, beyaz ve yeşil renkten oluşan bayrağın ortasında ise sarı güneş vardı. Kırmızı şehitlerin kanını, yeşil Kürdistan doğasını, beyaz ise barışı temsil ediyordu. Güneş ise Kürtlerin kadim bir sembolüydü.
1920’de Kürt Teali Cemiyeti içindeki bağımsızlıkçı çizgi ayrışmaya başladı. Bu çizgi Kürtlerin bir ulus olarak kendi topraklarını ayrıştırma, kendini yönetme hakkı olduğunu savunuyordular. Doğal olarak ulusun bir temsili olarak da Kürdistan Bayrağına daha çok sahiplendiler. Osmanlı’nın yıkılıp yerine yeni hükümetin kurulmasına doğru ilerledikçe imtiyazlı Kürt yapılar üzerinde de baskı artıyor. Bu Kürtleri daha radikal davranmaya, bir araya gelmeye ve ulusal meseleyi daha fazla gündeme almalarını getiriyordu. Kürtler kendileri için yeni bir yol arıyordu. O yolda da şimdi Ala Rengin dediğimiz bayrağı kendi sembolleri seçtiler.
Kürdistan Bayrağı Koçgiri isyanında
Kürt halkının 20’inci yüzyıldaki bağımsızlık amaçlı ilk siyasal kalkışması Koçigiri’de yaşandı. Ulusal bağımsızlığı esas alan bu Koçgiri kalkışmasında Kürdistan Bayrağı Ümraniye’de göndere çekildi.
1921 yılında Erzurum’da kurulan Azadi Cemiyeti’de aynı bayrağın ulusal bayrak olduğunu kabul etti. Ve planladıkları isyanda bu bayrağın her yere asılmasını dair karar alındı. Fakat Yusuf Ziya ve Cibranlı Xalid 20 Eylül 1924’de tutuklandılar. Bu nedenle isyanını diğer hazırlıkları yarım kaldığı gibi bayrak da yarım kaldı. Buna rağmen Şeyh Said isyanında kullanıldı. Şeyh Abdullah Melakani komutasındaki Kürt Kuvvetleri Varto’da Hükümet Konağına bu bayrağı astı. Yine, Genç’te (Derahine) Valilik binasına çekildi.
Ala Rengin diğer parçalara yayıldı
Mustafa Kemal hükümeti Kürt ulusal hareketi öğelerine dönük baskıyı arttırdıkça Kürtler diğer Kürdistan parçalarına doğru dağılıyor ve Kürdistan Ulusal Bayrağını da beraber götürüyordu.
Süleymaniyeli Kürd Şerif Paşa’nın kuzeni olan Mustafa Yamulki Paşa bunlardan biriydi. Kemalist hükümetin baskılarından kaçarak Süleymaniye’ye gitti ve bu bayrağı beraber götürdü. Bundan önce yeşil zemin üzerine kırmızı bayrak kullanan Kürtler yavaş yavaş ala Rengini kullanmaya başladılar.
Fakat Kürdistan Ulusal Bayrağını en çok belirgin yaygınlaşması Xoybun ile oldu. 1927 yılı temmuz ayında ilk Kürt milli hareketi olan Xoybun bu bayrağı milli bayrak olarak kabul etti. Hatta bu bayrağa Ala Rengin adını veren de Xoybun Kongresi’dir. Diğer parçalara giderek hareketlerini yaygınlaştırmak isteyen Xoybun temsilcilerinin yanında Kürdistan bayrağı da vardı.
Ağrı dağında Kürdistan Ulusal Bayrağı
Xoybun Ağrı dağı isyanında büyük bir rol oynadı. Kongresinden sonra Makü’ye gönderdiği Vahan Papazyan’ın yayında yine Kürdistan Bayrağı vardı. O bayrak orada ihsan Nuri Paşa’ya teslim edilir. 1928 Mayıs ayında Ağır dağında yapılan bir askeri törenle Ferzende Bege Heseni tarafından göndere çekilir.
Tarihi bir hata yapılarak aynı bayrağın üzerinde güneş yerine Küçük ve Büyük ağrı olan bayrağın Ağrı’da kullanıldığı söylenir. Oysa ki o bayrak sadece ordunun kullandığı bir amblemdi. Gerçek Ağrı Dağı direnişçilerinin bayrağının Ala Rengin olduğudur.
İsyandan sonra da Kürt aydınları ve siyasileri gittikleri her yere Ala Rengin’i taşıdı.
Rojava’da gençler 1932 yılında Ala Rengin ile yürüyüş yaptı
Kemalist rejimden kaçan önemli bir aydın gurubu Suriye ve Rojava’ya yerleşmişti. Burada Celaled Bedirxan’ın 15 Mayıs 1932’de çıkardığı Hawar dergisi Ala Rengin’i sürekli olarak kullandı.
Bunlar arasında Hasan Haco, Cegerxwin, Ehmed Nafiz, Osman Sabri gibi isimler de bunlar arasındaydı. Bu Kürt şahsiyetler örgütlenme arayışındaydı. Ve 1932 yılında Amude Kürt Gençleri birliğini kurdular. (Nadiya ciwanên Kurd li Amûdê). Bu birliğin öğrencileri özel günlerde Amude sokaklarında bayrak ile yürüyüş yapıyordular. Rojava Kürtleri Ala Rengin’i ilk göndere çeken, şehirlerde tutan yerlerden biriydi.
Kürdistan Cumhuriyeti ve Mahabad
Rojhilat Kürtleri bir yandan Serhad’da yakın olan Makü-Urmiye hattından öte yandan Süleymaniye hattından Ala Rengin ile tanışmıştı. Simko Şikaki’nin 1926 yılında bu bayrağı taşıdığına dair bazı Farsça belgeler vardır. Fakat bu konu hala daha çok araştırılmalıdır.
Ayrıca Mahabad Cumhuriyeti ve PDKI öncesi Jiyannevey Kurd -Kürt dirilişi adlı örgütten Ala Rengin’i genel olarak kabul etmiştir. Hatta “Al – Qurana Piroz u Xançer” diye yemin ettiklerine dair bilgiler vardır. Fakat iki dağ ve kalem konması konusunda bazı tartışmalar yaptıkları, bazılarının ortada ki sembolün değiştirilmesini istedikleri biliniyor.
Esas olarak 16 Haziran 1945 tarihinde kurulan KDPI kendi sembolünü de bu bayrağa yakın güneş yerine buğday başağı ve dağ koymuştur.
Kadri Cemil Paşa ve Kamuran Bedirxan, Cegerxwin, Nureddin Zaza bu bayrağı Mahabad’a götürdüler. Xoybun Örgütü kurucuları Kadri Cemil Paşa, Kamuran Bedirxan ve Cegerxwin Mahabad’a gittiler ve Ala Rengin’i Qazi Muhammed’e hediye ettiler.
Mahabad’da devletin amblemi ayrı bayrak ayrıydı
17 Aralık 1945’te Mahabat Belediye binasına çekilen bayrak Azadi, Xoybun ve şimdiki Kürdistan Bölgesinin kullandığı bayraktır.
Bazılarının Mahabad bayrağı diye servis ettiği kırmızı, beyaz, yeşil zemin ve orasında yarım güneş üzerine kalem ve iki buğday başağının yer aldığı bayrak Mahabad’da bayrak olarak değil devletin amblemi olarak kullanılmıştır. Esas okullara ve resmi kurumlara asılan bayrak Ala Rengin’dir. Mahabad için kara günler başladığında Qazi Muhammed tarafından M. Mustafa Barzani’ye teslim edilmiştir. Bugün hala muhafaza edilmektedir.
Mahabad’dan sonra da Ala Rengin Kürtlerin ulusal bayrağı olarak kabul edildi.
16 Ağustos 1946 yılında M. Mustafa Barzani önderliğinde kurulan KDP’de bu bayrağı milli bayrağı kabul etti.
1957 yılında Osman Sabri ve Nurettin Zaza Önderliğinde kurulan KDP-S de Kürdistan Bayrağını Milli ulusal bayrak olarak kabul etti.
Ala Rengin tartışmasız Kürt ulusal bayrağıdır
Başta da değindiğimiz gibi Kürt ulusal bayrağını tartışmaya açan yaklaşımların altında art niyet vardır. Kürdistanı sömüren güçlerin örneğin Türklerin Ala Rengin’i 1970’lerden beri Barzani bayrağı olarak göstermeye çalıştığını ve ret ettiğini biliyoruz. Sömürgecilerin Kürtleri bayraksız bırakmaktaki amacı bellidir. Çünkü bayrak kollektif toplumsal varlığı hatırlatan temel bir güçtür.
Fakat Kürt olduğunu iddia eden bazı hareketlerin Ala Rengin’i tartışmaya açan tutumu Türk devletinin ve diğer sömürgecilerin tutumu ile örtüşmektedir.
Gerçek şudur; şu anda Hewler’de Parlamento binasında sallanan bayrak, Mahabad’da göstericilerin açtığı bayrak, Peşmerge’nin kolundaki bayrak 1919 yılında İstanbul’da Kürt vatanseverlerinin ilk kez kullandığı bayraktır.
Kaynaklar: Doza Kurdistan Ahmet Şerif Paşa,
Ala Kurdistan Yusuf Sabri Nerweyi,
Celîl Gadanî – 50 yıllık çalışma PDK-İran’ın kısa tarihi Birinci sayı
Dr. Ali Tatar Nerweyi -Kürtler ve Tarih 2. Cild
Mucteba Borzûyi- Kürtçe Tercümesi Naznaz Muhammed Abdulkadir
Ain Mitra – Ver Mazern – Martin – Tahran
Hawarname Dergisi
Hamîd Gewherî – Komeley Jiyaneweyî Kurdistan tarihi