Kobani’ye Peşmergelerin gidişi ve Rojhılat devriminin çıkarılması gereken sonuçlar

Kobani’ye Peşmergelerin gidişi ve Rojhılat devriminin çıkarılması gereken sonuçlar Hewler Mutabakatı, ENKS PYD Duhok anlaşması, Aldar Xalil, Asya Abdullah, PYNK, Cemil Bayık, PKK KNK, Neçirvan Barzani, Süleymaniye

28 Ekim Peşmerge güçlerinin Kobani’ye gidişinin tarihi. Ve bu yıl bu önemli yıl dönümünün 8’inci yıl dönümü. Bu tarihi Kürtler açısından çok yönlü değerlendirilmesi gereken bir olaydır.  Özellikle bugün Rojhılat halkının sokaklarda olduğu ve herkesin birlik çağrısı yaptığı bir dönemde Kobani’den çıkarılması gereken birçok yön var. Çünkü Kobani döneminde de herkes Kürtlere birlik çağrısı yapıyordu. Sonuç olarak Kobani’yi kurtaran Kürtlerin birliği oldu. Fakat bu birlik sonuç olarak ne oldu? Taraflar ne yaptı? bir kez daha hatırlamaya gerek var. Çünkü genel geçer birlik söylemi ve çağrılarının altında bazen çok derin siyasi hesaplar hatta düşman ajandasına hizmet bile ola bilir. Hatta birlikten çok düşmanlık enerjisi ortaya çıka bilir. Kobani’yi hatırlarsak.

“Kobani ha düştü ha düşecek”

 13 Eylül 2014 tarihinde IŞİD çetelerinin Kobani köylerine saldırısı Kobani işgal planı başlamıştı. Çetelerin saldırısı sonucu on binlerce Kobanili göç etmiş, onlarca YPG savaşçısı hayatını kaybetmişti. Kobani topraklarının yüzde 87’si işgal edilmiş, şehir merkezinin ise iki mahallesi dışında ele geçirilmedik yeri kalmamıştı.  IŞİD çeteleri Mürşit sınır kapısına dayanmıştı.

Türkiye Cumhuriyeti’nin o zaman başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan 7 Ekim günü Gaziantep’te “Kobani ha düştü ha düşecek” dedi. Kürtler bu sözü ret etti “Kobani düşmeyecek”.  Bu retlerden biri ve siyasi arenada en etkili olan ret ise Kürdistan Bölgesel hükümeti ve Başkan Barzani’den geldi.

Başkan Barzani: “Kobani düşmeyecek”

O dönem Kürdistan Bölgesi Başkanı olan Başkan Mesut Barzani Kobani sürecini yakından takip ediyordu. Kobani’nin ele geçmesinin Rojava Kürdistan’ının bir bütün yıkımı olduğu gibi tüm Kürtler ve Kürdistan açısından tamiri zor stratejik sonuçlar doğuracağını görüyordu. Bunun için Kürdistan bölgesi Eylül ayının sonundan itibaren hareket geçti. Ekim ayının ilk haftasında Rojava’ya silah yardımı yapıldı. Binlerce ton cephane Semelka sınır kapısından geçti.

12 Ekim günü dönemin Başbakanı Neçirvan Barzani Süleymaniye’de düzenlediği basın açıklamasında “, “Kobani’ye silah gönderdik ancak peşmerge güçlerini Rojava üzeri göndermemiz imkânsız. Başkan Barzani arayış içinde, girişimleri var” dedi.

Başkan Barzani Kobani’nin ne yürüyüş ve gösteriler nede gönderilecek bir iki silahla çözülmeyeceğini PKK yetkililerine iletti. Başkan Barzani’ye diplomatik yollarla uluslararası koalisyonun Kobani savaşına dahil edilmesi ile mesele çözüle bilirdi.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti ve Başkan Barzani bunun için on yıllarca dayanan diplomatik tecrübe, birikim ve imkanlarını bunu sağlamaya çalıştılar. Uluslararası koalisyon ikna edildi. İlk olarak 27 Eylül günü Kobani’ye hava saldırısı gerçekleşti. Fakat koalisyon hala Kobani hakkında tam kararını vermemişti.

22 Ekim Kürdistan parlamentosunun tarihi kararı

22 Ekim 2022 tarihinde Kürdistan Parlamentosu toplanarak Başkan Barzani’nin Peşmerge’nin Kobani’ye gönderilmesi talebini oybirliği ile kabul etti.

Kürdistan tarihinin önemli olaylarından biri gerçekleşti. 28 Ekim günü 150 Peşmerge güçleri 40 araçlık konvoy ile Habur’u geçti. Ağır silahların olduğu konvoy, Silopi, Cizre, Nusaybin, Kızıltepe, Viranşehir ve Suruç’tan geçerek Kobani’ye ulaştı. Konvoy güzergahı boyunca binlerce vatandaş yollara dökülerek Peşmerge’ye sevgi gösterisinde bulundu. Bu Kürtlerin birliğe olan özlemiydi. 20’inci yüzyıldan beri var olan anti-Kürt nizamının Kürtlerin kendi zihninizde yenmesiydi.

Fakat bu durum sömürgeci sistemi olduğu kadar bazı Kürtleri de tedirgin etti. PKK Peşmerge’nin Kobani’ye gidişinin netleştiği andan itibaren olaya gölge düşürmek için alttan altta anti propaganda ile bu konu anlamsızlaştırılmaya çalışıldı.

Duhok anlaşması’na ne oldu?

Duhok Anlaşması kalbi Kobani için atan herkesin coşkusunu arttırmıştı.

Başkan Barzani’nin girişimiyle 14 Ekim’den 23 Ekim’e kadar Güney Kürdistan’ın Duhok kentinde bir araya geldiler. 9 günlük toplantı sonrasında TEVDEM ve ENKS temel konularda anlaştıklarını belirttiler. Ayrıntılar ise Rojava’da tartışılmaya devam edecekti. Fakat bu hiçbir zaman olmadı.

Bunu engelleyen PKK idi. PKK 2011 yılından beri Rojava’da rakip ola bilecek tüm siyasi hareketleri kaçırtmak için onlarca insan kaçırmış, birçok siyasi şahsiyet faili meçhule gitmişti. PKK ilk günden itibaren Duhok anlaşmasının uygulanmayacağını bilerek sadece karşıdaki güçlerin imkanını kullanmak amaçlı yaklaştı.

PKK’nin pragmatizmi
PKK, Barzani geleneğinin hem maddi gücünü hem diplomatik ilişkilerini kullanmak için 2012 yılından 2015 yılında kadar Rojava üzerinden Erbil yönetimine hep birlik çağrısı yaptı fakat alttan alta hatta giderek daha açık biçimde düşmanlık yaptı.

Rojava’da süreç başlayınca 2011 yılının sonundan itibaren Rojava yönünü Güney’e çevirdi. Başkan Barzani Rojava’yı uluslararası arenada görünür kılmak için büyük bir çaba harcadı.

PKK’de Rojava üzerinden Erbil’in var olan imkanlarını kullanmak için harekete geçti. Hava alanları kullanılıyor, silah desteği yapılıyor, Aldar Xalil, Asya Abdullah, ilham Ahmed gibi isimler Hewler’in en lüks yerlerinde ağırlanıyordu. 11 Temmuz 2012 tarihinde Hewler Mutabakatı imzalandı. PKK bu mutabakatı ENKS parçalı, bunlar işbirlikçi diye medyasında teşhir ederek uygulanamaz hale getirdi.

2013 Erbil Kürt ulusal Kongresi sürecinin akamete uğraması yine PKK’nin sabotajcı tutumu nedeni ile oldu.2014 Duhok mutabakatı yine PKK tarafından baltalandı.

PKK’nin birlik adı altında gaspçı tutumu

Rojava’daki siyasi süreç üzerinden PKK tüm örgütlerini Güney’in imkanlarından faydalanmak için hareket geçirmişti fakat aynı zamanda da Kürdistan Bölgesinin atını oymaya çalışıyordu. Serekaniye ve Kobani savaşında Kürdistan Bölgesi YPG’nin tüm silahlarını vermişti fakat Cemil Bayık 2014 yılında Alman basınına “Peşmerge savaşamaz, silahları onlara değil bize verin” diye açıklama yapıyordu.  PKK’nin tüm Rojhilatlı ve Rojavalı Yöneticileri Hewler’de KDP tarafından ağırlanıyor, geliş gidişleri sağlanıyordu fakat aynı tarihde 28 Haziran 2014 tarihinde Cemil Bayık “KDP IŞİD’i destekliyor” diyerek açıklama yapıyordu.

22 Ekim tarihinde Kürdistan parlamentosu Kobani’ye peşmerge kararı alıyor ama Abdullah Öcalan İmralı’dan “Kobani’yi ben ve Hakan Bey kurtardık” diye açıklama yapıyordu.

Halk sokaklarda Peşmerge’yi karşılarken PKK “Peşmergeler korkaktır” diye medyada propaganda yapıyor, Avrupa’da PKK taraftarları Almanya meclisini basarak “Barzani’ye silah vermeyin, Peşmerge’ye silah vermeyin” diyordu.

PKK ne zaman birlik çağrısı yapar?

Birlik çağrıları PKK için sadece bir gaspı perdeleme biçimidir. PKK sadece iki nedenle birlik çağrısı yapar ya rakip gördüklerinin elinde kendisinde olmayan imkanlar vardır, bu imkanları gasp etmek için birlik çağrısı yapar ya da halka karşı propaganda olsun diye.

Kobani’yi kurtaran Kürt dayanışmasıdır, Peşmerge’nin kendisi ile beraber Barzani geleneğinin tüm birikimini oraya götürmüştür. Barzani Rojava’nın tümüne dünyanın kapısını açmıştır. Bu nedenle Afrin ve Sere Kaniye işgalleri sırasında Mazlum Abdi “Başkan Barzani’yi yardım çağrısı” yapmıştır. Sonra da teşekkür etmiştir. Başkan Barzani Efrin ve Sere Kaniye içinde tüm imkanlarını kullandı. Maddi manevi destek verdi. Fakat aynı Mazlum Abdi daha sonra “bir savaş çıkarsa PKK’nin yanında Güney’e karşı savaşacakları” anlamına gelen açıklama yaptı.

PKK’ye rağmen Kobani Peşmerge’nin gidişi ile kurtarılmıştır.

Rojhilat Partileri şu anda kendilerine birlik için çağrı yapan PKK’nin İran kolu PJAK vb birlik çağrılarına yanıt vermeden önce Rojava ve Kuzey’deki PKK’nin birlik çağrılarının sonunun ne olduğunu görmelidir. PKK her birlik çağrısı yaptığı Kürt örgütünü daha sonra sırtından hançerlemiştir.

Diğer Haberler