HPG’nin 18 Ekim günü bir bildiri yayınlayarak 17 gerillasının hayatını kaybetmesinden sonra başlayan süreç Kürtler açısından çok iyi değerlendirilmesi gereken bir süreçtir. Çünkü bu süreç Kürtlerin belliğine dönük yaptığı zehirlenmenin ivme yapışıdır.
Ölenler Kürt evlatlarıdır, öldüren Türk devleti, öleceklerini bile bile o ölüm tünellerine koyduran PKK’dir fakat suçlu olan KDP’dir. PKK medya üstünlüğünü kullanarak bunu iyi propaganda etmektedir. PKK tüm ilişkilerini, ittifaklarını, insanlarını, medyasını KDP düşmanlığına kanalize etmiştir. PKK dört elle KDP’yi nasıl karalarım diye düşünürken maalesef ki Güney medyası da acaba Selahattin Demirtaş hakkında nasıl haber yapa bilirim, hangi HDP’li programa çağırıp reyting yaparım diye düşünmektedir.
Doğal olarak meydan PKK’ye kalmıştır. PKK kendi çalıp kendi oynamakta, istediği zarı atmaktadır. PKK’de bu meydanı sadece KDP adı altında Kürtler arası nefret yayma merkezi olarak kullanmıştır. Dünya tarihide ulusla devrim yapan, sol ve sağ görüşlü yüzlerce hareket çıkmıştır, fakat hiç kimse kendi ulusunun belleğine ve birlik ruhuna bu kadar zarar vermemiştir. Türk devleti kimyasal atarak Kürt gençlerini öldürdüğü doğrudur, fakat asıl kimyasal silah PKK’nin kendisidir, Kürtler içine atılmıştır ve Kürleri birbirine kırdırmaya çalışmakta, nefret yaymaya çalışmaktadır.
PKK kitlesi kadar cahil, ezberci, iradesiz, mürit ve papağan kitle zor bulunur. Aslında PKK kitlesine bakınca her aklımıza gelen Cengiz Aytmatov’un o güzel sözüdür. “Mide, beyinden akıllıdır çünkü mide kusmayı bilir, beyin her pisliği yutar.”
PKK kitlesi kırk yıldır aynı şeyi dinleye dinleye PKK’nin tüm kirli, yalan ve ahlak dışı söylemlerini yutmuştur. Şimdi bu kitle PKK tarafından Kürdistani düşüncelerin üstüne kusturulmaktadır. Bu akılsız kitle PKK’nin işareti ile Kürtlere saldırmaktadır.
Bir yerde Peşmergeyi öven bir haber olduğu zaman hepsi o haberin altına üşüşüp, peşmerge korkaktır, Peşmergenin sonu gelecek diye yorum yazmaktadır. Bir yabancı heyet Kürdistan Bölgesine geldi, üniversiteler mezun verdi, Kürdistan Bölgesi festival yaptı diye yapılan haberlerin altına üşüşüp, sonunuz gelecek diye yazarlar. Kerkük işgal edildi, PKK kitlesi biz kazandık diye mutlu oldu.
PKK Kürtleri Kürtlere düşman etmiş, Kürtlerin kimyasını değiştirmiş bir kimyasal silahtır. PKK kendi kitlesinde sadece düşünme yetisini değil, ahlakını da tüketmiştir. Hiç utanmadan yalan söyleye bilirler, holigan gibi slogan ata bilirler.
Mesela bunlardan biri de sanatçı Hozan Diyar’dır. Ozan Diyar kalkıp bir TV programına katılmış, şarkıcı değildi, savaş uzmanı veya harita mühendisi gibi Türk devletinin kimyasal silah yaptığı bölgesi anlatmış. Hozan Diyar’a göre Türk devletinin kimyasal silah saldırısı yapsın diye KDP’yol yapmış. İşte Aytamatov bunun için demiş “mide kusar beyin kusamaz” diye. Biraz aklı olan haritaya bakıp Werxale giden yolun Amediye’den değil Çukurcadan gideceğini bilir oysa. Ozan Diyar hızını alamamış “KDP tecrit edilsin” demiş. İşte ahlaksız dediğimiz PKK kitlesi budur. Normalde Diyar’ın şu sorması gerekirdi: “Bu Werxal’da geçen yıl yani 2021 Ekim ayında PKK bir kere 5, bir kere 4 kişinin kimyasal silahla öldürüldüğünü söyledi. Madem devletin kimyasal silah kullanılacağı biliniyor o zaman neden bir yıl sonra yine oraya Kürt çocukları konuyor?”
Evet normalde PKK kitlesinin, o gerillaların annelerinin sorması gereken budur. “PKK neden o çocukları o mağaraya koymuştur” üstelik öleceklerini bile bile. Bunu soramayacak kadar kendini kaybetmiş bir kitle sadece Kürtlüğünü ve düşünce yeteneğini değil ahlakını ve vicdanını da yitirmiştir.
PKK’nin yaratmaya çalıştığı zihniyet Türk devletinin kimyasal saldırılarından daha tehlikelidir. Çünkü PKK her gün Kürtlerin kusması gereken düşünceleri Kürtlerin beynine sokmaktadır. PKK Kürtleri bölme, parçalama, birbirine düşman etmek hareketidir. PKK’nin kendisi Kürtlerin kimyasını bozan bir harekettir.
