Roboski’nin 10’uncu yıl dönümünde tekrar aynı soru: Hatalar ve koordinesizlik mi yoksa gizli hesaplar mı davayı sonuçsuz bıraktı?

Roboski’nin 11’inci yıl dönümünde tekrar aynı soru: Hatalar ve koordinesizlik mi yoksa hatalar mı davayı sonuçsuz bıraktı?

10’uncu yıl dönümünde Roboski’de 34 kişinin hayatını kaybettiği katliamın yapılma nedeni ve biçimi hala netleşmedi. Netleşmeyen sadece sömürgeci devlet katliamı değildi. Halk adına davayı üslenenlerin de davayı neden yüz üstü bıraktığı ve kimlerin bundan payı olduğu da hala netleşmedi. HDP yerel baroları, yerel barolar HDP merkezini suçladı. Sonuç olarak Türk sömürgeci devleti 34 kişiyi katlettiği olayda hiçbir hesap vermedi. Oysa ki Roboski davası Türk sömürgeciliğini uluslararası kamuoyuna taşımak ve uluslararası mahkemelerde yargılanmasını sağlamak için önemli bir olaydı.

Kürtler bu olayı Türk devletinin sömürgeci ve işgalci siyasetini belgelemek için kullanmadılar. Neden? Gerçekten olay sadece unutulan belgeler, hatalar sonucu mu bu duruma geldi. Yoksa Kürt meselesini Türkiyelileştirmek ve Kürtleri Türkiyelilik üst kimliği altında devletin kılma siyasetinin bir sonucu olarak mı Roboski uluslararası mahkemelere taşınmadı? Açıkçası olayın bir ihmalden çok siyasi bir tutum olduğuna dönük deliller var.
HDP olay için ciddi bir özeleştiri yapmadan Şırnak barosunu ve bazı kişileri hedef yapıyor. Oysa ki HDP bırakın Roboski Türk devletinin 100 yıldır yaptığı katliamların tümünü aydınlatma sözü vermişti. Roboski meselesi hasır altı edildi. HDP bu olayın neresinde olursa olsun bunu engellememişse Kürt katliamlarını engelleyemez.

Roboski’de ki süreç nasıl gelişti? İmralı’nın rolü neydi? HDP’nin rolü neydi?  Sizler için derledik.

Katır sırtında 34 cenaze

Uludere’nin Roboski köyünde 28 Aralık gecesi saat 21.39’da başlayan ve 46 dakika süren bir hava bombardımanı yapıldı.  Vurulanlar sınır üstünde ekmek parası kazanmak için kaçakçılık yapan köylülerdi. Hava saldırısında 34 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 19’u 18 yaşından küçüktü.  Köylüler bir yaralının haber vermesi üzerine gidip cenazeleri kendi aldı. Türk basını ise Cumhurbaşkanlığı sitesi resmi olarak açıklama yapmayana değin olayı görmezden geldi.

Roboski’yi vurma kararını kim verdi?

Roboski olayını gerçekte nasıl olduğu hala netleşmemiştir. AKP Roboski vurulduğu yıl devletin kurumlarına hakim değildi. Durum bu günkünden farklıydı. Kemalistler, Fethullahcılar ve AKP arasında bir iktidar savaşı vardı. Tarafların karşılıklı komplosu muydu sorusunun cevabı hala tam verilemiyor.  Zamanın İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin o dönem “MİT’ten gelen not ve telefonda oradan önemli birinin geçeceği bilgisi gelmişti” dedi. Fakat MİT bunu ret etti.

Olayın oluş biçiminden çok önemli olan Kürtleri öldürmenin bu denli kolay bir kararla alına biliyor olması idi. Ayrıca her ne olursa olsun Türkiye içindeki iktidar klikleri olayın vahameti karşısında Kemalisti, Cemaatçisi, AKP’lisi bir olup devlet aklının verdiği karara göre davrandılar. Olayı el birliği ile örtbas ettiler.

 Barzani tazminat meselesi için devreye girdi

Devletin ilk önceliği Roboskili mağdur ailelerin tepkilerini engellemek ve onları etkisiz hale getirmekti. Aileleri susturmak için tazminat gündeme getirildi. Devlet kişi başına 123 bin TL tazminat vereceğini söyledi ve bu tazminatlar Şırnak Valiliğine gönderildi. Aileler zaten yoksuldu birkaç kişi verilen tazminatı almak istedi. Dönemin Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani kendi bir temsilcisi aracılığı ile ilk günden beri Roboskili aileler ile ilişkiliydi. Ailelere devletin vereceği tazminatı kendisinin ödeyeceğini söyledi. Devletin kan parası oyunu suya düşmüştü. Kürtler kendi arasında mağduriyetlerini hal ettiler.

Erdoğan’ın Roboskili aileler ile görüşme istemi

Roboski meselesine halkın tepkisi dinmiyordu. Olayın ilk günü Uludere kaymakamı olay yerinden kovulmuştu. Erdoğan kendisi gidemeyeceğini bildiği için eşi Emine Erdoğan’ı gönderdi. Emine Erdoğan’da direk Roboski’ye değil yakın bir köy olan Bijeh (Gülyazı) köyüne gide bildi.

Yıl 2013’ü gösterdiğinde Erdoğan hala devlet içinde tümden hakimiyet sağlayamamıştı. İçte pek çok muhalif kesim vardı. Güç toplamaya ihtiyacı vardı. Erdoğan’ın ve ekibinin bir can simidine ihtiyacı vardı. İşte tam o dönemde birçok can simidi İmralı’dan Erdoğan’a atıldı. Roboskili aileler ile görüşme ayarlanması da işte o olaylardan biriydi. Abdullah Öcalan mart ayında İmralı’ya gelen HDP Heyetindeki Demirtaş’a şunları söyleyecekti: Madem bir barışma sürecinden bahsediyoruz o zaman genel bir barışın prototipi olarak Roboskili aileler ile AKP’yi bir araya getirip uzlaşma sağlaya bilirsiniz. Anladığım kadarıyla Roboski meselesi AKP’yi çok zorluyor. Bunun diğer failli meçhuller, kirli olaylarla anılması daha doğru olur.”

Roboski ne zaman faili meçhul oldu?

Abdullah Öcalan’ın bu sözlerinden 4 ay sonra Erdoğan Şırnak’ta ki bir iftar yemeğine Roboskili aileleri davet etti. Aileler gitmek istemedikleri halde Demirtaş’ın ayarlaması ve ısrarı ile görüşmeye gittiler. Erdoğan böylelikle toplumda sorunu çözmek isteyen bir imaj yaratmış oldu.
Abdullah Öcalan’ın o dönem AKP’ye attığı tek can simidi Roboski değildi. Sakine Cansız olayında da Abdullah Öcalan “Hakan Fidan’ın olaydan haberi olduğunu sanmıyorum” diyecek gladyonun Avrupa ayağı diyerek yine Türk devletini aklayacaktı. Böylelikle Kürt halkının tepkisini törpüleyecekti. Elbette ki bunlar sadece basına yansıyanlar. Elbette ki Roboski üzerinde daha büyük bir pazarlık yapıldı.

Ağları yırtan bir gole gerek yoktur

Roboski meselesi çok büyük olaydı. Türk devlet yetkililerinin uluslararası mahkemelerde insanlığa karşı savaş suçundan yargılanmasına kadar gide bilirdi mesele. Türk devlet sistemini sarsa bilirdi. Fakat öyle olmadı PKK olayın uluslararası sisteme yansımasını engelledi. Bunu da HDP eli ile yaptı.

Bu ilk kez yapılan bir şey değildi. Daha öncede HDP’nin AKPM üyesi Ertuğrul Kürkçü “Türkiye’nin AB tarafından izleme sürecine alınmasını HDP engelledi” demiş ve şöyle eklemişti “Biz ağları yırtan gollerin peşinde değiliz. Mesele, barışçıl ve demokratik çözümün kapısının açılması”. Roboski’de aynen böyle olmuştu. Türkiye devletinin ağlarını yırtılmasına gerek yoktu.

Belgeler neden tamamlanmadı

Roboski’nin mahkeme sürecinden diskalifiye olmasının adımları bir karar doğrultusunda devam etti.

Roboski gibi önemli bir davada ve yüzlerce avukat davayı üslenmişken davada her belgelerin eksikliği gibi nedenlerle davalar ret edildi. Türkiye’de AYM yine Avrupa’da AHİM’e giden belgeler hep eksik çıktı ve mahkemelerin uyarısına rağmen belgeler tamamlanmadı. Bu durumu sadece teknik bir hata olarak görmek yanlıştır. Bu iyi niyetli bile olsa bir suçtur. HDP yöneticilerinden Ayhan Bilgen bile 28 Kasım 2018 tarihinde bu durumun kabul edilemez olduğunu söyleyerek partisindeki sözcülük ve MK üyeliği görevlerinden istifa etti.

HDP ise kurumsal olarak olaya ciddi bir tepki göstermedi. HDP Hukuk Komisyonu sorumlusu ve parlamenter Meral Danış Beştaş olaya herhangi bir vatandaş gibi sosyal medyadan tepki gösterip başkalarını suçladı.

Ve davanın AHİM’de ret edilmesine yol açan Şırnak Barosu, HDP Hukuk Komisyonu sorumlusu Meral Danış Beştaş, Olayla ilgilenen avukatların Roboski davasındaki sorumluluğu Roboski katliamını yapanlarınki kadar ağırdır. Ve bu süreç İmralı’da başlamış bile olsa bu insanlar bu sürece dahil olmuşlardır. Suçluları aklamışlardır.

Roboski hala kanayan yara

Roboski Türk devletinin Kürtlere bakışının özetidir. Roboski olayı tek başına bile Kürt halkının sömürge bir halk olduğunu ispatlaya bilir. Türk devletinin sağcısı ile solcusu ile Kürtlere karşı aynı tutumu göstere bileceğini gösterir.

Ayrıca Roboski olayı Kuzey Kürdistan’daki Kürt siyasi aktörlerin devletle ilişkilerini dek başına ispatlaya bilir. Roboski olayı Kuzeyde ki Kürt siyasetinin yeniden kurgulanması gerektiğini var olan kurgunun Türk devletinin yedeğinde olduğunu gösterir.
Ayrıca Roboski şunu da ispatlar Kürt halkı Roboskiyi unutmamıştır, Kürt halkı öncülerine rağmen daha radikal ve Kürdistanidir.

Diğer Haberler