TSK’ya bağlı SİHA’ların geçtiğimiz Cuma günü Mahmur Kampına dönük yaptığı saldırı yapıldı. Saldırı da PKK kadrolarının kaldığı dörte evin arasındaki banyo vb ihtiyaç alanlarının arkasına düşmüş ve can kaybı yaşanmamıştı. Olay sonrası PKK ve Mahmur kampı adına açıklamalar yapıldı. Bu açıklamalarda her zaman ki gibi KDP hedef gösterildi. Bu açıklamayı yapanlardan biri de Mahmur Halk Meclisi Eşbaşkanı üyesi Hacı Kaçan oldu.
Hacı Kaçan neler söyledi?
Hacı Kaçan Özgür Politika gazetesinde yayınlanan röportajında “ bundan sonra olacak bütün saldırılarda BM’nin, Irak’ın ve özellikle de KDP’nin sorumluluğu ve ortaklığı vardır” dedi. Hacı Kaçan’ın sözleri son yıllarda tek amacı KDP düşmanlığı olan PKK ile örtüşüyordu. Kaçan’da Kamptan sorumlu BM ve Irak devleti varken ve resmi olarak KDP kampa karşı resmi bir sorumluluk barındırmadığı halde KDP’yi hedef yapmaya çalıştı. Buna benzer açıklamalar Sterk TV, Roj News gibi PKK medyasında da yayınlandı.
Oysaki gerçekte Mahmur kampında KDP ile ilgisi olmayan çok değişik bir bilgi ve istihbarat mekanizması işliyor. Bazı olaylar gizleniyor, bazıları yanlış aktarılıyor. Bunlardan biri de PKK’nin önemli isimlerinden Dr. Hüseyin.
Dr. Hüseyin olayı nedir?
6 Haziran günü Türk SİHA’ları Mahmur kampına bir saldırı düzenlemişti. Saldırıya dönük PKK veya bağlı bir örgütünden açıklama yapılmadı. Sadece Mahmur Halk Meclisi açıklama yapılıp, yaralıların olduğu söylendi. Fakat olay anlatılandan farklıydı. Olayda PKK’nin az bilinen ama önemli bir ismi de vurulmuştu: Dr. Hüseyin kod adlı Selman Bozkır.
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencisi olan, 1993 yılında PKK’ye katılan ve daha sonra hem Türkiye hem de Avrupa’da çalışma yürüten önemli bir isim olarak biliniyor. Direk Cemil Bayık’ın Süleymaniye, Kerkük hattındaki işlerini yürüten Dr. Hüseyin Şengal hattında da ekonomik faaliyetlerde bulunmuş bir isim. Yani bir asker değil ekonomi ve diplomatik alanda çalışmış. Kandil, Süleymaniye, Kerkük, Şengal hattının sevk ve idare noktası haline gelen Mahmur Kampına da direk Cemil Bayık tarafından atanıyor. Mahmur’a geldikten on gün sonra ise SİHA’lar tarafından hedefleniyor. PKK ve kolları yine suçu KDP’ye atarak, ölümlerden sizler sorumlusunuz açıklaması yaptı. Oysaki gerçek çok farklıydı.
Dr. Hüseyin ve yanındaki iki kişinin hayatına mal olan olayı kampın içinde yaşayan üç Mahmurlu genç planlamıştı. Bu kişilerin konum bildirmesi üzerine SİHA’lar harekete geçmişti. Bu üç kişi Mahmur kampındaki yönetimlerle sürekli hareket eden, PKK’ye yakın isimler. Bu isimleri aileleri nedeni ile yayınlamıyoruz. Gerekirse bunlarda hatta PKK yöneticileri ile hatta kadın yöneticiler ile ilişkilerini de deşifre ede biliriz.
Bu isimlerden biri sürekli Türkiye’ye gidip gelen biri. Uludere’nin bir köyünden. Kendisi bir yıl önce kampta tutuklanıyor ve Türk devleti ile ilişki içinde olduğunu açıklıyor. Kampta yapılan Mahkeme ve platform arası bir toplantıda hakkında serbest bırakılma kararı çıkıyor. Bu gence dokunulmayacak serbest kalacak isim ise Rıza Altun. Rıza Altun’un Türk devleti ile ilişkili olduğunu söyleyen bir ismi neden serbest bıraktırdığı ise bilinmiyor.
PKK bu konuda ne halka ne de kamuoyuna herhangi bir açıklama yapmadı. Olay yine KDP’ye yıkıldı. Hacı Kaçan yine çıkıp KDP’yi suçlamıştı. Oysaki olayın özüne bakınca yaşanan şey tamamen PKK ve yarattığı sosyoloj ile ilgiliydi.
Mahmur Gençleri Türk ordusuna askerlik yapıyor
Mahmur halkı 1994 yılından sonra Kuzey Kürdistan’dan göç eden bir halk. PKK’nin siyasal ajandası nedeni ile hayatın normalleşmesini engellediği ve aslında kamp halkının da bu durumu kanıksadığı bir hayat var. Aslında bu insanlar mülteci statüsünü çoktan kaybetmişler. Şimdi kamptaki ailelerin büyük bölümü Türkiye’ye gitmiş ve kimliklerini almışlardı. Mahmur ve önceki çocukların da ismi kütüğü yazılmış ve resmileşmişlerdir. Bu gençlerden büyük bölümü askere gitmişler. Hatta birçoğu bedelli askerlik yapmışlar.
Hewler’de ki Türk konsolosluğu kapısında her gün onlarca Mahmurlu işlem yapmak, pasaport uzatmak veya yeni doğan bebeklerini kaydetmek için sıra bekliyor.
Kampta PKK etkisi
Aslında Mahmur kampı 1994 yıllarından beri gerilla ile iç içedir. Fakat 2013 yılında IŞİD saldırılarından sonra PKK Orta kuşak dediği Şengel’den Xanaqine kadar olan alanda etkinlik göstermek için Mahmura büyük sayıda askeri güçlerini yerleştirdi. Bu sayının 300 civarında olduğu kabul ediliyor. Ayrıca PKK kampı Türkiye’den getirdiği kadrolarının ve öz savunma güçlerinin eğitim yeri olarak da kullanıyor. Yani kamp mülteci kampları gibi hareket etmiyor, fakat herkesin ona mülteci gibi yaklaşmasını istiyor.
Zaten Mahmur’u dağıtmak isteyen Türk devleti de tüm bunları gerekçe yaparak kampa saldırdı.
Mahmur kampı mülteci kampa olma sıfatını yitirmiştir
Birleşmiş Milletler PKK’nin Mahmur kampındaki faaliyetleri ve halkın büyük bölümünün Türkiye’ye gidip geliyor olabilmesi gibi nedenlerden dolayı Mahmur kampından çekildi. Tüm Irak kurumları Mahmur kampının sadece PKK’nin siyasal ajandası için kullanıldığını biliyor. Bunu en çok da Irak devleti biliyor. Fakat Şii cephe ile PKK ilişkilerinden dolayı bir şey söyleyemiyor. Sonuç olarak kamp bombalanıyor PKK’de bu bombalamadan kendisine propaganda malzemesi çıktığı için memnun oluyor.
Denile bilir ki, Mahmur Kampı uzun sürekli canlı kalkanı gibi kullanılmaktadır. Halk Meclisi başkanı olan Hacı Kaçan gibi isimlerde bu uzun süreli kullanılmadan nemalanan isimler. Az emekle birkaç KDP karşıtı konuşma ile hayat imkanı buluyorlar. Bunun için de halkın gerçek çıkarları konusunda açıklamalar yapmıyorlar. Mahmur kampının gerçek sorunlarını ortaya koymuyorlar. Mahmur kampının ihtiyacı olan asıl şey artık askeri ve siyasi bir ajandanın canı ucuz, her yere çekile bilen piyonları olmaktan kurtulmaktır.