Mustafa Karasu, sizin düşmanınız kim?

Mustafa Karasu, sizin düşmanınız kim?İran Irak Suriye, Cemil Bayık, Kürdistan BÖlgesi KDP, Kürriskan ulusal Kurtuluş mücadelesi ,

PKK yöneticisi Mustafa Karasu Medya Haber TV’de bir programa katılarak değerlendirmeler yaptı. Aslında çoğu zaman bu konuşmalara cevap vermek mi doğru vermemek mi diye düşünüyor insan. Fakat iki nedenden dolayı cevap verme zorunluğu ve hakkı doğuyor. PKK sürekli olarak tarihi ve güncel gerçekleri saptırıyor. Ve maalesef ki cevap verilmedikçe de daha arsız bir tutumla daha fazla yalana ve daha fazla dezenformasyona sarılıyor. Ve cevap vermediğiniz zaman inanan insanlarda çok oluyor. Bu nedenle Kürt yurtseverleri ve aydınları PKK’nin bu saptırmaların her satırına cevap vermelidir. PKK sanki Kürdistan’da tarihçi yok, tarihi bilen yok, tüm bilgiler tekelinde gibi bir kibirle tarihi, olayları ve gerçekleri sürekli olarak tahrif ediyor. Cevap vermeyince atımı istediğim gibi koştururum diyor.

Mesela Mustafa Karasu normalde sağını solunu ayırt edemeyen biridir. Tek başına kalsa bir tas bulup içemez ama TV ekranına çıkınca “Kürdistan’daki küçük ve büyük dağları ben yarattım” gibi bir kibir ve küstahlıkla konuşuyor.

Karasu’nun KDP kini aslında Kürdistani çizgiye duyduğu kindir

Mustafa Karasu son konuşmasının merkezine KDP’yi alarak aslında özgürlükçü, bağımsızlıkçı ve milli Kürt çizgisine olan düşmanlığını KDP adı altında ortaya döktü. PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimine düşmanlığı aslında Kürtlerin kendini yönetme hakkını savunan çizgiye düşmanlıktır. Kürdistan Bölgesel Yönetimi hata, eksiklik ve zorlanmalarına rağmen Kürtlerin özgür ve bağımsız olması yolundaki bir umut ve emsaldir. Kürt kimliğini dirilten Kürdistan Bölgesel Yönetiminin 2005 yılında resmi olarak uluslararası teamüllere göre kabul edilmesidir. Bu çizgisinin güçlenmesini PKK kendisinin küçülmesi olarak görmektedir. Bu nedenle Kürdistan Bölgesel Yönetiminin varlığını tehlike olarak gören tüm sömürgecilerle aynı cephede yer almaktadır.
Karasu ve diğer yöneticileri her yıl bu düşmanlıklarına bir kılıf bulmaktadır. Mesela iki yıldır “Peşmerge Türk devleti ile beraber bizi kuşatıyor” söyleminin gerginliğin nedeni olarak izah ediliyor. Oysaki bu Kürdistan Bölgesel Yönetiminin resmi Irak içinde statü sahibi olması 16 yıllık bir dönem. PKK 16 yıldır Kürdistan Bölgesel Yönetimi asayişine KDP asayişi diyor, 16 yıldır bu parlamentonun kabul ettiği bayrak ne Behdinan’da ne Kandil’de PKK’nin olduğu hiçbir yerde dalgalanmadı. PKK özelliklede yöneticisi Mustafa Karasu her koşulda Kürdistan Bayrağına düşmanlık yaptı. Mustafa Karasu Amed’de Türk bayrağının dalgalanmasından gocunmuyor, onu hakların kardeşliği ve Türkiye’nin demokratikleşmesinin gereği görüyor. Ama Kürdistan bayrağının Kandil’de dalgalanmasını PKK çizgisine bir saldırı olarak görüyor. Neden Karasu? Sen, neden Türk bayrağından rahatsız olmuyorsun da neden Kürdistan Bayrağından rahatsız oluyorsun?

Karasu bize parmakla Kürdistan’da kaç sömürgeci devlet olduğunu sayabilir mi?

Karasu hızını alamamış KDP’ye Kürtlük öğretmeye çalışmış.  Demiş ki; “birkaç şehirde egemen olmak için tüm Kürdistan feda edilemez”.  Karasu eğer Kürdistani bir siyasetin nasıl olması gerektiği konusunda görüş belirtmek istiyorsa öncelikle parmakları ile Kürdistan’da kaç sömürgeci var tek tek sayacak. Mesela diyecek ki: bir İran, iki Türkiye, üç ırak, dört Suriye. Sonra bunlardan kaçına sömürgeci muamelesi yapıyorum diye açıklama yapacak. Çünkü bizim bildiğimiz tarihi ve güncel gerçekler PKK ve Karasu’nun bunların hiç biri ile düşman olmadığını gösteriyor.

Birinci parmak; Karasu için İran bir sömürgeci değildir. Karasu birkaç şehir için Kürdistan feda edilemez diyor ama kendisi ve partisi İran’dan bir iki yöneticinin hayat güvencesi, kadrolarının Avrupa’ya gidişi gelişi için biraz pasaport imkan vb. için 1980’den beri Doğu Kürdistan’daki halkın iradesini tekeline almış tek bir adım atmalarına izin vermiyor. İran devleti en zor dönemini yaşıyor, İran ekonomik olarak büyük zorluk yaşıyor, İran devleti içten büyük bir patlama ile karşı karşıya fakat PKK İran ile yaptığı anlaşma gereği Doğu Kürdistan halkının hareket sahasını hem kendisi tutuyor, hem de İran’a karşı tek bir muhalefete izin vermiyor. Sınırlara kendisi dışında tek bir Doğu Kürdistanlı partiyi yaklaştırmıyor. Tek bir yayınında İran karşıtı bir açıklama yapmıyor. PJAK ve askeri kanadı YRK İran’a dönük öyle açıklamalar yapıyor ki sanırsınız bunlar İran’daki resmi partiler ve İran’da sadece biraz demokratikleşme sorunu var. PKK üç beş şehir için değil Cemil Bayık ve ekibi Mustafa Karasu gibi bir iki kişinin hayatı karşılığında İran’a tüm Doğu Kürdistan’da bekçilik yapıyor.

Kimse gerillayı kuşatmıyor asıl kuşatılan Kürdistan Kürdistan Bölgesel Yönetimidir

Karasu’nun elinde kalan diğer üç parmaktan biri de Irak’tı. Aynı şeyi Irak’da direk devletle ve Haşdi Şabi ile yapıyor. Irak hükümeti ve Haşdi Şabi ile Kürdistan bölgesini kuşatıyor. Sorumlu insanlar çıkıp bu halka kuşatılanın gerilla olmadığını, kuşatılanın Hewler olduğunu, kuşatılanının Peşmerge olduğunu anlatmalı.  PKK Şengal’de Kürdistan Bölgesel Yönetimine ihanet ederek Haşdi Şabi ile maaş karşılığı ortak olmuştur. Şengal’den kuşatıyor. Tarihi Kürdistan toprağı olan Şengal’i sırf kendi partisel çıkarları için Irak’a bağlamaya çalışıyor PKK. Bundan daha büyük bir ihanet yoktur.  PKK Mahmur kampının giriş kapısına Peşmerge güçleri kabul etmedi yıllarca ama gidip Irak polisini Mahmur Kampının içine karakol kurması için getirdi. Karasu eğer Peşmerge Çemço’ya gelirse savaş çıkar diyor. Niye Karasu sen ömrü hayatın boyunca bir Kürdistan dağını boydan boya yürümemiş birisin, Çemço’ya Peşmerge gelirse savaş çıkacak diyeceğine Haşdi Şabi milisleri Şengal’e gelirse savaş çıkar demen gerekmez miydi? Kürdistanilik budur. Kürdistanilik sömürgeciye sömürgeci diye bilmektir. Senin partin resmen ve alenen Kürt gençlerine Kürdistan düşmanı Haşdi Şabi’nin kıyafetini giydirmiş, Irak’ı dostu görüyor, İran’ı dostu görüyor. PKK  Kürdistan bölgesi düşerse belki oradan bize bir pay düşer diye 2013 yılından beri ellerini ovuşturup bekliyor.

 Karasu’nun üçüncü parmağı, Suriye: İran dostluğu nedeni ile Suriye ve Esad rejimine de ara sıra ipler gerilse de aslında ona da sömürgeci demiyor. Cemil Bayık YPG’nin kendi başına petrol satmasına karşı çıkan ilk kişiydi. Demek ki Suriye ile de bir düşmanlığınız yok.

PKK Türkiye’de kiminle düşman?
Karasu’nun parmakla saydığı dört sömürgeciden üçü yani Irak, İran ve Suriye ile kol kola olduğuna göre bunlar sömürgeci değil. Kim sömürgeci Mustafa Karasu için Türkiye’de sömürgeci değil. Karasu konuşmasında “ Artık Kürt halkı ile Türkiye halkları Türkiye’nin demokrasi mücadelesinde birleşmiştir” diyor. Böyle bir şey yok, ama eğer doğru ise o zaman Türkiye’de sorun seçim ve demokratik mücadele sorunudur o zaman niye silahlı savaştan, fedailikten söz ediyorsun. Türkiye devleti ve halkı hangi Kürt katliamının gerçeği ile yüzleşmiştir ki kalkıp Kürtlerin ulusal var oluş mücadelesine Türklük içinde erimeyi dayatan bir tespit yapıyorsun. Demek ki Türkiye sömürgecide değildir. Kürt sorunun Türkiye’nin sağlık ve sosyal haklar gibi bir hak sorunudur. Karasu aslında tüm konuşmasında CHP’ye mesaj gönderiyor biz beraber bu iktidarı yıka biliriz diyor. Demek ki Türkiye devleti de sömürgeci değil sadece bazı partiler kötü.

Karasu’nun elinde hiçbir parmak kalmadı. Yani Irak PKK dostu, İran PKK dostu, Suriye PKK dostu, Türk devleti içindeki bir kanatla Türkiye’yi yeniden güçlü yapacaklar. O zaman Karasu çıkıp söylesin siz kimin düşmanısınız?

Aslında PKK’nin hiçbir düşmanı yok. Çünkü PKK tüm sömürgeci devletlerle bir ilişki ağı kurmuş. Bu ilişki ağı da Kürt sorunun çözümü veya hakları üzerine pazarlığa dayanmıyor. Böyle olsa eyvallah deriz. Oysaki PKK ve sömürgeciler arasındaki ilişkinin temeli PKK’nin partisel ve yönetsel çıkarlarına dayanıyor. PKK’nin hangi devletle nasıl ilişkilerinin olduğu tartışmalı bir konudur. PKK’nin hiçbir düşmanı yoktur. PKK sadece kitlesini ve kadrosunu canlı tutmak için, PKK’yi ayakta tutabilmek için sürekli olarak hayali düşmanlar ve hayali umutlar yaratmaktadır. PKK ye göre NATO, İsrail, ABD, AB, bölgesel güçler herkes ama herkes onlara düşman oysaki bu güçler olmazsa PKK ayakta tek bir gün kalamaz. Suriye’de ABD ile var, AB sınırları içinde asıl dünyaya açılıyor, Belçika’nın göbeğinde merkezi var. İsrail Hamas’ı vurduğu gibi tek bir gün PKK’yi vursa o sandalyelerde oturan yöneticisi kalmazdı. Türkiye, Suriye, Irak ve İran zaten düşman değil biraz demokratikleşmeleri gerekiyor. Karasu gerçekten soruyoruz; siz kime düşmansınız? Siz ne için ve kim için savaşıyorsunuz?

Diğer Haberler