Karayılan konuşmasında samimi mi?

Karayılan konuşmasında samimi mi? Abdullah Ağar, Ferda Çetin, Cotyar Muhsin, PKK, Gare operasyonu, Cemil Bayık, Haşdi Şabi, Şengal, Maxmur, KDP, Peşmerge, Kürdistan Bölgesel Yönetimi, PKK medyası, HPG,

Murat Karayılan’ın 22 Şubat günü Stêrk TV’ye yaptığı Gare değerlendirmesi daha çok kamuoyuna dönük bir çeşit propaganda amacı taşıyan bir konuşmaydı. Siyaseti biraz bilen kamuoyu bu propaganda ile tatmin olmadı. Hatta aslında Karayılan’ın bu konuşması cevap verilmesi gereken ve çelişkileri mahkum edilen bir konuşmaydı.

Abdullah Ağar provokatör ise PKK medyası nedir?

Türk devletinin vitrin adamı olan Abdullah Ağar Gare’ye başlayan operasyonun üzerinden 48 saat geçmeden kendi sosyal medya hesabından “Peşmerge Türk askerinin kıyafeti ile operasyona katıldı” diye yazdı. Bunun üzerine PKK medyası hızlı bir biçimde bu haberi kaynak yaparak “KDP peşmergeleri operasyona katıldı” biçiminde propaganda yapmaya başladılar. PKK medyası işleri o kadar ileri götürdü ki Kurtay Serhat takma isimli bir yazarları turistik bir yer olan ve her gün insanların ziyaret ettiği “Saddam’ın Sarayı” olarak bilenen yüksek bir dağa helikopter pisti yapıldığını, Türk askerlerinin burada üslendiğini iddia etti. Elbette ki Saddam Sarayını bilmeyen Avrupa ve Kuzey Kürdistan kitlesi de buna inandı. Şimdi Kurtay Serhat’la, Ferda Çetin’le Türk özel savaş elemanı Abdullah Ağar arasında ne fark var. Elbette ki yok. Her ikisi tarafta Kürtleri birbirine kışkırtıyor.

 Karayılan Stêrk TV’deki konuşmasında “Peşmerge Gare operasyonuna katıldı sözünü yayanlar bu halkın kötülüğünü istiyor, Kürtlerin birbiri ile savaşmasını istiyor” biçiminde yorum yaptı. Fakat bu haberi yapan kendi medya üyelerine hiçbir laf etmedi. Hatta PKK medyası Karayılan’ın konuşmasının bu bölümünü bile vermedi. Şimdi temel soru şu: Karayılan bunu inanarak mı söylüyor, yoksa her zaman ki gibi makul adam rolü mü oynuyor?

“Ceheneme giden yol, iyi niyet taşları ile döşelidir”

Cemil Bayık’ın 12 Şubat günü “KDP ile savaş yakın zamanda kaçınılmazdır” beyanatını ayrıca Haşdi Şabi PKK işbirliğini ele almadan Karayılan’ın değerlendirmesini hemen iyi niyetli ele almak yanlış olacaktır. HPG sıkı merkezi bir örgüttür, Cemil Bayık’ta bu merkezin tam ortasındadır. Yani PKK siyasetini Murat Karayılan’ın güzel yumuşak yumuşak sözleri değil, Cemil Bayık’ın sözleri belirler.

Bu konuda polyannacılık oynamak, “bakın PKK birlik istiyor, Karayılan ne kadar güzel konuştu” demek yanlıştır. Bu noktada Marx’ın meşhur sözünü hatırlamak gerekir: “Cehenneme giden yol, iyi niyet taşları ile döşelidir”. Siyaset meydanında, hele Ortadoğu gibi kurtlar sofrasında güzel sözlere pek kanmamak gerekir.

Aynası iştir kişinin lafa bakılmaz: PKK’nin pratiğine bakalım

Karayılan değerlendirmesinde “PKK- KDP ilişkisi en belirleyici ilişkidir, düşman ülkeler birbiri görüşüyorsa biz Kürtler de görüşmeliyiz” dedi. Aslında gerçekten kulağa hoş geliyor. Kürtler birbiri ile ilişkilenmeli. Ama dedik ya her şey iyi niyetle olmuyor. Ayrıca “aynası iştir kişinin lafa bakılmaz”. Bizde Karayılan’ın bu yumuşak ve makul sözlerine değil de PKK’nin pratiğine bakacağız. Öncelikle PKK Kürdistan Bölgesel Yönetimine ve halkına karşı dürüst ise öncelikle çıkıp Haşdi Şabi ile ilişkisini sona erdirmelidir.

 Haşdi Şabi’nin temel amacı Kürdistan Bölgesini varlığını sona erdirmektir. PKK’nin Haşdi Şabi ile ilişkisi sıradan, lokal ve dönemsel bir ilişki değildir. PKK Haşdi Şabi ilişkisi stratejik ortaklık ve ortak strateji üzerine kurulmuş, bölgesel bir ilişkidir. Haşdi Şabi ile beraber Şengal’de ve Mahmur’da Kürdistan bölgesel yönetimine karşı ortak bir askeri ve siyasi düzen ile organize olunmuştur. Kürdistan Bölgesinin düşmanları ile ilişkilenip öte yandan hadi biz kardeş olalım çağrısı yapılamaz.

Karayılan kime çağrı yapmalı?

Karayılan eğer KDP-PKK ilişkilerini Kürtlerin geleceği için stratejik görüyorsa her şeyden önce kendi örgütüne çağrı yapmalı, demeli ki; “Haşdi Şabi ile işbirliği yapmak Kürt ve Kürdistan düşmanlığıdır, buna son verin, Şengal’e Irak ordusunu getirmeyin”. PKK Haşdi Şabi ile ilişkisini bitirmeden hiçbir ulusal birlik görüşmesi olmaz.

Eğer Karayılan Kürtler arası ilişkinin aciliyetine inanıyorsa öncelikle PKK medyasına müdahale etmelidir. Kürtleri birbirine kışkırtmaktan vazgeçin, demelidir. Kürdistan Bölgesinin statüsünü kabul etmeyen, Peşmergeye hakaret eden, Kürtleri Kürdistan Bölgesine düşmanlaştıran PKK medyası susmadıkça PKK ile görüşme yapmak yanlıştır. Karayılan konuşmasında Kürtleri birbirine karşı kışkırtıyor dediği Abdullah Ağar’ı eleştirdiği kadar Ankara gurubu tarafından günlük kontrol edilen PKK medyasını da eleştirmelidir.

Ortada bu denli önemli stratejik konular varken Karayılan’ın Türk özel savaş elemanı Abdullah Ağar’ı eleştirmesinden olumlu sonuç çıkarmak yanlıştır. Çünkü insanlığı ortak tecrübesi der ki; Yanlış sözleri yanlış yorumlayıp umutlananlar cehenneme giderler.

Cotyar Muhsin meselesinde Karayılan’ın samimiyetsizliği

Karayılan’ın konuşmasında Gare’deki mağarada öldürülen Amediye’nin Siyare köyünden Cotyar Muhsin isimli genç için yaptığı değerlendirme ise tümden samimiyetsiz bir değerlendirmeydi.  Karayılan. “Cotyar Muhsin zaten tutuklu değildi, arkadaşların yanındaydı, zaten bırakacaktık, ailesine başsağlığı diliyorum” gibi gerçekten Cotyar Muhsin olayının gerçeğini bilen insanları çileden çıkaracak konuşmalar yaptı.

Sen 29 Ocak günü Cotyar’ı kaçıracaksın, 5 Mayıs günü köy halkı eylem yapana kadar yanında olduğunu ret edeceksin, 12 Mayıs günü zaten ajandı diye açıklama yapacaksın, sonra da biz zaten bırakacaktık diyeceksin. Gerçekten Karayılan’ın HPG komutanı olarak bu denli basit bir yalan söylemesi bile kabul edilemez. PKK Cotyar Muhsin’i bırakmayacaktı. Tam bir yıldır tutukluydu ve ailesine kuş uçuşu 40 KM uzaktı, tek bir mektup yazmasına izin verilmedi. Hala tüm PKK basınının “Ajan Cotyar Muhsin hattında açıklama” manşetleri her yerde duruyor. Şimdi kalkıp Cotyar Muhsini zaten bırakacaktık demek sadece bir propaganda. Ama maalesef ki Karayılan artık bu propagandanın da eskisi gibi tutmadığını insanların sorguladığını ve yargıladığını göremiyor. Karayılan ve PKK “halkı nasılsa her söylediğimize inanacak” bir topluluk olarak görmeye devam ediyor.

Diğer Haberler