HSD Genel Komutanı Mazlum Abdi’nin annesinin hayatını kaybetmesi nedeni ile başta Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı, Başbakanı olmak üzere pek çok siyasetçi taziye mesajı yayınladı. En son taziye mesajı yayınlayan kurumda KCK oldu. 21 Ocak tarihinde ANF’de yayınlanan taziye mesajında ilgi çekici noktalar vardı.
Neden Mazlum Abdi değil de Şahin Cilo?
KCK bildirisinde HSD komutanı Mazlum Abdi’ye Şahin Cilo diye hitap etmeyi tercih etmişti. Bilindiği gibi Şahin Cilo ismi Abdi’nin PKK’de iken kullandığı bir isim. Mazlum Abdi ise başta koalisyon güçleri olmak üzere siyaset kamuoyunun bildiği bir isim. Ayrıca KCK siyasi hassasiyetleri göze almadan Mazlum Abdi ile bir kadın gerilla olan Evin Guyi’nin annesine aynı bildiride baş sağlığı mesajı diliyor. Her ikisine de arkadaşlarımız diye hitap ediliyor. KCK Evin Guyi adlı gerillası veya başka gerillalarının ailelerine de başsağlığı dileye bilir. Fakat bu isimleri Mazlum Abdi ile yan yana koymak sadece art niyet gösterir. Rojava’ya saldırmak için bahane arayan Türkiye’nin ekmeğine yağ sürer.
Elbette ki Türkiye bu bildiriyi tek gerekçe gösterecek değildir. Görülmesi gereken burada KCK’nin bir hesabının olduğudur. Şu anda Türkiye’nin Rojava’ya sataşmasından en çok rant devşirecek olan KCK-PKK’dir. Bu nedenle de hiç çekinmeden Rojava’da PKK mührünün olduğunu gösterecektir. Rojava halkına ısrarla Abdullah Öcalan resimleri ile yürüyüş yaptırmak, slogan attırmakta zaten bu planın bir parçası. Çünkü herkes Öcalan’ın İmralı meselesinin Kamışlo veya Amude’de atılan “Bijî serok Apo” solganı ile çözülmeyeceğini biliyor. Amaç ben buradayım demek.
KCK’nin bildiride Şahin Cilo ismini kullanmasının nedenlerden bir diğeri ise Mazlum Abdi’ye verilen mesaj. KCK bir anlamda Mazlum Abdi’ye şunu söyledi: Sen bizim kadromuzsun, sen bizi aşamazsın bizim ötemize geçemezsin. Bunda elbette ki en önemli bir neden KCK-PKK’nin Rojava’da ki Kürt halkının kazanımlarını tekelleştirmesi ve bundan büyük çıkar görmesi. Bunun devamının sağlanması içinde PKK “Rojavalı yöneticiler üzerindeki vesayetini hiç kesintisiz korunması gerektiği” düşüncesinde. Yani tek bir çatlak verilmemeli. Sürekli Demokles’in kılıcı gibi Mazlum Abdi ve Rojavalı yöneticiler üzerinde sallanmalı. Açıkçası zaten PKK’nin hem genel siyaseti hem de özelde kendi kadroları üzerindeki siyaseti “kesintisiz bir tehdit ve kendini hatırlatma” durumudur. Böylelikle insanların çizgiden (!) çıkmasını engeller.
PKK siyasete “dinozorlaşmayı” dayatıyor
Birde işin bir diğer yönü var. PKK’nin kurucu üyeleri tıpkı Abdullah Öcalan’ın izdüşümü gibidirler. Küçük dağları ben yarattım, Kürdistanı biz kurtardık havasındadırlar. Onlara göre onlar dışında hiç kimse öne çıkmamalıdır. Onlar dışında hiç kimse halkın saygısın görmemelidir. Öcalan bir tanrı PKK kurucuları da birer peygamberdir. Geri kalan herkes ise kullardır. PKK’nin böyle bir hiyerarşik sistemi vardır. Birinin kullar sınıfından çıkması kabul edilemez. Eğer biri biraz öne çıkarsa sistem yıkılır. Bunun içinde Mazlum Abdi’nin bu denli popüler bir isim olmasını PKK yönetimi kabul edemiyor. Kürt siyasetinde gençleşmeye tahammül edilemiyor. Kürt siyasetine dinazorlaşma dayatılıyor.
Abdullah Öcalan’da Demirtaş’a tepkiliydi
Mustafa Karasu’ya göre Mazlum Abdi yetersiz, PKK’nin yeni paradigmasını kavramamış bir öğedir. Onun bu kadar öne çıkması ABD’nin bilinçli oyunudur. Bu oyun bozulmalıdır. Aynı şeyi Cemil Bayık’ta düşünmektedir. Yani psikolojik olarak Mazlum Abdi’nin kendilerini geçmesi kabul edilemez bir durumdur. Hatırlarsanız PKK aynı refleksi Selahattin Demirtaş içinde göstermişti. Selahattin Demirtaş’ın çok popüler olması PKK ve Abdullah Öcalan’da büyük bir tepki yaratmıştı.
Abdullah Öcalan’ın kendisi Selahattin Demirtaş’a Ağustos 2013 tarihinde ““Seni liderliğe hazırlıyorlar, farkında mısın? Anladım, heveslisin, liderlik yapabilirsin ama ben önderlik tedbirlerimi çoktan aldım, bunu da bil” diyerek uyarı yapmıştı. Hatta Öcalan bu uyarısını daha ileri götürerek 22 Haziran 2014 yılında ki HDP 2. Kongresinde başkan olmasına karşı çıkmıştı. Selahattin Demirtaş yerelde işler yapa bilir diyerek Belediye Başkanı olmasını istemiş, siyasetin dışında tutmaya çalışmıştı. Sürekli Figen Yüksekdağ’ı öne çıkararak Demirtaş’ın gölgede kalmasını istedi. Fakat o zaman ki Türkiye siyasal yapısı bunu kabul etmedi. Öcalan’ın bu planı da tutmadı. Hala bir radikal PKK’liler Selahattin Demirtaş Abdullah Öcalan’a karşı kullanılıyor, çok öne çıkmamalı diye düşünüyorlar.
Kısacası KCK-PKK hiçbir zaman kimsenin Abdullah Öcalan ve Ankara Gurubunu geçmesini kabul edemez. Bunu yapmak isteyenlerin PKK içindeki tarihi biliniyor. Biri biraz öne çıkınca hemen kellesi uçuruluyor. Mazlum Abdi’de bu yönlü bir PKK tazyiki altındadır. KCK’nin Mazlum Abdi’ye resmi bir açıklamada Şahin Cilo olarak hitap etmesi ve kendisinden “arkadaş” olarak bahsedilmesi de bunu gösteriyor. Siyasette ki bu dinazorlaşma kırılacak mı kırılmayacak mı göreceğiz.