HTŞ güçlerinin Halep’e saldırması ile başlayan süreç birçok tartışmayı beraberinde getirdi. Şimdilik kim ne yapacak, kim kimi destekliyor-destekleyecek gibi soruların tek cevabı var: Her şey çok belirsiz.
Tek bildiğimiz gizli kapaklı anlaşmalar olduğu, riskler ve fırsatların olduğu bir dönem yaşanacak. Kürtler içinde riskler ve fırsatlar olacak. Nasıl ki Güney Kürdistan’ın 1992 ve 2003 hamleleri dört parça Kürdistan’ın kaderini değiştirdi Rojava’da aynı etkiyi yapacak.
Bu nedenle Rojava’yı kaybetmemek ve Kürtler açısından çok önemli. Bunun için Rojava HSD güçlerini desteklemeliyiz. Bu tamam. Fakat ortada bir sorun var. Peki HSD Kürtleri destekleyecek mi?
Hiçbir Kürdistan parçası Rojava kadar Kürt siyasi hareketlerinin desteğini görmedi
Rojava’da Kürt varlığının korunmasına dair atılacak her adımı destekliyoruz. Bu bir Kürdistanilik gereğidir, bu Kürt olmanın gereğidir. Kaldı ki Kürtler dört parça Kürdistan’da 2011 yılından bu yana Rojava Kürdistanı için her türlü desteği sundu.
Hiçbir Kürdistan parçası Rojava kadar diğer parçalardaki Kürtlerin desteğini almadı. Sayısı 7000-8000 civarında diğer parçalardan Rojava’da hayatını kaybetti. Sadece birey birey Kürtler değil siyasi hareketlerde Rojava’nın korunması için elinden geleni yaptı. Tüm taraflar Rojava’da o zaman adı PYD olan sistemin PKK olduğunu biliyordu buna rağmen, tüm tarihi sorunlar bir kenara bırakıldı ve Rojava’nın ayakta kalması için çaba harcandı.
Maalesef ki PKK Kürtlerin bu çabasını hiçe saydı, yokmuş gibi davrandı ve Rojava’nın Kürt kimliğini küçülttü. Rojava’nın popülaritesinden faydalanıp kendine yer açmak için Rojava’yı kurban etti.
Başkan Barzani Rojava’ya can veren adımlar attı
2013 yılında Rojava sürecinin başında El Nusra cephesi Serekaniye’ye saldırdığı zaman o zaman Kürdistan Bölge başkanı olan Başkan Barzani silah da dahil olmak üzere Rojava’yı destekledi. Hiçbir yerde kabul edilmeyen Rojava yönetimi Hewler’de Barzani hareketi tarafından üslendirildi. Üslenme ve seyahat imkanı sağlandı. Rojava’dan gelen binlerce insana kapı açıldı. Bugün Rojava diye bir yapıdan söz ediyorsak Barzani hareketinin ezilmesine izin vermediği için söz edebiliyoruz.
Daha sonraları, Başkan Barzani’nin öncülüğünde Duhok ve Hewler mutabakatlarına öncülük yapılarak Rojava’da Kürtlerin bir arada tutulmaya çalışıldı.
Kobani’de Barzani hareketi tüm siyasi ve diplomatik gücünü ortaya koyup IŞİD karşıtı koalisyonunun sürece dahil olmasını sağladı. Yetmedi Peşmerge güçleri gönderdi. Silah gönderdi. Rojava savaşının tüm yaralılarına hastanelerini açtı.
PKK yapılan yardımlara düşmanlıkla cevap verdi
Buna rağmen PKK tam da o süreçte tüm yardımları gizlediği gibi bir de Barzani hareketine karşı savaş açtı. Barzani hareketinin Rojava’daki varlığını bitirmek için yönetici sempatizan kim varsa Rojava’dan çıkarttı. Rojava’yı Kürtlerin birliği yerine Araplar ve Şiilerle birlik kurarak yerleşmeyi tercih etti.
Kürdistan bağımsızlık referandumunda PKK Irak yanlısı bir tutum izledi ve Kerkük işgal edilirken “Barzani hareketi kaybetti, biz kazandık” dedi. Mahmur cephesinde Haşdi Şabi Peşmerge’ye saldırırken yüzlerce PKK gerillası uzaktan izleyip Haşdi Şabi tarafında yer aldı.
Buna rağmen Efrin işgal edilirken Başkan Barzani bizzat kendisi araya girmeye çalıştı. ABD’yi eleştirdi, Efrin saldırısını Kürdistan’ın işgali olarak tanımlayan ilk kişi oldu. Fakat PKK medyası Hewler’da küçük Jina Dizeyi’nin evi İran füzeleri tarafından vurulunca “İsrail’in Hewler bürosu vuruldu” dedi. Bizzat PKK yöneticileri çıkıp “Şengal Irak’a bağlı olmalı” dedi.
PKK, Barzani hareketinin Rojava’ya can veren yardımlarına karşılık kendisi Güney’i içten kemirmek, var olan çelişkileri derinleştirmek için uğraştı. Süleymaniye’yi Kürdistan’dan koparmak istedi. Kürdistan Bölgesi’nin statüsünü bitirmek için Irak-Haşdi Şabi ve İran ile çalıştı.
Barzani hareketi Rojava’ya hiçbir saldırıyı kabul etmedi fakat PKK Güney’e saldıran kim varsa onların yanında yer aldı.
Mazlum Abdi’nin tutumunu da unutamayız
Girê Sipi ve Sere Kaniye işgalinde yine de Başta Başkan Barzani olmak üzere Barzani hareketi Rojava için elinden geleni yaptı. Ve Mazlum Abdi çıkıp Başkan Barzani’ye teşekkür ettiğini söyledi. Fakat sonra ne yaptı “PKK’nin yanında Peşmerge’ye karşı savaşırız” dedi.
Daha sonra; 20 Ekim’de yapılan Kürdistan seçimlerinde ise “YNK’yi desteliyorum” dedi. Olgun tavır Güney’in iç meselesine hiç karışmamaktı fakat bunu bile yapmayacak kadar nankör ve kötü niyetli davrandılar.
Rojava ve Kobani isimleri bile kullanılmaz duruma geldi
PKK Rojava’da Kürtlerle ittifak yapmak yerine Araplar ve Şiileri tercih etti. PYD’li olmayan Kürtleri kaçırttı ama Arapları Kürdistan şehirlerinde çoğunluk nüfus yaptı. Türk solunun yarısı Türk devlet ajanı olan MLKP vb partilere kamp verdi ama Roj Peşmergeleri ziyaret için bile Rojava’ya gidemez oldu. Hiçbir Kürt partisine yer verilmedi.
Rojava’nın adını bile kullanmadılar, oraya Kuzey-Doğu Suriye dediler. Eyalet sistemi kuruldu ““Cezire, Deyrizor, Rakka, Tabka, Fırat, Mınbiç, Efrin-Şehba” eyaletleri kuruldu ama Kobani adı kullanılmadı. Kürt şehirleri arada bırakıldı.
Kürdistan bayrağı Ala Rengin Qamişlo sokaklarında yakıldı. Kürdistan24 gibi medya organları yasaklandı.
Bu durumda Rojava’ya yapılan her saldırıya duygusal olarak büyük tepki duysak da maalesef tarihi süreç bize şunu gösteriyor: PKK denetimindeki HSD, PYD vb yapılar Kürtleri desteklemiyor.
Rojava Kürdistanı PKK’nin gizli ajandalarda kullandığı bir rant kartı haline gelmiştir. Biz Rojava’yı destelemek istiyoruz ama önce Rojava’da Kürtler adına ne yapılacağını bilmek istiyoruz. Evet biz Rojava’yı desteklemek istiyoruz ama biz PKK’nin 40 yıllık karanlık tarihini, gizli saklı ilişkilerini desteklemek istemiyoruz. Tüm Kürtler Rojava’yı desteklesin ama PKK hiçbir Kürdistan parçasında hiçbir Kürt hareketini desteklemiyor. Her yerde sadece ben olacağım diyerek sömürgecilerin ajandasına göre hareket ediyor.
Mesela bilmek istiyoruz:
Rojava Kürdistani bir duruş gösterecek mi? Saçma sapan ideolojik söylemler, partisel çıkarlar değil de Kürdistani çıkarlar gözetilecek mi?
Mesela madem seferberlik var ve tüm Kürtlerden destek isteniyor Roj Peşmergelerini kabul edecek mi?
PKK’nin kampı gibi değil de tüm Kürtlerin yaşayacağı bir yer mi olacak yoksa sadece “Biji Serok Apo” diye slogan ataların yaşadığı bir yer mi olacak?
Evet tüm Kürtler Rojava’yı destelesin ama önce Rojava’da Kürtleri destekleyeceğini, asgari ölçülerde tüm Kürtlerle işbirliği yapan, diğer parçalara saygı duyan bir duruş sahibi olması gerektiğini söylemeli.
