Güney Kürdistan’da ki olaylarda düğmeye kim bastı?

Güney Kürdistan’da ki olaylarda düğmeye kim bastı? Süleymaniye, Kürdistan,Çemçemal, Piremegrun, Kelar, Kıfri, NRT; Şahsuvar Abdulvahid, Nwe Nu, Sirva Abdulvahid, Kasım Süleymani, İsmail Kaani, iran, Itlaat, Şia, Bağdat, Lahor Talabani, Hekim Beşar

İnsanların daha iyi yaşam, daha yüksek maaş, daha adil bir düzen için mücadelesi dünyanın en saygı duyulacak mücadelelerinden biridir. Fakat her zaman bu mücadeleyi proveke etmek isyenler çıkar. Bunun için her halk hareketinin altında yatan gerçeği çok iyi görmemiz gerek.

Biden ve Kürtler arası olumlu bir süreci  sabote etmek isyenler var?

Amerikan seçimleri bir çok çevrenin dikkatle beklediği ve planlarını sonuçlarını ona göre yapacağı bir önemli bir olaydı. Biden’in kazanması ile Ortadoğu’da herkes eteğindeki taşları ortaya döktü. Türkiye Trump dönemi bitene değin Rojava’a da bir oldu bitti ile bazı yereler girmek istiyor. İran ise Trump’ın gitmesi ile  ABD’nin Ortadoğu’da ki istikrarsız politikasının sona ereceğini düşünerek hızla hamle yapmaya çalışıyor. Trump her ne kadar Kasım Süleymani gibi isimlerin öldürülmesine onay vermiş olsa bile Irak, Suriye, Kürdistan gibi konularda her iki adım ileri bir adım geri yaparak İran ’a hareket zemini bırakmıştı. İran Biden dönemi ile ABD’nin Kürdistan’da daha fazla ilgi gösteceğini görerek bu süreci sabote etmek konusuda hızlı davranmaya karar verdi.

İran bunun için hem Irak’ta hemde Kürdistan’da harekete geçti. İlk olarak 28 Kasım günü  Sadır taraftarları Bağdat’ta göstericilere saldırdı. 7 Kişi hayatını kaybetti 70 kişi yaralandı. Süleymaniye çevresinde kaç gündür yaşanan olaylarda aynı planın bir devamıdır.

 İsmail Kaani ile Bağdat’ta kimler ile görüştü?

21 Aralık’da Bağdat ve Şii bölgelerini ziyaret eden Kasım Süleymani’nin halefi İsmail Kaani’nin ziyaret etti. Gerekli planlama burda yapıldı.  Kaani, Irak için yaptığı planlarda sadece Şiilere görev vermedi. İran  devletinin stratejik ortağı olan bazı kişi ve örgütlere de görev verdi.  İran’ın Ortadoğu da ve Irak’ta  sırtını yasladığı temel staretjik ortağı olan silahlı örgütlerin başında Haşdi Şabi gelir. İran’ın ikinci silahlı stratejik ortağı ise PKK’dir. Süleymani’ye de ki olaylarda PKK kendini gizlemiştir. Sessizliğe bürünmüştür. Fakat elimizdeki tüm veriler Süleymaniye olayının PKK ve Lahor Cengi ekibinin planı ile bazı siyasi çevrelerin katılım ile yapıldığını göstermektedir.

Kaani’nin Bağdat’a geldiği günlerde Bağdat’ta başkaları da vardı.  O da Lahor Cengi’idi. Lahor Cengi  16 Kasım günü Bağdat’ı ziyaret ederek Şii lider Ammar Hekim ile görüşmüştü. Lahor Cengi Kasım Süleymani’nin halefi İsmail Kaani geldiği zamanda Bağdat’ta idi ve kendisi ile görüştü. Aynı günlerde PKK’li bir gurupta Sincar meselesini görüşmek için Bağdat’ta idi. PKK,  Şengal’den çıkmama karşılığında Kürdistan Bölgesel Yönetimini karıştırma sözü vermişti.

Yani, Süleymaniye’deki olayların ardında  İsmail Kaani, YNK ve PKK görüşmeleri yatar. Bu planın daha sonra daha geniş ayrıntılarını tartışmak için birde itlaatın bir ekibi ile PKK ve YNK içindeki zanyari güçlerinin Karaçolan’da yaptığı ikinci bir toplantı ile belirlenmiştir.

Irak ve İran  devleleri 17 Ekim Kerkük’ün ihanetle teslim edilmesi sürecinde ki temel planı Süleymeniye ve Hewler arasındaki ana yolu tutup Süleymaniye’nin Kürdistan Bölgesel yönetiminden ayrılması idi. Böylelikle Kürdistan Bölgesel Yönetiminin statüsü düşecekti. Bu görev üslenen ise YNK içindeki Lahor Cengi ekibi ve PKK idi.  PKK ve Lahor Cengi ekibi bu gün Süleymaniye’de yaşanan olayların da sorumlusudur. 2017 başaramadıkları görevine yerine getirmeye çalışıyorlar.

YNK Süleymani’yedeki olayları örgütlemedeki sorumluluğunu gizlemek istiyor. İkili bir siyaset belirliyor. YNK Eşbaşkanı Bafel Talabani Hewler’de sorunlara çözüm bulmaya çalışır gibi görünürken, Lahor Cengi ise işbirlikçiliğin ekmeğini topmak ile meşgul. Süleymiye’de çeteler parti binalarına silahla saldırırken Lahor Cengi daha 20 gün önce gördüğü Ammar Hekimi görmek için dün yine Bağdat’a gitmişti.

Bu oyunun içinde elbette başka kişilerde var. İran israil içinde bile ajanları çıkan bir devlet. Kendi komuşusu olan Kürdistan Bölgesel Yönetimi içinde de bir çok parti ve kurum içinde de ajanları var. İran özellikle KOMELA adıl islami örgüt, yine Goran içinde bir kanatta İran  hakim. var. Tabi birde Şahsuvar Abduvahid’in ekibi  Nweye Nu var. YNK Süleymaniye yayın yapan NRT’nin televizyonunu bir kaç günlüğüne kapatmış gibi görünüyor. Oysa ki  her ikisi de aynı çizgide yer alıyorlar. Şahsuvar ekibi zaten PKK ile seçim ittifakılar. Aynı çizgiyi savunlarıyor. Ve Şahsuvar Abdulvahidin kız kardeşi milletevekili Sirva Abdulvahid yakılan PKK binasına Irak bayrağı asılmasını haber yapan Irak sitesini büyük bir zevk ile kendi sosyal medya hesabından paylaşıyordu.

Yani Süleymaniye olaylarının yapanlar halk değil Irakçı ve İran cı ekiptir. Olayları halkın doğal hakkı görmek yanlıştır. Eğer gerçekten mesele bütçe meselesi ise bütçeyi göndermeyen Irak’tır. Bir milyon Kürt Hewler’de toplanıp Irak devletini protesto etsin.  Eğer mesele Kürtlüğe ve Kürdistaniliğe sahip çıkmak ise bu gün Kerkük’te Haşdi Şabi güçleri Kürt Pelkani köylülerinin 24 saat içinde köyü boşaltmalarını istedi, haydi aynı güç Kürtleri yerinden eden Haşdi Şabiye saldırsın.

Süleymaniye’deki olayların demokratik bir hak, adalet isteme gösterisi ile alakası yoktur. Bir gurup çetenin, paramiliter gücün halkın içine karışıp, halkmış gibi davranak terör eylemleri yapmasıdır.

Bu eylemlerde sağa sola ateş açanlar kimlerdir? “Heza Parastına Başur”nerede?

Süleymaniye’nin Piremegrun, Çemçemal, Kelar, Kıfri gibi bölgelerinde başlayan, bir gurup paramilet gücün şiddete başvurduğu olaylarda kullanılan mobilize bir güç vardır. Örgütlü ve silahlı bir gurup bir şehre gidiyor orayı karıştırıyor, ateş açıyor ve ordan çıkıp başka şehre gidiyor. Yani her yerde aynı güç olay çıkarıyor. Bu güç kim?

Bu güç  PKK’nin 27 Hazİran  2019 tarihinde ilan ettiği “Güney Kürdistan Halk Savunma Güçleridir”.  Olayların çıktığı alanlar PKK’nin 2015 yılından beri gençlik ve kültür sanat çalışması adı altında gençlere silahlı eğitim verdiği alanlardır. Burada örgütelen bir gurup silahı paramilet güç bir sopa gibi Kürdistan bölgesel yönetimine karşı kullanılmak istenmektedir. Yani PKK’nin “ Başure Kürdistan halk savunma güçleri” aslında “Kürdistan Bölgesel Yönetimini statüsüz bırakma güçleridir”.

Kimsenin kendisini kandırmasına gerek yoktur. Her şeyi adı doğru konmalıdır. Süleymaniye’de bir ekonomik refah isteyen halkın eylemi  yoktur. Süleymaniye’de İran  diktatörlüğünün ve sömürgeciliğinin  planı ile hareket eden PKK, YNK, Şahsuvar Abdulvahid cemaati’nin oyunu vardır, paramilet bir güç vardır. Piremegrunda 60 yaşındaki KDP yöneticisini tekmelerle darp eden, kadınların başını kıran , parti binasını yakıp üstüne Irak bayrağı asan, Çemçemal’de kalişnikof silahlarla büro tarayan, yakılan parti binasının önünde “biji Apo” diye slogan atan güç Kürdistan halkını sesi değildir. O  gurup Kürdistan’a ihanetin kullandığı bir guruptur. Kürt aydınları, gerçek yurtseverler bu oyunu deşifre etmeli, Kürdistana sahip çıkmalıdır.

Gerçek Kürdistan Yurtseverleri Irakçılık ve İrancılık yapan kişileri, partileri ve güçleri teşhid etmeli, deşifre etmelidir. Kürdistan Bölgesel Yönetimi dört sömürgesinin yıkmak istediği tek kurtarımış Kürdistan parçasıdır. Hepimiz Kürdistan Bölgesel Yönetimine saldıranlara karşı birleşmeliyiz.

Diğer Haberler