2. Bölüm: Duran Kalkan’a hatırlatmalar
15 Kasım günü PKK televizyonlarından Medya Haber’e konuşan PKK yöneticilerinden Duran Kalkan PKK’nin Güney Kürdistan’daki varlığı ve KDP ile ilişkilerine dönük yorumlarda bulundu. Kalkan’ın açıklamaları gerçeği yansıtmıyor, tarihsel, güncel ve reel gerçeklere uymuyordu. Duran Kalkan’ın konuşmasına kısaca gerçeğin ve tarihin reddi diye biliriz. Bunun için duran Kalkan’a bir iki husus hatırlatmak zorunda kaldık.
PKK, söylediklerimizi yapın yaptıklarımızı yapmayın hareketi
PKK söylem olarak her zaman her şeyin en idealini söylemek konusunda büyük bir ustadır. Demokrasi, insan hakları, ulusallık gibi konularda söylem düzeyinde en mükemmeli dile getirir. Fakat pratik uygulama ile söylem arasında korkunç bir mesafe vardır. İmamın cemaate “ söylediklerimi yapın, yaptıklarımı yapmayın demesi” hikayesi her açıdan PKK’yi anlatır. Duran Kalkan konuşmasında PKK’nin Güney’de misafir olmadığını, Güneyde kalma hakkı olduğunu belirtiyor. Bunu da Kürt ulusallığı, direniş vb kavramlara oturtuyor. Dışardan bakınca çok güzel bir söylem peki o zaman PKK neden ENKS gidip Rojava’da örgütlene bilir, Roj peşmergeleri Kamışlo’da askeri karargah kurabilir, KDP-İran ve Komela gidip ıran sınırında PKK’nin denetlediği Kelaşin vb yerlerde kamp kura bilir. PKK buna izin veriyor mu? Elbette ki hayır. Duran Kalkan’a küçük bir hatırlatma yapabilir son on yılda yaşanan birkaç örnek vere biliriz.
PKK Rojava’da diğer partilere Türk faşizminin bir benzerini uyguladı
PKK Rojava’da daha hiçbir otoritesi yokken önce diğer Kürt partilerine saldırdı, Rojava’yı tekelleştirdi. KDP-S yöneticileri baskı gördü, MK üyesi Behzat Tursun PKK’nin istihbarat örgütü tarafından öldürüldü. Hala cenazesinin nerde olduğu bilinmiyor.
PKK Rojava’da küçük bir otorite elde edince ilk olarak Ala Rengini yasakladı. 17 Aralık 2015’de Kürdistan Bayrak gününü kutlamak isteyenlere tıpkı Türk devleti gibi tazyikli su ile saldırdı. 2 Aralık 2016 günü Amude KDP-S bürosuna saldırdı ve bayrak yaktı, yöneticileri göz atına aldı. 15 Temmuz 2016’da Afrin’de sanatçı Bavê Salah’ın cenaze töreninde vasiyet olmasına rağmen Ala Rengin açanlara saldırdı, cenazede Salah’ın üyesi olduğu KDP-S mesajının okunmasına engel oldu. Tıpkı Türk devletinin yaptığı gibi yaptı.
Rojava’nın öz evladı Roj peşmergelerini düşman ilan ediyor PKK, Roj peşmergelerinin Rojava’ya dönmesini kabul etmiyor. Şu anda Rojava’daki birlik görüşmelerini sabote etmek için elinden geleni yapıyor. PKK Rojava benim tapulu malımdır deyip Rojava’nın ilk Kürt siyasi partisi 1957 yılında kurulan KDP-S’yi Rojava’ya almıyor.
PKK şu anda ABD dayatması ile yapılan Rojava’da siyasi partiler arası birlik görüşmelerinden de oldukça rahatsız. ENKS ve PYND arasında yapılan birlik görüşmeleri gündeme gelince PKK’nin en büyük silahı “ biz burada bedel verdik, kazanımlarımızı elden bırakamayız oluyor.” PKK bunu Şengal için söylüyor, Rojava için söylüyor. Oysaki mesele Güney’e gelince de Güney tüm Kürtlerin yeridir, benim hakkım var ben misafir değilim diyor.
Duran Kalkanının hatırlaması gereken diğer konu da PKK’nin Güney’de ne işinin olduğudur. PKK Güney Kürdistan’da kendi varlığının meşruluğunu ispatlamak ve bunu da ulusal birlik meselesine bağlamak için çok uğraşıyor. Rojava’yı ben kurtardım kimse giremez diyor, ama Saddam’a karşı tek mermi atmayan, hatta Saddam’ı destekleyen PKK Güney’de benimdir, diyor.
Duran Kalkan konuşmasında sanki Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde hiç çalışması yok izin verilmiyor gibi gösteriliyor. Fakat gerçek öyle değil. PKK’nin Kürdistan Bölgesel Yönetimi sınırları içinde nerdeyse iki elin parmak sayısı kadar örgütü var. Bunları Duran Kalkan’a hatırlata biliriz.
PKK’nin Güney’de seçimlere giren partisi var
PKK 2002 yılında PÇDK adında bir parti kurdu, bu partinin tüm yönetimine de kendi kadrolarını getirdi. Geçtiğimiz yıl hayatını kaybeden Süleymaniyeli kadrosu Diyar Xarib ve PKK’nin Rojger kod adlı kadın kadrosu Necibe Ömerk bu partinin eş başkanıydı. PKK’nin PÇDK partisi 2005, 2009 ve 2013 yıllarında yapılan genel seçimlere katılırlar. Ayrıca yerel seçimlere de katılırlar. Seçimlerin hiç birinde başarı elde edemedi. PKK kendi tercihi ile Tevgere Azadi diye bir başka bir siyasi parti kurdu. O partide kendisi de son 2017 seçimlerinde başka bir parti ile ittifak yaptı. Yani Duran Kalkan’a hatırlatalım sizin zaten Güney Kürdistan’da siyasi örgütünüz var. Kadın Hareketiniz RJAK var, RojNews adlı kadrolarınızın yürüttüğü bir medya organınınız var, Ciwanen Welatparez(TCW) ve Jinen Tekoşer(TJTC) adlı gençlik örgütleriniz var. Nûger Kültür Sanat kurumunuz var, KNK adlı bir diplomasi biriminiz var, kendi dağda gerillacılık yapmış kadrolarınızı oraya getirip yerleştirip sonra bunlar siyasetçi, ulusal şahsiyet diyorsunuz. HDP’nin Güney Temsilcilciliğini kendi malınızı gibi kullanıyor, kadrolarınızı getirip yerleştiriyorsunuz, ayrıca aydınlar birliği, siyaset akademisi gibi kurumlarınız var.
Duran Kalkan’ın cevaplaması gereken şey bu kadar faaliyete rağmen hala Güney’de bize yer vermiyorlar diye sızlanmasıdır. PKK Güney Kürdistan’da her çeşit faaliyet yürütüyor. Üslendiği dağlık bölgelerde asayiş kuruyor, alanları insansızlaştırıyor, vergi alıyor, yol kontrolü yapıyor. Yani PKK Güney Kürdistan’da zaten vardır. PKK’nin stratejik ortağı ve kadim dostu İran PKK’nin Doğu Kürdistan’da kendini kıpırdatmasına izin vermemektedir. Ama PKK yıkmak için elinden geleni yaptığı Güney’de kendi yan kolları aracılığı ile seçime bile girmektedir. PKK’nin “Güney’den sökülüp atılmak isteniyoruz” söylemi sadece bir yalan ve propagandadır.
Güney Kürdistan meselesinde asıl suçlanması gereken PKK’dir. Çünkü PKK hala Kürdistan Bölgesel Yönetimini bile tanımamıştır. Kürtlerin uluslararası siyasal sistem tarafından tanınan tek kurumunu bile değersizleştirmek ve sıradan yansıtmak için elinden gelen her şeyi yapmaktadır.
İşte Duran Kalkan konuşmasında bir yazıya sığamayacak kadar gerçeği ve tarihi ters yüz etmiş ve ret etmiştir. Aslında kendisine hatırlatılması gereken uzun bir tarih vardır. Elbette ki her şeyin de bir zamanı vardır.