Leyla Kasım, 1950 yılında Kerkük’e bağlı Xanekin kentinde dünya ya geldi. Gece yarısı dünyaya geldiğinden dolayı babası Arapça ‘gece’ anlamına Leyla ismini koydu ailesi ona. Beş kardeşli ailenin ikinci çocuğuydu. İlkokulu Wend okulunda okuyan Leyla, derslerinde başarılıydı. Gençlik yıllarında Kürt mücadelesine ilgi duymaya başladı.
Baas rejiminin Xaneqin’i Araplaştırma politikaları yüzünden ailesiyle birlikte Bağdat’a taşınan Leyla Kasım, sosyoloji bölümünü kazandı. Gençlik hareketinin içinde yer alan Leyla ve arkadaşları Kürt özgürlük mücadelesini Irak’ın başkenti Bağdat’a taşımışlardı. Bu yüzden de Saddam rejiminin hedefi haline geldiler.
29 Nisan 1974’de bir gece yarısı istihbarat güçleri tarafından evden alınmıştı. İstihbarat sorumlusu “Saddam’ı öfkelendiren Leyla sen misin?” diyerek, Ebu Greyb cezaevine götürüldü. Leyla; Bağdat’ta bir sinema salonuna bomba koymak ve Saddam Hüseyin’in Mısır dönüşünde havaalanında eyleme planı yapmakla suçlandı. Saddam’ı taşıyan uçağın iki saat geç kalmasıyla saldırının deşifre olduğu iddia edildi.
Saddam bizzat Leyla Kasım’ı görmeye gitti
Bir kaç gün sonra ise ailesine Leyla’nın idam edileceği haberi verildi. Ferah adında bir Kürt tutukluyu görme gerekçesiyle Ebu Greyb’e giden annesi Leyla ile görüşme fırsatı yakaladı.
“Güzel annem; tasalanma, ben bir dava insanıyım artık. Kürt halkı ve Kürdistan için savaşıyorum. Dün Saddam ve beraberinde bir grup buraya geldi. Beni kandıracağını, ilkelerimden taviz vereceğimi zan ediyordu. Hatta mücadeleden vazgeçmem için maddi tekliflerde bulundu. İstediğim okullarda öğretmenlik yapabileceğim vaadinde bulundu.
Fakat ben bunları kabul edemeyecek kadar onurlu olduğumu halkımı satmayacağımı söyledim. Kendimi Kürt ve Kürdistan davasına adadığımı, bu mücadele uğrunda idamı onurla karşıladığımı söylemem üzerine çılgınlaşan koca Saddam’ın ne kadar zavallılaştığını gördüm. Anne bizim ölümümüzle binlerce Kürt insanı uyanacak, özgürlük bayrağımız dalgalanacak. Ben öldüğümde üzülmeyin, saç örgülerimden bayrak yapsınlar.”
Sadece Güney’de değil bütün Kürdistan’da direniş ve modern Kürt isyanın sembolü olan Leyla, Saddam rejimi idam edilmeden önce onu televizyona çıkartmıştı. Gözleri çıkartılmış saçları darmadağındı. 20 gün içinde arkadaşları Neriman Mesti, Cevat Murat, Hesen Heme Reşit ve Azad İman ile idam edilen Leyla’nın mezarı şimdi Necef’te bulunuyor.
Leyla Kasım Kürtlerin sembolü oldu. Saçlarımdan bayrak yapın demişti inandığı bayrak şimdi Kürdistan göklerinde, on binlerce Kürt kızı Leyla adını aldı, Leyla ölmedi yaşıyor, her zaman Kürtlerin sembolü olmaya devam edecek.
Şair Hemin Mukriyani’nin şiirindeki sözleri tüm Kürtlerin leyla için ortak duygusunu yansıtıyor. Şöyle demişti Mukriyani şiirinde:
Zordarî êdî nameş e!
Leyla bijî, sed aferin
Ji bo me bûye ol û dîn
Dîsa li min der bûn birin
Heta ciger min bûye xwîn!
Artık baskılar yürümez
Yüzlerce kez aferin leyla sen hep yaşa
Sen bizim inancımız oldun
Yine açıldı yaralarım
Ciğerim bile kan ağlıyor