Mustafa Selimi’nin idamı ve bu trajedinin hatırlattıkları

Mustafa Selimi’nin idamı ve bu trajedinin hatırlattıkları…

Eski KDP-I üyesi Mustafa Selimi İran İslam Cumhuriyeti tarafından iki gün önce idam edildi. İdamı herkse pek çok şey hatırlattı. Birçok kesim aslında sadece bir Kürt trajedisi olan bu olaydan kendine propaganda malzemesi çıkarmaya çalışıyor. Aydınların bir bölümü gerçeği söze dökerken bazıları ise tarafsız görünmeye çabası ile aslında sapla samanı bir birine karıştırıyor. Oysaki tarihi hafızamız bu konunun İran’ın Kürtler arasında oynadığı olumsuz rolün tekrarlandığını söylüyor.

YNK lideri Celal Talabani 2007 yılında Türkiye devletine “size bir Kürt kedisi bile teslim etmeyiz” demişti. O günden bu güne çok şey değişti ve YNK’yi ele geçiren rahmetli Mam Celal’in oğlu ve esasta da yeğeni Lahor Şex Cengi’i bırakın kediyi 54 yaşında 17 yıl cezaevinde yoğun işkence görmüş ve kaçmayı başarmış birini teslim ediyor.

 Bu Kürdistan için büyük bir trajedi YNK için ise büyük bir utançtır. YNK ve YNK’nin arkasına sığınan diğer siyasi aktörler bu utancı ömür boyu taşıyacaklar. Fakat söz manipüle edile bilir, ters yüz edile bilir, sözü yazanlar tarihi bir yanlış üzerine yaza bilir. Bunu engellemek için bizlerin görevi taşları yerli yerine koyup her zaman hatırlamaktır.

Olayı ifşa eden Hengaw adlı insan Hakları Örgütü Selim’inin teslim edilir edilmez idam edildiğini açıkladı ve Doğu Kürdistan’lı aktivist Ali Ciwanmerdi Selim’inin YNK asayiş güçleri tarafından teslim edildiğini belgeleri ile ispatladı. YNK şu ana değin bu konuda her hangi bir açıklama yapmış değil. Hatta YNK’ye yakın basın olayı haber bile yapmıyor. Selim’inin yaşadıkları Hewler merkezli basın tarafından ve PKK basını tarafından ağırlık olarak işleniyor. Fakat burada ki temel sorun PKK basını olayda YNK asayişi adını kullanmazken Kürdistan Bölge Hükümetini sorumlu görüyor. Hewler’de Duhok’ta kanadı kırılan bir kuştan bile KDP’yi sorumlu gören PKK basını bu kez Kürdistan’da bölge hükümeti olduğunu hatırlayarak Hükümeti sorumlu tutuyor.
Bazı aydınlarda tarafsız görünmek adına evet bölge hükümeti sorumlu diyor.

Oysaki Kürdistan Bölge hükümeti gerçeği bilinenden çok farklıdır. Hükümet otoritesi iç ve dış nedenlerle parçalıdır. Özellikle de 2014 yılı DAiŞ savaşı sonrası da bu parçalılık gittikçe derinleşmiştir. Başta İran ve bölgede destekledikleri güçler bu parçalığın derinleşmesinin temel nedenidir. Hiç böyle bir parçalılık yokmuş gibi kalkıp Bölge Hükümetini suçlamak yanlıştır. Böyle bir parçalılık vardır, bunu görmezden gelemeyiz. Bu nedenle Süleymaniye alanında yaşana asayiş olayları YNK sorumluluğundadır.

YNK’nin askeri, istihbarat ve asayiş güçlerini ele geçiren Lahor Şex Cengi ekibi de direk olarak Mustafa Seliminin idamından sorumludur. Bu net gerçeği duygulara hitap eden sözlerle muğlaklaştırmak yurtseverlik ve tarafsızlık değildir, sadece ve sadece gerçeğin üstünü kapatmaktır.

YNK’nin olaydaki rolünü örtmek içen de sosyal Medyadaki PKK taraftarları iki gündür büyük bir uğraş içinde. Çünkü yıllardır devam eden PKK-YNK-İran stratejik ittifakı bunu gerektiriyor. Evet, Mustafa Selimi’nin idam edilmesi uzun bir tarihi olan YNK-İran- PKK ittifakının sonuçlarından biridir. Eğer böyle olmasa her şeye açıklama yapan, kınayan, anan PKK yönetiminden de olayı sert dille kınayan bir açıklama gelirdi. Fakat böyle bir şey yok, aslında PKK’nin 2012 yılı sonrası İran’ karşı sert hiç bir açıklaması da yok.

Selimi’nin iran’a teslim edilmesinden Bölge Hükümetini sorumlu gören PKK geçmişte kendisinin İran için yaptıklarını unutmuş görünüyor.  2015 yılı 25 Mayısında Kelaşin’de 2 peşmergenin topraklarımıza giremezsiniz diyen PKK gerillaları tarafından şehit düşürülmesi mesela en son yaşanan olaylardan.

Daha geriye gidersek 2001 yılında Agire Sor adlı örgütün lideri dahil 2’si kadın 15 kadrosunun yakalanıp aynı gün içinde İran’a teslim edilmesi olayı vardır. Olay yeri Kelaşin bölgesidir. Bir iran helikopteri Xınere alanına gelerek Cemil Bayık’la görüşür ve bu görüşmeden bir gün sonra Agire Sor örgütünün tüm gurupları İran’a teslim edilir. Örgütün lideri Mıhemmed Emin Pencevini idam edilirken diğer 15 kadrosunun ise akıbeti belli değildir, hala yaşadıklarına dair bir bilgi yoktur. Aynı örgüte daha önce YNK’de saldırmış ve 40 kadrosunu öldürmüştü.

Bu tarihi bilmeden bu günü doğru bilemeyiz. Bu gün Kürdistan bölge hükümetini ihanetle suçlayıp YNK’yi aklamaya çalışan basın ve kişilerin yazdıkları bu gerçek bilinmeden anlaşılamaz.

YNK’nin 2012 yılı IŞID savaşı sonrası Kürdistan Bölgesi dışında İran’la yaptığı anlaşma ve o günden bu güne rolü iyi anlaşılmadan Mustafa Selimi’nin İran devletine YNK asayişi tarafından verilmesinin nedeni anlaşılmaz.

PKK-YNK-İran ilişkisi anlaşılmadan PKK’nin neden olayı Bölge Hükümetine yıkmaya çalıştığı anlaşılmaz.

Gerçeği anlamak için Kürdistan’ın son 50 yıllık tarihini çok iyi bilmek gerekiyor. Ve geleceği buna göre öngörmek gerekiyor.

Bu gün eğer Kürdistan Bölge hükümeti YNK ve Lahor Şex Cengi ekibinin kendi başına hareket etmesini engellemek için bir hamle başlatsa. İlk karşı çıkacak olan, eline silah alıp en ön cephede savaşacak olan PKK’dir. Çünkü bu ikili durumdan en çok faydalanan PKK’dir. PKK YNK’ye size KDP ve Bölge Hükümeti karşısında güç veririm diyerek Lahor Şex Cengi ekibinden tavizler almakta, YNK denetimindeki bölgelere yerleşmekte, şehirlerde değişik isimlerle bürolar açmaktadırlar. Bu nedenle PKK bu ikili durumun devamı için elinden geleni yapmaktadır. PKK 2013 yılında tükenmiş durumda bulunan YNK’ye can vermek için gerçekleri ters yüz etmektedir. Mesela hiç sivilin olmadığı alanlarda vurulan yönetici kadrosu için KDP’yi suçlamaktadır. Fakat Süleymaniye şehir merkezinde ikamet eden iki üst düzey kadrosu Demhat ( Seyitxan Ayaz ) ve Cemil Amed ( Eser Irmak) için YNK’yu suçlamaz, stratejik ortaklıklarına feda eder, arada unutulur. Kerkük ihanetini adını bile ağzına almaz PKK çünkü o ihaneti yapanlar onun stratejik ortağıdır.

Eğer Kürdistan Bölge Hükümeti eleştirilecekse şunun için eleştirile bilir: Kerkük’te ihanet eden ekibe Kürdistan’da yaşam hakkı verilmemeliydi. Bu ihanetin planlayıcıları nefes almamalıydı. Hükümet bunun için adım atmalıydı.

Fakat elbette ki bu bizim gönlümüzden geçendir. Gerçek şudur: Kürdistan Bölgesinde YNK içinde ki bir kanadın kendi başına buyruk hareketi Bölge Hükümeti ile izah edilemeyecek kadar derin bir konudur. Tarihi ve güncel İran-YNK ilişkileri, İran-YNK-PKK ittifakı Lahor Şex Cengi çeteciliğinin dayanağıdır.  Ayın biçimde başka uluslararası desteklerde vardır. Kürdistan Bölge hükümetinin bu konu hakkındaki dengeli ve hesaplı adımlar atması bu ittifaktan dolayıdır.

Kerkük işgal edildiği zaman birçok kişi Kürdistan Bölge Hükümetinin YNK ile bir iç savaş çıkarmasını bekliyordu, hatta bu konuda iyi veya kötü niyetli kışkırtıyordu. Fakat o zaman ki Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani’nin bu konuda ki tarihi tecrübesi bu oyuna düşmeyi engelledi. Eğer Bölge Hükümeti YNK ve Lahor Şex Cengi’yi hedeflese Kürdistan Bölge hükümeti hedeflenecek, iki ayrı eyalete bölünüp statüsü düşürülecek, herhangi bir Irak eyaleti gibi ele alınacaktı.

Kürdistan bölge Hükümeti bağrına taş bastı, dengeli davrandı ve bu durumu engelledi.

Bu gün Mustafa Selimi’nin idam edilmesine yol açan süreçten Bölge Hükümetini sorumlu görenler önce bu tarihi gerçekleri bilmek zorundadır. Mustafa Selimi İran’ın yılladır ortak olduğu kişi ve guruplar tarafından İran’a teslim edilmiştir.

İran ve Kürt örgütlerinin ilişkilerini ve Agiri Sor lideri Mıhammed Emin Pencevini’nin idamın k konu alan daha önce sitemizde yayınlanan yazıların linkleri:

Yeni Yazı Dizisi: İran Ve PKK İlişkisinin Dünü Bu Günü Ve Geleceği

İkinci Bölüm: İran Ve PKK İlişkisinin Dünü Bu Günü Ve Geleceği

Diğer Haberler