Süleymaniye’deki “Açlık Grevi” tiyatrosu ve 1966 ruhu….

Süleymaniye’deki “Açlık Grevi” tiyatrosu ve 1966 ruhu….

Birkaç gündür Süleymaniye’nin bir sokağında “Açlık Grevi” adlı bir oyun sergileniyor.  Her tiyatro oyunundaki gibi bu oyunun da bir senaristi var, yönetmeni var ve her şeyden öncede bu oyunun sergilenmesine sponsor olanlar var.  Çadırda koluna serum takmış ağlayan, sızlayan açlık grevciler ise sadece oyuncudur.

Bazıları bize bu Açlık Grevi oyununun halk hareketi, devrimci hareket, halk tepkisi diye yutturmaya çalışıyor. Neyse ki ne söylenenlere inanacak kadar saf ne de gerçeği görmeyecek kadar körüz. Süleymaniye’de yaşanan açlık grevi sadece bir tiyatrodur. Oyunculara pek bir şey söylemeyeceğiz. Onlar belki bazı duyguları kullanılmış veya para ile bu işi yapmak için ikna edilmişler. Bizim eleştirimiz bu tiyatronun sponsorları ve yönetmenleridir. Bu tiyatronun sponsoru ise 1966 cahşlarının-hainlerinin ruhudur.  Yönetenler ise çok birleşenli, içinde PKK, YNK vb.lerinin yer aldığı bir cephedir.

Maaş ödemeyen Irak devleti, işbirlikçisi de Bafil Talabani’dir

Şöyle meseleye yakından bir bakalım. Açlık grevi yaptığı iddia edilen kişiler maaşlarını  istedikleri için grev yaptıklarını söylüyorlar.  Maaşları ödemeyen Irak devletidir. Maaşların ödenmemesi için Irak’la işbirliği yapanda YNK’dir.

 Zamanında YNK Merkez Komite üyesi Adil Murad Irak devletine “Maaşları ödemeyin bakın Kürdistan size nasıl teslim oluyor” diye öğüt veren kişidir. Öğretmen eylemlerine desteğini açıklayan ve tüm kurumlarını bu şov için harekete geçiren Bafil Talabani’de Irak’ın maaş ödememesi için çaba harcayan biridir. Ayrıca Kürdistan Bölgesi hükümetinde yer alan bir partinin lideridir.  Ve aynı Bafil Talabani dün gece grevcilerin çadırını ziyaret etmiş ve desteğini açıklamıştır. Bafil Talabani seçim dönemi sahnede oynadığı tiyatrolar ile kaybettikten sonra şimdi de “Açlık Grevi” tiyatrosunu devreye koymuştur.

Irak devleti ve Şii rejimi tıpkı Saddam ve öncesi Irak hükümetleri gibi Kürtlerin sömürge olmaktan kurtulmasını hazmedememiş ve bir sömürgeci gibi Kürtlerin topraklarına konmak istemektedir. Bunun içinde i 2017 yılından bu yana Kürdistan Bölgesi’nin tüm yer altı ve yer üstü zenginliklerini adım adım gasp etmek için her türlü devlet kurumunu, komplo yapılarını, askeri tehditleri kullandı. Sonuç olarak Kürdistan Bölgesi’nin kendi petrolünü çıkarması, kendi topraklarındaki suyu bile kullanmasını engellemek için kolları sıvamış durumda.

Maaş krizi Irak’ın Kürdistan’da sömürgeci misyonunun bir sonucudur

Maaş krizi Irak merkezi hükûmetinin Kürtlerin anayasal haklarını küçültme ve imkân olursa tümden ortadan kaldırma siyasetinde, Kürtlere karşı kullandığı bir sopadır.  Maaşları Erbil’den değil Bağdat’tan geliyor.

Bağdat her ay Kürdistan Bölgesi halkı üzerinde bir psikolojik savaş yürütüyor. Bu ay maaş geldi mi, gelecek mi ikileminde bırakıp halkı açlıkla terbiye etmeye ve Erbil Hükümetini teslim almaya çalışıyor. Konun özeti budur.

Bu bir sömürgeci politikasıdır.  Irak devletinin bu sömürgeci ve anti-Kürt siyasetini gizlemek için bazı Kürtler kolları sıvamıştır. Tıpkı 1966’larda olduğu gibi.

1966 ihaneti Irak sömürgeciliğinin ömrünü uzattı, şimdi aynı plan sahnede

O zamanda Kürt Irak hükümetini Kürt realitesini kabul etmeye zorluyordu. 1963 yılında Abdülselam Arif darbe ile başbakan olmuştu. Arif’in Kürtlere ihtiyacı vardı ve ölümsüz lider Barzani ile görüşüp ateşkes yapmak zorunda kaldı. Buna rağmen Kürtleri oyalıyor ve Kürt realitesini kabul etmiyordu. Kürtler harekete geçti. Peşmerge güçleri 29 Haziran’da Hindirin Destanı denen askeri başarıları kazandı. Irak KDP Peşmergelerine karşı askeri olarak kaybetmişti ama onun bu kaybının üstünü Kürtler örttü. Bafil Talabani’nin ataları, İbrahim Ahmet ve Celal Talabani Irak devletinin yardımına koştu. Ve Peşmergelere karşı cephede savaştılar. Irak sömürgeciliğinin Kürdistanı işgal planına destek verdiler ve Irak devletini kamuoyunda meşrulaştırdılar.  1966 ihaneti olmasaydı Güney Kürdistan belki de 1992 yılında özgürleşecekti.

Esad rejiminin düşmesinden sonra Irak büyük bir kaygı yaşamaya başladı. Irak’ın parçalanma riski çok büyük ve bu hali ile Ortadoğu’da ayakta kalması zor. Irak Şii rejimi kendini korumak için kırk takla atıyor. Sudani bir gün İran’da bir gün ABD’de bir gün Sudi Arabistan’da Irak’ın bütünlüğüne destek arıyor.

Irak ayakta kalmak için Kürtlerin petrollerini, zenginliklerini başka ülkelere ve şirketlere peşkeş çekiyor. Sırf Kürtlerin bağımsızlık hakkını kullanmasını engellemek için Kerkük petrollerini İngiliz BP’ye sattılar. Musul’da Geyyare bölgesinde İngilizlerin askeri güç yerleştirmesi için anlaşma yaptılar. Xanakin petrolünü Çin’li bir şirkete sattılar.  Irak Kürtlerin hakkı olan zenginlikleri güçlere pazarlayıp kendi ömrünü uzatmaya çalışıyor.  Irak tıpkı o zaman olduğu gibi sömürgeci kimliğini Cahşlarla örtmeye çalışıyor.

Irak, Kürtlerin petrollerini şirketlere peşkeş çekerek ayakta kalmaya çalışıyor

Bafil Talabani’nin atalarının 1966 ruhunu şimdi Süleymaniye’de devam ettiriyor. Tabi birçok destekçisi de var. Mesela şu an Süleymaniye’de canlandırılmaya çalışılan 1966 cahş ruhunun en büyük destekçisi PKK’dir.

PKK medyası her gün Irak devletini aklamak; Erbil hükümetini, Peşmergeleri ve Barzanileri küçük düşürmek için haberler yapıyor. Irak Kürdistan’ın maaşını göndermiyor. PKK medyası Barzaniler maaş ödemedi diye manşet atıyor. Maaş geliyor bu kez de Irak hükümeti maaş ödedi diye başlık atıyor. Bu bir köpeksi sadakattir. Irak’ın Ortadoğu krizinde Kürtlere karşı zafer kazanmasını sağlamak için Irak’ın sömürgeci rolünü böyle maskeliyorlar.

Eğer Süleymaniye’de açlık grevi yapanlar Kerkük, YNK’nin ihaneti ile Irak’a teslim edildiğinde Kerkük’e yürümüş olsalar başımız gözümüz üstüne.

Eğer Xanaqin ve Kerkük petrolünü sırf Kürtlerden korumak için İngilizlere satan Irak’ı protesto için yürüseler ellerini öpeceğiz.

Eğer Kor Mor gaz sahasını vurarak Kürtleri tehdit eden Haşdi Şabi’ye karşı gidip yürüse ellerini ayaklarını öpeceğiz.

Ama yok Irak devletinin sömürgecilik siyasetinin kuyruğuna takılıp Açlık Grevi tiyatrosu oynayanlara saygımız yoktur.

Hele sırf kendi çıkarları için Irak devletini aklayan YNK ve PKK’ye hiç saygımız yoktur. Nasıl bir zamanlar 1966 Cahş ruhu Kürt tarihine bir utanç olarak girmişse şimdi de YNK ve PKK’nin bu Irakçı Cahşlığı da tarihin sayfalarında anılacak.

Tarih şöyle yazacak: Irak devleti Kürtlerin ana sütü gibi hakkı olan petrolü, gümrükleri alıp onların parası ile Kürt düşmanı askeri milisler yetiştirirken bazı Kürtler Irak’a cahşlık yapıp Erbil’e saldırıyordu.

Diğer Haberler