Sait Çürükkaya, sömürgecilere ve onların barbar çetelerine karşı verilen bağımsızlık/onur mücadelesinde gönüllü Pêşmerge olarak yer alan Sait Çürükkaya (DR. Süleyman) tüm müdahalelere rağmen ne yazık ki kurtarılamamıştı.
Çürükkaya sadece savaş alanındaki cesareti ve fedakarlığıyla değil, aynı zamanda politik mücadelede örgüt fetişizmine karşı nasıl tavır alınması gerektiği noktasında da saygıyla anılmayı hak eden bir Pêşmerge idi. PKK’nin taşeron bir yapı olduğunu ve bağımsız Kürdistan fikrini bir araç olarak kullanıp yurtseverleri kandırdığını fark ettiği gün (2000 yılı) tavır alan ve ihanet saflarını terk eden Sait Çürükkaya, bağımsız Kürdistan amacı için savaşabileceği bir alan olduğunu (Güney Kürdistan) gördüğünde tereddüt etmeden mücadele içindeki yerini aldı.
Cesareti ve fedakarlığıyla kısa sürede Pêşmerge içinde simgeleşen Çürükkaya, Kürdistani duyarlılığa sahip her kesimin sevgisini/saygısını kazandı.
Çürükkaya’nın yaşamını yitirmiş olması ne kadar üzücü olsa da, bir o kadar da öğretici oldu herkes için. Örgüt/parti/lider tapımcılığının revaçta olduğu (özellikle Kuzey Kürdistan’da) bir dönemde, bunların sadece birer araç olduğu ve aslolanın Kürdistan olduğunu çok net bir şekilde göstermiş oldu. Çürükkaya İhanet saflarını tereddütsüz terk etmek, bağımsızlıkçı-entegrasyoncu cepheler arasındaki karşıtlıkta bocalamadan Kürdistani olmaktan yana tercih yapmak ve orta yolcu bir git-gel yaşamadan entegrasyonculuğa/ihanete karşı net tavır alıp mahkum etme noktasında örnek bir duruş sergilemiş oldu; Çürükkaya, bocalayanlara ve arada kalıp tutum alamayanlara “ne/nasıl yapmalı” noktasında öğretici ve örnek bir miras bıraktı.
Çürükkaya, yaşama veda ederek, başta ailesi olmak üzere, bağımsız Kürdistan amacı olan herkesi üzüntüye boğdu; ama aynı zamanda kendisini sevenlerin gururla sahipleneceği bir siyasal mücadele deneyimi de bıraktı.
Pêşmerge Sait Çürükkaya’yı saygıyla anarken, ailesine ve tüm duyarlı Kürdistanlara da baş sağlığı diliyoruz; acılarını da gururlarını da paylaşıyoruz…
Süleyman Akkoyun