Abdullah Öcalan meselesi ve liderliği (1)

Abdullah Öcalan meselesi ve liderliği 15 şubat imralı PKK, açlık tarikatı, kadın ve aile, öcalan paradigması,
  1. Bölüm: Abdullah Öcalan neden bir Kürt lider değildir?

Abdullah Öcalan meselesi Kürtlerin gerçekten çözmesi ve doğru anlaması, doğru tanımlaması ve çözmesi gereken bir meseledir. Çünkü bu mesele etrafında Kürtleri yutmak isteyen ve Kürtlere yutturulmak istenen bir kapan vardır. Özellikle de Kuzey Kürdistan’ın kaderi bu kapana kapılmıştır.

Genel olarak Abdullah Öcalan meselesi çoğu çevrenin özellikle de Kürtlerin doğru tanımlamadığı konudur. Öcalan’ın 1999 yılı 15 Şubat’ında Türkiye’ye gitmesi ve hayatına İmralı adasında devam etmesi Öcalan’ın gerçek kişiliğini anlamayı daha da zorlaştırdı. Sanki İmralı’da olması ona mağdur biri olarak “tutsak Kürt lider” muamelesi yapılmasına herkesi mecbur etti. Yani tutukluluğu (ki ne kadar tutukludur, nasıl tutuklandı meseleleri çok karışıktır) Öcalan’ın önünü açtı ve onu eleştirmek isteyen çevreleri susturdu.

Bir Kürt olarak insanlar bir Kürdün tutuklu olmasını istemedi. Hatta eğer hatırlanırsa 2013 yılında Güney Kürdistan’ın Duhok, Süleymaniye ve Hewler şehirlerinde resmi olarak stantlar konarak Öcalan’ın özgürlüğü için imza toplandı. Kürdistan Bölge Yönetimi’nin en üst düzey yöneticileri de buna imza attı. Bunun yapılmasının tek nedeni “Türk devlet zindanında bir Kürt kalmasın” gibi duygusal ve apolitik bir tutumdu. Bu apolitik tutum da Kürtlere Abdullah Öcalan meselesi gibi kocaman bir kapan kurulmasına yol açtı.

Zaten dikkat edilirse Öcalan, İmralı’dan önce sadece ve sadece PKK lideri, PKK Genel Başkanı olarak kabul ediliyordu. Fakat İmralı sonrası Öcalan üzerindeki sıfatlar arttıkça arttı. Öcalan ilk olarak İmralı da kendi talimatı ile “Önder Öcalan” olarak kabul edildi. Daha sonra da Öcalan’a “Kürt Halk Önderi” dendi. Şimdilerde ise Öcalan’ın yeni sıfatları “Özgürlük Önderi, Halklar önderi, Küresel önderlik, Evrensel Önderlik” oldu.  Öcalan Türk devlet zinanda mehdi, peygamber, tanrısal şahsiyet ve ilahi bir güç gibi Kürtlerin önüne kondu.  Öcalan kendini tanrı ilan etti. Nasıl ki tek tanrılı dinlerde “Allah’a sorgulamak, ondan şüphe etmek” suçsa Öcalan’dan da şüphe etmek suç ilan edildi. Nasıl ki başka bir Allah’a ibadet etmek “Allah’a şirk koşmak” ise Öcalan’ın dışında siyasi bir kişi, bir düşünceye inanmak ta aynı biçimde suç ve günah kabul edildi. Bunu yapanlar topluluktan dışlandı. Hepsini geçen Öcalan 2000 yılında kendi tutuklandığı gün olan 15 Şubat günü oruç tutulmasını önerdi, şimdi dağda, şehirde PKK kadroları ve çevresi 15 Şubat günü oruç tutuyor.  PKK bin yıldır Kürt toplumunda olan aşiret bağlarına, tarikat yapılarına, şeyhlere, aileye vb her şeye köleleştiricidir diyerek karşı çıkıyor, sonra da imarlıdaki liderini bize tanrı olarak gösterip onun için oruç tutmaya, ona ibadet etmeye çağırıyor. Bu bir geriliktir.

PKK’nin bu bizi Öcalan’a tapmaya zorlayan çağrısı ve baskısına açık cevap vermek gerekir: Ben Abdullah Öcalan’ı kendi liderim olarak görmüyorum, hatta Kürtlerin lideri olarak görmüyorum, hatta Öcalan’ı Kürt olarak görmüyorum.

Birkaç temel başlıkta Öcalan’ın neden bir Kürt lideri olarak kabul edilemeyeceğini izah edebiliriz.

1- Öcalan’ın 1999’dan önceki tüm kuşkuları, mit ilişkilerini bir tarafa bırakalım ve onları hiç yokmuş gibi sayarsak bile gerçek şudur Abdullah Öcalan Türk devletinin elinde geçtiği andan itibaren tek bir gün direnmemiş ilk anda teslim olmuştur. Hiç kimse bize yakalandığı ilk anda “benim annem Türk, devletime hizmet etmek istiyorum” diyen Öcalan’ın bu sözlerinin masum sözler olduğunu izah edemez. Onu bırak mahkemede Türklerden özür dilmemiştir, İmralı’da Türk devletine beni taşeron olarak kulanın idam etmeyin diye yalvarmıştır. Yani ilk anda hain olmuştur. Onu geçtik Öcalan bir itirafçı olmuştur.

PKK hakkında para yardımı, PKK kadrolarının kişiliği şu bunun hepsini tek tek devlete anlatmıştır. Açık söylemek gerekir PKK’nin 40 yıllık tarihindeki en büyük hain Abdullah Öcalan’dır. PKK’nin itirafçı olarak ortaya attığı Şahin Dönmez, Şemdin Sakık’ın Türk devletine itirafları ve destekleri Öcalan’ın itirafları yanında solda sıfır kalır. Öcalan’a bu yönden bakarsak PKK’nin üst üstü sıraladığı sıfatların hepsi yanlıştır. Tek bir sıfat vardır o da Öcalan’ın hain oluşu.

2- Öcalan bir Kürt lideri ve Kürtlerin özgürleşmesinin lideri hiç değildir. Öcalan’ın 1999 sonrası onlarca ad değiştiren a devlet, konferalizm, komünler, cinsiyet özgürlükçülük vb isimleri olan paradigmasında Kürtlerin ulusal kimliğini ve siyasal mekanizmasını güçlendirecek hiçbir şey yoktur. Öcalan’ın tüm teorik yazıları ve kitapları sadece ve sadece Kürtlerin bir ulus olmadığı, devlet kurmamaları gerektiği ve otoritesi altında bulundukları Sömürgeci devlete tabi olmaları gerektiğini açıklayan bir teoridir. Abdullah Öcalan’ın teorisi Kürtleri ulusallıktan azınlığa düşürmüştür. Zaten İmralı da Türk devletine “Hakkari’ye Türkçe öğreteceğiz” diye söz vermiştir.

Kürtleri diğer milletlerden daha düşük bir seviyede bir azınlık olarak tanımlamıştır.

3- Öcalan için ölen, kendini yakan insanların olması Öcalan’ı Kürt lideri yapmaz. Öcalan yakalandıktan sonra zindanlarda insanlar kendini yakmış, bazıları intihar eylemi yapmıştır. Bunu da Öcalan’ın Kürt Halk Önderi olmasının ispatı olarak bize sunuyorlar. Buda yanlış. Unutmayın Kenyalı tarikat lideri Paul Mackenzie Nthenge’de müritlerine aç kalarak cennete gideceklerine inandırdı ve şu ana değin 400 açlıktan ölen kişinin cenazesine ulaşıldı. 600 kişi ise hala kayıp. Paul Mackenzie’nin en büyük müritleri de kadınlardı. Şimdi ne yapalım 1000 insan bir yıl içinde Paul Mackenzile’ye inanarak açlıktan öldü diye bizde madem insanlar onun için ölüyor diyerek Açlık Tarikatına girip Paul Mackenzie’ye mi tapalım?

Eğer intihar eylemleri yapılıyor diye boyun eğeceksek IŞİD iki yılda PKK’nin 40 yıllık tarihindekinden daha fazla intihar eylemi yaptı. Ne yapalım IŞİD için intihar eylemi yapanlar var diye IŞİD’çi mi olalım?

İnsanların Öcalan için ölmesi Öcalan’ın lider olduğunu göstermez sadece Öcalan’ın ne kadar psikopat olduğun gösterir. Psikopat nedir? Çekici, insanları etkileyen ve ayrıca onları yönlendiren acımasız kişidir. İşte Öcalan’da tam olarak psikopat olduğu için etrafında marazi yapıda insanlar biriktirip, onları manipüle etmekte ve ölüme kadar acımasızca itmektedir. Ruhsal ve akıl sağlığı tamam olan hiçbir insan başka biri için kendini yakmaz. Biz de marazi yönler ve yönlendirmeler nedeni ile kendi yakan bu insanları kendi önderimiz kabul edemeyiz. Tam tersine bu durumun bir hastalık olduğunu ortaya koyup insanları bu Öcalan tanrısı ve tarikatından kurtarmak zorundayız.

4- Öcalan’ın kadınlarla yaşamı da onu kadınların lideri yapmaz.  Öcalan düşünceleri ile toplumun aile, kadın-erkek ilişkileri, ahlak gibi temel yapı taşlarını hedeflemiştir. Bir kadının evlenmesini kölelik olarak görmüş, insanların aile olma haklarını gasp etmiş, birbirine baktığı diye 19-20 yaşındaki gençleri öldürmüş ama kendisi çoklu kadınlarla beraber yaşamıştır.  Öcalan 13-14 yaşındaki kızlarına eğitiyorum diyerek kendi evine alıp onlara sarkıntılık yapan, tecavüz eden bir insandır. Öcalan yanındaki kadınlara “size sevişmeyi öğreteceğim, ama düzeyiniz yetmiyor” diyen bir psikopattır. Öcalan’ın yanında kalan kadınlar yetki için, Öcalan’a yakın olmak için birbirinin boğazını sıkacak kadar acımasızlaştırılmıştır. Öcalan kadınlara, kendi bedenini, cinselliğini, kadınlığını PKK içinde nasıl kullanmayı öğreten ve PKK içindeki erkelere karşı kadınları kendi silahı yapan biridir. Öcalan’ın kadınları Öcalan zamanı da sonrası da birbirini ezerek yetkilerini korumaya çalışan insanlar oldular. Öcalan bir kadın devrimi falan yaratmadı, Öcalan kendine bağlı silah olarak kullanmayı başardı. Kimse bizi Öcalan kadın devrimi yaptı diyerek Öcalan’ı lider görmeye davet edemez. Çünkü biz çok iyi biliyoruz ki Öcalan’ın kadınlarla yaşadığı hayatı bu topluma uyarlarsak toplum genel eve döner.

  1. Bölüm: Öcalan ancak ve ancak ihanetin lideri ola bilir

Diğer Haberler