PKK medyası, Kürdistan Bölgesi’ne karşı, ne basın ahlakı ne de Kürtlükle ilgisi olmayan; KDP adı altında Kürdistan Bağımsızlık mücadelesine, Kürtlerin kazınmış olduğu statüye ve Kürtlerin yüz yıllık direniş yapısı Peşmerge’ye karşı saldırılarını devam ettiriyor. PKK medyasının bu siyasetine “Kürt halkını birbirine kırdırma” siyaseti olarak adlandırmak yanlış değildir. PKK yöneticileri medyaları aracılığı ile Kürtler arasına nefret tohumu ekiyor. Özellikle de son dönemde PKK medyası PKK’nin baharda Peşmerge güçlerine saldırı hazırlıklarına zemin hazırlamak için her türlü yalan haberi yapmaktan çekinmiyor.
PKK medyasının bu yalan haberlerle “Erbil’e nefret saldırısı” diye bileceğimiz yayın çizgisine bu kez PKK’nin Türkiye’de yayın yapan Mezopotamya Haber Ajansı bir haberle öncülük yaptı.
Mezopotamya Ajansı: KDP iki yıl içinde 158 köy boşalttı
PKK’nin Türkiye’de yayın yapan Mezopotamya Ajansı adlı medya birimi haber yapıyormuş gibi görünerek “Erbil’e nefret saldırısına katıldı. Mezopotamya Ajansı konu ile alakası yokmuş, sadece haber yapıyormuş gibi görünerek saldırısını bir röportaj adı altında gizlemeye çalıştı.
Ajans başta haberi okuyanda algı yaratmak için daha girişte, “Türkiye’nin yıllardır sürdürdüğü ve 17 Nisan 2022’de KDP iş birliğinde kapsamlı hale getirdiği Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik saldırılar devam ediyor. Türkiye’nin planlarını hayata geçirmeye çalışan KDP, köy boşaltmalarıyla halkı göçe zorluyor.” dedi.
Mezopotamya Ajansının haberini güçlendirmek için röportaj yaptığı isim ise Baran Germiyani.
Baran Germiyani röportajında “Sadece 2 yıllık süreç içinde KDP, Türkiye’nin isteği sonucunda 158 köy boşalttı. Şu anda savaşın sürdüğü bu bölgelerde 600’den fazla köy boşaltma tehdidi altında… Bunun yanında Türkiye askerleri, KDP’nin üslerinin hemen dibinden gerilla mevzilerine saldırıyor. KDP Türkiye’nin tüm bölgeyi işgal etmesinin önünü açıyor” dedi.
Baran Germiyani’nin yaptığı değerlendirmenin doğru olmadığını söylemeye gerek bile yok. Çünkü köy boşaltmaların tek nedeni PKK- TSK çatışmaları. Her iki tarafta çatışmaları bilinçli olarak köylerin çevresine kaydırıyor, alanı insansızlaştırıyor.
Röportaj uzun bir röportaj değil zaten içeriğinde herhangi bir yorum veya önemli bir değerlendirme yok. Sadece KDP ve Türk devletini ortak gösterip, KDP’nin köy boşalttığını söylemek için yapılmış bir röportaj. Peki bu yorumu yapan ve Mezopotamya Ajansının gazeteci olarak tanıttığı, Baran Germiyani kim?
Bozacının şahidi şıracı, Mezopotamya Ajansının şahidi RojNews’in muhabiri
Mezopotamya Ajansının bu haberini PKK’nin Özgür Politika, Yeni Yaşam Gazetesi, Xwebun vb Türkçe yayın yapan televizyon ve siteleri yayınladı. Hatta haber Almanca, İspanyolca ve İngilizceye de tercüme edildi. Fakat PKK siteleri bu haberi Soranca bölümlerinde yayınlamadı. Çünkü eğer yayınlanırsa yapılan “ahlaksız-yalancı” düzen ortaya çıkacak.
Bugün Baran Germiyani ismini tarattığınız zaman Baran Germiyani ismi sadece Mezopotamya ajansının bu haberi ile ilişkili değişik dillerde çıkıyor. Baran Germiyani adında anlaşılacağı üzere Germiyanlı ve soran. Fakat Baran Germiyani hakkında tek bir Soranca haber yok ve kendisinin gazetecilik mesleği ile ilgili tek bir haberi de yok. Çünkü Baran Germiyani diye bir gazeteci yok.
Baran Germiyani PKK’nin Kelar şehrinde gençlik çalışmalarında yer almış, daha sonra da PKK’nin Süleymaniye’de yayın yapan RojNews adlı provokatör sitesinde muhabirlik yapan bir isim. Yani aslında Baran Germiyani PKK kadrosu.
Yani “bozacının şahidi şıracı” meselesi PKK’nin bu medyadaki oyununu izah ediyor. PKK medyasının koordinasyonu “KDP’yi TSK ile ortak Kürtlere zarar veriyormuş gibi gösteren bir haber yapın” talimatı veriyor. Fakat haber Soranca yapılsa Güney halkı okuyacak, tepki gösterecek diye haber Türkçe yapılıyor. PKK kadrosu gazeteci olarak tanıtılıyor, başka bir PKK kadrosu haberi yapıyor. PKK medya merkezi haberi dağıtıyor. Yani PKK kendisi bir yalan haber yapıyor, sonra haberi şişirip dağıtıyor.
PKK medyası Kürtlere karşı çete faaliyeti yürütüyor
Mezapotmaya Ajansı’nın bu haberinin yapılma biçimine bu çerçeveden bakınca ortaya çıkan sonuç şudur. PKK medyası bir çete örgütlenmesidir. Bu örgütlenmenin temel iki amacı vardır. Birincisi KDP adı altında Güney Kürdistan’ın siyasi ekonomik varlığını karalamak, Sömürgecilerin Kürdistan Bölgesine yaptığı saldırıları meşrulaştıracak duygusal, siyasal zemin için malzeme üretmek. PKK medyasının ikinci amacı ise; “PKK’nin yaşadığı askeri, siyasi yenilgileri, Kürtler karşısındaki tutumunu gizlemek, PKK kitlesini PKK etrafından toplayarak manipülasyon haberler yapmak.
Aslında PKK medyası dediğimiz şey PKK’nin kendisidir. PKK, 2003 yılında Kürdistan Bölgesi statü elde ettiği dönemden bu yana kendini Kürdistan Bölgesine karşı konumlandırmıştır. Ortadoğu’da Kürtlerin kendini yönetmesi, statü elde etmesi, ekonomik birikim sağlamasını kabul etmeyen Türk, Fars ve Arap şoven güçleri arasında zaman ve mekâna göre birine daha fazla yakın durarak “Erbil’e nefret siyasi” yürütüyor. PKK’nin 2000’li yıllardan PKK’nin ayakta kalmasının nedeni; nedeni Kürdistan sömürgeci güçlerinin PKK’yi Kürtlerin bağımsızlık çabasına karşı kullanmak için hep canlı tutmuş olmasıdır.
PKK Medyası Güney Kürdistan’ın 100 yıllık kazanımlarına saldırıyor
PKK medyası işte bu kirli çarkın bir devamıdır. Mezopotamya Ajansı, Yeni Yaşam Gazetesi, XWebun gazetesi vb isimlerle İstanbul ve Diyarbakır’da yayın yapan PKK kurumları, gazetecileri ellerini kollarını sağlayarak Süleymaniye, Kamışlo arası gelip gitmektedir. Veya İran’a gidip Pencewin hattından pasaportsuz gerillalar aracılığı ile Süleymaniye’ye PKK’nin basın komitesinin yanına gitmektedir.
81 yaşındaki Makbule Özer PKK’ye yardım yataklık yaptığı gerekçesi ile hapse götürülmek isteniyor ama 15-20 yıldır PKK medyasında çalışan, onlarca kez Mustafa Karasu, Cemil Bayık’ın yanına gelip gitmiş, PKK Parti Merkez okulu eğitimlerinden geçmiş insanlar şu an PKK’nin İstanbul, Diyarbakır’daki medya merkezlerinde ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Aynı insanlar o merkezden “Güney Kürdistan’ın binlerce şehit ile elde ettiği kazanımlara, Kürdistan Bölgesi’ne, Peşmergeye” saldırıyorlar.
PKK sömürgeci ajandaya göre kurgulanmış bir harekettir, elindeki en büyük silahı da medyasıdır. Bu nedenle medyası da PKK’den daha fazla kuşkulu ve kirlidir. Türkiye’deki medyasında MiT’i, Süleymaniye medyasında İran istihbaratı itlaat cirit atmaktadır. PKK medyasının faaliyetlerine “Erbil’e nefret saldırısı” demek doğrudur.
