Kerkük Kürt’tür Kürt kalacak

    Kerkük Kürt’tür Kürt kalacak

Kadim Kürt şehri Kerkük’te 5 gündür bir provokasyon provası yapılıyor. Irak’ın eyalet meclis seçimleri için Kerkük’te ofis açma kararı alan KDP’ye karşı anti-Kürt cephe ortak eylem yapma kararı aldı. Bunun üzerine başta Heşdi Şabi taraftarı ithal Araplar, Türkmenler, varoş soytarısı PKK ve Kerkük haini YNK ortak protesto eylemlerine başlattı.

YNK’nin 2017 ihanetinden sonra Kerkük büyük bir zulme uğramış ve Kürt kimliğini yitirme noktasına gelmiştir. 16 Ekim 2017 de Kerkük işgal seferine çıkanlar bu gün de KDP’nin dönüşüne karşı eylem yapanlardır. 16 Ekim ihaneti sırasında İran, Türkiye, Irak ve iç hainler YNK-PKK aynı koordinasyon merkezinden şehrin işgal operasyonunu yönetiyorlardı. Kadim Kürt şehri işgal edildikten sonra YNK ve PKK yöneticileri Dabeşan sarayında bu “zaferleri” kutlarken; Qasım Süleymani, ebu Mehdi el-Muhendis ve Türk yetkililer işgali tüm güney Kürdistana yayma planları üzerine anlaşma imzalıyorlardı. Güney Kürdistan işgal seferi Şengal-Zımar üzeri Zaxo ve Duhok’a Kerkük hattı üzeri de Erbil’e karşı yürütülecekti.  Her üç işgalci devlet ve yerel tazıları PKK ve YNK tüm güçleri ile işgal saldırısına başladılar

PKK medyası, tpkı Erdoğan’ın Kobani için söylediği gibi “düştü düşecek” sözünü Erbil için büyük bir heyecanla söylüyordu. Ama onurlu Kürdün vatan savunma aşkı ve cesareti işgalci ve hainlerin sevincini kursağında bıraktı. İşgal seferi Dicle ve küçük Zap kıyısında bozguna uğratıldı. Peşmerge Sıhela ve Pırde de ulusal direniş destanı yazıldı. İşgalciler ve yanlarındaki hain av köpekleri kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırarak geri kaçtılar. İşte bugün Kerkük’te anti-Kürt cephenin sahnelediği provokasyon 16 Ekim ihanetinin bir devamıdır.

KDP’nin Kerkük’e dönüşü 16 Ekim ihanet çizgisinin son bulması anlamına geliyor. Bunu bilen PKK ve YNK otlaklarının Kerkük’te biteceğini anladıkları için böyle hoyratça davranıyorlar. PKK’nin büyüsünü bozan KDP’nin gerçek yurtseverlik kimliğidir.

 KDP objektif olarak Kerkük’te Kürt ulusal kimliği ve iradesini temsil ediyor. Barzani ile Kürt ulus devlet kimliği özdeşleşmiştir. Bunun içindir ki PDK gittiği her yere Kürdistan bayrağı, Kürt ulusal kimliği, Kürt siyasal iradesini götürüyor. Kürt ve Kürdistan düşmanları KDP’nin bu milli kimliğinden ürküyorlar. Çünkü gerçek ulusal çizginin olduğu yerde çakma hain çizgilerin büyüsü bozuluyor ve ipliği pazara çıkıyor.

 KDP’nin Kerkük’e gidişi; Araplaştırmanın son bulması, demografik değişimin durdurulması, Kürdistani değerlerin geri getirilmesi ve Kerkük’ün tekrar Kürt etnik kimliğine kavuşması demektir.  Bunu hazmedemeyen ortak vatancı hainler ile İşgalciler Kerkük’te sokakları karıştırmaya başladılar. Bu gerçekten hareketle diyorum ki KDP düşmanlığı kürdün milli ulusal kimliğine düşmanlıktır. Çizgi bu kadar net ve keskindir.  İşgalci devletlerin ve onların sokak bekçileri hainlerin bu feveran halleri bundandır.

     Apo’nun Erbil işgal Planı Kerkük’te uygulanıyor

PKK, kuzey Kürdistan’ı askeri ve siyasi olarak kaybetti. Abdullah Öcalan bu yenilgiyi değişik teorilerle siyaset piyasasına yeni paradigma olarak sunmaya çalıştı.  Sömürgeci devlet sistemini liberal kavramlarla Kürtlere kabul ettirmek, Apo’nun devlete verdiği söze sadakatinin bir gereğidir. Bu vesileyle Kürtlerdeki düşmanlık duygusunu öldürerek kendi kalibresinde bir Kürt tipi yaratmayı amaçladı. Böylelikle işlediği ulusal ihanet suçunu teslimiyetini kamulaştırmayı öngördü. Ulusal sorunu demokratikleşme sorunu içerisine hapsederek amacından saptırdı.

Yani kalubeladan beri Kürtlerin öz be öz yurdu olan toprakları “ortak vatan” safsatası ile Türklere teslim etti. Yurtsuz Türklerin yurt edinme savaşında işgal ettikleri Kürdistan’ı “ortak vatan” anlayışı ile sömürgeciler lehine resmileştirdi.  Kürtler işgal ve işgalciyi düşman görüyor ve bir gün topraklarından kovulacakları umudu ile yaşıyorlardı. Ancak Öcalan ülkemizi işgal edenleri kardeş, zorla el koydukları topraklarımızı da “ortak vatan” olarak kabul etmemizi dayattı. Öcalan’ın bu siyasi stratejisi sömürgeciye meşrutiyet kazandırdığı gibi sömürgeye de tabii olma zorunluluğu getirdi.

İşte bu Ortak vatan projesini PKK Kürdistan’ın tüm parçalarına dayatıyor.  PKK’nin şimdi güney Kürdistan’da hayata geçirmeye çalıştığı proje budur. Yani özgür vatan topraklarını Arapların egemenliğine sokma uğraşısıdır. Öcalan bu projeyi Türk devlet yetkilileri ile İmralı’da hazırladı.  “Erbil planı” olarak adlandırdıkları şey; Güney Kürdistan’ı Araplaştırma, Türkmenleştirme ve Kürdü azınlık statüsüne düşürme planıdır. Bunu hayata geçirmek için Öcalan Türk devletine (videolarda) yalvararak şöyle diyor“ şimdi bu Barzani-Talabani şeyi halk onlardan nefret ediyor. Halkın bizimkilere olağanüstü ilgisi olduğu biliniyor. Siz ufak bir destek verseniz bunları dışalıma bunları bırakma kısa bir süre sonra bu kitlenin PKK’nin dört dörtlük taraftarı olur. Şimdi size söyleyeceğim olay ki bunlar çok tarihidir bana göre çok gizli kalmalı sizin ufak bir yönlendirme ve yardımınızla Türkiye’deki demokratikleşmenin bir benzerini orada yani Erbil’de kuralım. Ben kitleyi tanıyorum Türkmenleri teşvik edeceğiz bu açıdan ben diyorum barış konferansını orada yapalım PKK orada yoğunlaşsın kesin sizin de gözlerinizle göreceksiniz biz  Barzani’yi nefes alamaz duruma getireceğiz. Türkiye’nin 10 yıldır 20 yıldır yapamadığını biz yapacağız diyorum ve bundan daha değerli bir hizmet olabilir mi” Öcalan’ın bu hain planı Erbil için tutmadı. Çünkü Erbil’in idari ve güvenlik sistemi PKK’nin bu hain planına geçit vermedi. Erbil’i kaosa sürükleme girişimleri sonuçsuz kaldı.

Şimdi PKK yanına YNK, İran ve Irak’ın bazı Kürt düşmanı grupları da alarak Kerkük’te bu planı hayata geçirmeye çalışıyor. Yani Kerkük Kürt etnik kimliğinden arındırılmak isteniyor. PKK’nin de içinde yer alacağı Kürt karşıtı idari bir sistem oturtulmaya çalışılıyor. PKK’nin parti kimliğinde etnik ve aidiyet hanesi yok, kendisi hilkat garibesi bir şey. İşte KDP’nin Kerkük’e gidişi tüm bu hain planları yerle bir edecek ve Kürt bayrağını tekrar anıt Peşmergenin elinde dalgalandıracaktır. Eğer gerçek yurtseverler Kerkük’ün Afrin’ eşmesini istemiyorlarsa daha aktif rol üstlenerek bu hain oyuna dur demelidir.

Kerkük Kürtlerin kırmız çizgisidir ve o kırmızı çizgi kırmızı kanla korunacaktır.

Diğer Haberler