Murat Karayılan’dan Peşmergeye “saldıracağız tehdidi”

Murat Karayılan’dan Peşmergeye “saldıracağız tehdidi” Sterk TV, Deraluk, Peşmerge, Mesut Barzani, Başkan Barzani, gerilla, Yalçın Küçük, 15 Ağustos , iran bağdat, Şengal, Haşdi Şabi, Zap

PKK yöneticilerinden ve askeri çalışmalarından sorumlu Murat Karayılan’ın PKK’nin Avrupa’da yayın yapan Sterk TV adlı organında bir açıklaması yayınlandı. Konuşmasında özellikle savaş konusunda değerlendirmeler yapan Karayılan “Peşmerge güçlerine saldırı” başlatacakları açıkladı ve bu açıklamaları meşru göstermeye çalıştı.

Karayılan: Bu son çağrımız, savaş başlarsa bitmez

Murat Karayılan’ın yayınlanan röportajı boyunca Peşmerge güçlerine saldırma nedenlerini anlatan dair pek çok açıklama yaptı. “Eğer gerilla ve Peşmerge arasında bir savaş yaşanır ve yayılırsa yıllarca bu savaş bitmez” diyerek 2021 yılındaki gibi bazı lokal saldırılar değil genel bir savaş kararı aldıklarını yani sürekli bir saldırı olacağını duyurdu. Karayılan ayrıca “Bu son çağrımız” dedi.

Karayılan savaşın nedeni olarak da “gerillanın kullandığı yerlerin Peşmerge tarafından tutulması” olduğunu iddia etti. Karayılan konuşması boyunca da “Zap’ta büyük bir direniş olduğunu ve Türk devletinin hareket edemediğini KDP’nin yardım ettiğini” iddia etti.

Elbette ki Murat Karayılan’ın bu sözlerinin sahadaki reel durum ile alakası yok. Karayılan tarafından yönetilen HPG, PKK’nin 1980 ve 1990’lardan beri tuttuğu alanları tek tek Türk ordusuna bıraktı. Artık savaş Kuzey Kürdistan ve Güney Kürdistan sınırında verilmiyor. Savaş artık Amediye, Deraluk, Şeladize, Akre, Duhok şehirlerinin kenarında veriliyor. Zap vadisi ve etrafındaki yüksek dağlar ise zaten TSK tarafından kontrol edilmiş durumda. PKK artık Kürdistan Bölgesi şehirlerinin kenarına gelmiş durumda. Her gün köylüler vuruluyor, bağ ve bahçeler yakılıyor ve PKK kimsenin buna karışmamasını istiyor.

Murat Karayılan kanatsız melek rolünde

PKK’nin uzun zamandır “Peşmerge Türk askeri kıyafeti kılığında bize saldırıyor” söylemine dönük hiçbir delil sunamıyor. Kürdistan’daki birçok çevre bunun doğru olmadığını eğer böyle bir durum olsa tüm Kürdistan halkının bunu bileceğini söyleyerek o zaman ispatlayın çağrısında bulunuyor. Karayılan bu çağrıları boşa çıkarmak için “elimizde belgeler var yayınlamıyoruz” dedi.
Oysa ki PKK Peşmege’nin kendi görüntülerini bile sosyal medya trolleri aracılığı ile TSK askeri diye yayınlıyor. PKK her fırsatta Peşmergeye iftira atmak konusunda tetikte bekliyor.  Hatta Karayılan zamanında “Peşmergeler eşeklerimizi götürdü” bile denmişti.  Yani eğer ellerinde bir belge olsa zaten yayınlanırdı.

Karayılan açıklamışında kendi haklılıklarını göstermek ve Peşmergeye saldırılarını meşrulaştırmak için çok mağdur ve vatansever bir role büründü. Karayılan konuşmasında tarihten örnekler vererek Türk devletinin Kürtleri sevmediğini iddia etti.
Karayılan her ne kadar kanatsız melek gibi hareket etmeye çalışsa da PKK’nin Kürdistan Bölgesini arkadan hançerlemek için yaptığı planlar gün gibi ortadadır.

Karayılan ve şürekasının alnında ihanet lekesi var

Karayılan eğer vatansever se Kürt gençlerine neden azılı Kürt düşmanı “Haşdi Şabi” ordusunun askeri yapmıştır?

Neden, Irak’ta neden Kürdistan karşıtı Arap yapılarla ittifak yapmıştır?

 Neden Irak ordusu Kerkük’ü işgal ederken “biz iki taraf arasına girmeyeceğiz” demiş sonra da Irak devletini desteklemiştir?

Neden Peşmerge güçleri siz Amediye tepelerini, Keste ve Berwari hatlarını koruyamazsınız, bize verin TSK girmesin deyince neden “savaş gerekçesi yaparız” demiştirler?

Neden PKK’i Şengal’i Kürdistan’a değil de Bağdat’a bağlamak için kendini paralıyor?

Sadece son beş yılda pratiğinde bu kadar ihanet olan PKK yöneticilerinin ve Karayılan’ın kalkıp kanatsız melek rolü oynaması sadece bir kandırmacadır. Karayılan ve diğer şürekası ellerinde ve alınlarında Kürdistan karşıtı ihanetin lekesini taşımaktadırlar.

Karayılan: Bizim saldırmayacağımızı biliyorlar

Karayılan açıklamasında “ Bizim onlara karışmayacağımızı biliyorlar; bundan dolayı da bütün yolları kapatıyorlar” dedi. Gerçekte ise durum şu PKK 2019 yılında “Heza Parastına Başur” adlı yapı kurduğu zamandan beri küçük küçük hamlelerle Kürdistan Bölgesine karşı savaş ilan etmiştir. 2020 tarihinden itibaren 13 Peşmergeyi şehit etti, onlarcası yaralandı, defalarca Peşmerge’nin yoluna mayın döşendi, Gazi Salih Elixan ve Muhammed Mirza Sofi adlı iki emektar Peşmerge’ye suikast düzenlendi. Ezidi kamplarında insanlar hedeflendi. Köylüler kaçırıldı. Patlamalar yapıldı. Tüm bunlara rağmen savaş çıkmadı ise bu da başta Başkan Mesut Barzani olmak üzere Kürdistan Bölgesi siyasetçilerinin duyarlı yaklaşımı nedeni iledir.
PKK ise her koşulda saldırmaya hazırdır.

Peşmerge’ye saldırı kararı nerede alındı?

PKK’nin Peşmerge güçlerine saldırı kararı daha kış ayında alınan bir karardı. PKK seçimlerde Erdoğan’ın kaybedeceğin hesaplamıştı. Eğer öyle olsa PKK Şubat ayında ilan ettiği ateşkesi devam ettirecek ve Kürdistan Bölgesine doğru askeri süreci başlatacaktı. Fakat işler istediği gibi gitmedi. Bu nedenle de saldırıyı sonbahara erteleme karar verdi.

PKK, Temmuz ayı boyunca Peşmergeye saldırının alt yapısını hazırlamak için uğraştı. Peki bu karar PKK’nin kararı mıydı? Hayır.
Kürdistan Bölgesi’ni sıkıştırma, teslim alma, imkan varsa yok etme siyaseti Bölgesel sömürgeci aktörlerin bir planı ve son bir yıl içinde bu yönlü pek çok adım atıldı.  PKK’nin Kürdistan Bölgesine karşı savaş açma planını da bu aktörlerden bağımsız değildir.
PKK tüm tarihi boyunca hiçbir hamlesini bir yerden işaret almadan başlatmamıştır. 1990 yılı boyunca yine Kürdistan Bölgesine yaptığı saldırılarda böyleydi.

Açık söylemek gerekirse PKK’nin bu saldırıları bize tıpkı PKK’nin 1995 yılında ilan ettiği ve şimdilerde sözünü etmediği “ikinci 15 Ağustos hamlesini hatırlatıyor.”

PKK’nin 1995 yılımdaki 2. 15 Ağustos hamlesinin tekrarı mı?

1995 yılında Kürdistan Bölgesi kendi parlamentosu olmasına rağmen hala resmi bir statüye kavuşmamıştı, sadece toprakları uçuşa yasak bölge ilan edilmişti. Savaştan tahrip olan ve üzerinde büyük bir ambargo olan Kürdistan Bölgesi’nin düşmanları çoktu. Bir yandan İran öte yandan Türkiye ve Irak’ın preslemesi altındaydı. Ayakta kalma mücadelesi veriyordu. 1990’ların başında Kürtler için büyük bir umuttu fakat kuşatılmıştı. Hiçbir güç kendi adına direk saldırmıyordu. Fakat Kürtleri birbirine kışkırtmak için kollar sıvanmıştı.
Tam da bu dönemde PKK sömürgeciler PKK’ye “Kürdistan’a saldırma görevi” verdi.
Yalçın Küçük Şam’da Abdullah Öcalan’ın kulağına fısıldadı, İran Urmiye’de cephane ve YNK’yi KDP’den koparma sözü verdi. Sonuçta Abdullah Öcalan 1995 yılında Bağımsız Kürdistan kurmak için gerillaya gelen Kürt gençlerini manipüle ederek Yıldırım Tugayı adı altında bir güç örgütledi ve Ağustos ayında Zap’ta bir süreç başlattılar. Ali Haydar Kaytan (Fuat Dersim) komutasında PKK gerillaları Kürdistan Bölgesine saldırdı.

O gün ki koşullar ile bugün ki koşullar arasında büyük bir benzerlik vardır. PKK “Kürdistan Bölgesine saldırtılmıştır”.
Bundan sonra bu süreç büyüyecektir. Peşmerge güçleri her ne kadar bu süreçten kaçırmak için elinden geleni yapsa da PKK görevli olduğu için bu kararda vazgeçmeyecektir. Kürt halkı PKK’ye karşı tavır almalıdır.
Öncelikle Amediye’de , Deraluk, Şeladize halkı PKK’ye “Edi Bese- artık yeter” demelidir. Böyle bir savaşın sorumlusu ise PKK ve sözde kendini tarafsız gösteren aydın ve siyasetçilerdir.

Diğer Haberler