4 Haziran günü Türkiye Millî Savunma Bakanlığı bir mağaradan çıkan ve ele geçirilen biri kadın 3 gerillanın görüntülerini yayınladı. Açıkçası gönlümüz Kürt evlatlarının tutuklanmasına el vermediği için haber yapmadık. Daha sonra 9 Haziran günü ise bu gerillalar hakkında başka bir haber yayınlandı. Buna göre biri kadın üç gerillanın kaldıkları tünelde açlıktan bağırsakları delinmişti. Gönlümüz açlıktan bir deri bir kemik kalmış o gerilla resimlerini yayınlayarak haberlerini yapmaya da müsaade etmedi. Birilerinin bir şey söylemesini bekledik.
HPG 8 Haziran günü 1996 doğumlu Gülistan Gülmez (Sarina) adlı bir kadın gerillanın Zap alanında bir çatışmada esir düştüğünü ve Van’da mide ve bağırsak ameliyatı geçirdiğini ve babasının kendisini ziyaret ettiğini söyledi. Birkaç gün sonra da kadın gerilla ve Efrinli Hasan Remzi (Xabur) adlı gerillasının de ele geçtiğini ve kendilerinden haber alınamadığı açıklandı. Bu kişilerin ve ismi açıklanmayan üçüncü kişinin Türkiye Millî Savunma Bakanlığı tarafından görüntüleri paylaşılan kişiler olduğunu düşünülüyor.
Açıkçası insan Kürt gençlerinin düştüğü bu durumu değil yazmak düşünmek bile istemiyor. Fakat Hemen bu olayların ardından HPG komutanı Murat Karayılan’ın “Türk ordusunu Zap’ta hareket edemez hale getirdik, çok sıkıştılar, zafere ilerliyoruz” sözleri içeren son röportajını gördük. İşte o zaman aklımıza “Açlık Oyunları” geldi.
Açlık oyunları ve gösteri toplumu
Açlık Oyunları Amerikalı yazar Suzanne Collinsin kıyamet sonrası Panem adlı bir ülkeyi anlattığı, üç bölümden oluşan kitabının adı. Orijinal adı ise “The Hunger Games”. Kitabın filimi yapıldı, gişe rekorları kırdı ve ödüller aldı. Kitabın içindeki felsefe ise hala tartışılıyor.
Kitapta başkent Capitol’de yaşayan zenginler ile 12 ayrı bölgede yaşayanların yoksul hayatları anlatılıyor. Panem Show adlı bir diktatör tarafından yönetilir. Show hem yoksul 12 bölgeyi hem de Capitol zenginlerini elde tutmanın bir yolunu bulmuştur: Gösteri, mahkumiyet ve korku
Her yıl bu 12 kabileden yaşları 12-18 arası değişen bir kız bir erkek kura ile seçilir. Bunlar özel bir mekana bırakılır ve birbirlerini öldürmeleri istenir. Bir kişi kalana değin savaş devam eder. Son kalan kişinin kabilesi yıl boyunca yiyeceğe ulaşacaktır. Ve tüm bu cinayetleri halk canlı olarak ekranda izler. Capitol zenginliğini kaybetmemek için, yoksul eyaletler bir yıl bile olsa açlıktan kurtula bilmek için yani “korktukları” için bu gösterinin bir parçası olur. Herkes kendini diktatöre muhtaç hisseder. Bu gençlerin ölüm gösterisi sisteme bir kutsallık ve korku verir. Herkes bu kutsal ölüm gösterisinin peşinden sürüklenirken ile uğraşır iken arkada ise bambaşka bir sömürü sistemi vardır.
PKK’nin gösteri gerillacılığı düşmanı yenmek için değil halkı etrafında toplamak içindir.
Gösteri gerillacılığı düşmanı yenmek için değil Kürtleri yenmek içindir
Ölen o gençler diktatör Show’un ve sistemin yaşamasına olanak sağlar.
İşte PKK’nin gerilla savaşı da tıpkı Açlık Oyunları’nın gösteri-ölüm ikilisine benzer. PKK gerillacılığı bir gösteri gerillacılığıdır. PKK gerillacılığı Türk devletine bir darbe vurmak, askeri olarak onu Kürtlerin haklarını vermeye mecbur bırakmaktan çok Kürtlerin PKK sistemi etrafında toplanması ve PKK’ye mahkum olmasını sağlamak içindir. PKK Kürtleri bu gösteri gerillacılığı yenmiş, esir almıştır. Gerilla üzerine yazdıkları şarkıların sayısı yapılan darbe vurucu eylemlerin sayısından daha çoktur. Genç güzel kadın gerillaların Fotorafları bir biçimde Kürt toplumuna servis edilir. PKK gerillacılığı PKK gerçeğini maskelemek için kullanılan bir kavramdır.
PKK’nin gerçeğini, PKK’nin kuruluşunu, lideri ve yöneticilerinin hayatını ve kurdukları sistemin Kürtlere bir şey kazandırmadığını her söylediğimizde karşımıza ölen gerillaların genç bedeni çıkmakta- çıkarılmaktadır. Kürtlerin evlatları ölüyor diye PKK onlarca ihanetini, kirli ilişkisini saklaya bilmektedir.
Gerillasına diren deyip kendisi teslim olan önder: Öcalan
Abdullah Öcalan yıllarca herkese “direnin, direnmek yaşamaktır, teslimiyet ihanete götürür” dedikten sonra kendisi yakalanır yakalanmaz “devlete hizmet etmek istiyorum” dedi. 17-18 yaşındaki gerillalar devletin eline geçince korkudan birkaç sığınağı gösterdi diye hain ilan edildi. Fakat Öcalan itiraflarında her şeyi anlattı. Kalkıp bir Türk subayına “bize gizliden destek verin, Hewleri işgal edelim, Barzani’nin Talabani’nin devlet olmasını engelleyelim” dedi. Fakat ölen gerillası var diye biz Öcalan’ın hain olduğunu ispat edemiyoruz. “İnsanlar benim için kendini yakıyor” diye göğüsünü gere gere pazarlık yapan Öcalan’ın ihanetini işte bu gerilla-şehit-ölüm gösterisi gizliyor.
Murat Karayılan kaybetmiş bir komutandır. 90’larda at sırtında rahat rahat gezdiği Gabar, Faraşin, Besta’da artık Türk devletinin özgür gezdiği meydan olmuş. Haftanin, Xaxurkê, Zap vadisi onun komutanlığı altında Türk devletine verilmiş ama gerilla ölüyor diye hala çıkıp “zafer kazandık, Türk devletini” engelledik diyor. Murat Karayılan’ın yaşamasının da çıkıp televizyonlarda ciddiye alınmasının da nedeni de gösteri gerillacılığıdır.
Hayatı boyunca tek bir mermi atmamış olan Mustafa Karasu’nun Cemil Bayık’ın Sozdar Avesta’nın ve diğerlerinin Kürtlere akıl verme gücünü bulmasının nedeni de bu gösteri gerillacılığıdır.
PKK ölen gerillaların bedenlerinden öyle bir gösteri düzenlemektedir ki Kürtlerin düşmanı Haşdi Şabi ile ortak olan, Doğu Kürdistanlı partilere karşı İran devleti ile iş birliği, Efrin işgalinin gerçeği ölen gerillaların cenazeleri altında gizlenmektedir.
Gösteri devam ediyor
Açlık Oyunları kitabının en çarpıcı özelliği Panem halkının gençlerin ölesiye savaşını dev ekranlarda canlı olarak izlemesidir. Ezen, ezilen herkes bu çocukların ölümünü deli gibi alkışlar, futbol takımı tutar gibi taraf tutar. PKK etrafındaki halk da tıpkı Panem halkı gibidir. Gösterinin bir parçası olmuş, ölüme medet bağlamıştır. Geçen yıl Avrupa’da yapılan bir PKK festivalinde dev gerilla ayakkabı maketi bu anlama geliyordu. Özellikle Kuzey Kürtleri gerillanın ölümünün esiri olmuştur.
Kuzey Kürdistan legal siyasetçisi bir Ahmet Türkü, Pervin Buldanı, Sırrı Süreyya Önderi bilir ki gösteri gerillacılığı olmazsa halk ona oy vermez. Gösteri gerillacılığının ekmeğini yedikleri için ses etmezler.
Hatta ölen gerillaların aileleri bile ses etmez. En iyi niyetliler bu gösteriye zihinde kurban olmuşlardır, bu ölenlerin kurtuluş getirmesini bekler. Bir de ölen evlatlarının üzerinden rant bekleyenler vardır. Onların, ölümden kazanacakları bir rant vardır. Eğer gösteri gerillacılığının kurbanı olan çocukları ölmüşse o zaman “değer ailesi” denecek kendilerine. Bir yerlerde aday olacaklar, HDP binalarına gidince daha saygı ile karşılanacaklar. Kendileri biraz yer bulsun, biraz saygı duysun, kariyer kazansın diye çocuklarının PKK saflarına ölümlerinden rant yiyen, abiler, babalar vardır.
Üç gerilla Zap’ta, PKK’nin 45 yıldır kontrol ettiği zapta bir tünelde açlıktan ölme düzeyine geliyor, bağırsakları deliniyor, TSK’ya teslim oluyor. Ama Karayılan “biz zafer kazandık” diyor. Taraftarları twitterda kendisi savaşmış gibi saha sola saldırıyor. Medya çalışanları ekranda büyük bir zevkle bunu halka sunuyor. Halk çılgınlar gibi slogan atıyor.
Gençler ölüyor, gösteri devam ediyor.