Deprem’de PKK’nin Kürt nefretini engelleyemedi

Deprem’de PKK’nin Kürt nefretini engelleyemedi Maraş depremi, Efrin, AKP, PKK medyası, Aziz Köylüoğlu, islahiye, Barzani Yardım Vakfı, PDK; Peşmerge

Maraş merkezli yaşanan iki deprem Kuzey Kürdistan başta olmak üzere tüm Kürdistan parçalarının ve bölge insanlarının gündemini değiştirdi.  İnsanların ölüm hüznü ve gelecek kaygısı içinde büyük bir travma yaşadığı bir dönemdeyiz. Herkes bu travma ile değişik biçimlerde baş etmeye çalışıyor. Dine sarılan, olmamış gibi unutmaya çalışan, yardım ederek acıyı unutmaya çalışan var. Fakat şöyle bir gerçek var ki bunların hepsi bireysel çözüm arayışları ve böylesi büyük toplumsal felaketlerde sadece bireysel çözümler yetmiyor birde kurumsal çözümler gerekiyor.

Maalesef ki Kürtlerin şu anda en yoksun olduğu şey kurumsal olarak sırtını dayayacaklarını bilip güç alacakları bir ulusal yapı yok.  Bu da Kürtlerin yaşadığı deprem felaketi ve travmasının gelecek açısından daha yıkıcı sonuçları olmasını doğura bilir. Her şeyden önce Kürt şehirlerinin demografisinin değişmesi gibi büyük bir sonuç doğru bilir. Birçok vatansever Kürt ve aydınlar şimdiden Fırat’ın Batısındaki Kürt şehirlerinin demografisinin değişmesinden kaygı duyuyor. Adıyaman, Maraş, Urfa, Amed ve ilçelerindeki bu durum Kürtlerin önümüzdeki yüz yıldaki geleceğini büyük oranda değiştire bilir. Kürtlerin kafa kafaya vererek bu tehlikeye göre bir politika geliştirmesi gerekiyor.

Hal durum böyle iken kendini Kuzey Kürdistan’ın tek sahibi gören PKK’nin, kadrolarının, medyasının ve yazar çizer takımının başka bir derdi var. Dertleri de şu: “Deprem sonrası Barzani Yardım Vakfı çok büyük bir sempati topladı, Kuzey ve Rojava halkı Barzanilere sempati duydu, geçmiş propagandalarımız boşa gitti”.

Barzani Yardım Vakfı daha 24 saat dolmadan deprem bölgelerine gitti. En büyük inşaat grubu Kawin 200 inşaat aracı ile arama kurtarma çalışmalarına katıldı.  Adıyaman’da, Elbistan’da, Islahiye’de insanlar ilk sıcak çorbayı yiyeceği Barzani Yardım Vakfı ile ulaştı. Efrin’de Kürtler Barzani Vakfına dört elle sarıldı. Zor günde Barzaniler elini taşın altında koydu, var olanı paylaştı. Bunca büyük enkazın içinde Barzani vakfı bir umut oldu. İşte PKK, bu büyük felaketten kurtulan insanların Barzanileri umut olarak görmesinden korkuyor.
Depremin ilk birkaç PKK medyası hassasiyetleri göz önüne alarak fazla bir ses etmese de şimdi tekrardan değişmeyen stratejisine yani “Barzani, PDK, Peşmerge ve Kürdistani değerleri karalama stratejisine” geri döndü.

Birbir başladılar.

Önce Kürdistan Bölgesinden giden yardımları hiçbir biçimde vermediler. Çekim yaptıkları Kürt şehirlerinde yardımlar kameralarına takılmasın diye ellerinden geleni yaptılar.

Sonra, Neçirvan Barzani’nin deprem bölgesini ziyaretini hiç utanmadan “Antep’teki fabrikalarını kontrol etmeye gitti” diye verdiler. PKK’nin Kemal Amed kod adlı gazetecisi Aziz Köylüoğlu hiç ar etmeden, yüzü kızarmadan en insani bir ziyarette bile içindeki Kürt düşmanlığını böyle kustu.

Hemen ardından Efrin’e giden Barzani Yardım Vakfı yardımlarını tartışmaya açtılar. Efendim neymiş, bu yardımlar çetelerden izin alınarak gönderilmiş. Elbette ki öyle gönderilmiş. Çünkü başka yolu yok. Türk meclisinde kalkıp Türkiye’nin birliği üzerine ant için vekilleri varken PKK’nin Efrin’de Kürtlere yardım götürmek için Türkiye sınırlarını kullanması ve Efrin’de sınır kontrol eden güçlerin yollarını kullanan Barzanileri hedef yapması elbette ki sadece art niyetten kaynaklanmaktadır. PKK Efrin’i 2019 yılında çetelere teslim etti. Efrin’in yüzde 60’ı topraklarını terk etti. Şimdi de kalan yüzde 40’ın da enkazda ölmesini istiyor galiba.

Şimdi ise başladıkları şey “PDK Habur Sınır Kapısı’ndan yardımların geçmesine engel oluyor” haberleri. Efrine’e ulaşmayacağını bildiği halde PKK Süleymaniye merkezli bir yardım kampanyası başlattı. Hiçbir izni olmayan ve şeffaf olmayan bu yardım kampanyası aslında birkaç nedenle yapıldı. Herkes biliyor ki bu yardım depremzedele ulaşmayacak. Fakat PKK bu yardımları bazı mülteci kampları hatta kendi askeri güçleri içinde dağıtacak. Tıpkı geçmiş kampanyalarda olduğu gibi. Yardım Efrin’lilere gitmeyecek. Yani yardım Efrin’liler için değil rant ve propaganda amaçlı yapılmıştır.

Şu bu kaç örnekten görüyoruz ki; PKK Türk devletine karşı olmayan bir savaşı durdurmuş, sembolik de olsa bir şey yapmaya çalışmış. Fakat Kürtlerin yaşadığı bu büyük felaket bile PKK’nin PDK’ye ve Kürtlere olan   nefret siyasetini durduramamış. PKK Kürtlere karşı ateşkes yapmamış. “Halkımız büyük yıkım yaşadı, siyaseti, propagandayı, rekabeti bir yana bırakıp halkın acılarını dindirmek, travmayı iyileştirmek için, Kürtlerin birliği için bir adım atalım, Kürtler bu travmada sırtını Türk devleti ve kurumlarına değil Kürtlere dayasın” diye bir şey düşünememiş. Neden çünkü PKK’nin gerçeği budur. PKK bir nefret hareketidir. Kürt odaklı, halk odaklı, sevgi ve birlik odaklı bir hareket değildir.

Yüzlerce köy, onlarca ilçe yok olma noktasına gelmişken, insanların cenazelerini köylerde kurtlar yerken bile siyasi hesap yapan güç vardır: Biri AKP diğeri ise PKK.  AKP işgalci bir devletin gücüdür. He

Hala enkaz altında on bine yakın insanın cenazesi varken, hala binlerce insan kayıpken, hala binlerce Kürt evsiz ve sokak artısındayken, insanlar kefensiz gömülürken bile PKK’nin başka Kürt hareketlerine saldırması, Kürtlerin birbirinden güç olmasını tehlike görmesini, Kürtlerin birbirine sırtını yaslamasından ürkmesi bize şunu gösteriyor: PKK Kürtlerin başına gelmiş bir felakettir. Hatta en büyük felaketlerden biridir. Kürtler deprem felaketini atlatacak ama PKK felaketi 40 yıl süren bir felakettir ve bu felaket atlatılmadan başka felaketlerin altından kalkılamaz.

Diğer Haberler