Maraş merkezli yaşanan iki depremin acıları kalbimizi ağrıttı. Kurtarılabilecek onlarca can enkaz altında dondu. Hala en az 80 bin insanın enkaz altında kaldığı düşünülüyor. İçimiz yanıyor, geçmişe bugüne ve geleceğe bakıyoruz. Ne oldu, neler olacak?
Deprem sadece binaların değil sistemlerin de sahte olduğunu gösterdi
Deprem felaketi binaların görüntüsünün altındaki yapısal zaafları ortaya çıkardı. Yani evleri lüks kılan seramikler, koca mutfaklar, saunalar vardı ama hepsini taşıyan görünmeyen, ama esas boş rolü oynayan kolonlar yoktu. Hırsızlık vardı, rant vardı, bilinçsizlik vardı.
Bu deprem felaketi binalar kadar sistemlerin de yüzünü ortaya çıkardı. Sloganlar, hamaset, kahramanlıklar şunlar bunlarda tıpkı binalar gibi temelsiz olduğu için yıkıldı.
Barzani hareketi slogan değil eylem örgütüdür
100 yıllık, soykırımcı Türk devlet sistemi enkaz altında kaldı. Özellikle de Kürtler için. Tüm bu deprem yıkıntısının içinde Kürtlerin sırtını dayayacağı bir dağ görüntü. O da Barzani siyaset geleneğiydi. Barzani siyaset geleneği her gün slogan atmıyor, her gün bize kahramanlık öyküleri anlatmıyor, her gün geçmişte yaptıklarını ve fedakarlıklarını gözümüze koymuyor, her gün ekranlara çıkıp hamaset yapmıyor. Fakat gerektiği zaman herkesten önce meydana koşuyor. Demek ki Kürtler şunu görecek: Herkes slogan atar ama Barzani gerektiğinde yapar. İşte kısa gerçek budur.
Depremin ilk günü, zengin ve yüksek imkanlı ülkelerden önce depremzedelerin yardımına giden Barzani Yardım Vakfı oldu. Büyük parası, büyük imkanları olduğu için değil, büyük bir gönlü, büyük bir ruhu, büyük bir vatanseverliği olduğu için gitti. Barzani siyaset geleneğinin dayandığı 3 – 4 yüzyıla dayanan bir dayanışmacı geleneği vardır. Barzani Yardım Vakfı da bu geleneğin pratik bir kurumudur.
Başkan Barzani Efrin’e ve Rojava’nın diğer şehirlerine yardım ulaşması için devreye girdi. Tıpkı Kobani’nin IŞİD saldırısı altında olduğu 2014 yılında olduğu Barzani siyaset geleneğinin tüm diplomatik ve kişisel imkanlarını yardım konvoyu göndermek için kullandığı yönünde bilgiler var. Bu konuda ABD’ye hatta Erdoğan’a kadar talepte bulunduğu söyleniyor. Hiçbir siyasi amaç yok, hiçbir rant yok, ideolojik söylemler yok. Sadece Kürdistan için Kürdistani başka halklar için insani bir amaç var.
HDP, Kürtlerin dayanışmasını görmek istemedi
Barzani geleneği için insan hayatı, insanlar arası dayanışma ideolojik, politik söylemlerden daha öndedir. Önce insan sonra ideoloji gelir.
Bu deprem HDP’nin de maskesini düşürdü diye biliriz. Türk toplumu bile Kürdistan Bölgesel Yönetiminin ve Barzani Yardım Vakfının çabalarını takdir ederken, HDP yönetimi sanki Amed’de, Adıyaman’da, Elbistan’da, Kahta’da, Antep’de, Malatya’da Barzani yokmuş gibi hareket etti.
HDP’nin İstanbul vekili Garo Paylan, Ermeni olduğu için Ermenistan’dan gelen bir iki tır konvoyu koordine edip, sahiplenirken, HDP’nin onlarca Kürt vekili, onlarca il örgütü Kürdistan Bölgesinin, Barzanilerin Kuzey’deki Kürtlere uzattığı eli bırakın desteklemeyi üstünü örtmek istedi. PKK’nin Kuzey Kürdistan’da onlarca farklı isimle hareket eden medya çalışanları çektikleri görüntülerde Barzani Vakfı ve Kürdistan bölgesi logolu araçlar çıkmasın diye çaba harcadı. Bunu bir Faşist Türk televizyonları yaptı bir de PKK medyası yaptı. Buna rağmen Kuzey Kürdistan halkı gerçeği gördü.
HDP ve ideolojik olarak uzantısı olduğu PKK deprem zamanı bile Kürtlerin dayanışmasını istememiş, diğer Kürt yapıları ile birlik olamamıştır. İnsanlar enkaz altındayken, dondurucu soğukta dışarda kalırken, cenazeler kefensiz gömülürken Kürtlerle birlik olamayan, Barzanileri yokmuş gibi göstermeye çalışan PKK, HDP ve onlarca irili ufaklı uzantıları birkaç ay sonra utanmadan Kürtlerin birliği, ulusal birlik vb sözler söyleyecektir.
Pervin Buldan, Kılıçdaroğlu ile bir araya geliyor ama mesela bunca fedakârlık yapan Barzani Yardım Vakfı’nın müdürü Musa Ehmed ile bir telefon görüşmesi bile yapmıyor. Şimdi bunlar Kürt mü, bunlar insan mı? Yerde binlerce insanın cenazesi varken bile politik çıkar arayan, ideolojik duyar kasan, propaganda peşinde koşan insanlardan Kürtlere bir fayda gelmez.
Kürt birliği PKK’nin birkaç temsilcisi ile bir iki parti arasında yapılacak bir şey değildir. Kürt birliği işte böyle depremde, selde, yoklukta yapılacak bir şeydir.
Hakların kardeşliği de öyle seçimde oy hesabı, milletvekili sandalyesi dağılım için yapılmaz. Halkların kardeşliği de böyle insanların ihtiyacı varken yanlarında olmak, bir tas çorba vermektir.
HDP ve PKK’nin Kürtleri birbirine düşman eden siyaseti de enkaz altında kaldı
Kimse kusura bakmasın ama Kuzey Kürtlerini, Silopli, Cizreli annelerin eline pankart verip, Barzani karşıtı slogan attıran, Habur Sınır Kapısı’na yürüten Bedran Öztürk gibi kişiler üreten HDP ve PKK’nin de siyaseti enkaz altında kalmıştır. İnsanlık, yaşam, Kürdistan ve Kürdistaniliğin o belirsiz idelojik söylemlerden daha büyük olduğu görülmüştür.
Hiç unutmayalım bu deprem sıradan bir deprem değildir, Kürtler açısından çok ciddi siyasal, sosyal ve demografik değişiklikler getirecek. Onlarca yıldır asimilasyona direnen Elbistan, Pazarcık, Maraş, Adıyaman, Malatya ve ilçelerinin direnişi bu deprem ile kırıla bilir. Kürtler akıllı olmak zorundadır, meseleye uzun bakmak zorundadır. HDP ve uzantısı olduğu yapılar bu depremde bile Kürdistani olmadıklarını göstermiştir. Tek amaçları kendi pozisyonlarını güçlendirmektir. Tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi acaba bu depremden bana düşer derdindeler.
Erdoğan Ahbap’tan, PKK ve çevresi de Barzani Yardım Vakfı’ndan rahatsız
Erdoğan nasıl Türkiye’deki dayanışma gurubu Ahbap’tan rahatsız ise ve onu hedef yapmaya çalışıyorsa PKK ve avenesi de Barzani Yardım Vakfından rahatsızdır. Alttan alta ani propagandasını yapıyor.
Evet gerçek şudur bu deprem sömürgeci Türk devletini enkaz altında bırakmıştır. Ayrıca PKK ve HDP’nin ideolojik söylemleri, Türkiyelileşme politikaları da enkaz altında kalmıştır.
Bu enkaz içinden yanı başımıza bakınca şunu görüyoruz: Yanı başımızda bir dağ var. Sırtımızı yaslaya bileceğimiz bir dağ. O dağın adı da Barzani geleneğidir.