Almanya Federal Meclisi’nde vekil olan Sevim Dağdelen’in parlamentoda yaptığı bir konuşmada Kürdistan Peşmerge güçlerine asılsız iftiralarda bulunduğu öğrenildi. Sevim Dağdelen’in “Peşmergelerin Êzîdîler in katliama uğraması için Şengal soykırımı dönemi Êzîdîler in silahlarını topladığını” iddia ettiği öğrenildi.
18 Ocak günü Avrupa Federal Meclisi Êzîdîler i 2014 yılında yaşadığı katliamı soykırım olarak tanıdı. Parlamentonun kabul oturumunda Alman vekiller de gurupları adına söz alarak konuşmalar yaptı.
Sevim Dağdelen’in ifadesinin mimarı kim?
PKK’nin Avrupa’da yayın yayan Özgür Politika gazetesinin manşete taşıdığı haberde Sevim Dağdelen’in de parlamentoda bir konuşma yaptığı ve konuşmada “Peşmergeler Êzîdîlerin silahlarını toplayıp Şengal’den kaçarken YPG Şengal’e ulaşarak Êzîdîleri soykırımdan kurtardı. Ancak bu gerçeğe rağmen YPG’nin taslakta geçmemesi kabul edilemez” ifade edildi.
Sevim Dağdelen’in “Peşmegeler Êzîdîler in silahlarını topladı ve kaçtı” ifadesi aslında Peşmergeler Êzîdîler in katledilmesine yol açtı algısı yaratmak için söylenmiş bir söz. Bu sözün mimarı da Sevim Dağdelen değil. PKK, 2014 yılından bu yana sistematik olarak Peşmergenin Şengal’de IŞİD’le ortak hareket ettiği ve Êzîdîler i bilinçli katlettirdiği biçiminde bir algı yaratmaya çalışıyor.
Bu konuda özellikle Almanya merkezli diplomatik bir çalışma yürütüldü. Ayrıca medyası sürekli olarak bu konuda odaklı çalıştı.
Alman gazetesi bile Cemil Bayık’ın konuşmasını “’Kürt Kürt’e karşı” diye verdi
KCK’nin en üst düzey ismi Cemil Bayık Frankfurter Allgemeine Gazetesi’ne verdiği bir röportajda “ Peşmergeye değil bize silah verin, onlara verdiğiniz silahlar IŞİD’e gidiyor” demişti. Gazete Bayık ayrıca Peşmerge güçlerinin “batı müdahale etsin diye kaçtığını ve Êzîdîler i bilinçli ölüme terk ettiğini” iddia ettiği konuşmasını Allegeminine gazetesi ‘Kürt Kürt’e karşı başlığı ile vermişti.
Bayık sadece bununla yetinmemiş yine 2014 yılında Ruşen Çakır’a verdiği röportajda “Peşmergeler kaçtı” gibi ifadeler kullanmıştı.
O dönem Peşmerge Bakanlığı sözcüsü tarafından Cemil Bayık’a dönük sert bir açıklama yapılmıştı.
Fakat PKK çabalarına devam etti. PKK Almanya’da içinde Alman bir kadrosunun da olduğu bir gurup kadını parlamentoya gönderip oturma eylemi yaptı ve Peşmergele silah vermeyin diye çağrıda bulundurdu.
O günden bugüne PKK Şengal, Êzîdîler ve Peşmerge konusunda ki dezenformasyonunu sistematik biçimde devam ettiriyor.
Peşmerge, Sol Parti ve Sevim Dağdelen hakkında suç duyurusunda bulunmalıdır
Sevim Dağdelen, Ezincanlı ve Almanya doğumlu biri. Kürt olmasına ve Kürt oylarının desteği ile seçilmesine rağmen Kürt kimliğini değil sol kimliğini öne çıkarıyor, ayrıca Türk sol yapılarla da ilişkili. Fakat PKK’nin misyoneri gibi hareket ediyor. Bu biçimde PKK’de seçimlerde kendisine desteğini açıklıyor. Dağdelen’in bulunduğu mevkiyi Kürtlere saldırmak için kullanması Kürtlerin kendine düşman hale gelmesinin trajedisidir.
Kendi aralarındaki oy, destek vb ilişkiler bir yere kadar anlaşılır olmakla beraber Sevim Dağdelen’in her fırsatta Kürdistan Bölgesi, Peşmerge ve PDK karşıtı açıklamalar yapması aslında hem kendisinin sol cenahtan Kürt düşmanlığını hem de arkasındaki daha derin yapıları ortaya koyuyor.
Alman Sol yapılar içinde aslına Türk devletinin sol yapıları ile ilişkili bir kesim var. Bunlar sözde ideolojik argümanlarla Kürdistan Bölgesini gerici gördüklerini belirterek sürekli olarak hedef göstermeye çalışıyorlar.
Yani Sevim Dağdelen PKK ve Türk sol yapılarının bu konuda bir maşası durumundadır. Bu pozisyonda Peşmerge güçlerine karşı bir yapılan iftira kampanyasına katılmıştır. Amaç PKK’yi övmek olsa onu över oysa ki PKK’li bir yapı övmek için Kürtleri aşağılamaya çalışmıştır.
Şu ana değin Kürdistan Bölgesi ve Peşmerge güçleri bu konuda bir çalışma içinde olmadılar. Özellikle Almanya’daki temsilciler ve diplomasi çalışması yapan kişiler bu konuyu basit sıradan bir olay gibi ele aldılar.
Oysa ki gerçekte “sinek küçüktür ama mide bulandırır”, bu saldırılar basittir fakat bir yerden sonra dur denmesi gerekmektedir. Bu tür yapılar kendilerine cevap verilmediği müddetçe daha da hadsiz davranmaktadır. Bu nedenle Alman Sol Parti bu iftiraları nedeni ile kınanmalı ve kendisine tavır gösterilmelidir.
IŞİD’e karşı mücadele sadece iki yıl içinde 1466 Peşmerge şehit düştü
Şengal döneminde yaşananlar Kürdistan Bölgesi açısından nettir. Olay soruşturulmuştur. Yaşanan eksikliklere karşı en başta Başkan Barzani tavır göstermiştir. Dönemin Bölge Başkanı da olan Başkan Barzani Şengal’i kurtarma operasoyunun bizzat yürütmüştür.
Ayrıca 2014 yılı ağustos ayındaki katliam döneminde Şengal’de Êzîdîler in yardımına gitmek isteyen onlarca Peşmerge Zumar üzeri yol açmak isterken şehit düştü. Sadece 2014-2016 yılları arasında ki bir yıllık zaman zarfından 1466 peşmerge şehit düştü. Bunların büyük bölümü Şengal’deki soy kırım döneminde yardıma gitmek isterken şehit düşen peşmergelerdir.
Kürdistan Bölgesi kaçırılan Êzîdî kadınların kurtarılması için büyük bir çaba göstermiş, her türlü maddi, manevi ve istihbarati varlığını bunun için organize etmiştir.
Şengal’de yaşananlar karışık olaylardır ve Şengal’de Kürdistan Bölgesi’ne karşı bir komplo düzenlenmiştir. PKK bu komplonun bir parçasıdır. PKK, Şengal’de komplocu güçlerin bir taşeronu gibi hareket etmeye devam etmekte bir de Avrupa’da ki, Kuzey’deki, Rojava’daki yapılarını da aynı biçimde kullanmaktadır.
Tabloya bu açıdan bakınca Sevim Dağdelen’in de komplocu güçlerin bir taşeronu olduğu görülmüştür. Komplocu güçler karakterleri gereği büyük bir yüzsüzlük ve riyakarlık içinde olurlar. Yapılan budur.
PKK, Almanya’nın Êzîdî Soykırımını tanımasından sonra yeni projeler yapılacağı ve yeni adımlar atılacağını bilmektedir. Bu nedenle de bundan sonra Şengal’a dönük manipülasyonunun Almana ayağını daha fazla aktifleştirecektir.