Ömer Öcalan’ın PDK’ye çağrısı ve PKK-Türkiye arasındaki toksik ilişkiler gerçeği

Ömer Öcalan’ın PDK’ye çağrısı ve PKK-Türkiye arasındaki toksik ilişkiler gerçeği

HDP Urfa vekili ve Abdullah Öcalan’ın yeğeni Ömer Öcalan’ın geçen gün PKK’nin Süleymaniye’de yayın yapan yayın organı RojNewS’te bir açıklaması yayınlandı. Açıklamada Ömer Öcalan’ın “PDK’ye Türk devleti ile ilişkilerini kesmek için çağrı yaptığı” belirtilmiş.

Ömer Öcalan’ın gerçekten böyle söyleyip söylemediğini bilemiyoruz. Çünkü temel medya amacı PDK’yi karalamak olan PKK medyası özellikle de RojNews pek çok kez  PDK’ye dönük yalan yanlış haberler yaptı. Zaman zaman da bazı Güney Kürdistanlı aydınların açıklamalarını da bilinçli olarak yanlış tercüme ediyor. Ömer Öcalan’ın da RojNews’in bu tür bir yalan girdabına kapılıp kapılmadığını bilemiyoruz. Fakat gerçek şu ki Ömer Öcalan temsil ettiği siyasi gelenek sürekli olarak PDK için bu tür itham ve çarpıtmalarda bulunuyorlar.

PKK uzun yıllardır “PDK=Türkiye” biçiminde bir algı yaratmak için çabaladı. Daha sonra bunu PDK­=AKP olarak göstermeye çalıştı. Sürekli olarak da bu yönlü haber yapıyorlar ve inceden inceye bunu da özellikle kendi kitlesi ve Kuzey halkının kendi medyalarından beslenen bir bölümüne de kabul ettirdiklerini söylemek yanlış olmayacak. Oysa ki siyasi denkleme bakınca kendi siyasetini Türkiyelileşme üzerine oturtan PKK’dir. Tüm parçadaki Kürtlerin özgürlük mücadelesini Türkiye’ye endeksleyerek yerel mücadelelerin gelişmesine engel olan da PKK’dir. PKK ideolojik söylemler ve güncel siyaseti ile Türkiye’nin bir yedeğidir. Fakat PKK’de öyle bir arsızlık vardır ki kendi gerçeğini hiç görmeden etrafa ahkam kesmektedir.

Mesela Ömer Öcalan Türkiye Meclisinde bir milletvekilidir. Mecliste “Türkiye’nin birlik ve bütünlüğünü koruma” üzerine ant içmiştir. Her gün Türkiye’nin demokrasisinin nasıl korunacağı üzerine açıklamalar yapan HDP’nin üyesidir. Ama sanki kendisinin mesele ile ilgisi yokmuş gibi, kendisi Marstan konuşur gibi “PDK’ye Türkiye ile ilişkileri kesme çağrısı yapacak” kadar arsız bir davranış göstermiştir.

Tabi ki Ömer Öcalan’a hatırlatılması gereken şey de amcası Abdullah Öcalan’ın Kürt ve Kürdistan konusundaki siyasetidir. Hiç kimse kendi bir akrabasından dolayı yargılanamaz. Fakat Ömer Öcalan sadece bir yeğen olarak değil bir siyasetçi ve milletvekili olarak da Abdullah Öcalan’ın siyaset geleneğini savunduğu için elbette kendisine Abdullah Öcalan’ın siyasetini hatırlatacağız. Abdullah Öcalan’ın Türkiye devleti ile olan şaibeli ilişkilerini bile bir yana bırakıp sadece 2000 yılından bu yana Abdullah Öcalan’ın Kürtleri Ortadoğu’da Türkiye’nin varlığının garantisi haline getirdiğini de söyleye biliriz.

Kuzey Kürtleri ve PKK’nin var olduğu her alandaki Kürtler bu gerçeğe göre dizayn edilmiştir. PKK Türk devletinin Kürtler içinde koyduğu Truva Atı rolünü oynamaktadır. PKK’nin olduğu her yerde Türk dili-Türkçe belirgin dildir, Türk dizileri izlenmekte, Türk şarkıcılar dinlenmekte, Türk menşeli şeylere özenilmektedir. PKK hem siyaseten hem de kültürel alanda Türk kültürünü yayan bir yapıdır. Rojava’ya Rojhilat’a bile Türkçe götüren PKK’dir.

Bu nedenle eğer Türkiye ile ilişkisini kesmesi gereken bir güç varsa o da PKK’dir. Çünkü PDK’nin Türkiye devleti ile ilişkisi bir diplomasi ve siyaset ilişkisidir. PDK ve Kürdistan Bölgesi Arap ve Şii dünyası tarafından kuşatılmışlığa karşı Türkiye ile ilişkileri siyasi bir koz olarak kullanmaktadır. PDK’ye Türkiye ile ilişkileri kes demek Bağdat ve Tahran’da ki Şiilere teslim ol demek anlamına geliyor. Kürdistan Bölgesinin Türkiye’de dahil çok seçenekli ve alternatifli bir ilişki ağı izlemesi Kürdistan Bölgesinin geleceğinin garantisidir. Bu ilişki Türkiye’de ki iktidar partisi ile değil Türkiye devleti ile olan bir ilişkidir. Gerekince de tıpkı Kürdistan Bağımsızlık referandumunda olduğu gibi rest çeke bilecektir.

Asıl Türkiye ile ilişkisi tartışılması gereken Öcalan-PKK kıskacındaki yapılardır. PKK’nin Türkiye ile ilişkileri bir diplomasi, siyaset ilişkisi değil bir bağımlık ve alt üst ilişkisi gibidir. Türkiye’nin direktifleri ile sağla sola mektup yazan, konuş deyince konuşan, ateşkes ilan et deyince ilan eden Abdullah Öcalan’ın varlığı PKK Türkiye arasındaki zararlı toksik ilişkilerin kaynağıdır. “Benim anam Türk, Türk devletine hizmet etmek istiyorum” diyen Abdullah Öcalan’ı lider kabul edenlerin sonra kalkıp başka partilere akıl vermesi utanmazlıktır.

Diğer Haberler