Rojava’yı işgal saldırısından koruyacak şey Duhok anlaşması ve Hewler mutabakatına dönüştür

Rojava’yı işgal saldırısından koruyacak şey Duhok anlaşması ve Hewler mutabakatına dönüştür. Mazlum Abdi, Kobani, Barzani, Cemil Bayık, Kürt Ulusal Birlik Kongresi, KCK, Sere Kaniye işgali, Mazlum Abdi Barzaniye teşekkür etti

Yazımızın birinci bölümünde Kürtler üzerindeki tehditleri sıralamıştık. Bu tehditler çok kapsamlı olmasına rağmen esasen önemli olan Kürtlerin duruşu olacaktır. Kürtleri yok etmek isteyenlere karşı esas önemli olan Kürtlerin birlik oluşudur.

Şu anda önemli olan Kürtler arası birliği teşvik etmek, yapıcı bir dil kullanmaktır. Fakat biz eğer geçmişteki Kürtler arası birlik arayışlarının sonuca ulaşmamasının altında yatan nedenleri görmeden sadece iyi niyetli, apolitik tutumlarla birlik isteyemeyiz. Özellikle de Rojava şahsında yaşananlarda PKK’nin 2012 yılından beri izlediği siyaseti çok yönlü irdelemeden sadece Kürtler birlik olsun diyemeyiz. Çünkü Rojava ve Kürtler karşısında PKK’nin tutumu anti-Kürdistani, Kürtler arası birliği engelleyen bir tutumdur.

PKK, Rojava’da tüm Kürt örgütlerini tasfiye etmeye çalıştı

PKK’nin 2012 yılında Rojava’da ki hareketliliği kendi başına bir hareketlilik değildir. PKK Kandil’de Cemil Bayık ve itaat elemanları arasında yapılan anlaşmaların bir sonucu olarak Rojava’ya girdi. Yani Şam ve Tahran’ın belirlediği kuralları kabul etti. Bu kuralların dışına çıkamıyor. Ve PKK’nin taahhüt ettiği şeylerden biri de Rojava’ya başka Kürt örgütlerini sokmamak, Kürdistani bir birlik zemini yaratılmasını engellemekti. Bu PKK’nin de siyaset geleneği ve parti çıkarları ile örtüşüyordu.  Bu nedenle PKK 2012 yılından itibaren Rojava’daki kendi dışındaki Kürt örgütlerini tasfiye etmeyi kendi öncelikli planı olarak gördü.

2013, Kürt Ulusal Kongresi neden yapılmadı?

Kürt ulusal kongresinin aslında 2011 yılına dayanan bir zemini vardı. Rojava’daki gelişmeler Kürtlerin ortaklığını zorunlu kılıyordu. PKK, Rojava üzerindeki baskıyı tek başına karşılayamıyordu. Bu nedenle PDK ile istişareler yapıldı. Öncelikle Rojavalı yapılar (ENKS ve TEWDEM gibi) Erbil’de bir araya geldiler. Bunun sonucunda 11 Temmuz 2012 yılında bir mutabakat imzalandı. Bu Kürt ulusal Kongresi çalışmalarının da temeli olacaktı.
Fakat PKK Kongre’den geri adım attı. Cemil Bayık 2012 yılı temmuz ayında KCK Eşbaşkanlığı’na seçildi. İran direk ültimatom verdi. Kongre yapılmayacaktı. PKK kendini hiçbir gerekçe göstermeden kongreden çekti.

Erbil mutabakatı da uygulanmadı
Yani PKK başta olaya pragmatist yaklaştı, maddi manevi birçok konuda destek aldı ve daha sonra süreci tek başına yönetemeyeceğini gördü. O dönem Cemil Bayık Rojava’dan gelen kadrolara şunu söyleyecekti “PDK’nin parası var, düzenli ordusu var, ABD ve Batı ülkeleri onu muhatap alıyor, biz geri planda kalırız, para ile süreci yürütürler. Rojava bize kalmaz.” Cemil Bayık’ın Rojavalı çalışanlara yaptığı bu konuşma PKK’nin Rojava siyasetinin özetiydi. PKK Rojava için masayı devirdi. İran ve Suriye’nin yedeğinde hareket etmeye çalıştı.

Duhok anlaşması da benzer sebeple askıda kaldı

 IŞİD saldırılarının arttığı ve Kobani’nin kuşatıldığı dönemde PKK büyük bir sıkışmışlık yaşadı. İran ve Suriye stratejik ortak olmalarına rağmen destek veremedi. PKK’nin daha önceki güvenilmez tutumuna rağmen koşuların dayatması nedeni ile PKK yine Rojava etrafındaki ulusal birlik çalışmalarına katılmış gibi yaptı (!).

Peşmerge güçleri Kobani’ye desteğe gitti. Güney Kürdistan ve özelliklede o dönemi Kürdistan Bölgesi Başkanı olan Mesut Barzani tüm siyasal ve diplomotik birikimini kullandı. Bir anlamda Rojava için sponsor ve teminat verici oldu.

 Bu kez Duhok’ta bir anlaşmaya gidildi. Anlaşmaya göre ENKS ve TEV-DEM (PYD)  güçleri siyasal anlamda ortaklaşacaktı. Fakat PKK yine süreci sabote etti. Rojava’ya Kürtleri kabul etmedi.

Efrin ve Sere Kaniye işgali ve Kürtlerin ortak duygudaşlığı

2018 yılı Efrin, 2019 yılında Serê Kaniye’yi işgali döneminde Kürtler arası bir dayanışma için çok büyük çabalar harcandı. Güney Kürdistan’daki tüm Kürt liderler Efrin işgaline karşı tüm dünyaya çağrı yaptı. Çok açılanmasa da ekonomik ve askeri lojistik açısından büyük destek verildi. Özellikle Sere Kaniye işgalinde yüzlerce erzak konvoyu Güney’den Rojava’ya geçti.

Fakat PKK “Rojava’ya kendisi dışında hiçbir gücün girmemesi yaklaşımından taviz vermedi”. Mazlum Abdi yapılan yardımlardan dolayı “Başkan Barzani’ye teşekkür ediyorum” dedi. Fakat PKK hemen müdahele etti. “Rojava için tek teşekkür edilecek kişi Başkan Apo’dur” dedi. Kürtlerin yakınlaşma sürecini sabote etti.

Batı’nın Rojavalı güçleri birleştirme çabaları

Batılı ülkelerin ENKS ve PYD’yi bir araya getirme yaklaşımları yine karşılık bulmadı. PKK ve Rojava’daki yapıları sadece masada ENKS’yi ve Batılı devletleri oyaladı. Her defasında bir gerekçe ile toplantılar bile durduruldu.
O tarihten itibaren Rojava yeni bir misyon yüklendi. Normal’de Kürtlerin birliğine vesile olması beklenen Rojava’dan bu kez PKK ültimatomu ile Kürdistan Bölgesine saldırı yapılmaya başladı. İşler o boyuta geldi ki Mazlum Abdi “Peşmerge ve Gerilla savaşı çıkarsa tarafsız kalmayacaklarını” söyleyerek aslında Kürdistan Bölgesi’ne tehditte bulundu.

Geldiğimiz noktada geçmiş tekrarlana bilir mi?

Kürtler özelde de Rojava üzerindeki tehditler Kürtler arası bir birliği gerekli kılıyor. Fakat sadece son on yıla bakılınca bunun çok da mümkün olmadığı görülüyor.

Bir ulusun içinde sağ ve sol kanatların olması, farklı çıkar guruplarının olması eşyanın tabiatının bir parçasıdır. Çekişme olacaktır. Fakat PKK’nin ki bunu aşan bir durumdur.

PKK Kürtlerle değil, Kürtlere karşı diğer yapılarla birlik olmayı, bu biçimde taviz almayı ve yer bulmayı tarihsel olarak içselleştirmiş bir yapıdır. Irak’ta Haşdi Şabi ile ortaktır. Suriye’de PKK yönetimi Şam’ın ortağıdır. HSD üzerinden ABD’den nemalanmaktadır. İran’da İran ile ilişkilidir. Bunların hepsi herkesi bildiği gerçeklerdir. Eğer yarın Türk devleti Derik hattına saldırsa PKK, Roj Peşmergelerini değil Esad’ın Şebbiha güçlerini ve Suriye ordusunu orada görmeyi tercih eder. Hatta Türkiye’yi tercih eder. PKK Behidan bölgesinde de tepeleri Peşmergelere vermeyi ret etti fakat Türk ordusu girdi.

PKK Rojava’yı halkın özgür geleceğine göre değil kendi partisel çıkarlarına ve sömürgeci ajandaların direktiflerine göre yönetti. Bu nedenle “Kürt birliğini isteyenler öncelikle PKK’nin bu karakterini görmelidir. PKK birlik konusunda sınıfta kalmış bir yapıdır. Bu nedenle geçmiş tekrarlanamaz.

Kürt birliği olmadan Kürtler düze çıkamayacaktır

Süleymaniye’deki gibi takım elbiseli, saçları fönlü hanımların evcilik oynar gibi birbirinin evine gitmesi değildir. Sözünü ettiğimiz birlik çok net ve kısa, hatta basına kapalı bir anlaşmaya dayanmalıdır. Kısaca medya üzerindeki saldırıların durması, askeri ortaklık vb. gibi konuları içermelidir.

Ayrıca tüm Kürtler şu konuda net olmalıdır: Kürtler birlik olmadan, aralarında uzlaşmadan batı devletlerinden asla destek almayacaklar. Güney’in yarı devlet olmasına giden süreç birlik ile sağlanmıştı. Şimdi de Güney’in korunması ve Rojava’nın özgürleştirilmesi ancak böyle olacaktır. Rojava’yı kurtaracak şey 2012 Erbil Mutabakatı ile 2014 Duhok Anlaşmalarına geri dönmektedir.

Öcalan süreç dışında kalmalıdır

Rojava’nın Türkiye’nin ajandasına kurban olmasını engellemenin en iyi yollarından biri de Öcalan’ın bu sürecin dışında kalmasıdır. Öcalan’ın Rojava’ya Eşme Ruhu vb. sıfatları yapıştırmak istediği dönemler, Efrin işgalinde PKK’ye “sessiz sedasız çekilin” talimatı gönderdiği gibi hususlar her zaman göz önünde tutulmalıdır.

Kürt birliğinin merkezi Erbil olmak zorundadır

Güney Kürdistan’ın Kürdistan Bölgesi olarak statü kazanması tüm Kürtlerin varlığının garantisidir. 1992 yılından beri bu durum devam etmektedir. Bu nedenle Kürdistan Bölgesinin statüsünü koruyacak birlik siyaseti etrafında Kürtler birleşmek zorundadır.

Kürtlerin kabadayılık yapacak lüksü yoktur. Yeneceğiz, bitireceğiz, İstanbul da yanar vb  söylemlerin artık propaganda değeri bile yoktur. Bunun için öyle sağdan soldan misilleme ve roket atışlarının da anlamı yoktur. Hele medyada iki asker öldü, şu öldü bu öldü diye haber yapan, YOUTUBE’de video çekerek para kazanan, hamaset yanan Kürt medya mensuplarının -bazılarını tenzih ederek söylesek te- aksiyon planlarının da Kürtlere faydası yoktur.

Kürtlerin, Kürt ulusunun kendini yönetme hakkını tüm ideoloji ve düşüncelerin önüne koyan, Kürdistani bir siyasete ihtiyacı vardır. Kürt sorununun çözümü buradan geçer.

Diğer Haberler