Zaferlerin ve başarıların sahteliğini ve saptırılmışlığını anlatan en güzel hikayelerden biri de ünlü felsefeci Slavoj Zizek tarafından anlatıldı.
Hikaye şöyle:
“Moğolların işgali altındaki 15. yüzyıl Rusya’sında, bir çiftçi ve karısı tozlu bir kasaba yolunda yürümektedir; atının sırtındaki bir Moğol savaşçı yanlarında durur ve çiftçiye o an karısına tecavüz edeceğini söyler, sonra da ekler: “Fakat yerler çok tozlu olduğu için, ben karına tecavüz ederken sen de benim testislerimi tutmalısın ki kirlenmesinler!”
Moğol kadına tecavüz edip uzaklaştıktan sonra, çiftçi kahkaha atmaya ve neşe içinde hoplayıp zıplamaya başlar. Şaşıran karısı sorar: “Ben daha demin senin gözlerinin önünde canavarca tecavüze uğramışken, sen nasıl neşeyle zıplayabiliyorsun?” Çiftçi yanıtlar: “Başardım ! Moğol’un hayaları toz içinde kaldı!” der.
PKK’nin sürekli olarak attığı zafer naraları de Moğol’un zaferini hatırlatır. Geçtiğimiz hafta boyunca PKK’nin bire bir yönettiği ve etkilediği medyada artarda haberler çıktı. “KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı HSM’yi başarılarından dolayı kutladı”, “HSM Komutanlığı Metina güçlerini kutladı” vb vb.
Yani özet Cemil Bayık ve Bese Hozat’ın başkan olduğu kurum PKK’nin Murat Karayılan tarafından yönetilen askeri güçlerini kutlamış. Neden? Çünkü iki gün içinde yani Kasım ayının son günlerinde Metina ve Zap’ta düşmana büyük darbeler vurmuş. PKK medyası da sıraya girmiş düşman yenildi, gerilla vurdu diye haberler yapıyor. Bu haberlere bakınca karısı gözlerinin önünde tecavüze uğrayıp, Moğol’un hayalarının toz olmasına sevinen Rus köylüsü geliyor aklımıza.
Bu, PKK’nin kendisinin ve bir avuç holiganı taraftarının görüp bizim görmediğimiz zaferi neymiş?
PKK hangi zaferleri kazanmış?
PKK, Kuzey’de savaşı kaybetmiştir. Kuzey Kürdistan’ın tek bir dağında on tane gerilla yoktur. Türk devletinin dört askeri elini kolunu sallayarak Şırnak’tan çıkıp Cudi’ye oradan Besta’ya oradan da Gabar’a, Garzan’a, Amed’e kadar gitse karşısına çıkacak dört kişilik iki gerilla timi var mıdır? Hayır.
Türk devletinin yüz yıllardır giremediği Gabar’a, Cudi’ye, Anduklara, Munzurlara girmesi engellene biliyor mu? Hayır.
Murat Karayılan’ın geçmişte Besta ve Gabar’da, Haftanin’de yüzlerce kişiye toplantı yapıp halay çektiği dağlara gide biliyor mu? Hayır
PKK, 1986 yılından bu yana Haftanin’den Şekif dağına kadar uzanan Güney ve Kuzey Kürdistan arasındaki sınıra yerleşmişti. PKK hala o zaman ki dağları, mağaraları kullana biliyor mu? Hayır
PKK, Haftanin’i, Şekif dağını, Keste kayalıklarını, Mam Reşo’yu, Tepe Hakkari’yi koruya bilmiş mi? Hayır
Berwari Bala, Rekan Nêrweh, Yukarı ve Aşağı Muzuri bölgesini, Sindilerin topraklarına asker girmesine engel olmuş mu? Hayır
Kuzey Kürdistan şehirlerinde gençlerin uyuşturucuya bulaşması engellene bilmiş mi? Hayır
Kuzey Kürdistan kitlesinin asimilasyona uğramışı engellenmiş mi? Hayır
Yani bir çırpıda yüzlerce soru sora biliriz ve PKK’nin hiçbir şey kazanmamış olduğunu göre biliriz.
Fakat buna rağmen PKK kadroları, örgütleri, medyası ile yıllardır zafer kazandık, başarı kazandık demektir.
PKK geçtiğimiz hafta sisten dolayı Zap’ta eylem yapmış, o eylemde birkaç asker ölmüştür. On gündür o ölen askerler üzerinden zafer naraları atıyorlar. Gerillanın zaferinden söz ediyorlar. Ya sen 40 yıldır halay çektiğin, Zap Cumhuriyeti ilan ettiğin, Botan Behdinan Hükümeti ilan ettiğin, Parlamento kurduğun Zap vadisini ve etrafındaki dağları kaybetmişsin. On değil orada yüz asker öldürsen kime ne. Senin öldürdüğün bin asker tek bir Zınare Keste etmez.
PKK eline geçmiş bir asker cenazesi üzerinden günlerce propaganda yaptı. Askerin adı şu, ailesi gelsin, elimizde cenaze var, resim var zafer kazandık dedi. PKK’nin elinde bir değil yüz asker cenazesi olsa Kure Jaro’nun tek bir yamacı etmez.
Türk devleti ta İstanbul’dan, Bolu’dan, Kayseri’den yüzlerce askerini, aracını Kuzey Kürdistan’ın içinden geçiriyor. Hakkâri’ye, Çukurca’ya getiriyor. Aradan yol açıyor. Şemzinan, Çukarca ve Uludere’den sınır geçiyor. Sinyadan yola çıkıyor, Şeladize’nin üstüne yol açıyor.
PKK’nin Medya Savunma alanları diye ilan ettiği yerler şimdi düşmanların pikik yapıp eğlendiği alanlara dönüşmüş. TSK Kuzey’den güneye 100’lerce kilometrelik yol yapmış. O yolların hepsi PKK’nin yıllardır kendi iktidarını ilan ettiği alanlarda yapılmış. PKK’nin iktadırının sembolü olan zirevlerde şimdi Türk bayrağı dalgalanıyor.
PKK’nin 15 Ağustos kararını aldığı Nerweh bölgesinin Bêmaniş köyü, Duran Kalkan’ın 1995 yılında karargah olarak kullandığı Tepe Cudi (Sêrî), Murat Karayılan’ın 1996 yılındaki karargah olarak kullandığı Nihele bölgesindeki Zilye, Bahoz Erdal’ın karargah olarak kullandığı Geli Kurtke u Kavilka vb vb tüm yerler şimdi Türk devletinin karagah yeri oldu.
Türk devletinin Behdinan bölgesine yaptığı tüm yolları Karayılan’ın karargahlarından geçiyor. Karayılan bu utanç verici duruma rağmen “zafer kazandık” diyor. Ortada böyle bir durum varken sen istediğin kadar eylem yap. On değil orada yüz asker öldürsen kime ne. Senin öldürdüğün bin asker tek bir Zınare Keste etmez.
Ortada bu kadar yakıcı bir gerçek var: Kürtlerin en kadim en asin topraklarını işgal ediyor. PKK ise iki asker öldürdüğü görüntüleri zafer olarak kabul etmemizi istiyor. Senin yayınlığın gerillanın eylem görüntülerinin bin tanesi tek bir Mam Reşo etmez.
PKK eline geçmiş bir asker cenazesi üzerinden günlerce propaganda yaptı. Askerin adı şu, ailesi gelsin, elimizde cenaze var, resim var zafer kazandık dedi. PKK’nin elinde bir değil yüz asker cenazesi olsa Kure Jaro’nun tek bir yamacı etmez.
15-20 yaşındaki gençlerin bu sahte zafere inanmasını belki anlaya biliriz. Ama koca koca adamların PKK tarihinin 40 yıldır arkasında bıraktığı derinleştirilmiş işgali, oto asimilasyonu, Kürt sembollerinin yozlaşmasını, Türkiyeciliğin başat kültür olmasını, Kürdistan’ın bir ölü sevici topluma dönüştürülmesini görmeden ölen askerlerin cenazelerine, atılan bir iki slogana sevinmemizi beklemeleri anlaşılmazdır.
Bunu yapanların bazıları gerçekten bilinçsiz ve yönlendiren kitledir. Diğer kısmı ise en tehlikeli olandır. Çünkü onlar bilinçsiz kitleyi sahte zafere inandırmaya çalışanlardır.
PKK’nin bir eli Tahran’da, öteki eli Bağdat’ta, bir eli Ankara’da, bir eli ise Şam’dadır. Tüm sömürgeci ülkelerin istihbaratları ile ilişki ve ittifak içindedir. PKK’nin girdiği her yer de kaos, kan, ölüm, ayrılık ve yıkıcılık gelmiştir. Eğer PKK’nin ardında bıraktığı manzaraya rağmen “zafer kazandık” diyorsa doğrudur. PKK’nin bir tek bir zaferi vardır o da “Kürdistan’ı sömürgecilerinin varlık ve bütünlüğünü kurban etme zaferidir”.
Kısacası; tecavüze uğrayan karısının yanında Moğol’un hayalarındaki toza sevinen köylünün durumu bile PKK yöneticilerinden daha onurludur. En azından tecavüzcü ile gizli bir ortaklığı yoktur.