PDK’nin 14’üncü Kongresinin ardından

PDK’nin 14’üncü Kongresinin ardından Başkan Barzani, Mesud Barzani, Neçirvan Barzani, Mesrur Barzani, Şeyh Abdulselam, Anti Kürdistani cephe, Barzan, Kürdistan Referandum, PDK çizgisi, Rebaza Barzani

PDK’nin 14’üncü Kongresi Kasım ayının başında gerçekleşmişti. 12 Kasım günü ise Politbüro üyeleri seçildi ve böylelikle kongre sonrası oluşacak sistem tamamlandı. Kongre’de belirlenen siyasal çizgi ve örgütsel yapının dört parçadaki Kürtler, Irak ve Ortadoğu’da görünür olacağı için Kongre önemli bir adımdı.

Yönetim seçimi tali, siyasi çizgi esastır

Kongre’nin hazırlık aşaması büyük bir titizlikle yürütülmüştü. Kongre süreci de kendi içinde başarı geçti. Hatta PDK karşıtı çevreler bile Kongre’ye söyleyecek pek bir söz bulamıyorlar.

Bazı malum çevreler PDK kongresini “kim seçildi, kim seçilmedi, kim neden seçildi” gibi basit polemikler üzerinden anlamsızlaştırmaya çalışıyor. Bunların başında anti-Kürdistani cephenin üyesi ülkeler ve Kürtler içindeki temsilcileri olan YNK ve PKK gibi partiler vardır.

 Fakat maalesef PDK’ye yakın bazı çevrelerde iyi niyetli bile olsa seçimleri gündem yapmaktadır. Bu da apolitik bir tutumdur, yanlıştır.  Şuna açık söylemek gerekir herkesi memnun eden bir seçim sonucu mümkün değildir. Seçilmediği veya istediği kişiler seçilmediği için kırılanlardan olacaktır. Seçim üzerinde hiçbir kuşku uyandırmayacak şekilde şeffaf yapılmıştır. İrade Kongre’ye verilmiştir.

Unutmama gerekir ki kongrelerin görevi kişileri onurlandırmak değildir. Kongrelerin görevleri paradigmasına uygun politik çizgiyi ve yöntemini netleştirmektir. Bu kırılmaları ve kırılanları toparlamak da yeni yönetimin sorumluluğudur. Ve bu konu en tali konulardan biridir.

PDK Kongresi sadece Güney Kürdistanı değil tüm Kürt mücadelesin ilgilendiriyor

Çünkü PDK siyaset gerçeği bir aşireti, bir gurubu hatta sadece Güney Kürdistanı ilgilendirmiyor. KDP, Kürt mücadele tarihinin temel nirengi noktalarından biridir. Ayrıca PDK Ortadoğu ve Kürdistan’daki siyasal dengelerde önemli bir konuma sahip bir partidir. Başka bir partinin örneğin YNK’nin parti içi durumu, siyaseti ve hatta krizleri ancak Süleymaniye’yi etkileye bilir. Fakat PDK’nin iç dengesi, siyaseti ve krizleri tüm Kürtleri etkiler. Bu nedenle bu kongre sadece Kürdistan Bölgesinin durumunu değil tüm diğer parçaların da durumu etkiler. 14’üncü PDK Kongresinin gerçeğine bu çerçeveden bakmak gerekir.

Barzani bir paradigmadır

PDK’nin 14’üncü Kongresi’nde gerek Başkan Barzani’nin gerek Kongre tartışmalarının vurgu yaptığı bir gerçek vardı. Barzani kelimesi yerel bir kavram değil, siyasal, sosyal, idari, hukuki, manevi yönleri olan bir çizgidir. Başkan Barzani’nin “Sadece kırmızı cemadani takmakla Barzani olunmaz, Barzani bir okuldur” demesi bu gerçeği çok net biçimde ifade eder.

Özünde PDK kongresi dediğimiz şeyin adın Kürtçe çok daha güzel ifade edilen “Rebaza Barzani” Kongresidir.  Rebaza Barzani bir paradigmadır. Paradigma nedir? Paradigma, bir bakış açısıyla oluşan değer, fikir, inanç ve tekniklerin bir dizisidir. Yani hayata baktığımız gözlüktür. Bu nedenle Barzanilik hayatı algılama ve yaşama biçimidir.

Barzanilik: Aşiret Konfederasyonundan yarı devlete

Şeyh Abdulselam’la Barzanilik bir aile olmayı aşmış, bir aşiretler konfederasyonuna dönmüştür. 20’inci yüz yılda ise Rebaza Barzani partileşmiş, başka kabileleri, şahsiyetleri, aşiretleri, Kürdistan’ın diğer partilerini de içine alarak büyütmüştür. 20’inci yüz yılın sonunda ise Rebaza Barzani Kürtler için yok oluş çemberini yıkmış ve Kürdistan Bölgesi şahsında sistemleşmiştir.  Kürdistan Bölgesinin varlığına öncülük eden güç PDK’dir. PDK artık yarı bir devlettir.

PDK’nin bu yarı devlet olma durumu tüm Kürdistan parçalarını ve Kürtlerin uluslararası meşruiyetini büyük oranda etkilemiştir. Diye biliriz ki 20’inci yüzyılın Kürdistansız nizamında PDK büyük bir çatlak açmıştır. PKK anti-Kürt nizamını sarsmış, Kürtleri görünür kılmıştır.

19’ıncı yüz yılın ortalarında Şeyh Abdulselam’ın basit taştan bir dergâhta başlattığı o çizgi artık bir toplumsal sistemdir.

Başkan Barzani’nin eleştirisi

Barzani paradigmasının bu boyutlarını görmemek Kürdistan tarihini bilmemektir. Birçok çevre bunu bilinçli yapmakta bunun için Barzaniliği bir aile olarak göstermeye çalışmaktadır. Başkan Barzani bu konuda kongrede gerçek Barzani çizgisinin ne olduğunu açık belirtmiştir. Başkan Barzani’nin Kongre kapanış konuşmasında “Sizden rica ediyorum kardeşlerim, Barzan’ın büyük ve kutsal yolunu şu anki nesline göre yargılamayın” dedi.

Bu sadece aileye değil tüm PDK kadro ve taraftarlarına yapılmış bir eleştiridir. Herkes kendini, tutumunu ve yaptıklarını bir kez daha gözden geçirip Barzani çizgisinin prensiplerine göre hareket etmeyi bilmek zorundadır. Bu kongre PDK kadro ve çalışanlarının da kendini yenilmesini, eğitmesini ve yeniden düzeltmesini bir zorunluluk olarak ortaya koymuştur.

Başkan Barzani’nin önemli altını çizdiği bu husus tüm KDP’li aydın, yazar ve siyasetçiler tarafından esas alınmalıdır. Barzani çizgisini bazı kişilerin davranışlarına sığdırmaya çalışanlara karşı mücadele edilmelidir.

Kongre çizgisine uygun kararlar aldı

14’üncü Kongre yani şunu da gösterir Barzani Paradigması üç asır görmüştür. Şimdi esas görev üçüncü asırda yani 21’inci yüz yılda Barzani çizgisinin nasıl yaşamsallaşacağıdır.

Kongre’nin şiarı olan “Özgürlük, Demokrasi ve Adalet” üçlüsü aslında nasıl yaşamsallaşacağını ortaya koymuştur.

Özgürlük, Demokrasi ve Adalet; Kürdistan için, Kürdistan’da yaşayan tüm etnik, dini ve sosyal guruplar için ve yurttaşlar içindir.

Kongre kararları içindeki en önemli noktalardan biri de “Diğer Kürdistan parçalarındaki mücadelelerin desteklenmesi” kararının alınmasıdır. PDK en baştan beri bu konuda tutarlı ve duyarlı bir duruş içinde olmuştur. Her zaman diğer Kürdistan parçaları ile iç içe olmuş ve elindeki onlarla paylaşmıştır. Kongrenin bu konuya vurgu yapması çok önemli olmuştur.
Kongre ayrıca Kürt sorunun çözümünde Bölgesel ve Uluslararası bir siyaset yürüteceğini de beyan etmiştir. “Uluslararası kurumlarda Kürdistan Bölgesi temsilciliklerinin artması vb” hususlara dönük de somut kararlar alınmıştır.

Kongre’nin duruşu, siyaset yapıcı temel kurum olarak Başkan Barzani’nin konuşmaları ve kararlar şunu göstermektedir: PDK Referandum’daki “Kürtlerin kendi kaderini tayin ve kendini yönetmek hakkının elde edilmesi” çizgisi devam ediyor. Buda şu anlama geliyor Ortadoğu kaosundan Kürtlerin kendi “bağımsız devletleri” ile çıkması için biricik umut PDK’dir. PDK meşru olanı kanuni olanın, kanuni olanı meşru olanın içine yerleştirerek çok yönlü bir mücadele yürütecektir.

PDK’yi yok etmeyi başaramadılar

Üç asır içinde şekillen parti çizgisi 2004 yılında Kürtlerin Özerk bir bölge olması sürecinden bu yana büyük bir saldırı altındadır. Sömürgeci devletler, taşeron örgütleri ve iç ihanetçiler bu saldırıları yaptılar, yapıyorlar.

2011 ile başlayan Arap Baharı denen süreç birçok kişiyi, devleti ve yapıyı eledi. Anti Kürdistani cephe dediğimiz çevre KDP’yi de gidici güçler listesine koymuştu. PDK kendini kuşatan tüm güçlere hatta Kürtlerin içinden maruz kaldığı ihanete rağmen bugün savaş sahası Ortadoğu’da kongre yapıyorsa bu şu anlama geliyor: KDP’yi yok etmeyi başaramadılar.

Siyasi fitne ve bölünme beklentisi de boş çıktı

KDP’yi bitirmek isteyenlerin onlarca yalan, iftira ve komplosu yanı sıra bir beklentileri de siyasi fitneydi. Bu çevreler uzun yıllardır sürekli olarak genç siyasi kuşağın çatışmasını bekliyordu. Bu konuda da sık sık Neçirvan ve Mesrur Barzani isimleri telaffuz ediliyordu. Fakat bu konuda da kendilerine bir ekmek çıkmadı.

 14’üncü Kongre ve her ikisi de Başkan Barzani’nin formülüne uydu ve sonuç olarak 1+1=1’dir dendi. Evet bu birlik hem bir tercih hem bir zorunluluktur. Çünkü bu bir olma ve iç dengeyi koruma durumu Kürtlerin geleceğini belirleyecektir.

Sonuç olarak:
PDK kongresi başarıyla bitti. Asıl zorlu mücadele bundan sonra başlayacaktır. PDK’nin yerel örgütleri, delegeler, yerel yöneticiler, seçilmiş ve seçilmemiş tüm Barzani çizgisi kadroları elini taşın altına koyacak, bireysel çıkarlarından çok çizginin gerekliliğine göre hareket edecektir.

Diğer Haberler