Dün Süleymaniye’de bir kadın PKK’linin öldürüldüğüne dair haber medyada yer aldı. Asılında bu ilk kez olmuyor. Geçtiğimiz bir yıl içinde bu hayatını kaybeden dördüncü kişi. Ayrıca her gün SiHA’ların Süleymaniye çevresindeki saldırıları da artık doğal karşıladığımız bir haber haline geldi. Süleymaniye nerdeyse Kazablanka gibi her gün bir yerinde mermi patlıyor. Tabi bunlar işin görünün yüzü bir de görünmeyen boyutları ile aslında Süleymaniye ciddi bir kaos ile karşı karşıya.
Bu kaosu kısaca şöyle özetleye biliriz: PKK, YNK’nin altını oyuyor. YNK yönetimi ise bu gerçeği görmüyor.
YNK içinde PKK kanadı
PKK’nin YNK ile ciddi biçimde ilişkilendiği ve Süleymaniye’de yer bulmaya başladığı 1990’lı yıllardan beri hep YNK içinden bir kanat koparmak istedi. Geçmişte PKK lideri Öcalan bu konuda Cemil Bayık’a görev vermişti. Cemil Bayık uzun yıllar Dr. Fuatlardan başlayarak hep YNK içinden bir kanat koparmak istedi.
Cemil Bayık bunu 1990’larda yapamadı fakat 2010 yılından sonra PKK YNK içinden bir kanat koparmak yerine kendine YNK içinde bir kanat yaptı. Bu çok uzun bir konu bunu fakat sadece şöyle söyleye biliriz YNK’nin 2014 Mayıs ayında yapılan valilik seçimlerinde darbe aldı. Ayrıca daha sonra Parlamento seçimlerinde de oy oranını büyük oranda düşürdü. Mam Celal hastaydı, seçimler kaybedilmişti, YNK yönetimi stabil değildi. YNK bir kırılma yaşadı. Psikolojik ve siyasal kırılma PKK’nin YNK içinde sızmasının önünü açtı.
PKK, YNK’ye yardım ediyoruz adı altında meydana çıktı ve YNK’nin orta ve alt tabanına yoğunluklu olarak sızdı. PKK’nin 2012 yılından sonra İran’ın Ortadoğu ajandasının bir parçası olmayı kabul etmesi ile beraber bu süreç hızlandı.
Cemil Bayık YNK içindeki üst ve orta düzey isimlerle bire bir ilişkilenerek küçümsenemeyecek bir gurubu YNK içinden kendine çekti. Arez Abdullah, Wusta Resul vb isimler, YNK Peşmergelerinde komuta düzeyinde isimler şu anda da YNK başkanlığını dinlemekten çok gözleri Bayık’ın onlara göndereceği masajda.
Özellikle Lahor Cengi’nin YNK’yi idare ettiği dönemde PKK YNK’nin medya, aydınlanma birliği, peşmerge güçleri, asayiş, ekonomik çevreleri vb tüm kurumları ile temas kurdu.
KDP’ye karşıtlık neden ile YNK’liler buna göz yumuyor
Lahor Cengi’den sonra da bu durum devam ediyor. Açıkçası, YNK’li kadroların büyük çoğunluğu sadece “KDP’ye karşı oldukları için PKK’ye destekliyor”.
Maalesef ki şunu göremiyorlar “PKK Süleymaniye’den KDP’ye saldırıyor bu doğru. Bu durum KDP’yi biraz sıkıntıya sokuyor, bu da doğru. Bazı YNK’liler ellerini ovuşturup “PKK, KDP’yi zorluyor” diye seviniyor. Fakat bu çok yanlış bir sevinçtir. Bu durumun asıl kaybedeni YNK’dir.
Çünkü YNK kendi evini parsel parsel PKK’ye veriyor. YNK, KDP’den taviz koparayım diye uğraşırken gittikçe kendi iktidarını PKK ile paylaşıyor. PKK kendine paralel bir yapı kuruyor ve YNK’yi gittikçe daha dibe çekiyor, altını oyuyor. Süleymaniye kendisi ile alakalı olmayan bir durumdan dolayı ekonomi ve güvenlikte ve istikrar kaybına uğruyor. Süleymaniye artık PKK ile anılıyor. Uluslararası alanda bir terör örgütü olarak kabul edilen PKK’nin askeri konularda bu biçimde Süleymaniye’nin üstüne bir etiket gibi yapışması Süleymaniye’ye sadece kaybettirir.
Süleymaniye’nin her mahallesinde bir ev, her dağında bir tim var
PKK’nin Süleymaniye’nin her mahallesinde PKK’nin açık ve gizli evleri var. Medya, diplomasi, ekonomi, istihbarat, Rojava, Rojhelat, Kuzey, kadın, erkek, gençlik, siyaset, akademi vb isimler altında onlarca ev ve birimle PKK kadroları şehre yayılmış. Süleymaniyelilerin söylediğine göre şehrin alışveriş merkezlerinde, restoranlarında ve parklarında PKK kadrosu ile karşılaşmadan gezmek olanaksız.
Bu kişiler PKK’den ayrılan Güneyli yurttaşları bile tehdit ediyor, hala kayıp olan ve PKK tarafından tutuklanmış kişiler var. PKK’nin tutukladığı kişilerden biri de 19 Mayıs 2022’de Süleymaniye’de vurulan Zeki Çelebi idi.
YNK yönetimi Mam Celal’in tutumunu hatırlamak zorunda
PKK’nin Süleymaniye’nin öz güçlerinin altını oyacak biçimde aktif olması Süleymaniye için tehlikeli bir durumdur. YNK için ise çok daha tehlikeli bir durumdur. Kimse YNK, PKKRye saldırsın demiyor. Fakat PKK’nin ilişkilendiği çevre ve guruplara karşı tutumunun ne denli yıkıcı olduğunu, PKK’nin fırsatçı tutumunu en iyi bilen Mam Celal’di.
Süleymaniye ilk kez PKK’nin merkez üslenme yerlerinden biri olmuyor. 1993 yılında yavaş yavaş başlayarak 1999 yılına değin PKK Cemil Bayık gibi isimler dahil olmak üzere yine Süleymaniye’de üslendiler. Hastane, Kültür sanat ve tıpkı şimdi olduğu gibi onlarca çalışması vardır. PKK o zamanlar da YNK içindeki bazı farklıları kullanmak için husumetli kişilerden birinin evine bomba atarak gidip diğerine sahip çıkıyordu. Küçük yaşta çocuklar kaçırılıyor, insan cezalandırıyordu.
Fakat daha sonra her şey değişti. Abdullah Öcalan tutuklandı ve PKK Türkiye’nin direktifleri ile YNK’ye saldırmaya başladı. YNK peşmergelerini vurdu. YNK’yi takmaz hale geldi.
Mam Celal 1999’da PKK’yi Süleymaniye’den çıkarmak için hamle başlattı. PKK’yi uyardı, PKK buna karşı YNK peşmergelerine saldırdı. Mam Celal PKK’li kadroları tutuklayarak getirip Kandil yamacında bırakıyordu, hatta öyle bir hale geldi ki durum YNK güçleri PKK kurumlarını askeri zor kullanarak, bombalayarak boşalttırdı. 1999 yılından sonra da Mam Celal hiçbir biçimde PKK’nin Süleymaniye’de tek bir kurum açmasına, tek bir kurum göndermesine izin vermedi.
PKK şimdi sürekli Mam Celal ile iyi ilişkilerimiz vardı vb biçimde propaganda yapsa da Mam Celal PKK’yi Süleymaniye’ye yanaştırmadı.
20 Eylül 200o yılında PKK Kandil’de Aliye Reş köyünde bir gece aniden YNK peşmergelerine saldırdı. 1999’da kadar sırtında yaşadıkları ve şimdide övdükleri Celal Talabani’yi hain ilan ettiler. Radyolarda Mam Celal için “siyasi fahişe, cahş” gibi korkunç ifadeler kullandılar. Şerko Bekes bile o dönem YNK radyolarına çıkıp açıkça “Eğer ortada bir cahş varsa o da PKK’dir. PKK Türkiye’nin cahşıdır” diyecekti.
Mam Celal: “PKK’yi evine alır, beslersin sonra gelip yatağına ‘bu benin yatağım buradan kalk’ der”
Mam Celal, PKK’yi iyi tanımıştı. 2008 yılında Murat Karayılan dolaylı olarak Mam Celale haber göndererek PÇDK vb bazı kurumların çalışmasına izin vermelerini ister. Mam Celal haberi getiren Ranyalı YNK sorumlusuna şunu söyler: “Araplar için kullanılan bir söz var derler ki ‘araplara demeyin merhaba, ayakkabı ile ile gelir kıyafetlerinin üstüne” (Arebare nebejin merhaba, bi pelava ten ser kürk u aba). Bu PKK’de böyledir. Siz ne kadar yardım etmek isterseniz edin, onlar için ne yaparsanız yapan onlar hiçbir zaman bunun kıymetini bilmezler ve bir gün senin yatağına kadar gelip, ‘burası bizim yatağımızdır, kalk git’derler. Bunun için hayır. Onlara ne zaman yol verdikse başımıza çıktılar, bizi arkadan vurdular”.
Ve Mam Celal hayattayken ve etkiliyken 2014 yılına değin PKK’yi Süleymaniye’ye yanaştırmadı.
YNK yönetimi gerçeği görmek zorundadır
Mam Celal’in tutumu en doğru tutumdu. Süleymaniye’ye nefes aldırdı.
YNK yönetiminin şu an Süleymaniye’yi PKK’nin savaş sahası yapan tutumu ise Süleymaniye’deki durumu daha büyük bir belirsizliğe sürüklüyor.
Süleymaniye dağları savaş alanına dönmüştür. PKK İran’a bakın ben varım YNK’den daha güçlüyüm beni esas al diyor. Bağdat’a YNK içinde etkim var, beni esas al diyor. YNK’nin imkanları ile YNK’ye karşı güç olmak istiyor. Ekonomiden pay istiyor. Şimdiden sınır üstünde Pencewin vb birçok yerde gümrük alıyor. Halktan ve iş adamlarından vergi topluyor. Varlığı istikararsızlık yarattığı için ekonomik anlamda Süleymaniye ha bire küçülüyor. YNK bir anlamda kendi bindiği dalı kesiyor.
YNK yönetimi kendine gelmek ve üzerindeki ölü toprağını atıp, at gözlüklerini çıkarıp tarihe ve bugüne bakarak Süleymaniye’yi gittikçe yükselen bu kaostan kurtarmak zorundadır. YNK yönetimi şunu çok iyi bilmelidir ki bugün “Süleymaniye’den KDP’ye sayıp söven PKK’nin” tıpkı 2000’de olduğu ne zaman YNK’ye küfredeceği belirsizdir.
YNK İran, PKK cenderesinden çıkmalı, Süleymaniye’ye sahip çıkmalıdır.