Doğu Kürdistanlı PKK kadrosu Macit Kaviyan yani Simko Serhildan’ın hayatını kaybedişinin 11’inci yıl dönümü. Simko Serhildan 3 Eylül günü Kandil Dağı’nın uzantısında İran devletinin attığı havanlar nedeni ile hayatını kaybetti. Fakat Simko Serhildan’ın hayatını kaybetme olayı da tıpkı geçtiğimiz 4 Ağustos günü Kamışlo’da hayatını kaybeden Rezan Cavid (Yusuf Rebani) olayı gibi karmaşık ve gerçekleri örtbas edilen bir olaydır.
Eğer olayın gerçek boyutları incelenirse şu net görülecektir: PKK ve PJAK Simko hakkında konuşamazlar, çünkü onlar Simko’ya ihanet etmiştir. PKK yönetimi Simko ve o savaşta hayatını kaybeden 21 gerillayı arkadan hançerlemiştir.
Simko’nun ölmeyi göze alıp savunduğu tüm tepeler PKK tarafından İran’a teslim edilmiştir. 16 Temmuz’da başlayan İran ve PKK çatışması Eylül ayının ortasına kadar sürdü ve bu savaşta resmî açıklamaya göre 21 PKK’li hayatını kaybetti.
Neler olmuştu?
16 Temmuz tarihinde İran Doğu ve Güney Kürdistan arasındaki doğal sınır olan Kandil dağının Ranya, Kaladize hattına düşen uzantısını işgal etmek ister. Özellikle de Casus Tepesi denen stratejik tepeyi ilk olarak hedeflenen yerler arasındadır.
50 günlük bir süreç yaşanıyor. Bunun sonunda da PKK, tüm silsileyi ve savaşın odak noktası olan Casus tepesi dahil tüm Kandil zirvelerini İran’a teslim eder.
Amacımız bu savaşın kendisini anlatmak değil. Fakat bu savaş gerçek bir savaş değildir. İran’ın bölgesel planlarını yerine getirmek için bu alana girmeyi kafasına koymuştur. PKK içindeki İran’ın kadim dostu Cemil Bayık ile planlanmış danışıklı dövüş olan bir savaş yaşanır. Arada sadece Kürt gençleri ölür.
Savaş yaşandığı ve Simko Serhildan hayatını kaybetmeden bir gün önce Mustafa Karasu Kaniya Tuye’de İran istihbaratı itlaat üyeleri ile çay içip tavla oynar. Karasu o tepelerin İran’a teslim edildiği anlaşmayı imzalar.
PKK o savaşta “Celal Talabani’yi hain ilan etti”
PKK savaşın başından itibaren o tepeyi İran’a vereceğini biliyordu. Dönemin Irak Cumhurbaşkanı ve YNK lideri Celal Talabani PKK’ye mektup yazarak “kaçakçıdan aldığınız iki mermi ile İran’a karşı savaşamayacağınızı biliyorsunuz, Kürt evlatlarını boşuna öldürtmeyin” demiştir. Talabani Casusan’dan başlayarak uzantı tepelerin Peşmergelere bırakılmasını böylelikle İran’ın bu stratejik yerlere giremeyeceğini söylüyordu. Fakat PKK o dönem Talabani ve YNK’yi hain ilan etti. Her zaman ki gibi Kürtlerle anlaşma yerine işgalcilerle anlaştı ve Tepe Casusan İran’a verildi.
PKK’nin bu tepeleri İran’a vermesi ile beraber İran Kaladize, Singeser, Çarkurna, Ranya gibi şehirlerde olmak üzere yüzlerce köyün tepesine çöreklendi.
Utanmaz PJAK’lılar zaferden söz ediyor
PKK ve İran arasında yaşanan bu çatışma süsü verilmiş anlaşma aslında bir ihanet anlaşmasıdır. Zamanında pek çok PJAK kadrosu bu anlaşmadan dolayı PJAK saflarını terk etmiştir. Hatta Kandil’deki çatışmada yer alan iki Doğu Kürdistanlı genç bu şehitlere ihanettir diyerek tepeler İran’a teslim edildiği gün mevziimizi terk etmiyoruz diyerek kendini vurmuştur.
Fakat şimdi bu ihanet PKK ve PJAK tarafından allanıp, pullanmış ve bir zafer gibi sunulmuştur. PJAK’ın askeri kolu YRK’nin komutanlarından Şiyar Şevger “Simko Serhildan’ın anısına sahip çıkacağız diyor” diyor. Anısına nasıl sahip çıkacaksın? Senin yanı başında komutanını Rezan Cawid PKK’yi eleştirdi diye Rojava’ya sürüldü. Sen YRK komutanısın, Doğu Kürdistan adına yola çıkmışsın ama 11 yıldır İran’a karşı tek bir mermi atmamışsın. Konuşurken İran devletine sömürgeci diyemiyorsun. PKK’nin bir kuklasısın. Bir de kalkıp Doğu Kürdistan gençlerine katılım çağrısı yapıyorsun. Böylesi bir şey ola bilir mi?
Şiyar Şevger’den daha beter konuşan ise YRK’nin kadın kolu Hezen Parastına Jin HPJ komutanı Aryen Arê. Aryen anlaşıldığı kadarı ile sağını solunu bile birbirinden ayırt edemiyor. Tüm kandil dağlarının teslim edildiği savaşı anlatırken “İran karşılaştığı direnişle şoke oldu. Bundan dolayı da sömürgeci İran devleti hala Kandil’e o saldırı yaptığı için pişman. Çünkü İran elindeki tüm teknik ve teknolojiye rağmen Kandil’de hezimeti yaşadı.” diyor.
PKK’nin Doğu Kürdistanlı kuklaları
Aryen’e göre PKK savaşta büyük bir zafer elde etmiş. Oysa ki biraz başını kaldırıp Kandil dağına baksa İran’ın paygah dediği sınır karakollarının ışığının nasıl da Kandil’in tüm köylerinden göründüğünü görecek.
Şiyar ve Aryen gibiler maalesef ki birer kukladır. PKK gerektiği zaman onları kullanmak için yanında tutmuştur. Ne için daha çıktıklarını bile unutmuş insanlardır. Yoksa Simko’nun korumak için öldüğü dağların nasıl da bir gecede İran’a teslim edildiğini soracaklar. Hadi onu geçtik “biz neden İran’a karşı savaşmıyoruz? diyecektirler. “Neden Rezan Cawid Kamişlo’ya sürgüne gönderildi?” diyecekler. Tek bir sormadan PKK’nin İran siyasetine teslim olmuşlar.
PKK Doğu Kürdistanlı gençleri Doğu Kürdistan’ın özgürlüğüne karşı kullanmaktadır. PKK yöneticileri Cemil Bayık, Mustafa Karasu vb isimler İran’ın kendilerine verdiği imkanla Süleymaniye’de rahat rahat yaşıyor. Mustafa Karasu geçtiğimiz bahar ve yaz boyunca Tahran’da tedavi oldu. PKK 11 yıldır İran’a karşı tek mermi atmamış. Süleymaniye ve Pencewin’de İran’ın öldürdüğü yurtseverlerin haberini bile yapmıyor. Bu iki fukara da çıkıp zaferden söz ediyor. Belki de bunlara fukara demek yanlıştır. Bunlar PKK’nin Doğu Kürdistan halkına ve savaşçılarına yaptığı ihanetin ortakları demek daha doğrudur.
PKK Doğu Kürdistan’da daha da aktifleşecek
PKK’nin Şevger ve Aryen gibi bazı Doğu Kürdistanlıları daha çok öne çıkarması ve Doğu Kürdistan’a dönük çalışmalarını hızlandıracağını düşünmek yanlış olmaz. Çünkü PKK bir yandan Rezan Cawid’in ölümünden sonra töhmet altında kalmıştır. Doğu Kürdistan halkı bunu yüksek sesle dile getirmektedir. PKK’nin halkı susturmak için ölümün susturan etkisini kullanmaya ihtiyacı vardır. Bunun için eski defterleri açacak ve ha bire kahramanlık, şehadet hikayeleri anlatarak halka çağrı yapacaktır.
Fakat daha önemli olan ise KDP geleneğinden gelen her iki Doğu Kürdistanlı partinin birleşmesi meselesidir. PKK bu birleşmeden çok rahatsızdır. Hatta İran’dan daha fazla rahatsız olmuştur. Çünkü bu birleşme Doğu Kürdistan üzerinde yarattığı büyük bir etki yaratmıştır. İran’da buna karşı PKK’nin öne çıkmasını istemektedir. PKK’de bu partilerin mevzi kazanmasını engellemek için daha fazla propaganda daha fazla çalışma ve daha fazla hile hurdaya başvuracaktır.
İşte asıl mesele burada başlamaktadır. PKK’nin Doğu Kürdistan’da taktığı maskeyi söküp atmak gerekmektedir. Doğu Kürdistanlı gençler eğer gerçekten bir devrim istiyorsa PKK’nin yaptığı manipülasyonlar engellemelidir. Hatta sadece o değil PKK’nin İran ile ortak Doğu Kürdistan halkına ve gençlerine nasıl ihanet ettiğini yazmaları gerekir. Simko Serhildan’da tıpkı Rezan Cawid gibi bu ihanetin kurbanı olmuştur.