PKK’nin Kürdistan’ın dört parçasındaki açıklamalarına, uygulamalarına bakınca insanının PKK’ye en çok yakıştırdığı kavram Gurka oluyor. Ve hemen ardından sormak istiyor “PKK kimin Gurkası?”
Gurkalar kimdir?
Gurkalar eski tarihleri olan Nepalli halklardan bir guruptur. 18 yüzyılda Gorkhanna adlı bir rahibin etrafında birikip önce cemaatleşirler daha sonra belli bir halk gurubu da kendilerine katılır. En büyük özellikleri de savaşçı olmalarıdır. Fakat işte bu özellikleri nedeni ile de şimdi Nepal halkı tarafından lanetle anılıyorlar, Nepalliler Gurkalardan söz edilmesini istemiyor ve Gurkalar öncülüğündeki tarihlerini yok sayıyorlar. Çünkü Gurkalar savaşçılıklarını pazarlayan bir güçtü, önce İngiliz ordusuna karşı savaştılar daha sonra da İngilizlerin hizmetine girip İngiliz kraliyet ordusunun bir parçası oldular. İngiliz sömürgeciliğine karşı savaşan Hintlileri bastırdılar.
İngilizlerin paralı ordularının en önemli gücüydüler. Emre ölümüne itaat eder, ölümden korkmaz ve direnirdiler. İngilizlere “sıradan birer asker olmayı ret ediyoruz” dedikleri için kendilerine özel bir ordu kuruldu, İngilizler daha sonra bu Gurka ordularını oradan oraya taşıyıp dünyada egemen olmaya çalıştı.
Birinci Dünya Savaşında İngilizlerin temel gücü oldular
İngilizler Gurkaları Birinci Dünya Savaşında aktif kullandı. Çanakkale savaşına kattılar, hatta Samsun ve İstanbul’a kadar gönderdiler.
Hatta sadece bununla sınırlı değil İngilizler Gurkaları 1924 yılında Irak’ta kullandılar. Irak devletini kabul etmeyen birçok güç Gurkalar tarafından katledildi. Gurkalar 2. Dünya Savaşı ve daha sonrasında da pek çok savaşa katıldılar.
Bu kötü namları nedeni ile şu anda Nepalliler utanç duyuyor. Çünkü Gurkalar herkese hizmet edip kendi uluslarına hiç hizmet etmediler. İngilizlerin elinde büyük bir sopa oldular.
Nepallilerin Gurkasından günümüze gelip Kürtlerin Gurkalarına gelelim.
İşte tam bu noktada soruyu da tekrar edelim “PKK kimin Gurkası?”
PKK kime karşı savaşıyor?
PKK, Türkiye’yi güçlendirecek mi zayıflatacak mı?
Dün Selahattin Demirtaş bir açıklama yaparak “Biz ikinci Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmak istiyoruz” dedi. Kürtlerin ismini bile ağzına almadı. Aslında bu Türkiye Cumhuriyeti’ni güçlendirip yeniden kurmak fikri Abdullah Öcalan patentli bir siyaset tarzıdır. “Devletime hizmet etmek istiyorum, Türkiye’yi dünyanın en büyük gücü yapacağım” demişti.
Yıllardır Türkiye şehirlerinde tek bir mermi patlamadı, tek bir petrol boru hattı patlamadı, tek bir devlet yetkilisi öldürülmedi. PKK’nin Türkiye’yi zayıflatarak Kürtlerle masaya oturtmak gibi bir projesi yok.
PKK, İran’ın yıkılmaması için siper olmuş
Cemil Bayık 3 Ocak 2019 tarihinde katıldığı bir TV programında “PKK İran karşıtı koalisyona engeldir” dedi. İran’ın yıkılmasını engel olduklarını söyledi.
İran en zor ekonomik dönemini yaşarken PKK İran’ın içinden tek bir ses yükseltmedi. İran Süleymaniye’de Doğu Kürdistanlı PKK’ye yakın isimleri vurdu, PKK sessiz kaldı. Kürt gençleri İran rejimi tarafından idam edildi, PKK sessiz kaldı.
PKK İran’a karşı savaşa bilecek Doğu Kürdistanlı gençleri saflarına alıp İran’a karşı savaşmalarını engelledi. PKK İran’dan silah alıyor, lojistik destek alıyor, siyasal sözler alıyor ve İran’ın taleplerine göre hareket ediyor. İran’a karşı savaşacakları da düşman ilan ediyor. PKK yönetimi canhıraş İran devletinin zayıflamasını engellemeye çalışıyor.
Suriye ve PKK’nin sarsılmaz dostluğu
Suriye için ise PKK en başta itibaren tutumunu ortaya koydu. Cemil Bayık “Rojava yönetiminin kendi başına petrol satmasını Suriye devletine yapılmış bir haksızlık olarak gösterdi. Cemil Bayık daha da ileri gitti ve 2019 yılında ABD’nin Ortadoğu’da bir karışıklık nedeni olduğunu söyleyerek “Suriye, Rusya ve İran’ın, Suriye’nin bütünlüğünü sağlamaya çalıştığını ve onun için bu savaşı yürüttüklerini” söyledi.
İşin ilginci Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’da aynı şeyi söylüyor ve “ABD Suriye’den çıkmalıdır” ve Erdoğan dün açıkladı “Terörü Suriye’de birinci derecede besleyen ABD ve Koalisyon güçleridir”. Yani, ABD ve temsil ettiği Batı düşmandır.
Cemil Bayık’ta aynı şeyi söylüyor. İran’da aynı şeyi söylüyor. Yani İran, Türkiye, Suriye ve PKK aynı saftalar.
Kürtler değil Irak devletinin varlığı önemli
Cemil Bayık 24 Aralık 2014 tarihinde “Irak’ın bölünmesi çok tehlikeli olur” dedi. Güney Kürdistan’ın yani Kürdistan Bölgesel Yönetiminde yaşayan Kürtlerin 25 Eylül 2017 tarihinde yaptığı “Kürdistan Bağımsızlık Referandumuna” karşı çıktı. Irak bölünmemelidir” dedi. Daha sonra PKK resmi olarak Haşdi Şabi ile anlaştı, armalarını gerillalarının koluna taktı. Kürdistan Bölgesine karşı savaştı. Irak hükümetini zayıf düşürecek her harekete karşıdır, PKK.
Demek ki PKK Türkiye’ye karşı değil, İran’a karşı değil, Suriye’ye karşı değil, Irak’a karşı değil. O zaman PKK kime karşıdır? Kürdistanı fiili olarak işgal etmiş bu dörtlü dışında bilmediğimiz sömürgeci başka ülke mi var? Hayır.
Bu dört ülkede de Kürdistan’ı bölen Lozan’a dayanarak kurulmadı mı? Evet.
O zaman PKK varlığını Kürdistan’ın yokluğu üzerine kurmuş bu ülkelerin yıkılmasını istemiyor mu? Evet istemiyor.
PKK’nin direniş, savaş, şehit, kahramanlık sözlerinin ardına gizlediği bu kadar basit bir mantık vardır. PKK’nin Türkiye’de Türkiye’nin, Irak’ta Irak’ın, İran’da İran’ın, Suriye’de Suriye’nin Gurkası ve savunucusudur. PKK’nin Gurkalık yapmadığı Ortadoğu’daki tek ulus Kürtlerdir.